ölüm

entry4137 galeri133 ses3
    251.
  1. geldiği insandan bir daha ayrılmayan delice ihtiraslı sevgili.

    geride kalanlar rüyalarında bile bu sevgilileri ayrı göremezler. ölüm terketmez kanına girdiği kimseyi.
    4 ...
  2. 252.
  3. argoda oğlum kelimesinin kısaltılmış halidir.
    örnek : - ne var olum ! ne bakıyosun?

    Not: her yörede kullanılmıyor olabilir. yer, mekan ve zaman göre de çeşitli haller alıyor olabilir.
    3 ...
  4. 253.
  5. son mu yoksa başlangıç mı olduğu bilinmeyen bir yöne doğru ayrılış.. her daim kendimizden uzak tuttuğumuz, ama her an yüzleşebileceğimiz acı gerçek. "benim için acaba nasıl olacak" sorusuna her daim konu olan eziyet.

    bugün var olanın, yarın olmaması..
    ve hatta şimdi var olanın bir saniye sonra olmaması.

    nefes alamamak. kalbin atmaması. gülümseyememek, ağlayamamak.. konuşamamak, duyamamak.. ve hatta görememek. hareket edememek. geriye kalan sadece ruhu çekilip alınmış bir ceset...

    belki çok yakın ve belki çok uzak olan, ama mutlaka olacak olan son...

    iş gereği sürekli seyahat halindeyim. bir şehrin tüm köy, kasaba ve ilçelerini dolaşıyorum. buralarda hayat o kadar kolay değil. köyde oturuyorsanız, ve şehre gidecekseniz, sabah erken kalkmak zorundasınız. dolmuş sabah gidip, akşam geliyor çünkü. yol üzeri bir yer değilse, sabah gidip akşam dönmek için tek seçeneğiniz var yani..

    bir sabah, bu köylerden birinden geçerken bir nine gördüm yol kenarında, çökmüş. durdum. "nereye nine" dedim, "gördes'e gidivecem" dedi. "gel" dedim, "götüreyim ben seni".

    oldukça yaşlı, ama bir o kadar da şirin bir nine. kulakları duymuyor fazla. ama dua ediyor sürekli. "hastaneye gidiyom, onun da faydası yok gari, bi hap verivediler, dokunuyo bana" dedi. "kimsen yok mu senin" dedim. bir kızı varmış ve torunu. anlattı sürekli torunundan, kızından, köyden..

    "ömrünün gıymetini bil yavrum" dedi. "neden öyle söyledin nine" dedim ; "giden geri gelmiyo yavrım, nasıl geçiverdi anlayamazsın, bi bakmışın benim gibi ölümü bekliyo buluverirsin kendini,bu sıcaklarda gışı nası çıkarıvecem bilmiyom" dedi.

    sustum.

    yaşlanmış bir beden vardı yanımda. yaşamak için sıcaklardan korkan, kışın gelmesini bekleyen, uyuduğunda uyanamamaktan korkan.

    neyimiz var ki ondan fazla? aynı beden, aynı yaşam organları, hemen hemen aynı duygular.. tek fark, o artık sona yaklaştığının çok net olarak farkında.

    ya ben. biz?

    hayat çok garip gerçekten. dünyaya gelmek ya da istediğimiz zaman gitmek bizim elimizde olan şeyler değil. sabaha kadar yaşayıp yaşayamacağımızı dahi bilmiyoruz. bırak, bu entryi girerken kalp krizi geçirip "kaydet" butonuna dahi basıp basamayacağımızı bilmiyoruz.

    ölüm.

    ummadığımız zamanda, ummadığımız insanları bizlerden ayıran...

    bir gün, ummadığımız zamanda, ummadığımız yerde bizi de sevdiklerimizden ayıracak olan..

    ve çok güçlü bir gerçek. tüm insanların, tüm dünyanın bir araya gelip karşı koyması bile yetersiz olan..
    11 ...
  6. 254.
  7. amaçları ne kadar basit olursa olsun başaramadan gidenlerin içimde hep bir sızı bırakmasına olanak sağlayan andır.
    4 ...
  8. 255.
  9. ölmek;
    ölmek nedir? farklıdır ölmek.. birgün herşeyi değiştirecektir ölmek. sevdiklerinizden ayıracaktır sizi. sevildiklerinizden de...
    e ne yapmalı o zaman? birgün ölmeyecek miyiz? öleceğiz. ee o zaman iyi birşeyler bırakmalıyız burda. iyi birşeyler bırakalım ki insanlar bizden iyi bahsetsin. canberk te vardı, geçmişti bu dünyadan, iz bırakmıştı desinler.. değil mi ama?
    seviyorduk onu desinler. iyi ki vardı desinler. zaten başka ne için yaşıyoruz ki?
    5 ...
  10. 256.
  11. hayatın karşı konulmaz gerçeği.

    çok yakın bir arkadaşıma babasının ölüm haberi verildiğinde kanım çekilmişti sanki. insanın hayatta yaşayabileceği en zor anlardan biri olduğunu anlamıştım. ölüm zordu, her ne şekilde gelirse gelsin.

    özellikle 20 yaşını devirdikten sonra ölüm hayatımızın daha bi içinde yer alıyordu farkında olmadan. ölüm her zaman vardı ama acısı daha önce bu kadar etkili olmuyordu. çocuklukta karşılaştığımız ölümler sadece o insanın bir daha hiç olmayacağını söylüyordu bize. şimdi daha farklı geliyor her şey. bir tanıdığını, bir dostunu kaybettiğinde... evet o insan hiçbir zaman olmayacak bir daha, ama yaşanmışlıklar olacak geride, paylaşılan bir hayatın ya da geleceğe dair umutların kaybolup gidişinin acısını yaşayacaksın çok zaman.
    4 ...
  12. 257.
  13. bazıları için bitiş, bazıları içinse yeni bir başlangıç. ama şurası gerçek ki şu kısacık hayatımızda ölüm bir sondur. tık diye gidersin ve o anda herşey biter. ayın birinde kira mı yatacakmış, okul harcı mı varmış bunların hiçbiri yok öbür tarafta. ve hiçkimsenin bilmediği varılacak bir duraktır ölüm. gidersin ve biter. geri dönüşü yoktur. zaten geri dönüşü olmadığı için bu kadar meşgul eder insanın kafasını. kuran da ise tadılacak bir şeydir ölüm. tadılması gereken. hepimizin tadacağı. bir yokluk değildir ölüm. yeni bir başlangıçtır kurana göre. peki ya değilse? ya sonsuz bir yok oluşsa. işte insana azap veren şey burada başlıyor. ya sonsuz bir uykuysa ölüm. 'allahım lütfen beni aydınlat' diyesim geliyor. lütfen daha fazla şey bilmek istiyorum. bunu ancak ölünce göreceğiz. veya yok olup gideceğiz.
    5 ...
  14. 258.
  15. komşudan alınan tabağın geri verilmesi durumu. bunun için ağlayan görmedim henüz. ki büyük ihtimalle bir daha o tabağı görmeyeceksiniz. o zaman buna da ağlamak gerekir mi? tartışılabilir.

    her nefsin tadacağı söylenir. ''tatmaktan'' kasıt, aslında insanın bekasına da bir gönderme. zira her nefis ölecektir denmiyor. her nefsin ölümü tatması ve ondan sonra başka bir hikayeyle devam etmesi söz konusu burada. o halde; aslolan ölümü tatmadan önce yaşanılan hayat oluyor. zira, ölümü tattıktan sonra başlayacak hikayenin ahvali de yaşamla ilintili. yani, müstakbel mefta yaşamdaki vaziyetini, öldükten sonra da sürdürecek. kimileri cennet ve cehennem olarak anlatırken, bazıları buna karma diyor. önemli olan, nefsin layık olduğu karşılığı bulacak olması.

    kimileri bu yolda ölmeden önce ölmeyi tercih ederken, kimileri yaşamaktan başka birşey düşünmediler. ve bazıları bu uğurda öldürmekten de çekinmedi. oysa, biraz sabretselerdi, mukadder olan, faili olduklarının başlarına zaten gelecekti. hem o zaman, kim bilir belki, yataklarında ölemez vaziyete de bürünmeyeceklerdi. ariel şaron gibi yaşamayı ya da mahatma gandhi gibi ölmeyi tercih edenlerin dünyası burası. bunun yanında bir de ötekisi var. ve birilerine ölmekten ziyade beklemek azap veriyor. sabretmek lazım, ne de olsa sayılı gün. çabuk geçiyor.
    4 ...
  16. 259.
  17. biz ne kadar korksak da üstadlarımızın 'güzel şey' ve de yeniden diriliş olarak nitelendirdikleri en büyük gerçek...
    -----------

    ölüm güzel şey budur perde ardından haber;
    hiç güzel olmasaydı ölür müydü peygamber...

    n.f.kisakürek
    -----------

    gelmez sana bir ziyan bu aşktan gönlüm!
    can gitse de korkma, başka bir candır ölüm!!!

    hz.mevlana
    4 ...
  18. 260.
  19. dünyadaki tek hakikattir.

    her nefis eninde sonunda onu tadacaktır. ama dünyadaki kavgalara ve insanların hırslarına baktığımızda, sanki kimseye ölmeyecekmiş gibi. şarkıda olduğu kimler geldi kimler geçti ve bir ilave ile kimler gelip-geçecek. ama hepsinin sonu da aynı olacak.
    3 ...
  20. 261.
  21. "Ölmek kaderde var; yaşayıp köhnemek hazin,
    Buna bir çare yok mudur ya Rabbilalemin?"

    (bkz: yahya kemal beyatlı)
    4 ...
  22. 262.
  23. tek kelime ile "soğuk". bir ölüm haberi alındığında ne zaman olursa olsun insanda bir üşüme bir ürperti olur.
    8 ...
  24. 263.
  25. tüm yalanların son bulduğu nokta, gerçeğin ta kendisi. şakası olmaz soğuk bir yüzü vardır korku salar yüreğe ve kaçınılmazdır.
    4 ...
  26. 264.
  27. "ölüm, yaşamın son bulması değil, bir organizmanın parçalanmasıdır." georges politzer
    2 ...
  28. 265.
  29. bu dünya nın bütün dertlerin den sıkıntısından, kişisel sorunlarınız dan sevdikleriniz den en her şeyden sizi ayıran tek şeydir.
    3 ...
  30. 266.
  31. 267.
  32. telefon calar uzun uzun gecenin en kor vakti ya da sabahın en erkeni, o anda anlarsın kotu bir haber "hayırdır insallah" diyerek acarsın telefonu, hayat yapmıstır sana en buyuk, en acı suprizini ona yakısmayacagını bildigin kıymetlini almıstır senden, ee ne demisler adı olum "daha cok gencti" demez "hayalleri, sevdikleri, sevenleri vardı" demez, "daha erken yapacak cok seyi vardı" desen dinlemez kucaklar aniden yani kucaklamıstır umarım..
    ondan once son nefesi gelir ve geldigi gibi gider tutamamazsın ne kadar cabalasanda yuzunde bir daha hissedemeyecegin ılık ve sonsuz bir huzur geride kalan ise siyah, buyuk ve hic alısılmayan bir acı bilmem belki gidene vuslattır ama kalana hasret oldugu kesin.

    "sevdigimi aldın benden korkmuyorum artık senden,
    kollarımı actım bekliyorum kucakla beni de,
    sakın dusunme bir dakika bile cunku ben dusunmuyorum hatta hic uzulmuyorum senin kadar.."
    3 ...
  33. 268.
  34. 269.
  35. beklenen, bir an once gelsin denilen, en guzel sey.

    ulasilacak yeri hayal etmek gibi..
    3 ...
  36. 270.
  37. "nasil oldugu anlasilmazmis, uykuya dalar gibiymis." sadece olup geri donenler bunu biraz tarif etmeye calisiyolar. eger olmek olmasaydi yaslarin, hayatin, insanlarin, olaylarin, amaclarin hicbir degeri olmazdi. nasil olsa hep burdayim diye yan gelip yatilirdi. doktorlar olmazdi, asiri alkol almak, cok sigara icmek sorun olmazdi. bosa gecirilen yillarin, hapiste yatilan yillarin, sevdiklerini goremedigin yillarin degeri anlasilmazdi. olum tehlikesi tasiyan hicbir extreme sport olmazdi. olum korkusu olmazdi. hayata buyuk bir anlam yukleyen bir sey olum.
    4 ...
  38. 271.
  39. 272.
  40. 3 bilinmeyenli bir denklem...
    nerde, ne zaman, nasıl?
    5 ...
  41. 273.
  42. dünyada ilk saniye
    ölüm senin yavuklun
    zamanı gelecek işte o düğünün
    kaçan varmı ki?
    uçupta kaçan yokki
    fezaya gidipte yada
    her nefis ölümü tadacak ama
    her insan ölecek mi sence?
    avcı tavşanı niye arar bildin mi peki?
    avlamak için mi?
    yoksa göremediğinden mi?
    peki dilsiz susarmı bir gün
    yada duymaz bir daha sağır olurmu?
    görmez birgün kör olurmu peki?
    ölen bir daha ölürmü?
    gel yavuklunu bekletme
    bitsin bu hasret
    vuslata sırtını dönme
    hemen öldürde nefsini
    bir daha ölmeyi bilme.
    3 ...
  43. 274.
  44. bedenin; tanrının paletinden seçtiği sarı, mor ya da bir başka soğuk renge bulandığı an. hem maskenin düştüğü hem havlu attığın an. rollerinden sıyrıldığın, gerçek yüzünün ortaya çıktığı an. sadece bir ''an''. hepsi bu.
    3 ...
  45. 275.
  46. uyanma vaktidir..

    insanlar uykudadırlar öldükleri zaman uyanacaklar [Hz. Ali (ra)

    ya rabbî..ölüm bizi uyandırmadan önce bizi hakikate uyandır [Abdulkadir Geylani (ks) *
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük