bugün

Farklı kökenden gelen azınlıkları veya etnik grupları, bunların kültür birikimlerini, kimliklerini baskın doku ve yapı içinde eriterek yok etme sürecinin sonu.
sömürgeciligin olmazsa olmaz'idir.
Bir toplumun kulturunun unutturulmasi ve yokolmasidir,ulkemizde "ay çok sorry" yada "ay thanks" diyen insan tipi asimile olmaya adaydir.
dilde vardır böyle birşey bir dil diğer bil dilden gelen kelimeyi kendi dil kalıbına uydurur yani kendi kelimesi yapar onu yani aslında köken olarak olsa bile yapı olarak bir dilde yabancı kelime diye birşey yoktur... *
farklı kökenden gelen azınlıkları veya etnik grupları, bunların kültür birikimlerini, kimliklerini baskın doku ve yapı içinde eriterek yok etme sürecinin sonu.

asimilasyon budur... simdi gelelim asimilasyonun iyi bir sey mi yoksa kotu bir sey mi olduguna...
tabii bunun tartisini herkes icinde yapacaktir... ama benim goruslerim ise su sekildedir;

neymis efendim avrupa'da yasayan turkler asimile olmaliymis falan... asimile olmak demek gecmisini, ecdadini, ozkimligini tamamiyle inkardir bu turkler icin... mevlana'yi, yunus emre'yi inkardir...

birincisi asimilasyon anlasildigi uzere iki kultur arasinda olur... avrupa'da yasayan turkler'in muhataplari ise turk kulturu ile avrupa(bati) kulturudur... bati kulturunun, her ne kadar dinin etkisi cok dusuk olsada su gunlerde, temelinde hristiyanlik vardir... burada ki turklerin asimilasyonu demek onlarin kimliginin tamamiyle yok olmasi demektir... ha bunu onemsemeyen kisiler cikabilir (ki gerekcelerde nedense hep ekonomik)...

avrupa'li gibi hareket edecekler, onlarin normlarini benimseyecekler... siki sikiya sarildiklari bir kimlikleri vardi onu'da kaybedecekler... sonra unutulup gidecekler...
turkiye, zaten zayif olan lobi gucunu tamamiyle kaybedecek...

ayrica turk olduklari icin bir yerlere gelemiyorlar ise bu onlarin degil, cogunlugu olusturanlarin ayibidir... onlar bu ayibi yapiyor diye, bir kalemde ecdadini, kulturunu silmekte karaktersizligin ve onursuzlugun(baska bir kelime yazcaktim aslinda) en buyugudur...

simdi bir de kulturleri ele alalim... iyice dusunun bakalim, avrupa gelenek ve goreneklerinin, degerlerinin, evrensel degerler disinda, hangisini severek kabul eder, benimsersiniz?
hangisi sabah okunan ezandan, buyuklerin elini opmekten, hep konustugumuz o cekirdek aile kulturunden daha degerli?
hangisi misafirperverligimizden, sicakligimizdan, cay-kahve yaninda edilen sohbetten daha degerli?
hangisi ne mutlu turkum diyene'den daha degerli?..

hala birileri entegrasyon ile asimilasyon arasindaki ince cizgiyi kavrayamiyor. entegrasyon anlam olarak butunlesme ve uyum'dur...

bu kafi degil mi avrupalilar icin? bu zaten bir yerde yasayabilmek icin yeterli degil mi? belli ki bunun avrupada yeterli olmadigini iddia edenler var, ki kismen haklidirlar...

ama sunu dusunmek ve sormak gerekir: o cok yucelttigimiz avrupali neden yabanciya tahammul edemiyor? neden birilerine 'baska' olduklari icin ayrimcilik yapiyor? neden 'baska'larinin hayatini zorlastiriyor? neden illa benim gibi olsun, ki olunca hala ayrimcilik yapmayacaklari konusunda suphelerim var, demesede, o yone dogru dayatmalar yapiyor?

cunku avrupa'lilar hele hele bati'lilar 'baska'lariyla yasamayi bilmiyor ve yeni yeni ogreniyorlar... oysa biz hep baskalariyla yasadik... baska kulturleri tanidik... onlar bizden, biz onlardan bir seyler kaptik... onlar kulturlerini biz kulturumuzu zenginlestirdik... biz tanidik ve tanidigimiza gocunmadik...

simdi bu muazzam hosgoru kulturunu siz avrupa'nin bencil kulturune degisirmiydiniz? dogu'nun tum degerlerini, bati'nin butun normlarina degisirmiydiniz?

turk kulturuyle beslenmis her kisi icin, bati kulturune asimile olmak zordur...
asimile olanlar, olmak isteyenler ve bunu benimseyenler alinmasinlar ama, kultur bilinci zayif, buyuk olasilikla yillarca kimliksiz! yasamis olan, avrupa'ya eziklik hisseden, asagilik kompleksleriyle yogrulmus kisilerdir...

avrupa'da yasayan turkler entegre olmalidirlar... nihayetinde orada yasiyorlar ve buyuk olasilikla bir cogu icin bu hep boyle kalacak... yasadiklari ulkenin kulturunu iyi bilmeleri gerekir... onlara uyum saglamali o degerlerle hareket etmeyi bilmelidir... bunlari hayata gecirmelidir...
ama ozunu unutmadan, kaybetmeden... ozkulturunden taviz vermeden... kimligini yitirmeden...
evet avrupa'da yasayan turk...
en iyisi yasadigin ulkenin kimligi ve kulturunu, ozkimliginle, ozkulturunle sentezlemen...
boylece hem oraya ayak uydurcaksin hemde kimligini kaybetmeyeceksin... iste bu saydiklarim asimilasyon degil entegrasyondur... bunlar yeterli degil mi sizce?

onursuzca ozkimliginden vazgececegine...

ha eger avrupaya sonradan gocen turkler, bati'da degilde bosna'da, bosnaklar icinde yasasaydi asimile olmalarina ses cikarmazdim... evet siz yuksek sesle soylemeden ben yazayim... zaten bosnak kulturu ile turk kulturu arasinda fark olsada, sifira yakindir bu farklarin sayisi...

bunu yazmamim bir diger sebebi ise ulkemizde yasayan ve asimile olmus kisileri incitmemek icindir... eger iki kultur birbirine yakin ise, ya zaten asimile olmaya baslamislardir, yada halihazirda uyum icersindelerdir, ki bunlarinda turlu sebepleri olabilir din ve dil gibi...
ve bu durumlarda asimile olmak hem daha kolaydir, hemde ozkimligini, kulturunu kaybetmeden yasatmana mani degildir... hos biribirine yakin kulturlerden birinin digerine asimile olmasi o kadar buyutulecek bir seyde degildir aslinda(bati kulturune nazaran)...

evet cok uzun oldu farkindayim... ama ben asimilasyona karsiyim... dusunun herkes yasadigi yere asimile olsa o ulkede renk kalmazdi... hersey monoton olurdu... hersey tek bir renk olurdu...
neden insanlar gokkusagi misali renklerin birbiriyle kaynastigi bir ortami degilde, tek bir rengi dayatiyor?.. neden insanlar tum renkleri birbiriyle karisitirip tek renk ortaya cikarmak istiyor? daha dogrusu neden kendi rengine cevirmek icin cabaliyor? niye baska renge tahammul etmiyor, edemiyor? neden hep kendi rengini cikarmak, bulmak istiyor?..
(bkz: entegrasyon)
Bir milletin kendi kültürünü, kendi benliğini yitirmesi anlamına gelir.
namıdiyar asimile etmek..
birçok ideolojinin yaşamak-hayatta kalmak-için gerekli gördüğü ve bilinçli olarak uyguladığı(cebren ya da manipulasyon araçlarını kullanarak)kültür yıkımı. ikinci dünya savaşı sıralarında fransa'ya geçen alsas loren(alcase lorraine) asimilasyonun en bariz örneklerinden biri olarak kabul edilir. tarihi efsanevi söylenti: almanya'nın etkili asimilasyon çabası sonrası aslen fransız olan alsas loren halkı öncelikle fransızca'yı unutur, almanca konuşmaya başlar ve daha sonra tamamen fransız kültüründen uzaklaşır.
asimilasyon farkedilmeyendir.eğer bunu farketmekteyseniz zaten reddebilirsiniz.bu sebeple fark edilene asimilasyon adı verilmez.baskı adı verilir.
asimilasyon kelimesini cümle içindeki kullanım hatalarının temel sebebi de budur.
gökkusagini tek renge indirmeye benzer birsey. gökkusagi tüm renkleri ile daha güzel.
iki veya daha fazla sayıda toplum ya da grubun kültürlerinin giderek bütünleşmesi veya kültürlerin erimesi. Kültürel yok oluş.
moskof zulmune maruz kalmıs binlerce türkün yeni sıfatıdır.bi tokat çinden, bi tokat rustan derken eğitim dillerine kadar onlasmıslardır.
Asimilasyon, hepsi aynı boyda zerrecikler üreten bir kahve değirmenidir; toplumsal belleği sıfırlar, farklı kültürleri silip geçerek teke indirger.
osmanlı zamanından beri süregelen ve sonrasında cumhuriyetle birlikte artarak devam eden ennihayetinde doksanlı yıllarda zirveye ulaşmış olanı için :

(bkz: kürt)
(bkz: kürtçe)
(bkz: kürtler)

ekstra :
(bkz: cumhuriyetin üvey evladı olarak kürtler)**
toplumdaki bazi kesimleri** azaltmaya * hatta yoketmeye yönelik fiilen yapılan eylemlerin yekünü..
kendisinin uygulanması uygulanmanın olumlu sonuçlanması anlamına gelmez.

osmanlı döneminde anadolu'da yüzlerce yıl yapılan, hala da günümüzde alevi köylerine cami kurma, imam atama gibi göstergelerle de anlaşılabilecek davranışlardır asimilasyon.
madem ingilizce biliyoruz, ukalalıktan geri kalmayalım.
ingilizcesi assimilation olan bu devşirme kelimemiz kök olarak similar*' dan gelmekte. assimilate fiil halinde benzeşmek demek.**** o halde assimilation* isim halinde benzeşmek anlamını taşıyor.
(bkz: yok artık lebram ceyms)
tanımlamalara girmeden, her insan asimile edilir demek istiyorum. yani, doğmadan önceki durumumuzu koruma şansımız yoksa, hepimiz asimile edilmiş canlılarızdır diye değişik bir bakış açısı geliştirebiliriz. burada baskın olan, asimile eden ailemiz, çevremizdir. ilk yıllarımızı(0-3 yaş) es geçersek yavaş yavaş kendimizin asimile olmuş haliyle karşı karşıya kalırız. 'koşma düşersin' denilen çocuk, düşmeyi bilmek için önce düşer daha sonra 'koşma düşersin' cümlesini anlar. ilk etapta yalnızca kelimenin kökünü kavrayan çocuk koş-ma nın olumsuz ekini atar ve koşmaya başlar. sonra da bir güzel düşer. beyin yavaş yavaş olumsuzlukluklarla asimile olur. bunun gibi bir çok örnek verilebilir. bu da hiç bilmediğin bir yönde asimile edilmen değil midir? şimdi aynada gördüğümüz, bizden çok asimile edilmiş halimiz değil midir? ama bilindiği gibi bunun farkında olmak için bilincin açılması, düşünmenin geliştirilmesi, fikir üretilmesi gerekir. bu da demek olur ki asimile edilmeye bir son vermeyi isteyen kişi var karşınızda. her şeyi yeniden düşünmek, öğrenilmiş bilgiyi yok sayıp yerine yenisini koymak ne kadar zorsa kişinin asimile olmasından kurtulması da o kadar zordur.
iki ya da daha çok grubun tek bir grupta birleşmesi durumu.
bu iki grubun gelenekleri, tutumları, fikirleri, sosyal ilişkileri, kimliğini belirleyen temel özellikleri, birlik oluşturmak için birbirinin içinde yokolur, böylece yeni bir kimlik oluşur.
nedense öcü gibi gösterilen bir durum. halbuki toplum içindeki çatışmaları yok etmek, birlik sağlamak için gerekli bir şeydir. şahsen yabancı bir memlekette yaşıyor olsa idim, asimile olmak isterdim.
kelime anlamı olarak "benzeşme, benzetme" demek asimilasyonun amacı farklı kişileri aynı tip yaşam tarzı içine hapsetmektir şeklinde cevaplanması gereken soru cümlesidir.
diğerlerini yok saymak, insan doğasına aykırı olduğu bilindiği halde tek tip insan soyunun varlığını dayatmak ve bu sayede üstünlük sağlamaya çalışmak asimilasyonun nedenlerindendir.
renklerin varlığını inkar etmek diğerlerini yok edemez. dünya "diğerleriyle" birlikte güzeldir.
bu terim bilinçli veya bilinçsiz olarak bir başkasının yaşayış tarzını taklit etmeye başlayan bir kişinin davranışları için kullanılır.bu hastalığa yakalanan herhangi bir insan, kendi kökenini, ulusal kültürel ve karakteristik özellikleri unutur.hatırlasa bile ona karşı korkunç bir nefret duyar.bütün sosyal bağlarından koparak düşünüp taşınmadan, kayıtsız şartsız başkasını taklit eder.kendinde keşfettiği ayrıcalık ve büyüklüğü elde edeceği görüşüyle nefretini çeken belli kültür ve toplumu olan bağlılığından dolayı içinde görmeye başladığı şu iğrenç unsurlardan kurtulmaya çabalar.

alıntı:medeniyet ve modernizm Ali Şeriati
nitelik bakımından doğal asimilasyon ve planlı asimilasyon olarak ikiye ayrılabilecek kavramdır.

planlı asmilasyon, bir grup veya kitlenin bir başka kitleyi kendine benzetmesi ya da benzemeye zorlaması anlamına getirilebilir. doğal asimilasyon ise günümüz dünyasının kaçınılmaz sonucudur. kendinden daha büyük bir kitlenin nüfusuna yerleşmiş olan gruplar, er ya da geç büyük kitleye benzeyecek ve kültürel anlamda yakınlaşacaktır. günümüz dünyasının etkileşim gücünüde hesaba katacak olursak, doğal asimilasyondan kaçış olduğu söylemek saflık olur.

asmilasyon kavramı, günümüzde ayrıca çeşitli siyasi çıkarlar ve hesaplar sebebiyle de sık sık kullanılmaktadır. ancak planlı ve sistematik bir asimilasyon politikasını, doğal asmilasyon sürecinden ayırmak gereklidir. aksi taktirde yanılgıya düşülmekten kurtulamazsınız.

asimilasyon her zaman ve her durumda kötü değildir. bazı hal ve şartlarda gereklilik gösterebilir. bu da olayın bir başka açısıdır.