bugün

yeditepe üniversitesi

Hayatımın en güzel yaşlarını çatısı altında geçirdiğim üniversite.
Bir üniversiteden ne bekliyorsunuz; bilmiyorum. Belki de hiçbir şey beklemediğimdendir, emin değilim fakat Yeditepe'nin bana verdiklerini ömür boyu cebimde taşıyacağım. Oradaki her görevimde aldığım yaka kartlarından yaptığım koleksiyon benim için binbir anı saklıyor.
Klişeleri çürüterek başlayalım;
Zannedildiği kadar şehire uzak bir yerde konumlanmıyor. Caddeye, bostancıya 20 dk. Kadıköy tek vesait, 40 dk. Taksime de üst kapıdan tek vesaitle gidebiliyorsunuz.
Kapısında burslular ve köpekler giremez yazmıyor. Zira okulun çoğunluğu bir şekilde burslu ve kampüste yaşayan köpek sayısı 70'e yakın.
Tiki kızlar evet, var. Lakin bu kızlar zaten istemediğiniz sürece sizin hayatınıza dahil olmaya meraklı değil. Kaldı ki 23 bin insanın içerisinde tiki kız/erkek sayısı 2 bini geçmez.
Bursluların değil, burssuzların ezildiği bir kampüs. Ki birçok öğrenciye verdiği ekstra burslarla rahat bir hayat yaşatıyor olması da cabası.
Burs kesmek için kasan bir yer asla değil. Hocalar kimin burslu olup, olmadığını da bilmezler.
Hayatınızın en güzel arkadaşlıklarını burada kurabilirsiniz. Tek kampüs olduğu mezun olduğunuzda 64 farklı bölümden arkadaşınız olma ihtimali çok yüksek.
Hocaların kapıları şeffaftır. Dilediğiniz zaman en baba hocalarla kolayca görüşebiliyorsunuz ki bu hocalar normalde insanların ulaşmak için aylarca beklediği insanlar (bkz: Mario Levi)
Okulun her türlü imkanından kolayca yararlanabiliyorsunuz. Diyelim ki bir Tıp öğrencisisiniz ve kısa film çekmek istiyorsunuz.
RTS'den kolayca ekipman talep edebiliyorsunuz.
Bir öğrenci kulübüyle bir etkinlik yapacaksınız, Ankara'ya gitmek istiyorsunuz, okul size araç tahsis ediyor.
Bir konferansa gideceksiniz, uçak biletinizi alıyor.
Bir deney yapacaksınız dilediğinizce laboratuvarı kullanabiliyorsunuz.

Bu liste uzar gider...
Bir üniversiteden ne bekliyorsanız burada var. Aksini iddia edecek olan da buyursun, tartışalım.