bugün

içimizdeki şeytan

hakeden yüzlere tokat gibi çarpan bir sabahattin ali romanı. romanda bab-ı ali sürtüşmeleri, aydın bir zümrenin birbirlerine karşı istihfafları, bir takım çürük fikirler (bkz: faşizm) üzerinden elde edilmesi planlanan şöhret ve para, toplumun aciz ve iradesiz birey üzerindeki keskin rolü çarpıcı bir biçimde anlatılıyor...
öte yandan insanın yalnızlığı mükemmel bir şekilde işlenmiş. ve asıl mesele: içimizdeki şeytan
yaptığımız yanlışların mesuliyetini üzerimizden atabileceğimiz, kendi nefsimizi bir tesadüfün kurbanı gibi görerek bir nevi kendi kendimizi aklayabileceğimiz bir ara eleman. halbuki ne şeytanı diyor sabahattin ali ömerin ağzından, ''.... ne şeytanı azizim, ne şeytanı? bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması...içimizdeki şeytan pekte kurnazca olmayan bir kaçamak yolu...içimizde şeytan yok...içimizde acizlik var...tembellik var...iradesizlik, bilgisizlik bunlarında hepsinden korkun bir şey; hakikati görmekten kaçmak itiyadı var...''