bugün

canlı varlıkların maddi bölümü. görünen yüzü yani. ruhun tersi de denilebilir. derler ya (bkz: bedenime sahip olabilirsin ama ruhuma asla) öle bişey.
ince ve halatlar gergin olarak tutlduklarında orta kısımlarına denir.
yığma yapılarda taşıyıcı duvarlara denir. Eski kale duvarları en iyi örnektir.
(bkz: vücut)
(bkz: beden eğitimi dersi)
kendisine, içinde barındırdığı ruhtan daha kolay sahip olunabilen, elle tutulur gözle görülür ruhevi.
yeni bir feysbuk zımbırtısı. ulan en yakın arkadasım en beğendiğim resmimi beğenmiyo böhühühüüüü, eski sevgilim beğeniyo silsem mi silmesem mi paradokslarına sokmuş insanları. bir de üstelik ileti haline getirtmişti zamanında çok sevdiğim bir dostumu. lan anlamam nereye ne gösterirsiniz hay .mk.
nilgün marmara şiiri..

onun bedeni bir tımarhane
içinde çok işçi, deli ve çalışkan!

onun bedeni bir kule.
içinde çok basamak, karanlık ve nemli.
güdürerek çıkarır merdivenlerden,
ağlatarak indirir aşağı!

Onun bedeni bir küre
yüzeyi çok giz, parlak ve akışkan.
döndürdükçe gösterir çarpıtmaz,
zamana saygılı ve acıyan

mayıs,86
bu dünyada gezdirdiğimiz cesettir.
Barış Manço'nun şarkısı; "Ben nasıl unuturum seni can BEDENden çıkmayınca"
Amasya ilinin Gümüşhacıköy ilçesine bağlı bir köy.

ilçenin tüm köyleri için:

(bkz: Gümüşhacıköy)
Antalya ilinin Gündoğmuş ilçesine bağlı bir köy.

ilçenin tüm köyleri için:

(bkz: Gündoğmuş)
kişinin sahip olduğu somut şey, görünüş. et parçası, et.

küçükken hiç sevmezdim, esmer olduğum için bir de nedense "kıro sanacaklar" korkusu vardı. şimdi bakıyorum da, "kıroluk" dediğimiz şey yüzle falan olmuyormuş zaten, ne bok olduğunu davranışınla belli ediyormuşsun. inançlı bir ailede büyüdüğüm halde tanrı'yı hiç sevmezdim beni çirkin yaratmış diye. şimdi yine bakıyorum da, "ulan ne şanslı adammışım ha" diyorum. rahatsızlığım yine var, kimde yok ki... sağlam bir bedene sahip olmak yine de harika bir şey ama.

ha ne diyecektim... gerçekten muhteşem çalışıyor bu beden, işleyişine hayran kaldım ben. geçenlerde çok pis kapaklandım yere. elim ve kolum yarıldı. "ay mikrobu gitsin" yardım safhasının ardından habire bir temizlik, habire bir "mikrop kapmasın, iltihaplanmasın, meisterler ölmez kollar bölünmez" tripleri... bir süre, dayanılmaz ağrıyla geçti.

sonra bu yaralar kabuk bağladılar. kendi kendilerine küçülüp yok oldular ve bana eskisi kadar sağlam bir deri bıraktılar. gerzek değilim, ilk defa görmüyorum tabi bu olayı. ama ilk defa bu kadar muhteşem göründü gözüme. her şeyi tanrı'ya bağlayan, "sübhanallah kardeş ibretlik bir tedavi" diyen biri değilim. evrimci de değilim. tanrı'ya ve her şeyi açıklanabilecek şekilde yarattığına inanırım. dolayısıyla, yarattığı vücuda, bu sahip olduğumuz bedene, bedenlere hayran kaldım ben. sadece basit bir düşüştü. beni düşürdüğü için teşekkür ederim kendisine, düştüğüm zamanki gibi "koşarak" yaşadığım hayatımda güzel şeylerin farkına vardım. onca hastalığa rağmen "abi şimdi iki kabuk atalım bunun üzerine, alttan biz deriyi halledelim sonra kabuğu kaldıralım tamam mı?" deyip, kepleriyle işe koyulan hücrelerimi sevdim, kendimle barıştım.

mitoz bölünmeyi ortaokulda gördüm en son, pek hatırlamıyorum. lise 1'de biyolojide işlemiştik sanırım, o derslerden de hep kaçtım. kaçmadığımı da dinlemedim. zaten biyolojiden de zorla geçmiştim. ama ben bu mitoz bölünmeyi, yaranın kapanmasını acayip sevdim.

öyle ki, gelişim aşamasını görmek için bir taraflarımı kesmek istiyorum. ne güzel şeymişsin lan sen beden. bir daha seni gereksiz yoran, gereksiz yerlere düşüp kendini yaralayan top olsun e mi?
ortaokul bebesiyken 'sizin bedene kim giriyor' esprisine bol bol alet olan vücudun tamamına verilen.
insanı kadın ve/veya erkek olarak cinsiyetlendiren doğaüstü bi' giysi. tasarımcılarına selam olsun, yeni çalışmalarını heyecanla bekliyoruz.
" bir isime bile sahip olmadan önce bir beden de yaşarız! ve nadiren beden imizin tüm mutlulukların ve acıların, tüm bilginin ve araştırmaların, her şeyin temel kaynağı olduğunu düşünürüz. " *
tarifi imkansız güzellikteki adonis şiiri.

bedenin, yolunun gülüdür
aynı anda hem açılıp hem kapanan.

*
hiç hissettin mi sabahın dar geldiğini adımlarına?
öyleyse uyandın demektir
bedenin aşkla dolu olarak.

*
ruhun pınarlarını besleyen
en güzel ve en duru yağmur
bedenin bulutlarından yağan yağmurdur.

*
her sabahın
gizli bir bedeni vardır
sana çocuk kollarını açan.

*
dedi ki (kadın):
beden anlamın başlangıcıdır.

*
ruhun en yakın arkadaşı
ışıktır,
bedenin en yakın arkadaşı
gölge.

*
aşk bir bedendir
en özleyen giysisi gece olan.

*
bedenim kelimelerdir
günlerimin defterlerine dökülür.

*
benden daha yoğun bir şey yok
der beden-
ve bir şey yok daha şeffaf olan

*
dedi ki (kadın):
gündüz bedenin tapınağıdır
ve gece kurban.

*
dedi ki (erkek):
bedeni ara vermez yolculuğuna
bedenimin labirentlerinde.

*
dedi ki(erkek):
beden için şehvet
anadilin kendisidir.

*
dedi ki(kadın):
bedeni beden yazar yalnızca.

*
dedi ki(erkek):
kelimelerin bir uzayı vardır
yetmez cemâline bedenin.

*
beden bir kitaptır
iki yöne okunan-
a'dan z'ye
ve z'den a'ya.

*
günler-
bedenin ovalarında koşuşan kısraklar.

*
düşleri bedeni üzerinde kuşlardır kanat çırpan
ve fısıldayan: dardır bu uzay, diye.

*
bazen,
şiire beden rengi vermek için
kelimelerin renklerini siler.

*
henüz,
ölümü ağırlamak için açmadı bedenini
yoksa bu, hâlâ hayatın cahili olduğu için mi?

*
bedenin kitabı
en geniş ve en yüksek uzaydır
arzunun alfabesine.

*
cinsellik bir göbektir
geceyle gündüzü
tek bir beden yapan.

*
akıl birikmedir
bedense başlamak.

*
beden aynı anda,
hem nergistir hem göl.
*
yoran. suya düştü. inek içti. dağ benim.
beden için sağlıklı olan tek şey mutluluktur; ama zihni güçlendirip genişleten, kederdir.
çalışma hayatının kölesi. on dokuzuncu yüzyıl başı ve öncesinde beden işkence görecek bir şey olarak adlandırılıyordu. sonrasında evrilecek, değistirilecek hatta yeniden biçimlendirilecek bir şey olarak bakılıyor. işverenlere, patronlara sattığımız zaman, saat bize dönüştürülmüş beden olarak döner. artık hayatlarımız kısıtlanmıştır.
(bkz: vücut)
(bkz: body)
belki bir nebze de
(bkz: gövde)
Duyguların arkasına saklandığı korunma aracıdır. Kiminin çok anlam yüklediği görünen taraftır. Bilmezler ki zaman içinde duygular kendini geliştirip dimdik ayakta kalırken beden eskir.
"bedenin yaptığı şeylerden biri de (Deleuze’ün Spinoza okumasındaki ifadeyi kullanmak gerekirse) bir başkasının ya da başkalarının bedenine açılmaktır, bu nedenle de bedenler kendi içine kapalı varlıklar değildir. Bedenler daima bir anlamda kendilerinin dışındadırlar, çevrelerini keşfeder veya gezinirler, duyuları vesilesiyle genişler, bazen de yoksunlaşırlar. Eğer bir başkasında kaybolabiliyorsak, ya da dokunsal, hareketli, temassal, görsel, kokusal veya işitsel kapasitelerimiz bizi kendimizin ötesine taşıyabiliyorsa, bunun sebebi bedenin kendi yerinde kalmaması ve bu tarz bir yoksunlaşmanın daha genel olarak bedensel duyular açısından tanımlayıcı nitelikte olmasıdır."

judith butler.
bugun apartman yoneticisinden sutyen yerine kullandigini ogrendigim kelime.

+baris bey tuvalete kadin bedeni erkek baksiri atmislar.

-ne atmislar nasil olmus kimmis.

+ben bilmem kim bodrumu su basti foseptik patladi kadin bedeni erkek baksiri cikti.

lan diyorum ilaclardan mi uykusuzluktan mi kadin bedeni ve tuvalet deligi adamin sakinligi tek derdinin bodrumun berbat olmasi.

suratimdaki anlamsizliktan olsa gerek baris bey tuvatele kilot sutyen atmislar tuvaleti kullanmayin dedi.

sanki sutyen kullaniyorum aq. kadin bedeni diyince kesilmis parcalanmis kadin kolu bacagi geldi aklima.

sutyene beden demek de ne bileyim dayi ic camasiri de sutyen de memelik de.