bugün

sevdiği entry'ler

animal nitrate

like his dad you know that he's had
animal nitrate in mind,
oh in your council home he jumped on your bones
now you're taking it time after time

oh it turns you on, on, now he has gone
oh what turns you on now your animal's gone?

well he said he'd show you his bed
and the delights of the chemical smile,
so in your broken home he broke all your bones
now you're taking it time after time

oh it turns you on, on, now he has gone
oh what turns you on now your animal's gone?

what does it take to turn you on, on,
now he has gone?
now you're over 21?
now your animal's gone?
animal, he was animal, an animal...

şeklinde sözlere sahip suede şaheseri.

john carpenter

en iyi filmi the thing'dir bence.

akp nin kaybettiği belediyelerin bütçeleri

akp'yi akp yapan bazı belediyelerin kaybedilmesinin akp'yi bitireceğini uzun zamandır söylüyoruz.

akp'yi var eden bu belediyelerdir.
ama bunlar da elden çıkınca akp bitecektir.

bakın rakamlarla inceleyelim.

•istanbul büyükşehir belediyesi'nin 2019 yılı bütçesi 23.8 milyar lira. iett ve iski'yi de dahil edince 34.8 milyar lira oluyor.
bir de belediye teşebbüsleri var, bunların da senelik cirosu 24 milyar lira.
yani istanbul'un bütçesi totalde 82 milyar lira...
https://www.cnnturk.com/e...23-milyar-800-milyon-lira

•ankara büyükşehir belediyesi bütçesi 14 milyar lira.
http://www.hurriyet.com.t...i-geride-birakti-41034859

•antalya büyükşehir belediyesi bütçesi 3.4 milyar lira.
https://www.antalya.bel.t...-butcesine-meclisten-onay

•adana büyükşehir belediye bütçesi 2.35 milyar lira.
https://www.haberturk.com...sehir-belediyesinin-kasim

bunun izmir'i var, eskişehir'i var, aydın'ı, muğla'sı var...

bakın bursa var büyükşehir, akp kazandı.
bursa'nın bütçesi 2.5 milyar lira.
ama bursa şu an dünyanın en borçlu belediyesi.
akp dünyanın en borçlu belediyesinin hayrını görsün ne diyelim?

yukarıdaki rakamları alt alta toplayın, neden bu kadar yaygara çıkardıklarını anlarsınız.

ha, bir de madalyonun diğer yüzü var tabi...
bakın pek çok insanın sorgusuz sualsiz size oy vermesini istiyorsanız onları mamalamanız gerekir.

istanbul belediyesi yıllarca pek çok kişiyi güzel mamaladı.

2018 sayıştay raporlarına göre, istanbul bşb'den vakıflara aktarılan paralar şöyle;
görsel

sırf bu vakıflara aktarılan para 850 milyon lira.
bu rakam sayıştay'ın tespit edebildiği.
bir de edilmeyenler var, bir de yandaşlara verilen ihaleler var...

sayıştay raporlarına göre direkt erdoğan ailesine bağlı vakıflara aktarılan para ise 229 milyon lira.

bu vakıflar;
türgev: bilal erdoğan'ın vakfı.
tügva: yüksek istişare kurulunda bilal erdoğan var.
t3 vakfı: küçük damat selçuk bayraktar'ın vakfı.
okçular vakfı: prens bilal erdoğan'ın vakfı.
15 temmuz derneği: dernek kurucusu erdoğan'ın manevi oğlu mustafa varank.
birlik vakfı: recep tayyip erdoğan'ın kurucular kurulu 1 no'lu üyesi olduğu vakıf.

kurabiliyor musunuz bağlantıyı arkadaşlar?
bu bahsettiğim sadece istanbul belediyesi.

ilçe belediyeleri, ankara belediyeleri, diğer akp'li belediyelere girmedim bile.

akp'li belediyelerin vakıflara aktardıkları toplam paranın boyutunu varın siz tahmin edin.

böylece beka sorununun aslında ne olduğunu çok iyi anlayacaksınız.

(bkz: chp oy çaldı hırsızlık yaptı demek)
şimdi, hayatları hırsızlıkla geçmiş, mamalanmakla geçmiş olan aktroller 2 gündür kıyameti koparıyorlar.
neden?
işte bu yüzden.

vakıflara aktarılan bu paralar eğitime, kültür ve sanata aktarılacak.
aktrollerin mamaları kesilecek, açlık oyunları başlayacak.

işte bu beka sorunu, onların kendi beka sorunları.

alejandro jodorowsky

bilinç ve bilinçdışı üzerine muazzam bir kısa konuşması vardır. bir bilge edasıyla konuşur adeta.
metin haline getirdim konuşmayı:

"Hayatım boyunca bilinci geliştirmeye uygun metotları veya araçları bulmanın zorluğunu yaşadım. buradaki temel sorun, herkesin farklı bilinç seviyelerinde olmaları, aynı anlayış düzeyine sahip olmamalarıdır. bunun da basit bir nedeni var: bizler ikili varlıklarız; bilinçli zihinlerimiz, "bilinçdışımız" denilen denizde yüzen küçük gemilere benzer. bu bilinçdışılık denizine yakın olmak kahramanca, mitik bir iştir, kendini tamamen tanıman demektir. Çok az kişi bu savaşın üstesinden gelebilir. Çünkü hepimiz kendi bireyselliğimize bağlıyızdır. bize bir ad verilmiştir, bir aileye ait olan psikolojik bir sistemde geçmişin tekrarı şeklinde doğmuşuzdur. ve bir toplum yasalarımızı ve inançlarımızı oluşturan dil ve kültür ile iz bırakır bizde. Oysa tüm bunlar geçmişe aittir.
peki, nasıl ilerleyeceğiz? Bunu başarmak için kendimize bakacak ve kendi üzerimizde çalışacak cesarete sahip olmalıyız. Üç ihtimal var. Birincisi, kendimizi bir anda bir rüyada veya başka bir şeyin içinde buluveririz. içinde bulunduğun durumu kavrar ve ani bir aydınlanma yaşarsın, böyle olabilir. ikincisi, çalışmaya başlarsın, okursun, tekrar okursun. dua edersin, Çalışırsın, bu yolu izlersin. bu şekilde çalışırsın ve nihayetinde onu bulursun. Son olarak ise bunları yapmış birini bulursun ve o sana yardım eder. işte tüm seçenekler bunlardır.
zihin nereden geliyor? ilkelerimizi genişlettikçe zihnimizi ve bilincimizi de genişletiriz. neden? çünkü olduğumuz şey olma ve başkalarının bizden istediği şey olmama özgürlüğümüzü kazanmak için.
durum gayet basit: aile, bir klan, yakın bir birlik görevi yapan topluma bağlıdır. bu yüzden bir klana ait olan bir insanın en büyük korkusu sürgün edilmektir. aile şöyle der: "değişirsen, bizim bir parçamız olmazsın. yani değişirsen, seni artık sevmeyiz." erken çocukluktan itibaren, ailemizin bizim için yaptığı bazı tahminler, çizdiği yollar ve yaptığı planlar zihinlerimize işler. yeni bir şeyler arayarak bu beklentilere ihanet edersek sevgisizlikle ve en nihayetinde klanımızın korumasını kaybederek cezalandırılacağımızı ve sürgün edileceğimizi hissederiz.
çoğu kişi adına bağlıdır, tıpkı milliyetine, diline, fikirlerine, dinine ve ona miras kalan politik görüşlerine bağlı olduğu gibi. bunu değiştirmek için her şeyi çözümlememiz şart, tıpkı kimya gibi. bu, gerçek egomuza ve gerçek benliğimize ulaşmak için elimize geçen her şeyin merkezinde bulunan bir ayrıştırma işidir. çünkü bizler kendi hakikat algımızda yaşayamayız, "yanlış" bir ego ile yaşarız. daha annemizin rahminde bir kostüm giyeriz ve bazen işe yarar olan bu kostüm, sonrasındaysa bir hapishane olur. şayet çevremizi saran tüm olumsuz şeylerden arınırsak geriye bir elmas kalır. ailemizden bize bir hazine kalır: bizim için hissettikleri doğal sevgi. seviliyoruz. sonra keşfediyoruz bunu.
biri söylemişti bana: "kendini bulduğunda, kendini dünyadan kesmiş olursun." "kendin" olamazsın aslında, "kendimiz" oluruz. bireysellikten ayrı olarak insanlığa geçmemiz gerektiğini söylüyorum. insanlığı düşünmek, birey olarak düşünmekten çok farklıdır. birey olarak benim amacım ne? başarı kazanmak, zengin olmak, övülmek, iyi beslenmek, zina yapmak, insanların, bireylerin istedikleri şeyler işte. mutluluk isterim, değil mi? zorluk istemem falan. sadece sevilmek isterim. peki, insanlık adına konuşan birinin amacı nedir? bu sefer işler değişir. akla ilk gelen, insanlığın hayatta kalmasıdır.
bilinçdışına mantıklı bir dil konuşmasını öğretemeyiz. ancak bilinçli bir zihne bilinçdışının diliyle konuşmasını öğretebiliriz. böylece bilinçdışı denileni anlamış olur. bilinçdışı, metaforu anlar.
şu basit ve saçma örneğe bakalım. yani gerçekten saçma ama durumu anlatıyor. aptal bir falcı tarot kartlarına bakar ve şöyle der: "sana yakın biri ölecek ve bu sana çok para kaybettirecek." bunu duyan kişi takıntılı hale gelecektir. aklımıza bir tahmin geldiğinde, bilinçdışı da bundan etkilenir ve o şeyin olacağına dair bir eğilim ortaya çıkar. eylem gerçekleşmediği sürece, kişi rahatlayamayacak ve hatta korku içinde kalacaktır. o kişiye şöyle dedim: "eylemi gerçekleştir o halde. bir canlının yanında ölmesini izle ve bu sana çok para kaybettirsin. pencereleri kapat(yaz vakti ispanya'dan biriydi), sinek ilacı sık ve yanındaki bir sineği ölürken izle. böylece kehanetin ilk kısmı gerçekleşmiş olur. sonra bir kağıda beş euro yaz, yanına altı sıfır ekle, beş milyon olsun böylece. sineği bu kağıda sar ve göm. böylece sana yakın biri ölmüş olacak ve bu sana çok fazla paraya mal olacak." kehanet gerçekleşmiş oldu ve kişi bunu gördü, böylece de takıntı gitti.
toplumlar nasıl yaratılır? rüyalar vardır, sonra bu rüyalar şarkı olur, sonra şarkılar mit olur, sonra bu mitler yazılır ve yasalar oluşur. yani toplumun temelinde mitler vardır. toplumu ayakta tutan dinsel mitlerdir. mitleri farklı şekilde yorumlayabiliriz, her zaman mümkündür bu. onları yenileriz ve toplumu tehlikeye atmaz bu. ancak bu kurucu mitlere saldırırsak, toplum sarsılır çünkü siz temeli tehlikeye atmışsınızdır. toplumun temelindeki bir şeye saldırırsanız toplum da size saldırır ve sizi ölüme mahkum eder. oysa kurucu miti alıp yeniden yorumladığınızda toplum değişmeye başlar."

konuşmanın video kaydı için:

https://www.youtube.com/w...?v=S8U9ldNZPIk&t=309s

five easy pieces

jack nicholsun ın döktürdüğü 1970 yapımı, yönetmeniliğini bob rafelson un yaptığı harikulade film.

bir inceleme;
http://aydanizlenimler.bl.../07/five-easy-pieces.html

ayrıca bu filmde nicholson, chopin in 4 numaralı prelüdünü iyi çalmıştır.
http://youtu.be/DN4af-wzjak

max stirner

felsefe tarihinin günah keçisi,kötü çocuğu olarak bilinmektedir.henüz yeniden keşfedilmemiştir ama bence en az nietzche kadar önemli biri.
yıkılmaz duvarlarla karşılaştığında nietzche duvarlara saldırırken,stirner duvarların karşısına geçip kahkahalarla gülerdi.

max stirner

http://www.projektmaxstirner.de/proje.htm
sitesinde bazı görüşleri yer almaktadır.

insanların ürettiği -ya da türetti demek doğru olur- kavramların insana egemen olmasına anlam veremeyen ve bu konu da haklı olan bireysel anarşizmin yapı taşlarındandır.

freud dan önce insanın psikolojik gelişimini inceleyen ve doğru tespitlerde bulunmuştur. doğru tespitlerde bulunduğu ise freud ve adler'in bilimsel çalışmalarıyla insanın psikolojik gelişimini bilimsel bir dayanağa oturtmasıyla anlaşılmıştır.

gerçek bir dehadır bu stirner.

hurt

--spoiler--
if i could start again
a million miles away
i would keep myself
i would find a way
--spoiler--

bazı şeyleri çok güzel anlatan johnny cash şarkısı..

https://www.youtube.com/watch?v=SmVAWKfJ4Go

hurt

saygılar, üstadsın, senin gibisi gelmeyecek bu dünyaya bir daha.
I hurt myself today
to see if i steel feel.

hurt

"everyone I know goes away in the end" sözüyle hayatın ne kadar boş olduğunu bir kez daha hatırlatır johnny cash.

hurt

i hurt myself today
bugün kendimi incittim

to see if i still feel
hala hissediyor muyum diye

i focus on the pain
acıya odaklandım

the only thing that's real
tek şey bunun gerçek olduğuydu

the needle tears a hole
iğne bir delik yırttı

the old familiar sting
eski tanıdık sızı

try to kill it all away
o acıyı kesmeyi denedim

but i remember everything
ama her şeyi hatırlıyorum

what have i become?
ne olmuştum ben?

my sweetest friend
en tatlı arkadaşlarım?

everyone i know
tanıdığım herkes

goes away in the end
son'da ebediyen gitti

you could have it all
hepsine sahip olmalısın

my empire of dirt
benim toz imparatorluğumun

i will let you down
kötü bir duruma düşmene izin vereceğim

i will make you hurt
canını yakacağım

i wear my crown of shit
b.k tacımı giyerim

upon my liar's chair
yalancımın sandalyesinin üzeri

full of broken thoughts
kırılmış düşüncelerle dolu

i cannot repair
ben onaramam

beneath the stain of time
zamanın lekesi altında

the feeling disappears
duygu yok olur

you are someone else
sen başka birisisin

i am still right here
ben hala buradayım

what have i become my sweetest friend
ne oldum ben en tatlı dostlarım?

everyone i know
tanıdığım herkes

goes away in the end
son'da ebediyen gitti

you could have it all
hepsine sahip olmalısın

my empire or dirt
benim toz imparatorluğumun

i will let you down
kötü bir duruma düşmene izin vereceğim

i will make you hurt
sana acı çektireceğim

if i could start again
eğer yeniden başlayabilirsem

a million miles away
bir milyon mil ötede

i would keep myself
kendini muhafaza edeceğim

i would find a way
bir yol bulacağım...

hurt

johnny cash'in o tok sesiyle söylediği güzel şarkısı..

i hurt myself today
to see if i still feel
i focus on the pain
the only thing that's real
the needle tears a hole
the old familiar sting
try to kill it all away
but i remember everything
what have i become?
my sweetest friend
everyone i know
goes away in the end
you could have it all
my empire of dirt
i will let you down
i will make you hurt
i wear my crown of shit
upon my liar's chair
full of broken thoughts
i cannot repair
beneath the stain of time
the feeling disappears
you are someone else
i am still right here
what have i become my sweetest friend
everyone i know
goes away in the end
you could have it all
my empire or dirt
i will let you down
i will make you hurt
if i could start again
a million miles away
i would keep myself
i would find a way