kişisel gelişim aşamasını tamamlayamamış insancığın düşüncesidir.
bu sadece müslümanlık için değil, bütün çok tanrılı ve tek tanrılı dinler içindir.
hiç bir inanç çağdışılık olarak algılanmamalıdır. çağdışılık insanı olduğu gibi kabul etmeyip,
ona kişinin kendine göre kalıp biçmesidir. hem çağdışılıktır,hem cahilliktir.*
refik durbaş'ın şiir kitabının ismi.
arka kapakta yer alan yazı ise şöyledir.
'' Her an, her yerdedir şiir. Yanı başımızdadır. Yanı başınızda.
Bir romandipnotundadır.
Bir öykünün başlangıç cümlesinde.
Bir filmin sansüre uğramış 'gelecek programı'nda.
Bir heykelin daha yontulmamış işaret parmağında.
Bir fotoğrafın bembeyaz arabında.
Yağmurun cama vuran sesidir, özlemde buluşan bakıştaki sessizlik.
Damarı yerin altında gizli bir damla sudur, uykusu parmaklarından çözülmüş bin damla susuzluk.
Adanmış olandır, hem de adanan.
Tan atanda yanan alevdir, külü de dumanı da kendinden menkul.
Kendi karanlığından damıtılmıştır aydınlığını, ışığını.
Her biri dizesi bir ışık demeti bu aydınlığın şiirini yazmak isterdim.''
büyüyen, olgunlaşma yoluna giren bünyenin, çocukluğuna özlem duyması, çocukluk yıllarında yapılan her eylemin
daha tat bırakır olmasının hatırlanmasıdır, büyüdükçe hayatın yavan olduğunun anlaşılması sonucudur.
bektaşi der ki :
"rakı ağızdan değil, kulaktan içilir .
biz ona içki değil, dem deriz!"
rakının kitabını yazan deniz gürsoy, rakının nasıl içileceğini değil
"rakının nasıl içilmeyeceğini" yazmıştır.
oturursun masaya, garson bir şişe rakı getirir, mezeleri sıralar, kadehini
doldurur, içersin !
hayir, rakı öyle içilmez...
rakının nasıl içileceğini, ya da nasıl içilmeyeceğini bilelim ..
rakı güneş batmadan içilmez.
rakı yalnız başına içilmez,
duvara bakılarak içilmez,
rakı keyif için içilir,
dertlenmek için içilmez,
rakı sohbet için içilir.
rakı, şakadan, nükteden, işletmeden anlamayan bayır turplarıyla içilmez .
rakı gürültüyle içilmez.
rakı çabuk içilmez, içip masadan kalkılmaz .
rakı sofrasında fazla yemek yenmez, mezelerle yetinilir .
- sıcak, fırından yeni çıkmış ekmek,
- yağmur yağışından sonra ıslak toprak,
- taze çekilmiş kahve,
gibi insanı insandan alan, doğal, eşi benzeri olmayan kokulardır.