yapılacak en saçma iştir. gereksiz bir eylemdir. birlikte olduğun kişiyi artık sevmiyorsan neden gidip aynı anda başka birisiyle olursun anlamam. madem sevmiyorsun ayrıl, sonra da git kimi istiyorsan onunla ol. ne kendini kandır ne başkasını...
aldanan ve aldatan olmak üzere en az iki taraf arasında oluşan eylem.
var olanı gizlemek, kandırmak, ört bas etmek, insan ilşkilerinde beynen veya fiziken sadakatsizliğin karşılığıdır aldatmak.
kirada oturan emektar baba sabahtan akşama kadar mobilyacıda eşşekler gibi biri özürlü, üç çocuğunun rızkı için çalışa dursun, onun ahlaksız hanımı arka balkonun baktığı firmadaki işçiyle kaşgöz ederek, öpücükler atarak fingirdemesidir aldatmak. olaya şahit olmak dahi mide bulandırır.
--spoiler--
Kadın sevgilisiyle birlikteyken kocasının eve girdiğini duyar.
- Çabuk! Köşeye geç ve bir heykel gibi davran.
Bu arada adamın her yerine bebek yağı sürer, üzerine de bebe pudrası serper.
- Sakın kımıldama ve heykelmişsin gibi davran!
- "Bu nedir, hayatım?" diye sorar kocası kapıdan girer girmez.
- O mu? Sadece bir heykel. Smith'ler yatak odaları için bir tane almışlardı. O kadar sevdim ki bir tane de ben ısmarladım.
O gece heykel hakkında konuşulmaz; hatta herkes yatana kadar. Gece saat iki gibi koca kalkar ve mutfağa gider, bir kaç dakika sonra da elinde bir sandviç ve bir bira ile geri döner.
- "Al bakalım" der, "bir şeyler ye. Ben 3 gün boyunca Smith'lerde idiyot gibi dikilirken kimse bana bir bardak su bile vermemişti."
--spoiler--
Genellikle bu kelime akla gelince direk erkekler denir. Fakat bir kiz olarak diyebilirim ki bazi kizlar bazi erkeklerden kotudur bu konuda. Aldatmak sadece kendini kandirmak ve kendini kucuk dusurmektir.
aldatmak, eksik tamamlamaktır. sevgilinin eksiklerini bir başkası vesilesi ile tamamlamaktır. gerek duygusal, gerek fiziksel olmakla beraber; aldatanın vicdanı kaldırabildiği sürece, ilişkiye fayda bile sağlamaktadır. Gönül ister ki, sevgilide tamamlanmaya gerek duyulacak hiç bir eksik olmasın.
aldatmak. evet. ben önce bi aldatana bakarım adam mı diye bi de aldatılana bakarım kadın mı diye? yok bu başka yerde söyleniyordu.
günümüzde aldatma olaylarına baktığımızda genelde şu prosedür işliyor: kadını-adamı bir adam-kadın aldatıyor zamanında. sonra o gidiyor başka bir sevgilisini aldatıyor. onun acısını başkasından çıkartıyor. erkeklere-kadınlara güven olmaz diyor içinden bunu yaparken de. rahatlatıyor kendisini. güya onu aldatan eski sevgilisinden intikam alıyor ve de ben aldatmasam o beni aldatırdı diyip kendisince yanlış bir senaryo çiziyor.
ben aldatıldım mı? evet iki kere. aldattım mı? hayır. aldatır mıyım birisini? aldatmam. beni de birileri aldattı diye hiç suçu olmayan, beni aldatmayacak birisini aldatmam. aldatamam. eğer birisini aldatırsanız hayatınız boyunca hiçbirini sevemez ve hiçkimseye güvenemezsiniz. neden? aklınızdan hep şu geçer: ben aldatmıştım zamanında birilerini. şimdi bu da beni aldatırsa? ve bu sizi yiyip bitirir. günün birinde 'işte bu' dediğiniz insanla tanıştığınızda, onunla ilişkinizde siz onu aldatmasanız bile zamanında birilerini aldatmış olmanız, bunun gayet de kolay bir şey olması, karşınızdakinin sizi aldatma fikrini sürekli aklınızda tutar, sürekli huzursuz olursunuz.
ben bilmiyor muydum beni aldatan kızların beni aldatabileceklerini? öğrendiğimde hiç şaşırmadım gerçekten. ama o ihtimal üzerinden ilişkime yön vermedim. nasıl olsa beni aldatır, gidip ondan önce ben onu aldatayım demedim. çünkü, ya beni aldatmasaydı?
ben bundan sonra yine hiçkimseyi aldatmam. aldatan aldatsın. gerçekten. eğer seçim şansı verirlerse, ya kadın seni aldatıcak ya da önceden sen onu aldatıcaksın derlerse, hiç düşünmeden onların beni aldatmasını tercih ederim. o aldatırsa bir daha onun yüzünü görmem. ama ben aldatırsam her gün aynadan kendimi görmek zorundayım. suratıma bakamam. bu kadar şerefsiz ve haysiyetsiz olamam.
insanın kendini değerli hissettiğini düşündüğü en değersiz anıdır. zavalılıktır. hele ki ciddi bir ilişkide yaşanan bir tartışmanın 24 saat akabinde yapılyorsa yazıktır. neden unutmak için mi, kendini iyi hissetmek için mi. yazık değil mi adama. daha sonra barışınca suçluluk hissetmez mi kadın.
bünyelerin, aslında bir gün de kendilerinin aynı duruma düşeceğinden bihaber gerçekleştirdikleri eylemdir.
aldanmak ve aldatmak, terazinin karşılıklı kefelerinde duran iki karşıt eylemdir.
şeytanın kulağınıza fısıldadığı, içinizi oymasına sebeptir. ama şeytan da kötülüğünü belledecek kadar sinsidir. karşısındakini huylandıracak derecede izler bırakır geride.
sap döner ve aldatan aldanan olur. aldanan da aldatan.
sevgilinizi seviyorsanız (ona ve arkadaşlarınıza sevdiğinizi söylüyorsanız ya da) ve bu sevgili sizin her ihtiyacınızı karşılıyorsa eğer aldatmak saçmadır. gereksizdir. açlıktır.
düşünülenin aksine bir şeyler eksik olduğu için değil, bazı şeyler tam olduğu için aldatırız. değer vermediğimiz için değil, muhtaç olduğumuz için. insan annesini gözleri kan çanağına dönmüş "yapmadım annnneeeee, ben yapmadımmmmm annnneeeee, lütfen anneeee" diye zırlayarak aldatır ilk. aldatmaya da bilirdi, bu güç var bizde ama aldatan zayıflığı da insani olmaktan öte bir hayvanlık değil. niye aldattık anamızı, sevmediğimiz için mi? yasak olan çekti işte, yapıverdik, anla be anne. ben yapmadım, diğer ben yaptı. yoksa ben senin uslu oğlunum hala, senin istemediğin şeyi yaptım diye, seni sevmiyor olabilir miyim? o zaman niye "ben yapmadım annnneeeee" diye zırliyim be anne?
hangi erkek "hayvansın rıza" dan sonra "kim söyledi" ve "yalan" demiyor ki?
"tabiat bizi her dürttügünde peşinden gidersek nerde kaldı insanlığımız?"
gecenin bi vakti sadece ses olsun diye açık duran televizyondaki Güle Güle filminden kulağıma çalınan bi cümle...
aldatma yani eline ne geçeçecek aldatınca sevmiyorsan ayrıl bırak ama başkasına zarar verme manevi zarar çk büyüktür. ne kendi gururunu hiç et nede karşındakini.