abd nin afganistanda 12 şehit vermesi üzerine basın toplantısı yapan abd başkanı joe biden a gazeteciler tarafından yapılan soru yağmurunun ve hesap sorma tonajındaki zehir zemberek soruların verdiği derstir.
bizim burada kendini "sözde gerçek gazeteci" olarak lanse etmeye çalışan cüneyt özdemir, ismail saymaz vs gitsin bokuyla oynasın.
izlenmiş ve içimden "türkiye'de böyle olsaydı, örn: suriye ırak gibi yerlerde ölen askerler için böyle soruları soran gazeteciler olsaydı anında..." diye düşünceyi bile tamamlama fırsatı olmamıştır.
düşünün...
düşünemiyoruz bile ki, soru sorsunlar.
o soruları sorabilmek için o soruları sorabilecek alana girebilmek gerekir. türkiye'de erdoğan'a o soruları sorabilecek gazetecileri o soruları sorabilecekleri yere sokmazlar...
"amerikada basın özgürlüğü bir yalandan ibarettir" der oktay sinanoğlu.
abd"de medya, ülkelerinin savaş ve insanlık suçlarını vermez yazmaz çizmez, orası doğru.
ama konu ulusal meseleler olduğunda abd "hesap verebilme özgürlüğü" nün olabildiği bir ülkedir. türkiyede bunu sorabilecek gazeteci daha anasından doğmamıştır.
evet gazetecilik dersidir, ancak şöyle bir şey de var. türkiye'de iktidara sorulacak sorular gazetecilere önceden dağıtılır, bunları bunları sorun diye. çıkıntılık yapabilecek gazeteciler zaten salona alınmaz bile.