- michael jacksonı pepsi reklamlarından hatırlamak
- okula siyah önlükle gitmek
- eti kemik geciyor demek
- pazar aksamlari mecburen yikanmak ve erken yatmak
- trtnin yayın başlamadan önce çalan istiklal marşı için ayağa kalkmak
- zeki müren kadın mı erkek mi diye sormak,
- program aralarında bay yanlış ve doğru ahmeti izlemek
- uzaylı zekiye'nin hastası olup hiçbir bölümünü kaçırmamak.
atariler,
misketler,
bir başka gece proğramı,
leblebi tozu,
tek kanallı bir televizyonla yaşanan,
mp3 çalarsız,play stationsız,süper marketsiz,saçma sapan televizyon soytarıları olmadan,defilesiz,mankensiz,şarkıcı mankensiz,sanal bebeksiz,bulaşık yıkayan robotsuz,lpgli arabasız yaşanan gayet sade ve özlenesi hayat.
80'leri 90'lara bağlayan yıllarda çocuk olmanın güzel yanları.
-Adile Naşit´in kuzucuklarına masal anlatması,
-Voltran, Clementine, He-Man izlemek,
-Gazoz kapağı biriktirmek,
-Abilerden ablalardan duyup Big in Japan şarkısını ezberlemeye çalışmak,
-Siyah önlük giymek,
-Yazlık yerlerde kaçamak gidilen diskoda;Edi mörfiiii, şörli macleynnn; diye tepinmek,
-Ailece seyredilen televizyonun ´kumandası´ olmak,
-Yol-su-elektriğin anlamını daha o yaşta çözmek,
-Önce alışveriş sonra fiş reklamlarına şahit olmak,
-Komşuya gidip müsaitseniz akşam annemler size gelcekler demek,
-Dallas´ı iple çekmek,
-kızlar için Erol Evgin´le evlenmeyi hayal etmek,
-Pazarları Telekutu izleyip rahmetli Cenk Koray´ın soğuk esprilerine gülmek,
-Kenan Evren sayesinde ´mütemadiyen´ kelimesini öğrenip büyük insanlar gibi cümle içinde kullanabilmek,
-Televizyonda tek kanalla bütün bir gün geçirebilmek,
-Cumartesi günleri Kara Şimşek'i kaçırmamak.
-Dizkapakların, kolların yara bere içinde kalmadan eve girmemek,
-Annelerden ´ezan okunacak hadi eve´ diye azar işitmek.
-Ve bence yüzyıl içindeki en iyi ve en güzel kuşak olmak.
teknoloji hegemonyasına girmeden, akşam ezanına kadar sokakta vakit geçirmek, renkli istop, toplu saklambaç, yakartop oynamak, eve girerken elim sende diyip kaçmak...
cin ali kitaplarıyla okumayı sökmek, kemalettin tuğcu kitaplarıyla bunalıma girmek...
"gölgelerin gücü adına","voltran voltran voltran" demek...
yılbaşı ve bayramlarda yakınlara kartpostal atmak, mektup yazıp cevabını beklemek, çantada cep telefonu değil jeton taşımak...
12 eylül' de ki bir çatışmadan seken bir saçmanın izini yüzünüzde taşımak, aile bireylerinizin tutuklandığını görmek ( che' yi pop star sanan anne dahil), balkonda eşi tutuklanmış yengenin vita kutularına diktiği sardunyalarla konuşup ağlamasını seyretmek, necefli masrafa , krepe, espadril, kelebek toka gibi şimdi kimsenin bilmediği garip şeyleri bilmektir.
Küçük plastik borulara minik kağıtlar sıkıştırıp hedefe doğru üflemek,
Adile Naşit'ten masal dinleyip uyumak.
Voltarn ve ışın kılıçlı He-Man izlemek
Saçları tepeden iyice gerip sonra da kelebek toka ile toplamak,ya da önleri kısa kestirip daha sonra "dolma" yapmak,
Tayt üstüne "tünik" giyip beli de kalın kemerle sıkmak,
Kısa çorapları 3 kat kıvırıp kalın çorapların altına giymek,
Hemen hemen her yerde macuncu,kağıt helvacı bulabilmek,
Kapıya gelen sütçüden süt içmek,
Sokaklarda istop,yakartop,don-ateş,saklambaç,sek-sek,9 top oynayıp akşam eve gireken "evli evine köylü köyüne,evi olmayan sıçan deliğine" demek,
Yerli Malı haftasın için evde anneye kek yaptırmak
Minimum teknoloji ile maksimum mutluluk yaşamak.
clementine adlı çocuğa izletildiği takdirde çeşitli ruhsal bozukluklara yolaçacak çizgi diziyi keyifle izlemek,televizyonun kapanışında istiklal marşını dinlemek,sizden daha büyüklerin aldığı blue jean dergisini okumak,micheal jacksonun henüz tesettüre girmediği,madonnanın kabbalist olmadığı zamanlarda büyümek,atari oynamak,yılbaşlarından önce tüm ülkenin dansöz çıkacak mı acaba diye çalkalanmasına tanık olmak,siyah önlükle okula gitmek pazar konseri ve inanç dünyası gibi programlardan sıkılmak ve benzeri unutulmaya yüz tutmuş şeyleri yaşamak.