annemle babamı 3 gün arayla kaybettim önce annemi kaybettim ağladım zırladım sonra dedim babam var ya babam iyileşir bırakmaz beni baba bu sonuçta yıkılmaz dağ gibi söylenisi bile güzel "b a b a"
babamda 3 gün dayanabildi göğsünün yarasına o da bıraktı beni resmen dünya başıma yıkıldı bütün kemiklerim kırılmış gibi acıyodu sesim kısılana kadar bağırdım ağladım baba lan bu baba bırakabilir mi hiç tek çocuğunu
kendime geldiğimde iki gün geçmiş babamı yıkamışlar almışlar götürmüşler annemin yanına yatırmışlar
o gün bitti iste benim çocukluğum babamla birlikte benimde yarımı gömdüler oraya 30 yaşına geldim hala biri yanımda babasına seslense içim sızlar gözlerim dolar.
var ile yok arası bir şey. böyle olduğunu görseniz dahi kabullenemiyorsunuz. bir kadın için sizi 6 yaşında halalarınızın eline bırakmış, içmiş, gezmiş, tozmuş, yıllar geçmiş sokaklarda büyümüşsünüz. hasta olarak gelmiş. sonrasında bir de sizden geçinmeye başlamış. kırk yabancıya yapıyor gibi "vicdanım rahat etsin" diyerek yardım ettiğiniz, sizi yanınızda olduğunda aşağılayan, olmadığı zamanlarda yokluğu hissedilmeyen bir adam...
Bir arkadaşımın babası 70 yaşında, birinin ise 72 daha genç diyorlar babalarına. Ben ise yutkunup dudağımı ısırıyorum. Benim ki 56 yaşında ölmüştü. Babasızlık çok zor. Sanki bir kolum yok. Canım babam sana hiç seni seviyorum diyemedim. Seni çok seviyorum babam.
Baba dagdir baba guvendir insan olan adam gibi adam olan babadir.Sizce baba denilen unvani almis ama tam bir erkek or...psu olmus bir varliga baba denirmi tabiki denmez ne yazik boylesi var
Tam 13 sene oldu aramızdan ayrılalı. Daha dün gibi sanki omzunda ilk inönü stadına girişimiz. 8 yaşındaydım trabzonspor maçıydı. Bana beşiktaş ı ölesiye sevdiren adamdı. “Adam”dı, “adam”
Bugün sen nasıl bir orospu çocuğusun diyenler gölgeleri üzerlerinden kalktığında anlayacaklar babanın ne demek olduğunu.
Adam kelimesinin karşılığıdır.Yaşadığı çevreye inat çocuklarını okutup içinde kalan okuma hevesini bu sayede dindirmiştir.Asla boynunu bükeceğim,üzeceğim bir hareket yapmam.Hayatta en çok saygı ve sevgi duyduğum insanların başındadır.Allah yokluğunu göstermesin varsa da canımdan alıp ona versin.Hasta olduğumda öldüğümü sanıp ağlayışını asla unutmayacağım.
insanın arkasında babasının olduğunu bilmesi kadar güven veren duygu olamaz. Evet, pisliğin vücut bulmuş hâli babalar da var. iki dakikalık zevki uğruna çocuk peydahlayıp ortadan kaybolan ya da çocuğunu dövmekten haşat eden milyonlarcası var.
Keşke böyleleri çocuk sahibi olamasa, kısırlaştırılsalar.
Benim babam gibi baba da pek azdır. bir insan sadece eşi ve çocukları için yaşar mı? Yaşarmış.
Çocukken Başımız ağrısa hemen hastaneye götürmeye çalışırdı, hâlâ aynı. O gün biraz az konuşayım, moralimin bozuk olduğunu hissetsin uyuyamaz babam. illa odama gelir, sıkıntını anlat der.
içimizde bir ayakkabının, oyuncağın, hatta şehrin kalmasına hiç müsaade etmedi. Aa ne güzelmiş dediğimiz yere aldı götürdü. Her şeyin en iyisini -kesinlikle güzelini değil ajdhhf- ne sağlıklı ve kaliteliyse onu alır. Babamın aldığı montları hiç sevmezdim. içleri yumuşacık olurdu ama görüntüsü hoşuma gitmezdi. O zamanlar kalbini kırmadan giyseymişim keşke. Ya da bana et yedirmek için kendini helâk ettiği zamanlarda o kadar uğraştırmasaydım. Değdi mi hiç?
Kendi canımdan çok değer verdiğim tek insan babam. Babama zarar geleceğine elli defa dirilip tekrar ölmeyi kabul ederim. hastalandığımda annemden çok babam bekler başımda. Şu yaşıma geldim, çok deli yattığım için her gece ama istisnasız her gece üstümü örtmeye gelir ki üşütmeyeyim.
Annem yoksa kahvaltıyı hazırlar, bulaşığı yıkar, söylenmez asla.
Geçen yıl birkaç kilo aldım. Annem fırsat buldukça aldığım üç kiloyu vermem gerektiğini vurgulardı. Ben de kızıp sofradan kalkardım. Babam bana en sevdiğim dürümü alır getirirdi, ayranla yerdik ajsjdjd.
Cidden benim babam gibisi dünyada olamaz. Tüm hayatım boyunca babama layık olmaya çalıştım, benimle hep gurur duydu. Umarım o sonsuz güvenini kıracak bir aptallık yapmam asla.
Ortalık orospu çocuğu şerefsizlerden geçilmezken, insan sahip olduğu temiz şeylerin değerini milyon kat daha iyi anlıyor.
Bu isler icin bu kadar kucuk oldugumu hic bilemeyecektim gitmeseydi eğer. Çok küçüğüm. O kadar küçüğüm ki o hastaneden onu çıkarmaya gücüm yetmediği için tüm gücümle ağlayabiliyorum. 30 yaşında değil 90 yaşında da olsan olgunlukla karşılanabilecek türden değil çünkü bu kaybediş!
Ben babamı kaybettim. Kayboldu! Salondaki tekli koltuğa bakıyorum yok, mutfaktaki sandalyesi boş. Mutfakta belirip "Çay mı demlediniz? Ne yemek yaptınız? Ooo çok şahane!" demiyor artık. Omzumuza dokunda hissettiğimiz o güzel güven duygusu da kayboldu onunla.
Yaz tatili gibi adamdı babam. Onu düşününce yazlık bir mekanda zakkumların arasında ailecek yürüyormuş gibi hissediyorum. Babam birazdan yol kenarında hiç tatmadığımız bir meyve bulup bize ne olduğunu nerede nasıl yetiştiğini detaylarıyla anlatıp kendi deyimiyle "şaşıracak" yani tadımlık toplayacak bize yedirmek için. Beğenirsek ertesi gün gidip bi kaç tane daha "şaşırır".
Piknik planı yapmıştık tatile gitmeyi hayal etmiştik.. Daha neler neler! Belki söylemeyi unuttuğum birşeyler vardı ona bilemiyorum şimdi. Yeterince hissetti mi onu ne kadar sevdiğimizi? Hastanede onu kapı önünde beklediğimizi bildi mi giderken? Yalnız bırakmadık onu bizi çıkardılar ordan. Tedirgin olur çünkü hastanede. Kızdı mı çıktık odadan gidemedik yanına diye? Bilmiyorum ki. Biraz daha vaktimiz olsaydı diyorum. Ama sonsuza kadar vaktimiz olsa yetmeyecekti bunu da çok iyi biliyorum.
Öyle acilde çaresiz haber beklerken çorabından tanıyıp, sanki ayaklarına beton dökülmüş gibi yerinden kımıldayamamak, yanına gidip bakmaya korkmak.. Kelimelerle anlatılamıyor maalesef. "Ay ben ölüye bakamam" şımarıklığından öyle uzaklaştım ki. Değil bakmak; sarılıp öpesin, sırtlayıp götüresi geliyor insanın.
Velhasılı çok zormuş! Hep üçüncü sayfa haberi gibi gelirdi böyle haberler. Sanki hiç bize olmazmış gibi.
Şimdi içimizde sanki yüreğimize batan bişey gibi yokluğu kaldı.
Kendi gençliğini yaşayamadığı için, benim de gençliğimi ve psikolojimi sikme hakkını kendinde gören, psikolojisi bozuk varlıktır benim için. Kişiliksiz bir insan müsveddesi olduğu için adamına göre davranan, otoritesini ve ego tatminini sadece evlâdı üzerinde denemeye çalışan, tedavisi mümkün olmayan psikolojik yaralar oluşturan bir figürdür benim için. Hiçbir zaman sevmedim.Bundan sonra da sevebileceğimi zannetmiyorum çünkü kendisi hayatımı sikti attı. Benim için yok hükmünde olan insandır, hatta insan bile değildir.
Seçimden 3 gün önce evden gidip 52 gündür gelmeyen kişi. Gitmek değil de kovulmak diyelim. Hep kovulan kişi neden bu sefer ciddiye alır? Evet vardır bi planları. Birlaç kere geldi geri gitti malzemelerini falan alıp. Gelmesin. Böyle daha huzurlu ev. Her gün içip huzursuzluk çıkartan adam yok. Bir şeyler düzenelecek diye sabretmeyin. inceldiği yerden kopmalı bazı şeyler. Yoksa biz gibi olursunuz.
Okulumu şehir dışından yazıp buralardan siktir olup gitme planımı iptal etmek zorunda kaldım. Annem ve babaannemi yalnız bırakamam.