bugün
- iyi bir insan olmak için ne yapmam lazım15
- karadeniz bölgesinde yaşamak9
- mauro icardi'nin karısı8
- en obez özelliğiniz14
- larisalisa'nın parayla şukulatması9
- namuslu erkek bulmanın çok zor olması16
- 15 mayıs 2024 türkiye japonya voleybol maçı9
- herkesin merak ettiği o piç erkeğim soru alayım18
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi29
- sütyen takmaktaki inanılmaz mantık hatası19
- icardi190514
- şampiyonluk için yanak okşatmak52
- gençler iş beğenmiyor8
- nişanlı kalmanın saçma olması9
- sevdiğiniz sözlük yazarları16
- kızılcık şerbeti dizisi12
- iki adım atınca kan ter içinde kalmak8
- öpüşme ile bulaşan hastalıklar8
- en nefret edilen yazarlar9
- hangi sözlük yazarı ile uyumak isterdin14
- kaç yaşındaki insan evde kalmıştır14
- anın görüntüsü15
- larisalisa18
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri16
- aç karnına poğaça yemek11
- karşı cinse giyim önerileri11
- otoyol ve köprü geçiş ücretlerinin zamlanması20
- jose mourinho29
- en dindar özelliğiniz25
- chat sitesi kurmak9
- yaz aşkı varda kış aşkı neden yok11
- embesil yazarlar9
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı25
- doğum gününde hatırlanmamak19
- düşün ki o bunu okuyor8
- en taşaklı kızların bizim sözlükte bulunması16
- en havalı erkek meslekleri16
- her erkeğin unutamadığı bir kadın vardır10
- burçlara inanmak9
- kezo dili ve edebiyatı8
- zall beceremiyorsan bırak git13
- sözlüğe yeni gelen masum erkek12
- bugün hangi kadın yazara ne diksem15
- hayatınızda kaç kere reddedildiniz19
- kahverengi gözlü olmanın hiç bir işe yaramaması14
- sözlük erkeklerini evire çevire pataklamak8
- şort diken müzisyen motorcu uzun boylu yazar11
- icardi1905 ile jakuziye girmek10
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak17
- ali koç9
Şiirin adı "Kitabe-i Seng-i Mezar"dır. Mezar taşı yazıtı anlamına gelmektedir. Şiirin başlığında ki mezar, mezar taşı kelimeleri okuyucuda olumsuz bir duygu değeri oluşturmaktadırlar. Mezar ve mezar taşı göstergeleri ölüm, soğukluk, ürperti duygularını ifade eder. Başlıkta geçen kitabe kelimesi ise bir kimse veya bir olayın anısını yaşatmak için mezarının başına yazılan yazı anlamına gelmektedir. Şiirin başlığı bize bir ölüm olayı olduğunu ve ölünün hikâyesinin anlatılacağını söylemektedir.
Mezar kitabelerinde genel olarak bu dünyadan ayrılmanın zorluğu, geride bırakılanlarına duyulacak özlem ve ölümün kaçınılmazlığı vurgulanır. Orhan Veli' nin şiirinde ise kitabelerin bu geleneksel ifadelerine karşı bir ironi görülür. Şiirin ilk kısmında göstergelerin göndergesel anlamlarını kullanır. Şiirde geçen kelimelerin ilk ve düz anlamlarına yer verir. Yalınlık ve içtenlik şiire hâkimdir. Şiir de "nasır" gibi insanlarda kötü çağrışımlar yapan bir göstergeyi kullanmaktan kaçınmaz. Son mısrada geçen Süleyman Efendi göstergesi de bize şiir dünyamızda yer bulmuş diğer Süleymanları hatırlatır.(Kanuni Sultan Süleyman, Süleyman Peygamber)
Şiirin ilk kısmını düz yazıya çevirirsek "Dünyada nasırdan çektiği kadar hiçbir şeyden çekmedi. Hatta çirkin yaratıldığından bile o kadar müteessir değildi. Kundurası vurmadığı zamanlarda Allah' ın adını anmazdı ama günahkârda sayılmazdı. Süleyman Efendi' ye yazık oldu." şeklinde olur. Aynı kelimelerin düz yazı ile şiir hali arasında büyük bir etki farkı olduğunu görürüz. Şiirin etkileme gücünün devrik cümleler ve şairin mısraları bölme şeklinde olduğu ortaya çıkar.
Şiirin ikinci kısmında şair Shakspeare' den bir alıntı yapar. "To be or not to be" ifadesi bir göstergedir. Hem Shakspeare hem de "olmak ya da olmamak" ifadesinin taşıdığı anlamlar işaret edilir. Süleyman Efendi' nin büyük ihtimal Shakspeare' ın bu sözünden hiç haberi olmamıştı. Şair bu kelimeleri ingilizce olarak şiirde kullanarak şiirinin teması ile ilgili bir atmosfer yaratmaya çalışır. Süleyman Efendi ve onun temsil ettiği sıradan insanlar için o kelimelerin ne kadar anlamsız olduğunu vurgular. Shakspeare' in sözlerinin anlamından ise Süleyman Efendi' nin yalnızlığı ne kadar kanıksadığını ve yaşayıp yaşamamak üzerine düşünmediğini anlarız. Şiirin ikinci kısmında da kelimelerin gündelik kullanımlarının dışına çıkılmaz.
Şiirin üçüncü ve son kısmında boş ekmek torbası ve matara göstergeleri ile Süleyman Efendi' nin fakir ve sade hayatı ifade edilir. Rüzgârın esip hafif nesneleri uçurup götürmesi gibi Süleyman Efendi' ye ait bu dünyada ne varsa hepsi bir bir dağılır ardında hiçbir şey kalmaz. Bir hatırlayanının bile olmamasından dolayı adı bile bu dünyadan unutulup gider. Şair, rüzgâr göstergesine ölümün insanı bu dünyadan alıp götürmesi yan anlamını katar. Süleyman Efendiden geriye sadece kahve ocağına el yazısıyla yazdığı yazı kalır. Burada el yazısının şiirde geçmesi şahsi ve taklit edilemez oluşuyla alakalıdır.
Orhan Veli' nin, şiirin Kanuni Sultan Süleyman' ların dışında sıradan vatandaş Süleyman Efendi gibiler içinde yazılabileceğini göstermeye çalıştığı bu şiirde Orhan Veli hikâyesini anlattığı Süleyman Efendi' nin yalın, içten dilini kullanır. Söz sanatlarına yer vermez.
Şiirin adında Eski edebiyattaki Farsça uzun tamlamalara yaptığı bir gönderme görürüz. Şiire "nasır, vuran kundura" gibi kelimeleri sokar. Gösterge bilim açısından bakarsak kullandığı göstergelerin çağrışımlarıyla da Süleyman Efendi' nin fakirliği, yalnızlığı ve hayata bakış açısını okuyucuya göstermiştir. Kullandığı göstergelerin işaret ettiği anlamlar ise çoğunlukla kelimelerin ilk anlamları olmuştur. Bu tercihi hem şairin şiir anlayışı hem de anlattığı şahısla şiirin uygunluğu olarak değerlendirebiliriz.
Mezar kitabelerinde genel olarak bu dünyadan ayrılmanın zorluğu, geride bırakılanlarına duyulacak özlem ve ölümün kaçınılmazlığı vurgulanır. Orhan Veli' nin şiirinde ise kitabelerin bu geleneksel ifadelerine karşı bir ironi görülür. Şiirin ilk kısmında göstergelerin göndergesel anlamlarını kullanır. Şiirde geçen kelimelerin ilk ve düz anlamlarına yer verir. Yalınlık ve içtenlik şiire hâkimdir. Şiir de "nasır" gibi insanlarda kötü çağrışımlar yapan bir göstergeyi kullanmaktan kaçınmaz. Son mısrada geçen Süleyman Efendi göstergesi de bize şiir dünyamızda yer bulmuş diğer Süleymanları hatırlatır.(Kanuni Sultan Süleyman, Süleyman Peygamber)
Şiirin ilk kısmını düz yazıya çevirirsek "Dünyada nasırdan çektiği kadar hiçbir şeyden çekmedi. Hatta çirkin yaratıldığından bile o kadar müteessir değildi. Kundurası vurmadığı zamanlarda Allah' ın adını anmazdı ama günahkârda sayılmazdı. Süleyman Efendi' ye yazık oldu." şeklinde olur. Aynı kelimelerin düz yazı ile şiir hali arasında büyük bir etki farkı olduğunu görürüz. Şiirin etkileme gücünün devrik cümleler ve şairin mısraları bölme şeklinde olduğu ortaya çıkar.
Şiirin ikinci kısmında şair Shakspeare' den bir alıntı yapar. "To be or not to be" ifadesi bir göstergedir. Hem Shakspeare hem de "olmak ya da olmamak" ifadesinin taşıdığı anlamlar işaret edilir. Süleyman Efendi' nin büyük ihtimal Shakspeare' ın bu sözünden hiç haberi olmamıştı. Şair bu kelimeleri ingilizce olarak şiirde kullanarak şiirinin teması ile ilgili bir atmosfer yaratmaya çalışır. Süleyman Efendi ve onun temsil ettiği sıradan insanlar için o kelimelerin ne kadar anlamsız olduğunu vurgular. Shakspeare' in sözlerinin anlamından ise Süleyman Efendi' nin yalnızlığı ne kadar kanıksadığını ve yaşayıp yaşamamak üzerine düşünmediğini anlarız. Şiirin ikinci kısmında da kelimelerin gündelik kullanımlarının dışına çıkılmaz.
Şiirin üçüncü ve son kısmında boş ekmek torbası ve matara göstergeleri ile Süleyman Efendi' nin fakir ve sade hayatı ifade edilir. Rüzgârın esip hafif nesneleri uçurup götürmesi gibi Süleyman Efendi' ye ait bu dünyada ne varsa hepsi bir bir dağılır ardında hiçbir şey kalmaz. Bir hatırlayanının bile olmamasından dolayı adı bile bu dünyadan unutulup gider. Şair, rüzgâr göstergesine ölümün insanı bu dünyadan alıp götürmesi yan anlamını katar. Süleyman Efendiden geriye sadece kahve ocağına el yazısıyla yazdığı yazı kalır. Burada el yazısının şiirde geçmesi şahsi ve taklit edilemez oluşuyla alakalıdır.
Orhan Veli' nin, şiirin Kanuni Sultan Süleyman' ların dışında sıradan vatandaş Süleyman Efendi gibiler içinde yazılabileceğini göstermeye çalıştığı bu şiirde Orhan Veli hikâyesini anlattığı Süleyman Efendi' nin yalın, içten dilini kullanır. Söz sanatlarına yer vermez.
Şiirin adında Eski edebiyattaki Farsça uzun tamlamalara yaptığı bir gönderme görürüz. Şiire "nasır, vuran kundura" gibi kelimeleri sokar. Gösterge bilim açısından bakarsak kullandığı göstergelerin çağrışımlarıyla da Süleyman Efendi' nin fakirliği, yalnızlığı ve hayata bakış açısını okuyucuya göstermiştir. Kullandığı göstergelerin işaret ettiği anlamlar ise çoğunlukla kelimelerin ilk anlamları olmuştur. Bu tercihi hem şairin şiir anlayışı hem de anlattığı şahısla şiirin uygunluğu olarak değerlendirebiliriz.
güncel Önemli Başlıklar