kapandı sandıgı yaraların tekrar günyüzüne cıkmasına bir kitabın neden oldugu yazar. ayrıca saglık sorunlarınında düzelmesini diliyorum. bırak artık şu sigarayı. ve hoş ça kal .
ogün sanlısoyun yeni klip şarkısı. harika bir parça sözler ise ...
eskiden neşemiz vardı
gülümserdik hergün
uzaktaydı hüzün
hayallerimiz vardı
uçurtmalar geçen içinden
cumartesi öğlen
boyalarımızla oynardık
rengarenkti herşey
karanlığı boyardık
ve birden büyüdük aniden
ve birden küçüldü hayaller
büyüdükte sanki ne oldu
çocukluğu unuttuk yalanlara boğulduk
büyüdükte sanki ne oldu
umutları kuruttuk savaşta vurulduk
büyüdük aniden
büyüdük aniden
koşardık bayırlarda
ağaç evler kurardık
bedavaydı çiçekler taçlar yapardık
düşsek bile olsun
yeniden kalkardık
acıtmazdı hayat
ve birden büyüdük aniden
ve birden küçüldü hayaller
büyüdükte sanki ne oldu
çocukluğu unuttuk yalanlara boğulduk
büydükte sanki ne oldu
umutları kuruttuk savaşta vurulduk
büyüdük aniden
büyüdük aniden
ve birden büyüdük aniden
ve birden küçüldü hayaller
ve birden uzaklaştı gökyüzü
ve birden gömüldük dertlere
büyüdükte sanki ne oldu
çocukluğu unuttuk yalanlara boğulduk
büyüdükte sanki ne oldu
umutları kuruttuk savaşta vurulduk
büyüdük aniden
büyüdük aniden
büyüdük aniden
küçüldü dünyamız
Teomanın şarkısıdır. içinde kendimi bulurum... ne güzeldir sözleri.
En sevdiği renk mor olan kadın
En sevdiği kelime "asi"
En sevdiği oyun incitmek beni
Hıncı çocukluktan kalma bir yara izi gibi
ipleri dolaşmış uçurtmalar misali
Ne beraber uçabildik boşverip şu dünyayı
Ne gidebildik kendi yolumuza
Rüzgarda savruk başına buyruk
Senle ben
Zamanı yaralarla ölçen kadın
Geçmişiyle kavgalı
Gündüz isyankar
Geceleri Tanrıya sığınan kız çocuğu
Kırdığı kalpleri dizmiş ipe
yine en büyük zararı kendine
En sevdiği ses çocuk sesi
Güneşli billur neşeli
Oysa yıllar var ki kendi
Anne olmayı istememiş
Çekip gidebilmek için bir gün
Geride ekmek kırıntıları bırakarak
Kuşlar yesin diye ayak izlerini
Kalmasın ne bir sızı ne kalp yarası
Sevişirken taşkın bir nehir
Öpüşürken kor bir alev
Uykusunda melek gibi masum
Bakmaya kıyamadığım
Kaç gece göğsünde uyuduğum
Ama beraber uyanamadığım kadın
ipleri dolaşmış uçurtmalar misali
Ne beraber uçabildik boşverip şu dünyayı
Ne gidebildik kendi yolumuza
Rüzgarda savruk başına buyruk
Senle ben
Her hasretten sonra
Başka başka sevdaların kollarında
Yemin etmişken bir daha konuşmamaya
Gene bulup birbirimizi
Sabahı olmayan gecelerde
Aldatma pahasına sevdiklerimizi
Ağlayarak seviştiğim kadın
Senle ben ipleri dolaşmış uçurtmalar misali
ipleri dolaşmış uçurtmalar misali
Ne beraber uçabildik boş verip şu dünyayı
Ne gidebildik kendi yolumuza
Rüzgarda savruk başına buyruk
Senle ben
sözlüğe artık onun ile alakalı tek bir satır bile yazmayacagım. bu son olsun sözlük.
hadi başlasın .
28 kasımda taksim semalarında basladı artık hiç olmadıgını söylediğin sevgimiz.
kocam ol dedim. kadının oldum severek isteyerek. seni sevmedim demedim asla.diyemem. ama korktum aşık olmaktan. birkez daha dayanamazdım o denli acılara. seni sevmedim diyemem. bu gece dedin ya bana seni unutabilmem için bunlar gerekliydi diye. koca adamda değilmişssin sen sana göre. kandırmısım ben seni beni bizi. kadınında değilmişim. sevdiğin inandıgın zell değilmişim artık. o lanet ilişkinin agzıma sıcmasını ben mi istedim sanıyorsun. karsımda olsan en agır tokadı basardım sana bu sözlerinden sonra. yaktım mumlarını ve tüm gece yanacak sönene kadar bekleyeceğim fonda eşsiz sarkımızla. söylesene oda sarkımız değil miydi ? yalan söyledim değil mi ben sana seni seviyorum derken. yada teninde sevgiye huzura dolarken. dalgakıranda denize rest çekerken. bogazımdaki düğümler kadar gerçek mi bunlar şimdi ? gözyaslarımın tadı kadar iğrenç miydi ? bir senedir tamı tamına bir senedir canımın bu denli gözyaslarımın ise bu kadar hızlı ve sıcak oldugunu hatırlamıyorum. ben kadının değilim . evet değilim artık dogru. ama kadınındım birzamanlar. ona bile yalan dedin ya. ne yapayım ben şimdi? en sessiz haykırısımla tüm sözcüklerini okuyorum teker teker. birkez daha yakıyor canımı. defalarca. sürekli durmadan yakıyor içime işliyor. zoruma gitmezdi sözlerin yasadıklarım gercek olmasa. sen yasananlara yalan diyebiliyorsan herkesten herşeyi beklerim artık ben. çalan telefona bakmıyorum bir mesaj geliyor. ya aç o telefonu yada kapında beni bulursun sabah diye. ne acmak istiyorum telefonu nede seni kapımda görmek. gitmelisin artık gelmemek üzere. bu sözlerden sonra yüzünü görmek bile istemiyorum. sesini duymakta. bunlar son sözlerimdi buraya sana dair. sanırım o kocaman sevgimizin ileridede can bulmayacagını gösterdik bu gece birbirimize. sizde sözlük alemi artık unutun gitsin nasılsa koca bir yalanmış ya yaşananlar nasılsa kandırmışım bizi . yada dur . biz' demi yoktuk ? biz derken de mi yalan söylüyordum ha ? . . .
Grubumuz PORTECHO’nun “Studio Plastico” albümünde yer alan aynı isimli şarkısı için çekilen ve yönetmenliğini BERKUN OYA’nın üstlendiği video klibimizin tüm medya görüntüleri, internet ve tv kanalları yayınlarına son verme kararı almış bulunmaktayız.
Klibin teması ve amacı; Türkiye gibi bir çok fikir, kültür, görüş, inanç farklılığının bir arada varolduğu bir ülkede, tüm bu farklı düşünenlerin birbirlerine anlayışla, hoşgörüyle, uzlaşmacı tavırlarla ve sabırla yaklaşması gerektiğini vurgulamaktı.
Ancak; Portecho Grubu ve Yönetmen Berkun Oya tarafından iletilmek istenen mesajı doğru alabilen izleyici kitlesinin yanı sıra, tamamen amacından farklı algılayan ve karanlık düşüncelerle gölgelemek isteyen bir kitlenin de varolduğu üzüntüyle farkedilmiştir.
Bu noktada, klibin daha da fazla esas amacından saptırılmasına ve yukarıda ifade edilen “farklı düşünenlerin birbirlerine anlayışla, hoşgörüyle, uzlaşmacı tavırlarla ve sabırla yaklaşması gerektiği” yaklaşımının tam aksi algılanmasına sebep vermek isteyenlere malzeme olmasına izin vermek istememekteyiz.
bir fahişe sabaha karşı
çok seksiymişim, öyle diyor
gülüyoruz yalanına
karşılıklı, anlayışlı
dalgakıranlardaki banklarda
çıkardı ayakkabılarını
bak, dedi, köprü ışıkları
siliyorlar yıldızları
kazıyınca yıldızlarını
altlarındaki demir paslı
ateşe vermeli onları ama
her yerde yangın çıkışları
sordum, niye sattın diye yoksulluğunu?
dedi, elimdeki sadece oydu
niye sattın vücudunu?
daha mı kötü, dedi, satmaktan ruhu?
herkes, dedi, merak içinde
ölümden sonra hayat var mı diye
boşuna düşünürler
sanki hayat varmış gibi ölümden önce
sevdim seni bir şekilde
hüzün var diye belki gözlerinde
eğer sever gibi sarılırsan da
bu vücut bedava sana
aslında derdim; çok gençsin daha
20'yim, dedi, ama ruhum tam 1000 yaşında
kayalar kesti ayaklarımı
yine de bir şeyler hissetmek güzel hala
bu dalgakıranda
tek başıma bu vücutla fırlatıldım dünyaya
aşk da basitmiş, pişmanlık da, hayat hoyrat bu zamanda
şahin kuşa, kuzgun leşe, ben değil bu dünya fahişe
korkum; çığlık atan adam gibi
tablodaki, şakağımda ellerim
hep kaçarken, tek kişilik bir dünyayı
ben artık nasıl severim?
anladım, dedim, senin kalbin birinde
geceyle gündüz, o hep senle
sarıldı, ağladı saatlerce
o yine işe gitmeden önce
aslında derdim; çok gençsin daha
20'yim, dedi, ama ruhum tam 1000 yaşında
kayalar kesti ayaklarımı
yine de bir şeyler hissetmek güzel hala
bu dalgakıranda
tek başıma bu vücutla fırlatıldım dünyaya
aşk da basitmiş, pişmanlık da, hayat hoyrat bu zamanda
şahin kuşa, kuzgun leşe, ben değil bu dünya fahişe