büyük bir değişim üzerinde olan radiohead in 2001 başlarında çıkardığı süper albüm.adamlar meğersem kid a albümü için neredeyse 2 albümlük parça hazırlamışlar ve geriye kalan şarkıları bu albümde toplamışlar ve ayrıyeten morning bell e farklı bakış açısı kazandırmışlar.
(bkz: amnezi)
Radiohead, Amnesiac
Radiohead bir zamanlar, cd calariniza takip da oteki rock/pop her neyse cdleri gibi dinlediginiz bir muzik yapan gruptu. Kid A'ye kadar. Kid A, bir miktar tantanayla piyasaya girdikten sonra anlasilmadan sondu gitti. Sonucta belki de tahmin edildigi veya beklendigi gibi Kid A en azindan bugun itibariyle yeni bir sound'a kapi acmis degil.

Radiohead test suruslerine devam ede dursun eski Radiohead melankolisini ise Travis, Coldplay gibi gruplar bir nebze dindirdi.

Amnesiac, Kid A yaratilirken Kid A cdsine uymayan parcalarin toplandigi album. Uymama sebebi ise Radiohead'in soyledigine gore, mutlu ve piyasa (ya da Kid A'den daha cabuk kabul gorecek) sarkilar olmasi.

Cd kitapcigina bu albumde de sarki sozleri yazilmamis. Bazi sarkilarda ne denildigi anlasilmasi mumkun degil. Thom Yorke'un sozleri muzigin arasinda kaybolup gidiyor.

Cogu parca Kid A'den alistigimiz kimi zaman usandirici sabit ritmik melodilerle donatilmis. Bu acidan albumun Kid A'den daha cabuk alisilabilir oldugunu soylemek mumkun degil. Fakat Amnesiac'in Kid A'den farkli bir yonu, OK Computer'u animsatan klavye agirlikli parcalari da olmasi. Meselea Pyramid Song. Baslangici ve Thom Yorke'un girisiyle acaba dingin kafa muzigi mi diyesi geliyor insanin. Ama malesef "rahat" bir parca degil, klavye vuruslari adamin kafasina gum gum ediyor, ve parcanin 2. yarisinda UFO belgesellerini andiran dewww dewww diye sesler var.

Pulk/Pull Revolving Doors ayni donen kapilarin ritmi gibi bunaltici. Daha sonra gelen You and Whose Army, biraz daha konvansiyonel, Thom Yorke bildigimiz gibi agzini yaya yaya mirildaniyor...

I might be wrong'un bir kismi bir Depeche Mode parcasi olabilirdi. Ama olamaz cunku Depeche bu sarkiyi daha pop yapardi muhtemelen.

Knives out hos bir sekilde basliyor, sanki OK Computer'dan Airbag...

Morning Bell/Amnesiac albumun en iyi -pardon en dinlenebilir- parcasi. Morning Bell kismi Kid A'den...

Dollars and Cents hafif caz, Hunting Bears huzunlu bir western filmi, Like spinning plates sivrisinek viziltisi, Life in a Glasshouse ise yine caz denemeleri, uflemeliler dikkat cekiyor, ama Thom Yorke vokali bildigimiz vokal...

Ve cd boylece biter.

Eger Radiohead bir insan olsaydi. Ilk albumleri sirin cocukluk donemi olurdu... Ok computer'la 10 yaslarinda gecimli ve eskisine gore bilgili cocugumuz 13 yasinda Kid A'yle kafasi karisik doneme ayak basar, Amnesiac'la bunalima girer, kimse ondan daha akilli degildir ama kendisi de napicagini bilemez. Hatta Radiohead odasinda iken, icerde anne babasinin "Noooolcak bu cocugun durumu" dediklerini duyar gibiyim.

Vaaah vah noooolcak bilemiyorum ama ben bu albumu tekrar tekrar dinlemek niyetinde degilim. Radiohead'in yeni muzik arayislarini saygiyla karsiliyorum ve yapsinlar da... Dedigim gibi onlarin eski ritmlerini aratmayan tonlarca kopya dolu piyasa ve kendilerini tekrar etmelerinin de entellektuel hic bir anlami yok.

Radiohead bu yeni arayislari sirasinda henuz konsept butunlugu tasiyan bir album hazirlayabilmis degil. Bekliyoruz
http://www.birikinti.com/muzik/amnesiac.htm
kid a nın o hüzünlü, hazin havası daha geçmeden sadece 6 ay sonra geliyor albüm. kid a nın başarısız olarak görülen yüksek başarısını gölgede bırakmaya geliyor. koşa koşa gidiyoruz biz de albümü satın almaya. içinizde bir kıpırtı olur. hani lisedeyken deneme sınavına girersiniz de birinde yüksek puan yaparsınız. onun hemen arkasındaki deneme sınavında içinizde bir heyecan olur. bir korku bir tereddüt vardır "acaba daha iyi olabilecek" mi diye. işte o korkuyu hissediyorsunuz o 2001 senesinde. köpek gibi titretiyor açıkçası.

albümü alıyorsunuz, kazık da yiyorsunuz. dert etmiyorsunuz. eve gidiyorsunuz. ne mp3 ler ytaygın ne mp3 çalarlar. kaset bu. hani walkman lerin şarjı bitmesin diye kalemle sardığımız kasetler. takıyorsunuz o soğuk kış gününde albümü walkman e. dumdum tıka dumdumtıka diye packt like sardines in a crushd tin box başlıyor. şarkıyı geçiyorsunuz. pyramid song geliyor. çok fazla sarmıyor albüm sizi. korktuğunuzun başınıza geldiğini hissediyorsunuz. albüm bitiyor ama şöyle bir sürükleyici parça göremiyorsunuz.

ertesi gün bir daha dinliyorsunuz. aynı durum ortada. bir soğukluk bir bezginlik var albümde. kid a dan bile daha beter. sonra 3. dinleyişinizde birileri kafanıza balyoz la vuruyor. "anasının.. " diye küfür ediyor, resital e kulak veriyorsunuz. kafanızda binlerce şekil oluyor. kimi zaman elektrikli sobanın yanına uzanıp da sıcaktan mayışırken dinliyorsunuz. kimi zaman ışıkları kapatıp karanlık odada. kimi zaman en kalabalık mekenlardan geçerken. çünkü amnesiac her ortamı hissettiriyor size. her ortamı yaşattırıyor. dinlediğiniz her şarkıda daha fazla sürüklüyor sizi dibe. batmak üzereyken bir el bile uzanmıyor. işte o destansı yolculukta bu 11 şarkı yolculuk ediyor size. komutanları pyramid song.

"melankoliye hoşgeldiniz, lütfen içeri geçiniz. inanın ne aradığınızı biz de bilmiyoruz. size çok fazla şey sunamayacağız.
size yaşanılabilir bir hayat vaad etmiyoruz. herşey güllük gülistanlık eğlenin demiyoruz. size vaad ettiğimiz sadece yalnızlık.

oturun, kulaklıkları takın ve dinleyin. beğenmeme ihtimaliniz yok ki olsa bile size tanıdığımız yalnızlık hissini iade etmiyoruz"
şöyle bir olay vardır albümde.

eğer elinizde kaset varsa* açınız dinleyiniz. ama çok dikkatli olunuz. mesela I might be wrong un sonuna geldiğinizde arkadan inceden sesler duyarsınız. veya you and whose army de. o sesler albümün diğer tarafından gelen seslerdir.

ya benim walkman im bozuktu ya da adamlar 'a tarafına b tarafındaki şarkıları kısık sesle vererek' değişik birşeyler oluşturmaya çalışmışlar.
bütün bu tanımların dışında sözlük bünyesine katılmış olan dördüncü nesil yazar arkadaşımızdır kendisi.*
albümdeki çizimleri için http://home.student.uu.se/hehi1133/amnesiacart.htm adresine tıklanması yeterli olan, koluma bi tane dövmesini yaptırdığım, pyramid song'la uçmanın zevkini kavrayacağınız eşsiz radiohead kasedi.
amnesiac:masterpiece.
hafıza kaybı yaşayan kişi.
radiohead'in karışık tarzının anahtarıdır da bence. içinde pablo honey'den yada the bends'ten bişeyler bulabilirsiniz. hatta biraz kasarsanız gelecek albümlerin ne tür olacağının tahlillerini yapabilirsiniz. güzel bi yardımcıdır, umut vaad eder o karmaşık hüznünün altında.
tuhaf bir şekilde radiohead ile tanışmamı sağlayan albümdür. radiohead'i ilk defa dinlemek için bu albümü seçmek belki delice bir hareketti. ama önümde duruyordu cd. beni al diyordu. radiohead'in adını duyuyordum ama müziklerini hiç bilmiyordum o zamanlar. albümü aldım. ilk dinlediğimde çok soğuk, çok farklı, çok uzak gelmişti. ona çok zor alıştım. o güne kadar dinlediğim her şeyden farklıydı. dinledikçe vazgeçilmezim oldu. albümün fransa'daki canlı konser performansı ise beni büyülemişti. sonra radiohead'in bir bir albümlerini alıp dinlmeye başladım. hiç keşfedilmemiş bir doğal güzelliği o güzelliğe ulaşan bir sürü kestirme yol varken yolu uzatarak, en engebeli en zor yollardan oraya ulaşarak keşfetmek gibiydi başıma gelen. amnesiac özel çünkü beni radiohead ile tanıştırdı. müziğe bakışımı ve algılarımı sonsuza dek değiştirdi. hala çok güzel, hala yepyeni.
nickimin sebebi olan müthiş albüm. I might be wrong'u ayrı, dollars and cents'i ayrı severim.
radiohead'in yaptığı en karanlık albüm. aynı zamanda grubun en yaratıcı işlerinden biri. kendi dna kodlarına sahip muhteşem bir albüm. sound galaksileri arasında bir gezinti.
mutsuzluğun verdiği huzurla karışık sigara dumanı gibi bir albüm. içe çekmelik!