kanada'ya mı taşınsam diye düşünüyorum. bir fırsat çıktı, internette gezinirken gördüm. mayıs ayından itibaren yeni bir yolculuğa girişebilirim. hayat çok acayip yav. dur bir başvurayım, kabul olursak sonrasını sonra düşünürüz zaten.
fotoğrafına bakarken ömrüm uzuyor sanki, hayat daha yaşanılır geliyor, nefes alıyorum sana baktıkça, zaten varlığınla doluyken, nasıl da bana imkansızsın sen?.
Hem beynim hem de kalbimde aslında hiç kimse ya da hiçbir şey yok ama yine de çok fazla şey ve çok fazla insan var. Bu biraz karışık her şeyi bir kenara itip yaşıyorum ama başıma iş açacakları günün de yaklaştığı kesin. Hayır oturup birine anlatmak, anlamasını beklemek, iyi gelmesi ümdini beslemek, sonra her şeyi aynı görmek bilmem kaç milyon kez yaşandı ki takatim yok aynı yolu yürümeye. Ama ne var biliyor musunuz bu aralar çok güzel gülüyorum etrafım dışardan cıvıl cıvıl görünüyor. Komik.
Bazen yaşadığım güzellikleri özlüyorum. Güzel şeyler yaşamışım. Güzel şeyler duymuşum, güzel şeyler görmüşüm. Heyecandan uyuyamamışım. Geçmişte takılı kalmak olmasa da geçmişin güzelliklerini özlüyorum. Neyse gelecekte de belki yaşarım. Ya da bugün.
bir süre büyümek istemiyorum sözlük.
18 olarak kalmak istiyorum, gelecek sıkıntıları görmek istemiyorum.
çok şanslı bir çocuktum. büyüdükçe yavaş yavaş bunun kaybolduğunu, hayatın zorlaştığını gördüm.
büyümek istemiyorum.
kendini tanımak, anlamak bir mesafe kat etmektir. lakin, insan sefil gerçekliği ile yüzleşecek olduğunda bundan böyle varlığına kazandırabileceği en yüksek anlamın yüksekliğini de görmüş olacaktır.
bu yüksekliği gören insana, kendini kendine kanıtlamaktan ve başkalarının dikkatini çekmekten ya da peşinden koşturmaktan daha iyi bir seçenek kalmaz.
ve her şeyi anladığı, gördüğü halde hedefe yürümeyen, yürümek istemeyen ya da bunu yapabilecek yeteneklerle donatılmamış kişiye kalansa ızdırap olacaktır. bu durumda olan kişi çoğu zaman bir ölü olduğunu, yaşamadığını hissedecektir...
o, yaşayanlar ve yaşadığını zannedenler arasında bir yerde, hayatın en acımasız aralığında ikamet edecektir.
Buraya dertli bir şeyler karalamak isterdim ama benim derdim yok ya. iş hayatı desem işimi severek yapıyorum, getirisi de fena değil. Özel hayatım desen gayet tadında ve rayında. Annemi özledim o kadar.
Bir şey yap. Güzel olsun. Çok mu zor? O vakit güzel bir şey söyle. Dilin mi dönmüyor? Güzel bir şey gör. Veya, güzel bir şey yaz. Beceremez misin? Öyleyse güzel bir şeye başla. Ama hep güzel olsun. Çünkü " HER iNSAN ÖLECEK YAŞTA" geç kalmayasın.
Bazen düşünüyorum beni en cok inciten kendimi inandırdığım kendime söyledigim yalanlar mı yoksa başkasının söyledigi ve dürüstlüğünden süphe duymadığım icin kanmış olduğum yalanlar mı.
belki hepimiz daha iyi bir yere gitmek istiyoruz da birbirimizin ayaklarına dolanıyoruz. durmadan konuşuyoruz durmadan düşünmeden. birbirimize katlanmak yükünü taşırken zor adım atıyoruz. dönüp kendine bakabilenlerimiz bu sefer kendine katlanmanın ağırlığıyla olduğu yere çöküyor.
hiçbir anlamı kalmadı, bütün bu yükü boşuna aldık sırtımıza, hala boşuna taşıyoruz çünkü hiçbir yere gitmiyoruz. olduğumuz yerde artık dayanamayacağımız anı bekliyoruz.