Seni tanımadan önce mutlu değildim ama mutsuz da değildim. Girdiği yükler altında nefessiz kalmış biriydim. Sen geldin beni çıkardın ve ben tekrar nefes aldım ama şimdi o kadar boğuluyorum ki zorla aldığım nefesleri özlüyorum. Yavas yavaş eriyorum. Ne sensiz yapabiliyorum ne de seninle.
Saf sevgiye inanmak. Ne bileyim filmlerdeki gibi kitaplardaki gibi the smiths şarkılarındaki gibi. En büyük hatamdır biri bana bir veriyorken onlara milyonları feda etmek.
Sırf biraz uyumak adına gece bir kitap aldım elime gözkapaklarım düşüp bilincim gidene kadar okudum. Biliyorum çünkü aksi mümkün değil kafamı şu yastığa koyup uykuya dalmak. Şimdi bu saatte kalkmış yine uyuyamıyorken,ben bana söylediğin o iki cümle altında ezilip büzülüyorum. Gerçekten nefes alamıyorum. Ağızdan çıkan 5 kelimelik bir cümlenin tesiri bu kadar güçlü olmamalı. Ben sana karşı kalbimin kırılmasına bu kadar musait bu kadar elverişli olmamalıyım. Konu sen olunca bu kadar güçsüz bu kadar zayıf olmamalıyım.
Şu günlerde o eşiği aşmak zorundayım hatta yaptıklarını düşününce arkama bakmadan kaçmalıyım. Öyle olmuyor ama kalbiniz ve aklınız arasında gelip giderken kendinize yazik ettiğinizi bile bile ve daha kötüsü onun bunu umursamadığını bile bile vazgecerken zorlanıyor insan.
ilk defa birinin beni gerçekten seveceğina inandim. Çünkü cok guzel sevdin beni ve dolu dolu iki bucuk ay yasadik hergun beraberdik saatlerce iki bucuk ay boyunca bir gun bile buluşmadığımız olmadı. Ama simdi hediyeni vermene 3 gun kalmisken artik bana karsi bir sey hissetmedigini söylüyorsun ya sana helal olsun gercekten allahindan bul ben sana verebilecegim her seyi verdim butun sevgimi,saygımı,fikirlerimi her şeyi. insan en cok güvendiği kişiden darbeyi yiyince afalliyormus keske bu kadar cok alışmasaydım sana keske bu kadar cabuk baglanmasaydim keske bilseydim ve unutmasaydim su gercegi adam akilli kimse sevemez beni.
instagram'da harcanan zamanı kendisine bir şeyler katacak bir aktivite ile dolduruyorsa öpün başınıza koyun. Dünya'ya olan merakı beğeni kasılan manzara fotoğraflarının ötesindedir.
Vakitsiz gelmeyeni ve misafirligini maksimum 2 saat tutani makbuldür. Yoksa çat kapı geleni ve sabahtan akşama kadar oturanı sinir bozucudur. Kusura bakmayın kimse tanrı misafiri deyip durumu yumuşatmasın. Büyük bir çoğunluk sevmez böyle misafirleri.
Keşke daha cesaretli olsaydım. Keşke daha açık sözlü. Biliyorum "keşke" pişmanlığın dilde bıraktığı yaradır. Şimdi öyle şeyler ile boguşuyorum ki seni düşünmek çok lüks benim için ama bazı geceler hâkim olamıyorum kendime.
Sinirlendiğinizde öyle hemen aklınıza ilk gelen şeyi karşınızdakine söylemeyin.O an sinirle hiç dönüşü olmayan laflar edebilirsiniz.Yatıştıktan sonra baktınız fikriniz değişmedi o zaman rahatça söyleyin.
Jeff Buckley ile aynı naiflik ve duygusallığa sahip,son zamanlarda iyice ünlenmeye başlayan şarkıcı. Son albümü turn out the lights yakın zamanda çıkmıştır.Çok genç olmasına rağmen inanılmaz bir olgunlukla sarki sözleri yazıyor. Jeff Buckley,Elliott Smith gibi şarkıcıları seviyorsanız bir bakın derim.
Kimisine göre erken kaybetmektir. Kimisine göre de bir duruş şekli, hayatın kirliliğine karşı "beni çamuruna bulayamazsın" tavrı. Her şekilde ya güçsüzlüğün ya da bu düzen icin fazla duygusal olmanin sonucudur. Zamaninda savaşanların kelimesi.
Radiohead şarkılarındaki o arkada calan atmosferi gitarıyla oluşturan arada back vokalleriyle şarkiya renk katan güzel insan. Ayrica okul yıllarında Thom Yorke'nin onu grubuna alma sebebi Morrissey'e benzemesiymiş. Bu da grubun 80'lerin Manchester sounduna hayran olduklarının baska bir kanıtı.
Tabir-i caizse metal aleminin en taşşaklı adamlari yaparken bunu (bkz: dimebag darrell) (bkz: blacktooth) (bkz: ian lemmy kilmister) liseli işi demek biraz saçma gelmekte zira damak tadı denen şey içkide de kendini belli eden bir şey.
Türk sinemasında gayet kaliteli yapımlar var. Ancak şu son dönemlerde çekilen komedi(!) filmleri gerçekten vasattan da öte. Mizahını küfürle anlatmayı sadece salt küfür ederek komik olunur ile karıştırıyorlar.