bugün

(bkz: 17 ağustos 1999)
depremle anılan tarih. nice genç bedenleri toprağa verdiğimizin tarihidir. hayatımın önemli bir kısmını geçirdiğim bu deprem bölgesinde bu günün unutulmadığını görmek duygulandırdı beni çok.
her anlamda dolu bir gün.
şehidiyle, maçıyla, yıllar öneki depremiyle, sıcağıyla, ramazanıyla..

ama daha dur, daha da dolusu var sırada..
yıllar önce ağlamıştık, bu sabahta ağladık; şu sıralarda ise kandil dağında operasyon var. acaba bu defa ülkemin makus talihi bu defa güler mi diye düşünmekteyim.
depremi yaşayanlar için acı gündür.
kaç gündür enteresan bir biçimde takvimde gözümün takılı kaldığı, iç sesimin fısıltısını duyamadığım, ne olacak acaba diye merakla beklediğim gündü. içime bu denli oturacağından mıydı ki? o fısıltıyı duymak nasıl mümkün olur ki?
kalanlarına devletin "bakmak zorunda" olduğu gönül borçlarımız, allah rahmet eylesin. hakkınızı helal edin...
kayahan'ın malum zamanla ilgili bir şarkısı

bir felaket geldi başa
yaşabilirsen yaşa
boğulduk gözyaşlarına
sesimizi duyan gelsin
gelip bize bir el versin
allah'ını seven gelsin
ekinimiz bitmez bu yaz
açmaz güllerimiz açmaz
sazımızın sesi çıkmaz
sesimizi duyan gelsin
gelip bize bir el versin
allah'ını seven gelsin
emeklerin yoncasını
canımızın goncasını
toprak aldı oncasını
sesimizi duyan gelsin
gelip bize bir el versin
allah'ını seven gelsin
gelin görün halimizi
bu acılar yaktı bizi
bebeler yandı yangında
sesimizi duyan gelsin
gelip bize bir el versin
allah'ını seven gelsin
evimiz vardı yok
kapımız vardı yok
kapımız yok bacamız yok
kar yağıyor üstümüze
üşüyor çoluk çocuk
sesimizi duyan gelsin
gelip bize bir el versin
allah'ını seven gelsin
bir felaket geldi başa
yaşayabilirsen yaşa
boğulduk gözyaşlarına

http://www.youtube.com/watch?v=4uC6nMAsdXA
türkiye için acı bir gündür!
ölüm uykuda da yakalıyor insanları, oysa umutlarım var yarınlara dair.. hiç uyumasam diyorum, hatta hiç uyumasak...
vergi vermeye devam edilsin diye olsa gerek, resmi rakamlara göre 18.000 kişinin altını çiziyorum, öldürüldüğü depremdir... toplu cinayet günüdür. suçluları ise, kumdan binalara onay veren, rant için çürük binalara sağlam diye satış izni veren mevcut ve önceki hükümetlerin ve müteahitlerin ta kendisidir. resmi olmayan rakamlar 30.000 kişiyi işaret eder. bu kadar insanın ölümünün altına imza atmış kişiler sorgulanmamış, katiller elini kolunu sallaya sallaya halkın arasında gezmeye devam etmiş, hatta yeni projelere imza atıp servetlerine servet katmışlardır... dünya tarihinin hüzün dolu sayılı kötü günlerinden birisidir.
http://onsekizsene.blogsp...7-agustosta-ne-demek.html
Türkiye cumhuriyet'indeki en acı tarih. Bugün 15. Yıldönümünde bile 15 gram azalmadı acısı.
Yıllar geçse bile şu fotoğrafa baktıkça içim paramparça, gözlerim buğulu, aldığım nefesten bile utanıyorum.

Tanrım sen bize böyle bir felaketi yaşatma daha. Küçücük bebekler annesiz, babasız, aileler evlatsız, başımızın tacı dedelermiz ninelerimiz evsiz barksız kalmasın.

Tanrım Türk milletini bir daha böyle ağlatmasın.

görsel
keşke hafızamızdan siline bilseydi dediğim gündür: bundan tam 16 yıl önce bugün, 17 Ağustos 1999’ da Türkiye en karanlık günlerinden birini yaşadık. binlerce can aldı, sağ kurtulanlara ise ömür boyu unutamayacakları bir acı bıraktı...
dünyada pek çok önemli olayın ve gelişmenin yaşandığı tarih..
kısa bir günün tarihi macerası için:

http://bit.ly/1Mw0SGL