bugün

haruki murakami

yeni gözdem.

haşlanmış harikalar diyarı ve dünyanın sonu adlı eserini okumuş, sahilde kafka ile kendisine devam etmekteyim.

yazarlar arasında en çok rahatsız olanları seven bünyemde, gerçekten rahatsızlığıyla meşhur olduğunu söyleyebilirim. ağır ağır ama derinden adamın epeyce canını sıkan bir yapısı var.

sahilde kafka adlı eserdeki "kader" tasviri, tasvir kabiliyetinin üstünlüğünü ciddi anlamda gösteriyor.

kitaplarında kullandığı belli başlı unsurlar var, kedi mesela, özellikle yenilen yemekleri çok net bir şekilde tasvirliyor ve dahası da şimdiye kadarki kitaplarında kütüphane ögesi oldukça mevcut. illa ki bir kütüphane olacak kitapta, çaresi yok.

en nihayetinde kitap bitiyor, çok uzun da olsa orta uzunlukta da olsa kitap bitiyor ama size bunca hikayeyi niye anlattı, sonra niye oldu, hiçbir fikir yok, aklınız höngedenek kalıyor öyle.

haşlanmış harikalar diyarı ve dünyanın sonu adlı eserde bulunan yürek ve dünyanın sonu metaforları da oldukça başarılıydı. ne diyor, dünyanın sonu insanın yüreğinde miydi, öyle bir şeyler.

şimdiye kadar niye okumadığımı, hatta adını bile duymadığımı bilmiyorum ancak, sahilde kafka yı bitirmeden daha 1q84 siparişimi verdim. alayım da dursun, bi gün illa ki okurum ben onu da.

onunla ilgili olarak da, "yürekten sevdiğin bir insan varsa, bir kişi olsun yeter, hayatın kurtulmuş demektir." der giderim.

galiba harukiciim, seni de yerim.