An itibariyle sadece kuzey ren Vestfalya’da yaklaşık 800 kişinin kovid-19 virüsüyle enfekte olduğu ve yine vestfalyada(köln, düseldorf, essen, gelsenkirschen, bochum, dortmund şehirlerinin olduğu bölge) 5 kişinin koronavirüs’ten hayatını kaybettiği ülke.
Çok değil 9 gün önce eyaletteki hasta sayısı 100 bile değildi. Hastalığın 2 hafta önceki rosenmontag karnavalında yayıldığı öngörülüyor.
Bu gidişle italya’yla yarışacak gibi. Almanya’da tren istasyonları civarında yaşayan hayat standartları düşük pek çok evsiz var ve nüfusun yarısı kronik hastalıklarla boğuşan yaşlılar. Yaşlılar genelde tek yaşıyor ve komşuluk ilişkileri zayıf olduğundan evlerinde ölseler birkaç yıl kimsenin haberi olamayabiliyor. Basit bir örnek vermek açısından karşı komşum çok yaşlı bir Alman kadın küçük köpeğiyle yaşıyor. 17:30-18:00 arası mutlaka tekerlekli yürütecinin sepetine koyduğu küçük köpeğiyle 15 dakikalık bir gezintiye çıkar. Kadını bir haftadır göremiyorum. Belki hastalıktan korktuğundan dışarı çıkmıyordur bilemiyorum, yarın akşam kapısına tıklatıp ses gelmezse polisi arıycam.
Alman medikal satisinin kesilmesi turkiye icin kotu bir durum olabilir. Onemli bir nokta alman medikal-tıp endustrisi guclu bir endustri. Turkiye icinde bircok ulkeye urun sagliyor, bu denli sikintili bir yilda (2020) ilac bulamaz isek sikinti buyuk.
italya ve iran’dan gelenlerin bulaştırmaları sonucu hastalık nrw eyaletine de bulaştı.
Cumartesi günü neredeyse marketler yağmalandı. Yiyecek birşey yok. Çocuklar için soğuk algınlığı ilaçları bulunmuyor. Dezenfektan maddeler yok, maske yok.
son zamanlarda türkler, kürtler, araplar, polonyalılar ve diğer göçmenler bir bir öldürülüyor. zamanında yaklaşık 7 milyon yahudi öldürülmüştü. 2. dünya savaşı öncesi avrupadaki toplam yahudi nüfusu 18 milyonmuş. yani neredeyse yahudilerin yarısını öldürmüşler.
şuan avrupada yaşayan göçmenlerin can güvenliği resmen yok. hiç kimse garanti edemez ölmeyeceklerini. adamın biri geliyor camiyi, kafeye, okula her yere girip öldürebiliyorlar. göçmenler için en mantıklı şey bireysel silahlanmadır. öyle kurbanlık koyun gibi birilerinin gelip öldürmesine izin vermemeliler. amerikada kimsenin götü yemez kolay kolay bu tip ırkçı saldırı çünkü neredeyse herkeste silah var anında karşılık verebilirler.
lan oğlum iskandinav ülkeleri ingiltere ve bura karanlık güneşsiz yerler.
suriye buralardan daha iyi.
güneş yok güneş.
manyak mısnız siz, özeniyrsunuz buraya.
yaklasik 8 aydir yasadigim ülkedir kendileri. her ne Kadar hala alisma sürecinde olsam da sikici olmasini bir kenara birakirsak, ortalama bir maasla gayet de yasanilabilir bir ülkedir.
yaklaşık bir buçuk aydır yaşadığım ve önümüzdeki iki sene yaşayacağım ülke. bu bir buçuk aylık süre içerisinde gözlemlediğim birkaç şeyi sayacak olursam;
artıları:
kiranız çok yüksek değilse ortalama bir maaşla krallar gibi yaşarsınız
dil bilmiyorsanız bile her şeyi rahatlıkla halledebilirsiniz çünkü önünüz arkanız her taraf türk. bunun bir o kadar da dezavantajları var
toplu taşıma sistemi oldukça iyi. şehrin (köln) her yerine ulaşan bir tramvay hattı mevcut.
çok iyi korunmuş doğa. şehrin her yeri yemyeşil, bazı mahallelerde önünüzden sincaplar geçiyor.
yaya ve bisikletliler için her türlü öncelik ve imkan
yaşadığım şehir özelinde avrupa'nın pek çok yerine yakın bir konumda olması
eksileri:
kötü ve kapalı hava
Türkiye'nin belki de 30 yıl gerisinde olan bir bankacılık sistemi
her şeyin randevuyla(termin) yapılması. bu dışardan bakan için belki artılara yazılması gerekmez miydi denecek bir husus ancak maalesef öyle değil. çok basit bir iş için bile bazen haftalarca bekliyorsunuz
Bir gün gece yarısı işten eve dönüyorum. Semt bağcılar. servisten eve de bayağı bir yol var. Hava da kapalı, ortalık karanlık. kestirmeden gideyim dedim. ara sokağa girdim. bir tane alt geçit var oradan geçeceğim. Tam geçite girdim bir hışırtı oldu. Bir döndüm üç tane tinerci ne oluyo lan falan derken biri kelebeği şaklattı bir baktım öbüründe kalın bir köpek zinciri, üçüncüye falan bakmadım. Adam zikiyorlar diye bağırarak gerisin geri topuğa vurdum. Ben kaçıyorum puştlar kovalıyor. Bayağı bir yol yaptık böyle. Bir baktım yolda bir tane polis. imdat adam zikiyorlar diye polise doğru seyirttim. Polis tinercileri bir gördü başladı o da benle kaçmaya. Hem kaçıyoruz hem de polis bana koş oğlum koş bunlar yakalayınca harbiden zikiyorlar diyor. Allahtan bir taksi durup bizi aldı da yırttık. Dazlak ne lan. Sen yat kalk haline şükret. Burada bir yakalarlarsa affı yok. Adamı kilise korosuna solist yazarlar.
Bir defasında yine hannover şehrinde geziyorum, ordan villingen falan yapıyorum, tam sokakta yürürken das is söhn diye bir ses, arkamı dönmemle üç tane dazlak gördüm, "ich du dasist shule mutte" dedi, "ne diyorsunuz lan ich bin turko" der demez ellerindeki kocaman uzun sopaları görmem bir oldu...
Ben kaçıyorum bunlar kovalıyor, tam arka sokaklarda dalağım şişmişti ki, ulan dedim neden arka sokaklara doğru kaçıyorumki, ana caddeye çıkayım şurdan dedim, çıktım ana caddeye, polizei, polizei,polizei dazlaks neonazi's sikecekler şukuladeeee diye bağırdım bu seferde kötü almancamdan dolayı polizei ler beni züttü.