pazar günleri banyo yapılıcak diye hüzünlenmek.
akşamları ailece tv izlerken annenin elma, portakal soyması.
oyuncaklarım.
akşam hava kararınca annenin camdan seslenmesi.
ulan yazılıya çalışmayı bile özledim ya.
canım çocukluğum...
he bi de eskiden carrefour' un yerinde beylikdüzünde contınent diye büyük bir market zinciri vardı. oraya giderdik her gidişimizde bir barbie bebek.
bizim mahallede bir bakkal vardı küçükken, annem oraya bizim bakkal derdi en yakın bakkal orası olduğundan bende orayı gerçekten bizim bakkal sanıp çikolataları şekerleri cebime doldurup adama hoşça kal amca deyip çıkarmışım dükkandan. * adam çok çekti benden. ama yine de severdi bana sarı papatya derdi ölmemiştir inşallah kendisi. ben bunu da özledim. şimdi para vermeden nefes alamıyoruz lan.
küçükken cipsleri almadan önce mıncıklardım içinde taso olup olmadığını anlamak için. artık yapmıyorum sakin olun. *
amcamı küçükken özlemezdim, artık çok özlüyorum.
bir de küçüklüğümün bayramlarını çok özledim. büyüdükçe harçlık alamamaktan değil be valla bu başka özlem, özledim işte.
bir de doğum günlerimi özledim, artık kutlamıyorum.
öğlen 11 gibi evden çıkıp dörde beşe kadar deli gibi top oynayıp annenin balkondan tehtidkar bağırışları ile zar zor eve girip yemek yedikten sonra türlü yalvarmalarla tekrar dışarı çıkmak ve saklambaç oynamak. hey gidi günler be.
toz pembe olan her şey. cidden, toz pembe düşünebilmeyi özlüyorum bazen. alıp başımı gideyim, hiçbir derdim yokmuş gibi, her şey benimmiş gibi, ben ne istersem olacakmış gibi olsun.. annem babam olsun yanımda ve en fazla bir damla gözyaşı dökerek elde edebileyim istediklerimi.. ve ekmek elden su gölden olsun, ama çocuk olayım. tadı çıkmaz çünkü başka türlü. nasıl diyeyim, büyüyeyim diye hırs yapayım hep, abilere ablalara özeneyim. şimdiki gibi küçükken özendiğim o abi olmayayım, bi bok yokmuş çünkü. sorumluluklarım çişimi tuvalete yapmaktan ibaret olsun sadece. başka bir şey için sorumlu tutulmayayım hayatta.. akşam erkenden uyuyayım, sabahlara kadar. ya da gece yatağımda uyanıp, annemle babamın arasına yatabileyim tekrardan.. bir ona sarılarak, bir diğerine.. sabah uyandığımda gün içinde neler yapmam gerektiğini düşünmeyeyim hiç, annem olsun sarılabileceğim yanımda, ve hep peşinde dolanayım ev içinde..
benimle bahçede oyun oynayan hatice teyzem. mezarının her gün önünden geçtim. her gün daha da bir özledim. ağaçlarla uğraşmaktan çatlayan parmak uçların bile hala aklımda. tabutun önümden geçti ya teyzem, o kadar acıdı ki ağlayamadım. senelerdir içimde o acı.