bugün

Peyami Safa'nın 1930'da yazdığı romanı. Ayrıca aynı adla filmi de çekilmiştir.
insanın ruhuyla bedeni arasındaki korkunç ilişkiyi anlatıyor Peyami Safa. Mutlulukların ve felaketlerin bu derece kuvvetli anlatılabilmesi unutulmaz klasikler arasına sokuyor bu kitabı. Çünkü sevildiğini hissetmenin yarattığı mucizeler var kitabında
peyami safa nın kendi hayatından bir kesit olduğu iddia edilen romanı. klasikler arasındadır.
okurken romandaki kahramanının acısını hissedersiniz...başyapıttır...
mutlaka okunmalı kitaptır. evin sofasının nasıl aileden biri olduğunu anlatır ki bir yerde, efsanedir. okurken yaşanan bir klasiktir.
Trt için çekilen dizisinde Oğuz Tunç,Nergis Kumbasar, Pembe Mutlu gibi sanatçıların rol aldığı Peyami Safa'nın eseri
1985 yılında filmi çekilmiş,peyami sefa romanı.
http://www.sinematurk.com/film.php?7986
yaşayarak okunan kitaplardan biridir, roman bir çırpıda okunup bitirilmeye kalkarsa kişi kendisini gerçekten hasta hissedebilir, mekan ve psikoloji ancak bu kadar berrak anlatılabilir, neredeyse canınızın acıdığını hissettirecek kadar güçlü bir kitaptır.
türk edebiyatında yazılmış ilk psikolojik roman olma özelliğini taşır..
son sayfasından sonraki ilk söz : aşk olsun peyami!
peyami safa'nın bir romanı.

KiTAPTAKi OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDiRiLMESi:

Yazar: Tek bacağından acı çeken ve ümitleri peşinde rüyalar aleminde koşan birisi.
Nüzhet: Yerinde duramıyan yaşam dolu son derece hareketli birisi.
Paşa: Disiplinli, yardım sever ve dediğim dedik, inatçı birisi.
Yengesi: içten pazarlıklı kızının iyiliğini düşünen bir anne.
Nurefşan: Köşkün hizmetçisi ve yazarın mutluluğu için elinden geleni yapan birisi.
Doktor Ragıp: Bakımlı ve kültürlü bir doktor.
Doktor Mithat: Yazarın doktoru.
Operatör: insanliğa faydalı olmaya çalışan bilinçli bir tıp adamı.

kaynak:
http://www.uslanmam.com/k...uncu-hariciye-kogusu.html
peyami safa'nın,okumayanlar için tavsiye edilebilecek nitelikteki romanıdır...
onlarca kez basılan müthiş kitap, o yıllarda bu kadar sade ve ince yazmak payami safa'ya özgü bir şey herhalde.
"sofradaki münakaşanın çirkin bir çocuğu doğdu : sükut. ruhlar acılaşmıştı ve güzel bir mevzuya girilemiyordu.
ben salondan erken çıktım ve yattım.
uyuyamadım, ağrılarım arttı, fakat ruhi ızdırabıma nispetle çok asil, sade ve saf olan et ızdırabımı o gece sevdim."
kahramanın çok acılı bir hastalıkla başederken aynı zamanda gönül acısıyla başetmesini anlatan bir kitap.
hülya koçyiğit ve kartal tibet'in başrollerini oynadığı sinema filmide çekilmiştir.
Yazın kitap okuma ödevi olan ancak bunu tatilin son günene sıkıştıran ortaokul öğrencilerinin ben de yazın kitap okudum diyebilmek için,okumayı tercih ettikleri kitap.Nedeni mi?110 sayfa olması...(Kendimden biliyorum...)
insanı içine alan kitap. çok güzel bi anlatımı var. fazlasıyla hissedilince depresyona sokabilir.
ben seni arkadaş gibi görmüştüm ama benekli geyiğim lafının istanbul elitlerince nasıl söylenmiş olduğunu anlatan kitap..işte insan böyle , zaman değişir , çağ değişir ama çıkarlar bi insanı elde tutma yöntemleri , kırılan hayaller , onların altına kalan insan enkazı değişmez..
peyami safa'nın yalnızız,sözde kızlar,fatih harbiye gibi romanlarından sonra okuduğunduğunda çerezlik gibi gelen romandır. sonu tatmin etmez insanı, "ee bitti mi yani şimdi? acaba eksikmi basılı bu kitap" falan diyerekten hayal kırıklığına uğratan roman. ama severiz yinede peyami safa'nın bütün romanlarını, yalnızız gibi bir kitaptan sonra sadece tatmin etmez o kadar.
insanın içine işleyen bir anlatımı vardır,daha ilk okuduğumda 5.sınıftayım o zamanlar nüzhet'e aşık olmuştum bir roman karekterine aşık olmakta garip.
peyami sefan'ın istanbul'da bir dönem devlet hastahanelerinin ne kadar iyi çalıştığını , doktorların çıkar sağlamayı hedeflemeksizin ne kadar insancıl ve şifaya yönelik yaklaşımlara sahip olduğunu aynı zamanda da anadolu yakasının istanbul'un yazlık bölgesi olduğunu ve bunların tamamını şok halinde okuduğumuz romandır.

tarihimiz boyunca ülkemiz çıkarları yerine başkalarının adamları olarak yine o başkalarının artıklarını absorbe ettikleri yerlerine bizim dondurmaya yaptığımız muameleyi yapmak suretiyle o ülkelerin çıkarlarına hizmet eden , ülkemizi içindekiler ile birlikte kdv dahil 3 kuruşa satanların olması gereken yüzlerce koğuştan 9 numaralı olanı.
edebiyatımızda türüne çok az sayıda rastladığımız psikolojik tahlillere yer verilen peyami safa romanı . Roman kahramanının yıkık , dökük harabe evlerle kendisi arasında kurduğu benzerlik romanın unutulmaz kısımlarından .
insanin ruh yapisi ve beden yapisi. bas karakterin her beyin firtinasinda bu yapilari dikkate alarak satirlari okuyorsunuz. bikmadan 100 kere okurum. altini cizecek o kadar yerinde tespitler vardir ki bu kitapta. ister istemez hafizanizda yer bulurlar. not:zengin rahat yetismis kizlarin apolitik oldugunu felsefe edebiyat konularinda sessizlige burunup guzellik gibi konularda bulbul gibi sakimasi p.safa'nin tespitlerinden biridir.
ana karakter hastadir, fiziksel olarak dayandigi aci ruhsal olarak katlandigindan fazla degildir. hukuk sozlugune bakmaniz icab edebilir :
'''ben o zaman fikirleriyle bu iki adamdan fazla mucehhez oldugumu anlamanin nefse itimadiyla, kuvvetli mudafaa ediyordum. Fakat sofrada en son hukmu verecek yüksek bir efkar-i umumiye yoktu. Benim mucerret nazariyelerime karsı muarızlarımın muptezel tesbihler ve musahhas delillerle mudafaa ettikleri tez, bu cahil efkar-ı umumiyeti aldatabilirdi'''.
peyami safa'nın şu cümleleriyle ölümsüzlüğe erişen kitabıdır:
-berlin'e ne vakit gideceksin nüzhet?
-bu gece sabaha karşı. çünkü bu gece gitmezsem, altı sene tren yok.
peyami safa'nın tasvirde çok iyi olduğunu gösteren, türk klasikleri arasında yer bulmuş eseridir.