tarık tarcan ve yasemin koşal ile türkiye'ye kazandırılan ve zamanında sevilen, sonrasında posasının
çıkarılmasıyla bitirilen ve son günlerde tekrar diriltilmeye çalışılan yarışma programı.
kişisel gelişim aşamasını tamamlayamamış insancığın düşüncesidir.
bu sadece müslümanlık için değil, bütün çok tanrılı ve tek tanrılı dinler içindir.
hiç bir inanç çağdışılık olarak algılanmamalıdır. çağdışılık insanı olduğu gibi kabul etmeyip,
ona kişinin kendine göre kalıp biçmesidir. hem çağdışılıktır,hem cahilliktir.*
''...aşk olsun sana çocuk demiş şair...öyle buruk bir tat ki ağızda bıraktığınız, ölümünüz, hayattan hunharca çekip alınışınız..öyle yutkunması zor, öyle yutulması. oradan bakıp bakıp iç çekiyor musunuz şimdi, ''ölüm amacımız, size yaşama sevinci kazandırmaktı'' diyor musunuz, hani acıyor musunuz bize, bir hiç oluşumuza...tek derdimizin daha çok para, daha çok seks, daha iyi bir araba oluşuna...acıyın bize, acıyın...acınmaya ihtiyacımız var çünkü.
hani, kendi tabureni bile kendin çekecek kadar gururluydun, sen... deniz... ya biz? yeşil parkan vardı hani, şimdi bizim de levislerimiz var, postalın vardı, bizim de pumalarımız, adidaslarımız var, ha birde amerika bayraklı bokserlarımız var...söylesene çocuk acıyor musun bize...söylesene kim ölü şimdi, siz mi biz mi?''
nerden nereye diyebilmemiz için ufak bir başlangıç olan kitap, okumamak suçtur, günahtır, ayıptır...
refik durbaş'ın ahmed arif anlatıyor kalbim dinamit kutusu adlı kitabında yer alan başka bir şiir.
...
Ve güneş yasak
Duvarlar vardır
Ve korkunçtur yalnızlığı ranzaların
Sen yatağında yanüstü düşmüşsün
Dudaklarında dost cıgaran
Kaysılar belki bu gece çiçek açacaktır
Çalmış kışlaların yat boruları
Kalmışsın en güzel kavgaların haricinde
Kalbin, Zonguldak'ta çökmüş bir kuyu
Kafan, sokak çarpışmasıdır Çin'de
refik durbaş'ın şiir kitabının ismi.
arka kapakta yer alan yazı ise şöyledir.
'' Her an, her yerdedir şiir. Yanı başımızdadır. Yanı başınızda.
Bir romandipnotundadır.
Bir öykünün başlangıç cümlesinde.
Bir filmin sansüre uğramış 'gelecek programı'nda.
Bir heykelin daha yontulmamış işaret parmağında.
Bir fotoğrafın bembeyaz arabında.
Yağmurun cama vuran sesidir, özlemde buluşan bakıştaki sessizlik.
Damarı yerin altında gizli bir damla sudur, uykusu parmaklarından çözülmüş bin damla susuzluk.
Adanmış olandır, hem de adanan.
Tan atanda yanan alevdir, külü de dumanı da kendinden menkul.
Kendi karanlığından damıtılmıştır aydınlığını, ışığını.
Her biri dizesi bir ışık demeti bu aydınlığın şiirini yazmak isterdim.''
uzağın belirsizliğinden bakmak kendine
göz göze gelmemek kimseyle söz söze erguvan gölgesi akşam üstüleri
karıştırır loşluğu
dokunulmadan geçilmiş serinlerin elleri
yaşamak diyorlar
ama dağılıp gitmek bu
yangınını çağıran dumanlar gibi...