kendi parasıyla içmiştir. ayrıca büyük olay sanki. osmanlıda yüzlerce yıl meyhaneler açık durmuş, isteyen de içmiş. hocalara her zamanki gibi mırıldanıp durmuşlar. öyle konuşuyor sanki kendisi dünyanın en iyi kişisi.
" - ne? atatürk içki mi içiyormuş? içki içmiş he..
- he valla hem de çok içiyormuş öyle böyle değil. fıçıyla götürüyomuş.
- vay kafir, vay zındık, vay allah'sız din düşmanı hadi hep beraber ona saldıralım. zaten ondan başka içki içen yoktu tarihimizde . bu ne rezalet. işte bütün bu felaketler onun için başımızdan eksik olmuyor. bir türlü başımız beladan kurtulmuyor, islama en büyük zararı o vermiştir zaten." falan filan fındık fıstık gibi geyikleri götlerden yıllardan mütemadiyen dinliyoruz. büyük bir ihtimalle dinlemeye de devam edeceğiz. taşşaklarımız şişti dinlemekten ama bunlar şişe değil ki ağızlarına mantar tıkayalım.
sultan abdülmecit hükümdarlığı döneminde içkiye ait ilk mevzuat 1847 de konuldu .osmanlı' da çoğunluğu beyoğlu ve galata'da olmak üzere 31 birahane vardı.
milli bira fabrikası osmanlı a.ş. ( 1911 )
osmanlı' da bira içenlerin ne kadar olduğunu bilmiyoruz ama biraya " fatma ananın helvası" diye şifreli bir isim verildiğini biliyoruz.
osmanlı' da ortalama 8-9 milyon litrelik birayı tüketecek gayr-i müslim olmadığını biliyoruz.
ilk bira fabrikası osmanlı'da 1890 da isviçreli bomonti kardeşler tarafından feriköy'de kuruldu.
ilk rakı fabrikası 1880 yıllarında sultan abdülhamit döneminde başmabeyinci ve maliye bakanlarından sarıcazade ragıp paşa tarafından kuruldu.
osmanlı'da üretilen konyaklar paris'ten madalya almıştır.
istanbul'da şeyhülislam tarafından tarafından konulan gündüz içki içme yasağı yüzünden halk akşam içki içmeye başlamıştı.. "akşamcı" tabiri o zamanlardan kalmadır.
avrupa ülkeleri şarap ihtiyaçlarını osmanlı'dan gidermişlerdir. 1904' de osmanlı imparatorluğunun şarap ihracatı 340 milyon litreye çıkmıştır.
"sarhoş selim" lakaplı osmanlı padişahı vardı.
yok canım atatürk'ten başka içki içen yoktu zaten hadi saldıralım .vay zındık vay.
en sevdiğim başlık türü.
ne kadar ya.ak kürek yazar varsa hepsi toplanıyor, toplu halde sövüp rahatlıyorsun.
ha yazamıyorsun buraya ama olsun, karısına, kızına saydırıyorsun olduğun yerde sesli sesli, deşarj ediyorsun kendini.
mis.
tanım: kimseyi bağlamayan, kimsenin üzerinde konuşmasına gerek ve hakkı olmayan durumdur.
Her çeşit insanın rakı içebileceği gibi, atatürk ün de içmesi veya içebilecek olmasıdır.
Başlık altında bu durumu eleştirenler olmuş değinmeden edemeyeceğim.
Öncelikle bir insanı eleştirebilmek için önce onun mertebesine ulaşman gerekir ki eleştirinin bir yanıt alabilsin. Yoksa cahil zırvalaması der, geçerler.
Şimdi, sen önce kimsin de neyi eleştiriyorsun, sen onun yaşadığı ortamda bulundun mu? hayır, derdini biliyor musun? hayır, onun aldığı eğitimi aldın mı? büyük ihtimalle hayır. O zaman cahil zırvasıdır.
Hikayenin bir tarafı da şu; ya bu adam Türkiye cumhuriyeti devletini cehalet ortamından kurtarıp muasır medeniyetler seviyesine ulaştırmaya çabalamış, senin gördüğün şey adamın içkisi. Buradan anlayacağımız, bir kısmımız hala daha bu cehalet ortamından tam olarak kurtulamamış . Bir yazar vakti zamanında şöyle demiş, " Eğer doğru soruyu soramıyorsan belki de konuyu bilmediğindendir. " Evet saçma sapan soru sormak, saçma sapan analiz yapmak, konuyu bilmemenin sonucudur.
Hikayenin öteki tarafı ise; Size ne milletin ne içip ne yediğinden, onun içki içmesi senin demokratik hak ve özgürlüklerine sınırlama mı getiriyor? hayır. Ee o zaman, adamı sevmeyebilirsin, kendi düşüncen kendi kararındır, saygı duyarım ama gelip burada atama saygısızlık edemezsin. Saygı bekliyorsan, önce saygı duymayı öğreneceksin.
az bile içmiştir. Iler gorusluluguyle bugunleri gorup icmistir, dunune icmistir, bu milletin dusunce yapisina icmistir.Elinden baska bi sey gelmiyo, daha fazlasini yapamadigna icmistir. keske daha cok icseymis belki biraz rahatlarmis. Hoş simdi liderlerimiz yaeini goremiyo ki çocuklarimiza gelecek biraksinlar...