bugün

entry'ler (12)

sözlük yazarlarının tuttuğu yabancı takımlar

italya : liverno devrim türkülerinin takımı
ingiltere : liverpool halkın takımı
ispanya : barcelona ezilen baskların dünya ya haykırışını en derin haykırışlar eşliğinde ilan eden takım
türkiye : adana demirspor
almanya : dortmund
yunanistan paok
iran : persepolis
ermenistan: pjunik
kıbrıs cumhuriyeti( birleşik kıbrıs): famagusta + çetinkaya
ukrayna: karpaty liviv
rusya : rubin kazan
moğolistan: erchim
litvanya ınter turku

keles

Bursa'nın güneyine doğru inilirken yolu keskin virajlarla tümseklerle dolu, yol çalışmalarının hiç bir zaman bitmediği dağlardan geçersin ulaşmak için. güzele güzelliğe zordur ulaşmak. iyi saklanmış kendini hiç bir zaman deşifre etmemiş zamana karşı yenilmemiştir. Bursa şehir insanın; "dağlı" diye tabir ettikleri insanların memleket girişidir. dünyadaki cennetin zamana meydan okuyan ilçesidir. kocayaylasıyla yörük türkmen oyunlarıyla keçileriyle koyunlarıyla çadırlarıyla köy evleriyle kendini tanıtır. kültüründen hiç bir şey kaybetmemiş çoğu kültürü etkilemeyi başarmıştır çoğu zaman. ayrıca ilkleri de yaşatmaktadır marmara bölgesine. marmara bölgesinin en iyi çilek ve kirazları buralardan çıkar. hatta Türkiye Cumhuriyeti'n in ihracat ettiği kirazların çoğu bu bölgenin kirazlarıdır. marmara bölgesinin ilk ve tek kan davalı köyü de bu sınırlar içinde yer alır. kültürüyle yaşam şekilleriyle bursa şehir halkı tarafından hoş görülmemekle adeta batının kürtleridirler dağlı yörük türkmen keles insanları. kocasuyunda rafting keyfi insanı farklı yerlere götürür. kocayaylası tarih kokar. bir iç çekişinle birlikte tarihi bir daha yaşarsın orada türkmen çadırları gözünün önüne gelir, atlar sıra sıra geçmektedir. bir çoban akşam güneşinin batış manzarasında karşına çıkar kavalıyla ve çıkınıyla. köpeklerin havlamaları insana derin bir müzik tınısı gibi gelir. bir yanda osmangazi'yi görürsün ağarmış sakalıyla oğlunun düğününü en şen şekilde yapmaktadır yörük oyunlarıyla. az öteden gelin getirilir at üzerinde beyazlar içersinde nilüfer gerçekliğindedir. solunda damadı görürsün maruz bakışlarıyla keskin yüz hatlarıyla dikilir karşına. biraz yürürsün yaylanın ortasına gelirsin. orada aldığın uzun bir nefesle birlikte gözlerin kamaşır. şaşalı bir düğün sonunda osman ve orhan hanlar karşında dikilmektedirler. kulak verirsin canı gönülden dinlersin osmangazinin verdiği öğütleri oğulcuğuna. gözlerin kamaşır ilerlemeye devam edersin. karşına anasultan çıkıverir ilçenin güney çıkışında. köylerine doğru gidersin bir an ilerlesin tümsekli asfaltsız yollarında. bir köy çocuğu çıkar karşına aniden tahtadan yaptığı arabasını sürmektedir. bir kız çocuğu tütünlerini büyük kasnağa doğru iğneleyerek geçirmektedir boyuna ve yaşının küçüklüğüne aldırmadan. akçapınar ile belenören köyleri arasındadır artık. oradan ören yerine doğru çıkmaya başlarsın. eşsiz mimari eserlerin olduğu yerdesindir ama o eşsizliği göremezsin nitekim herhangi bir eser kalmamış denecek kadar azdır orada. zamana yenik düşmüştür buralar bir çoğu da tahrip olmuştur. diğer eserler ise toplanarak ya devlete verilmiş ya da kaçırılmıştır güzelim cennet bölgesinden. içinden yasak kelimeleri saymak gelir onlara. ilerlersin haydar köyündesindir şimdi terkedilmiş varsayımı içindesindir. köy kaderine terkedilmiş gibidir. kimseler yoktur sokaklarında. ararsın, bir kaç insan zordur bulmak burda. sonunda biri gelir uzaktan beli yeterince bükülmüş elinde değneğiyle selam verir hoşgeldin eder. doğrudan evine almak ister seni. uğrar bir çayını içersin elbet. hemen evinde olan ne varsa önüne dökülür. yemen için durmadan ısrar edilirsin. çok göç verildiğinden bahseder beli dert tasa çekmekten bükülmüş amcanın. eskiden yüz hanenin üstünde nüfusunun olduğunu deyme civar köyleri kıskandırdıklarını söyler zamanında. haydar da zamana ve yoksulluğa yenik düşmüştür buralarda. yine de umutludurlar burada kalan insanlar. haydar mezarlıklarından doğru ineriz aşağıya doğru artık o muhteşem yerdeyizdir. suyun sesinin ahenki alır götürür bizi. burdan ayrılmak istemez her gelen sanki. suyun gürül gürül kimi zaman nazlı nazlı ki zamansa hoyrat bir delikanlı havasında delicesine akar gider. geçersin köprüden karşıya delikli bir taştan ilerlersin iki derme çatma bir yer gelir karşına. buranın hamam olduğunu anlarsın az bir zaman sonra. sıcakla soğuğun iç içe olduğu bir yerdesindir şimdi. bir elin gürül gürül akan mükemmel soğuk kocasudayken diğer elin sıcak ve vitaminli kaynak sudadır artık. ayrılmak istemezsin ama zamanı durdurmaya gücün yetmez. haftalar aylar yıllar geçirmek istersin bu küçük şirin cennetten bir köşeyi andıran ilçede. zaman tükenir ama bu güzellikleri arkanda bırakır gidersin işte yine. böyle güzel uludağ'ın vazgeçilmez 4 dağ ilçesinden biri olan keles doğal yaşamıyla el sallayan topraklardan biridir.

gece denize girmek

gece zifiri karanlık herşey olabildiğine sakin. gözler arar mavilikten çıkma hayaliyle, her an sevgilinin. lakin boş ne bir ses gelir ne de en düşük bir ışık. yıldızlar kuşatmıştır gökyüzünü yine düşman askerini beklercesine bir bir sıralanmışlardır. bir ses vermez onlarda terbiyesiz kelimeler dökülür ağızlardan ama halen suskundur deniz. son seçenek kalır geriye. alabildiğine başlar koşmaya, aslanın avına koşması misalidir koşuslar. ulaşır nihayetine. ufak bir ürpertiyle dolar içi. biraz serin biraz hırçınca. hazzın verdiği büyük bir rahatlamayla bırakır kendini sanki yatağında gibidir o an. ve işte o an gelir. artık tuzun verdiği o hışımla serbest serbest dalar derinliklerinin içine. kimi zaman ufak balıklar çarpar ayaklarına aldırış etmez. ama korkanlarda vardır muhakkak balıklar gibi. ama yine de o şendir. şahlanan zevk dalgalarıyla sevgiliye kavuşmasıdır artık gerisi yalan olsa da.

soyadı kanunu yeni çıksa alınabilecek soyadları

mehmet bin ahmet bin ali bin hüseyin bin mustafa bin abdullah bin alican.

türkiye mahkemelerindeki adalet eksikliği

ingilizce bilip türkçe bilmeyen şahıslara tercüman verilen, fransızca bilip türkçe bilmeyen şahıslara tercüman verilen ve dahi diğer dillerden herhangi birini bilip türkçe bilmeyen şahıslara tercüman verilen ama; nedense iş bir dile gelince bilinmeyen dil hükmü verilip şahsa tercüman verilmeyip savunması ve ifadesi alınmayan adalet eksikliğin cirit attığı bir durum.

yirmilik diş

çıkması 2 yıl sürüp çürümesi 6 ayını almayan diş. (en azından benim için öyle)

osmanlı gelsin diyen insan

köyde keçiler koyunlar olur. başında da bir çobanı. kendi kendini yönetmekten acizdirler koyunlar, kendilerinin seçtiği bir kişinin etrafında toplanmazlar. hep bir baş olur koyunlarda onlar da çobanlardır. ellerinde sopası, gerektiğinde vururlar, onları beslerler ama koyun yaşamı için değil sırf çoban hayatını devam ettirmesi için beslerler, dağ bayır güderler onları, sonra da sütünü sağarlar bir damlasına kadar bırakmazlar geriye, çıkarları doğrultusunda koyunları keserler kimi zaman fazla para getirsin diye. osmanlı gelsin diyen insan kendine çoban arayan insandır...

din kültürü ve ahlak bilgisi dersinde kopya çekmek

matematik dersinden ve yahut edebiyat dersinden kopya çekmek kadar doğal olan durumdur.

namaza gidip yeni ayakkabıyla dönmek

bir türkü var kara sakalım diye. ali ekber eren söylüyor. orda şöyle diyor: "camilerden ayakkabı halı malı kilim çalmadan seni kesemem kara sakalım". yeni ayakkabıyla dönülebilecek bir durumdur.

bir kitle imha silahı olarak serdar ortaç

ahmet kaya'nın barışçı tutum ve söylemlerine karşı, ırkçı tutum sergileyip çatal bıçak fırlatan insanlara, sanatçı hassasiyetiyle olayı yatıştırmaya çalışacağına onlara alkış tutup salondaki karbondioksiti arttıran sanatçı...
ayrıca epey kumarbaz olduğu ve kazandığı paraların çoğunu kumarda harcadığı söyleniyor ne kadar gerçek bilemem tabi ki sadece bir söylem...

12000 yıllık kürt tarihine giriş

anadolu'da ur şehir devletiyle adı duyulan kurd diye tabir edilen kürtlerin tarihi muhakkak ki bundan öncesine de dayanmaktadır. lakin kaynak yetersizliğinden ve dahi dağınık konar göçer gruplardan oluştuğu için incelenmesi zorlaşmaktadır.(kürt tarihi kitabı avesta yayınları yazar nikolov) şu bir gerçektir ki türkiye cumhuriyeti içersinden bir kürdolog çıkaramamıştır nedense hep ülke dışı tarihçiler türkolog ve kürdologlar kürt tarihini yazmışlardır bu ne acı bir durumdur...

hem dul hem karı hem kısır hem de kürt olmak

ülke de kürt olmak varolmamakla eşdeğer hor görülür hırpalanır kağıt gibi çöpe atılırsın tıpkı kullanılmış bir dul gibi ve yahut dayak yiyen bir kadın gibi ırkçılıkla beslenen taraftarların olduğu memlekette başka bir ırktan olmak yoruyor kimi zaman insanoğlunu o ırk aynı dinden olsa da...