yorulmamak olsa gerek.. yorulduğunu anlamamak.. ve tanımamak hiçbir genel kabul görmüşü..
tüm doğruları, yeniden tanımlamak..
seneler geçse dahi güzel giyindiğinizi düşündüğünüz gün ille de sizi görmesini istemek, beğenilmek istemek değil, sizi "o"nun beğenmesini istemek.. beş dakika görmek için saatleri paralayabilmek, gitti mi gelmezlerin kraliçesi "zaman"ı doyasıya harcayabilmek. herşeye değdiğini nasıl da bilmek!
hep ama hep gitmek, ulaşmak istemek.. gelmesini beklerken bile..
denge oluşsun diye değil; koşulsuz sevginin yerini bulduğunu, sıcaklığını hissederek göklere yükselmek için.. sevgisini görmek istemek..
iBN HAZM: "Bu öyle bir hastalıktır ki, hasta zevk alır. Öyle bir acıdır ki, dert sahibi arzu eder. Bu derde kim uğrarsa artık iyileşmek istemez. Acı çeken ise, bu acıdan kurtulmayı dilemez."
MEVLANA: "Zehirdir ancak: Bu zehirden daha güzel, daha hoş bir şerbet yoktur. Bu hastalıktan daha iyi sağlık olamaz."
olmayan tanımdır. zira aşkın iyi veya güzel bir tanımı yoktur.
dünyanın yaratılama sebebi olan * ilk günden bu yana yazılmaya çalışılmıştır, hakkında kütüphaneler dolusu kitap, şiir, gazel, kaside, roman, hikaye, musammat vs. yazılmıştır. fakat hiç birinden tam olarak açıklanamamıştır.
ama kesin bir şey vardır ki aşık insan normal insan değildir.
etikettir aşk. birinden alır diğerine yapıştırırsınız, kiminde iz bırakır, kiminde bir parçası kalır. kimine çok yakışır bu yafta, kiminin bünyesinde hastalık muamelesi yapar. en kötüsü yapıştığı yerden bir daha çıkaramamaktır..