-Niçin seversin Güntülü?
…
-Sevginin niçini olmaz ki efendim… Düşünsem belki makûl bir sebep bulabilirim. Fakat bu hakikî sebep olmaz. Çünkü biz önce severiz. Sonra sevdiğimiz şeyin güzel taraflarını bulmaya çalışırız. Bu da hodbinliğimizden doğar efendim.
Herkesin bahanesi var, senin yok
günahlı bir gölgenin serinliğinde
biraz bekleyebilirsin, daha sonra
burada kalamazsın, başa dönemezsin
ama dön
Eve dön! Şarkıya dön! Kalbine dön!
Şarkıya dön! Kalbine dön! Eve dön!
Kalbine dön! Eve dön! Şarkıya dön!
Eve dönmek
kendime sarkıntılık etmekten başka nedir?
Peyami safa'nın bütün romanlarında olduğu gibi üst düzey psikolojik tasvirlerin olduğu, insanın içini acıtan cümlelerle dolu olan roman. işte birkac cümle.
"Nüzhet bana yalan söyledi. Dünyanın hiçbir Nüzhet'i yalan söylememelidir.
öyle bir yaşta idim ve öyle mizaçta idim ve çocukluğumda o kadar az oyun oynamıştım ve aldatmasını o kadar az öğrenmiştim ki, yalan bana suçların en ağırı gibi geliyordu; ve bir yalan söylendiği zaman insanların değil, eşyanın bile buna nasıl tahammül ettiğine şaşıyordum. yalana herşey isyan etmelidir. eşya bile: damlardan kiremitler uçmalıdır, ağaçlar köklerinden sökülüp havada bir saniye içinde toz duman olmalıdır, camlar kırılmalıdır, hatta yıldızlar düşüp gökyüzünde bin parçaya ayrılmalıdır."
“Bana insanlardan mı bahsediyorsun? insanlar mazide ve tarihin yaprakları arasında kaldılar. Bu gördüklerin birer karikatürden başka bir şey değildir…”
Şu anda Dünyada dolaşan 550 milyon ateşli silah var. Bu da her 12 kişiden birinin silahlı olduğunu gösterir. Şimdi sorulması gereken: Geri kalan 11 kişiyi nasıl silahlandırabiliriz?
Yarin bahçesine yad eller dolmuş
Gülünü toplarken fidan kırmış
Gidip bir kötünün koynuna girmiş
Şu benim sevmeye kıyamadığım
Şu benim öpmeye kıyamadığım.
Daha önce yazılmış ama yine de tekrar edeyim. ismet özel sadece şiir yazsın diyenler onu ve hayat mücadelesini anlamayanlardır. Özel'in şiirlerini ve nesirlerini birbirinden ayıramayız. Hayatında neyin mücadelesini vermişse onu yazmıştır şiirlerinde ve düzyazılarında. Sözgelimi 1970'in ilk yıllarına kadar marksist bir düşünceye sahip iken yazdığı şiirler ve düzyazılar bu yöndedir (bknz.evet isyan, yıkılma sakın, mazot şiirleri). 1970'lerden sonra islami bir çizgiye kaymıştır. Ve siirleri de bu yönde gelişme göstermiştir (bknz. amentü, karlı bir gece vakti bir dostu uyandırmak). 2000'li yıllara kadar bu islami görüşü devam etmiştir. 2000'lerden sonra türklükle müslümanlığı bütünleştirmiş ve bu ikisinin aynı şey oldugunu savunmaktadır (kafirle çatışmayı göze alan müslümana türk denir). Burdan şuna varacağım ismet özelin şiirleri ve düzyazıları, konferansları bir bütündür. Nesirlerinde ne yazmışsa şiirleride o minvaldedir. O yüzden sadece şiir yazsın demek onun şiirlerini de anlamamak demektir.
Yaşamak güzel şey doğrusu
Üstelik hava da güzelse
Hele gücün kuvvetin yerindeyse
Elin ekmek tutmuşsa bir de
Hele tertemizse gönlün
Hele kar gibiyse alnın
Yani kendinden korkmuyorsan
Kimseden korkmuyorsan dğnyada
Dostuna güveniyorsan
iyi günler bekliyorsan hele
iyi günlere inanıyorsan
Üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey
Çok güzel şey doğrusu.
Özgüven eksikliğinden kaynaklanan hastalık. Kişinin bir şey yapacağı zaman "iç sesin" yapamayacaksın, herkese rezil olacaksın gibi sözlerle seni nakavt ettiği durumdur. Halbuki sen o işi yaptığın sırada kimsenin umrunda değilsindir. geriye dönüp baktığında sırf bu hastalık yüzünden yap(a)madığın işlerden dolayı çok pişmanlık duyarsın.