Ayasofya konusundaki düşüncem muhalif çizgide olan biri olarak senelerdir bellidir. inancım ne olursa olsun, Ayasofya'nın cami olmasını hep savundum. Nitekim daha önceki sözlerim ve eylemlerim de ortadadır. Hatta dolayısıyla seksen küsür yıldır savunulan bir şeyi, desteklemediğim biri gerçekleştirdi diye niye eleştireyim?
Hep diyorum, demeye de devam edeceğim. AyaSofya ile ilgili alınan her karâr, sadece dış politika ile ilgilidir. istediğiniz kadar olayları iç politika açısından yorumlayın, bir anlamı olmaz. Bu karar, Mavi Vatan, Adalar Denizi, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs konusunda yaşananların, tarihi siyasetteki karşılığıdır.
Biraz tarihi-siyasi bilginiz ve fikriniz varsa, Türkiye'yi buna zorlayan hamlelerin neler olduğuyla ve Türkiye'nin karşı karşıya olduğu dış sorunlar hakkında düşünün.
Edit: açlık, süleyman şah türbesi edebiyatı yapmayın. Bu konu iç siyasetin çok üstünde bir durum. Aç olan kişiye egemenliği elbette anlatamazsın. Ama aç olan kişiye, toprağının değerini de anlatamazsın. Bu durumda vatanı da anlatamazsın demiş olursun. Egemenlik yoksa, vatan da yoktur. Ve nitekim Ayasofya bir hakimiyet konusudur. Kabul etseniz de öyledir, etmeseniz de öyledir. Bu konuda yapacak hiçbir şey yok. Ayasofya, iplerin koptuğunu gösterir. Sorunun yoksa, çok güçlüysen dokunamazsın. Başka ihtimal kalmadığı için bu yapılır.
Süleyman Şah Türbesi'ne gelirsek; türbenin taşınmasını, o zaman da eleştirdim. Ancak bunu eleştirmem, AyaSofya'nın camiye çevrilmesini desteklediğim gibi davamı reddeceğim, karşı olacağım anlamına gelmiyor.