bugün

bize göre

ahmet haşim şöyle der bu kitabının sebze yiyiciler bölümününde;
içinde bir ibadet yerinin sakinliği ve terbiyesinin hüküm sürdüğü bu lokantaya üç gün devam ettikten sonra, bedenimin yavaş yavaş masum bir çocuk vücuduna döndüğünü ve ruhumun artık zehirli ekşimelere sahne olmamaya başladığını zevkle hissettim. dünyanın manzarası gözümde değişmeye başladı: bütün işgalci avrupa halkı bana masum sebze yiyici milletlerle uğraşan, kanlı ve uzun dişli canavar sürüsü şeklinde görünmeye başladı. sömürge siyasetini et aramak hırsıyla açıklamaya başlıyordum. fakat şunu da itiraf ediyorum ki, bütün faydalı hayat hırslarını körükleyen ettir ve hareketi ağır sebze yiyiciler, etle beslenmeye alışıncaya kadar pençeli hayvanların zavallı bir avı olmaya mahkumdur.
burada ahmet haşim pariste kaldığı süre zarfında paris halkının sadece durmadan et yediğinden ve pariste başka yemek bulamadığından yakınıyordu. birgün arkadaşıyla gezerken böyle bir lokantaya rastlar ve bunu anlatır.
gerçektende muazzam bir dil ve örnekleme. avrupa devletlerinin sömürge politikalarını etkileyici bir dille anlatmış dönemde.
bu kitabı herkese öneririm. fazla zamanınızı almaz meraklanmayın. 120 sayfa falan.