bugün

feodalizm

üretim araçları ve üretimi toprağa dayalı olan ekonomik, kültürel, siyasal bir sistem. özellikle batı avrupa tarihinin bir kısmına damgayı vurmuş, etkileri uzunca sürmüştür.

öncelikle feodalizmin ekonomik ilişkileri günümüze göre çok daha basittir, toprağa bağlı olduğu için oldukça durağandır. üretim araçlarının sahibi feodal beydir, toplum merkezi olarak örgütlenmemiştir. üretenler ise köylü olarak adlandırılan paralı köle ile normal köle arasında bulunan birey olamamış, eski bir toplumdan kalma bir sınıf artığıdır. sınıf artığı kelimesi onların içinde yaşadığı zor koşulları meşru olarak göstermek yerine neden bu dönemin durağan geçtiğine dair küçük bir artı bilgidir.

merkezileşmenin olmadığı bu dönemde feodal beyler bir kral adına toprağını yönetebileceği gibi tek başında yönetebilirdi. köylü onun malıdır ve istediği gibi alıp satabilir, öldürebilirdi. köylüye verdiği karşılık ise yalnızca hayatını devam ettirebileceği kadar, bu dönemin köleci toplum düzeninden en büyük farkı ise toprağı işleyenlerin köleler gibi insan dışı sayılmamasıdır, bir nevi manevi bir ihtiyaç giderme.

üstyapı olarak dinin yüceltildiği feodalizm, skolastik düşünce biçimi ile tarihin akış hızını yavaşlatmış, korkunç bir durağanlığa itmiştir. bu altyapı-üstyapı ilişkisi ekonominin neredeyse hiç büyümemesi üstüne yoğunlaşır. işte bundan yola çıkarak köylülerin neden bu dönem gelişemediğini neden köylülük yerine asıl gelişenin para akışı ile beraber burjuvazi olduğunu bize gösteriri.

marksist yazarların çoğu türkiye, çin gibi ülkeleri bu durumun dışında tutmaya çalışsa bile bu 20.yy'ın bize öğrettikleri ile ters düşmüştür. özellikle ülkemizde feodal ağa onun şıracısı şeyhler, şıhlar diğer bir yandan çarpık kapitalistleşme sonucu oluşan tefeci- sanayici kentli sınıfları ülkeyi çıkmaza sokmuş ve kapitalizmi bile ilginç, çirkin ve bir o kadar kişiliksiz geliştirmiştir. sonuç açık. fazla söze gerek yok...

feodalizm haçlı seferleri, coğrafi keşifler ile yerini yavaş yavaş kapitalizme bırakmaya başlamış ve bu eski köhnemiş düzen yavaşla merkezi ulus devletlerini yaratmaya başlamıştır. feodalizm içine düştüğü açmazdan kurtulmak için sanayi devrimine göreceli olarak izin vermiş fakat bu sistemi yıkmıştır. 1789 fransız devrimi ile kesin bir yıkım sağlanmıştır batı dünyasında. bir sonraki düşünce biçimi için;

(bkz: kapitalizm)