eninde sonunda yasallaşacak olan 1 mayıs emek ve dayanışma bayramını sanki akp lutfetmiş de yasallaşmış gibi gösterilmesini esefle kınıyorum. ha keza akp nin yaptığı istatistiksel sonuçlar itibariyle çok ince hesaplanmış, işsizlerin katılma istekliliğinde olmayacaklarını da göz önünde bulundurarak sonuçlandırılmış olabilir. işsiz adam bu benim bayramım değil diyerek evde oturmayı ya da ordan burdan iş arama çabalarını sürdürmeyi tercih etmiş olabilir.
ekmeğini dahi elinden aldığı vatandaşın bayramı düşünecek hali de kalmamıştır ayrıca! önce yaşamsal ihtiyaçlarını gidersin ki siyasi olan bu bayramını kutlamayı kendine armağan etsin. kazanılmış hak olduğunu damarlarında hissetsin. kişiye kulluk etmek zorunda olmadığını bilsin. işte bu ve bunun gibi hakların bilindiği ve savunulduğu 1 mayıslar görmek dileğiyle...
nihayet türkiye'de de tatil ilan edilmiş bayram. okullar niye kapatıldı hala anlamadım. haberlerden takip ettiğim kadarıyla kurban bayramını anımsatmıştır. ipini koparan bazı hayvan haberleri kanallarda bolca yayınlanmakta. bunun arkasında işçi ve emekçiyi koruma amacı olmayan bazı tırt derneklerin olması çok acı. adam bir afiş hazırlatmış ki savaşa davet izlenimi uyandırıyor adamda. a be işçi abilerim tatilinizde ailenizle güzel bir gün geçirmek varken üç beş şerefsizin oyununa gelmek yakışıyor mu?
taksime makul sayı eşliğinde değil ,kazancı yokuşu'ndan polis barikatını 100'ler eşliğinde geçerek katılım sagladıgım işçi ,emekçi bayramının kutlandığı gündür.
çığrından çıkan, bazı densiz köpeklerin bayram anlayışından uzak adeta hayvanlık yaptıkları gündür. özellikle polis çocuğuysanız anlarsınız ne demek istediğimi. ve babanız ordu kadar bir insan güruhundandan şansa ya da tanrının yardımıyla şehit olmaktan kurtulmuşsa. hele bir de sözde hakkını savunan köpeklerin ellerinde kaldırımlardan söktüğü taşlar varsa ve üniformalı bir polisi gördükleri yerde linç edecek kadar gözleri dönmüşse... orantısız güçse orantısız güç evet. arka mahaldeki polisin elinde bırakın ateşli silahı jop bile yokken ve olsa bile devlet silah kullanma yetkisini polislerin elinden almışken orantısız gücün alası burada çıkıyor karşınıza. terörün en yoğun olduğu 92-93 yıllarında dağda teröristlerle çatışmış kocaman adamın fevrini döndürecek kadar korkutuyorsa, köpeklerin bayramı olduysa bugün 1 mayıs, nefret ediyorum 1 mayıstan.
işçiyle alakası olmayan, ilk maaşını alınca muhtemelen kapitalist düzenin esiri olacak densizlerin huzursuzluk yarattığı gün. işçiyi sömürenin kim olduğunu sorgulamak gerekir bu günde. her sene görüyoruz işçileri lekeleyenleri.
Almanya'daki polis sendikası, Alman Sendikalar Birliği DGB- içinde yer alıyor ve isminde de başka birçok sendikada olduğu gibi- Almanya ibaresi yer almıyor: Gewerkschaft der Polizei ya da Polis Sendikası...
Bu sendika aynı zamanda bir meslek kuruluşu işlevini de görüyor. Polisin haftalık çalışma saatinin düzenlenmesi, ücret ve sosyal haklar konularında olduğu gibi, polislik mesleğinin gerektirdiği her konuda açıklama da yapıyor. Örneğin Almanya'da geçenlerde bir okulda 17 kişinin öldürülmesi üzerine yaptığı açıklamada, 'alınacak güvenlik önlemleriyle okulların iyi korunmuş kalelere dönüştürülmemesi gerektiğini' belirtti.
...
Polisler 'tabii ki herkesin katılımı olmadan- haklarını aramak için yürüyüş ve toplantı düzenlerler ve bunu da genellikle Genel Hizmet Sendikası ile birlikte yaparlar.
Örneğin geçtiğimiz yıllarda polislerin haftalık çalışma süresi uzatılınca sendika çok sayıda gösteri düzenlemişti.
Polis teşkilatı bütün partiler ve dini inançlar karşısında tarafsızdır. Bu nedenle herhangi bir partinin düzenlediği gösteriye katılmazlar ya da resmi olarak katılmazlar.
Beş yıl önce Hessen Eyaleti'nde polislerin sosyal kısıtlamaları protesto amacıyla yapılan mitinglere katılımı Eyalet içişleri Bakanı tarafından yasaklanmıştı. Bunun üzerine çok sayıda polis üniformasız olarak bu mitinglere katıldı. Az sayıda polis de resmi giysileriyle mitinglerde yer aldılar.
1977'deki cinayeti işleyenlerin bulunduğuna cezalandırıldığına ilişkin bir bilgim yok. sular idaresi'nin damından barışçı kalabalığın üstüne ateş açarak panik yaratan, onlarca kişinin kurşunlarla, kargaşada ya da panzerlerin tekerlekleri altında ezilerek ölmelerine neden olanlar kimlerdi? otomobil galerisindeki milyarlık araçların, banka vitrinleri ve bankamatiklerin parçalanmasına göz yaşı döken tv'lerimiz ve renkli basınımız, bu soruyu acaba neden sormuyor? insanların başlarından, kalplerinden vurularak öldürülmeleri, milyarlık arabaların ya da bankamatiklerin parçalanmasından daha mı az önemlidir?
1 mayıs 'sınıfsal' bir bayram günüdür... emeğin gövde gösterisi, eski bir deyimle 'iman tazelemesi'dir... bu anlamda, içinde bir 'şiddet'i her zaman barındırır, barındıracaktır... fakat bu 'barışçı bir şiddet'tir... emeğin topluma ağırlığını koymasıdır... disipliniyle, coşkusuyla, görkemiyle, ait olduğu toplumun kültür değerlerine sıcak yaklaşımıyla, ülkeyi yönetmeye hazır olduğunu, yetenekli olduğunu kanıtlamasıdır... 1977'de taksim meydanı'nda kan bulanmadan önceki 1 mayıs'lar bu yönde atılmış adımlardı.
polis örgütü taraf değil toplumun ayrım gözetmeksizin güvenliğini sağlamakla görevli tarafsız bir kurum konumuna getirilmedikçe; ülkeyi kemiren hırsızlık, ahlak çöküntüsü ve yozlaşmanın, gittikçe pervasızlaşan toplumsal adaletsizliğin kitlelerde ve vicdan sahibi herkeste yarattığı umutsuzluk ve öfke yoğunlaştıkça; ülke çoğunluğunu oluşturan gençlik kitleleri çağdaş eğitim olanaklarından, gelecek umudundan yoksun bırakıldıkça; çağdaş düşünceyi ve örgütlenmeyi engelleyen, cezalandıran yasaklar sürdükçe; aydınlar, yazarlar, sanatçılar, korkudan ve edilgenlikten sıyrılarak emeğin yanında kararlılıkla yer almadıkça; emeğin savunucusu örgütler, partiler, birleşik bir güç olmadıkça kargaşa ve şiddet ortamı devam edecektir...
krizin can yaktığı, işsizliğin ve yoksulluğun bütün dünyayı sarmaya başladığı bir dönemde daha bir önem kazanan yoksulların, emekçilerin, işçi sınıfının mücadele ve kapitalizme meydan okuma günü.
kimilerinin işkembeden sallamasının aksine taksimdeki son bir mayısta kimse ölmemiştir. taksimde son 1 mayıs 1978 de yapılmıştır. 1977 katliamının lanetlendiği 1978 1 mayısı da kitlesel bir katılımla gerçekleştirilmiştir. daha sonra devlet sıkıyönetime geçerek 1 mayısları yasaklamıştır.
ama ya bomba atılırsa? ya izdiham çıkarsa? ya orda ölümler yaşanırsa? üzülür birileri valla!
o yüzden kimse çıkmasın sokağa...
diyor "dostlarımız" mütevazi önerilerle.
diyorum ki ben de:
"uyan artık uykudan, uyan
uyan esirler dünyası"
1 mayısta işsizliğe yoksulluğa kapitalizme karşı sokağa!
hep beraber komünist olduk diyelim .ne ihraç edeceğiz ? kızlarımızı karılarımızı yada bacılarımızı mı ? ( bkz:natasha/nataşa ) rusya moldavya ve ukraynada yaygın kadın ismidir. türkiye de çok tanıdıktır.
1 mayıs,
yaşım yirmi,
lenin sağ.
bir tek kızıl meydan
150 milyon insan.
35 yıl geçti aradan,
yaşım yine 20,
lenin yine sağ,
kızıl meydanlarda
1 milyar insan
`
nazım hikmet` 1963
