Actaeon yunan mitolojisinde apollon'un soyundan gelen cesur bir avcıdır.
Bir gün, elli tazıdan oluşan bir sürü ile dağda avlanmaya çıkan actaeon, av tanrıçası Artemis'i yüzerken çıplak görür ve Artemis onu oracıkta bir geyiğe çevirir.
Actaeon'un tazıları, geyiğe dönüşmüş olan sahibini tanımaz ve peşine düşerek onu paramparça ederler.
Az önce traş olurken fark ettiğim açıklaması olmayan olay.
Hani traşa başlar berber, iki makas vurur tam o esnada televizyondan gelen bir ses, Bir sitkom gülme efekti, Ne bileyim bi kavga gürültü duyulduğu vakit berber traşı bırakır ve ekrana kitlenir. Ekranda gelişen olayların idrakina vardıktan sonra işine devam eder. Çoğu zaman konu hakkında bir cümlelik Kısa ve öz yorumlarını da eksik etmezler.
Ciddi manada her berber yapıyor aga bunu, enteresan bişey aq. Oysa dükkana girdiğimde telefonda Candy crush oynuyordun ekranda olup bitenden haberin dahi yoktu, Ne oldu da saatlerce izlediğin programdan alıkonulmuş gibi kitleniyorsun be adam. Hayret valla.
Bu bir refleks hacı, Bundan mütevellit adını berber-ekran kitlenmesi koyuyorum.
Hepimiz tüketmeyi seviyoruz şimdi kendimizi kandırmayalım. Parayı veren düdüğü çalar felsefesi hayatımızın bir köşesinde yer edinmiş kendine. kah son model alet edevatlar ,kah diskolar barlar vesilesiyle veriyoruz tüketimin gözüne.
Mesela şöyle klas bi mekana yeme, içmeye davet edilince gitmiyorum ben. "Neden?" Diye soran olduğu vakit "Yaa ben bu tüketime dayalı toplum düzenine karşıyım yaa" diyorum bi bok sanıyorlar. Hâlbuki fakirim aq belli etmiyorum, para olsa dumanını çıkartırım tıpkı sizler gibi ama gel gör ki, Neyse durum bundan ibaret arkadaşlar. Siz bu yalanlara kanmayın, donunuza kadar harcayın acımayın aq.
kendini farklı hissettiğini söyleyen,hal ve hareketleriyle belli etmeye çalışan kişilerin aslında çok sıradan olması durumudur. Hepiniz aynısınız işte amk.
Zaten kimse kimsenin aynısı değil ki ulan. kendi başına düşünebilen her birey farklı düşüncelere sahip olmakla birlikte fiziksel olarak da farklı özelliklere sahip değil midir.
Sıradan olan yalnızca farklı olduğunuzu sanmanız.
Farklılık değil farkındalık önemlidir benim nezdimde;
Diyorum ve mustafa Topaloğlu'nun bir dizesiyle kapatıyorum entrymi.
"Sen haklı ben haksız, kim haklı kim haksız, Hepsi de birbirinden farksız, Ne olacak bu işler."
Şüphesiz ki allah katında en makbul ölümdür. Kişi, cennet ehlinde münasip olan her türlü güzelliği ve zevki tadacaktır.
Rabbim her müslüman kardeşimize böylesine bir ecel nasip etsin inşallah.
Her artı oy bir amin. beğenin ve islamın gücünü gösterelim muhterem kardeşlerim sadakallahulazim.
Çişi gelmiş bir kişinin, rutin işlerini daha bir seri yapma eylemidir.
Çalışırken, birşeylerle uğraşırken "dur şunu da halledeyim de öyle işemeye gideyim" durumu olur ya hani. O süre zarfı, tahmin ettiğinizden daha uzun sürdüğü vakit istemsiZ şekilde hareketler de hızlanıyor gözlemlerime göre. Bu neticede, atıyorum yarım saatte halledilebilecek bir iş maksimum 20 dakikada bitmiş oluyor.
Lâkin bunun sonucundaki hareket hızlanması, çiş yapmaya odaklanma ve idrar torbasının da baskısı ile bir takım sakarlıklar ve kazalar %70 oranında artıyor.
Akabinde tuvalet ihtiyacı giderildikten sonra gelen rahatlık ile devam edilen iş, iki katı kadar yavaşlıyor ve eski seyrinde ilerliyor.
Demem o ki, Siz siz olun çişiniz geldiği vakit efendi gibi tuvaletinize gidin.
Yaşı her ne kadar büyük de olsa, küçük de olsa anlık bir refleksle gelen abi deme isteğidir.
Gerek para uzatırken, gerek güzergahı sorarken, gerek müsait biryerlerde inmek isterken içgüdüsel olarak abi demek istiyor bünye. Buna karşı koyamıyorum arkadaşlar, şoför ister lise öğrencisi olsun, ister memur emeklisi. Şuursuzca abi demek geliyor içimden, size de oluyor mu öyle bilmiyorum lâkin dolmuş şoförleri her zaman benim abimdir ve abim kalacaktır.
Buruk bir acı ile gelen bir rahatlık hissiyatı içerisine sokar insanı. Adaptasyon sürecinin ne kadar olacağı konusundaki bilinmezlik ile birlikte psikolojide hafif sarsıntılar yaratır ayrıca.
Bir zamanların ibrahim güzelses'i, fakat o dönemlerde piyasada çok fazla güzelses, tatlıses, bülbülses olduğundan mütevellit tutunamayıp, daha sonra kendi adıyla piyasaya çıkıp ortalığı kasıp kavuran aşk adamı.
Acaba şuan ne yapıyordur merak içerisindeyim?
Erzurum'a davet ettiği kitle erzurum'a gitti mi acaba?
Canısı canısı ömrünün yarısı ile ayrıldılar mı, ilişkilerindeki son durum ne oldu? En son kamyon çarpmıştı sanıyorum.
Galatasaray'ın ligdeki durumu hakkındaki düşünceleri de merak etmiyor değilim açıkçası.
Belkide altında mavi çizgili pijama üzerinde beyaz atleti, evde oturmuş televizyon izliyordur, kim bilir.
Piyasaya yeni çıkmış yasaklardır. Bundan mütevellit okul kantinlerinde cips, kola, çikolata, meyve suyu, gofret türevi şeyler satılmayacakmış. Bunların yerini süt, ayran ve taze meyve ile doldurmayı planlıyorlarmış.
Evet arkadaşlar konu gayet tartışmaya açıktır.
Amaç sağlıklı bireyler yetiştirmek ise eğer, evvela akıl sağlığı ön planda olmalı. Şimdi bu ürünleri yemeyen çocuğa çocuk diyenin ben amına koyarım bir.
Arkadaş sen taze meyveyi, sebzeyi yine sat ama bırak çocuklar cipsini, çikolatasını da yesin be kardeşim. Sikerim obezitesini, kalbini, damarını. Aga bunlarla kaç nesil büyüdü adam oldu, hepsi taş gibi maşallah.
Ha illede birşeylere yasak getirecekseniz okulda tablet, telefon, internet kullanımına yasak getirin. Çoluk çocuk mal olmuş mal, önünü görmüyor aq veletleri, dil zaten papuç kadar. Sikeyim yapacağınız işi ya, şunun için bi dünya tuşa bastım aklımı sikeyim.
Kişiye göre değişen bir durum olması ile birlikte; Yapacak o kadar çok şey, yaşanacak o kadar çok heyecan, mutluluk, hüzün vardır ki, koca bir ömür yetmez insana.
Belli başlı yaşanmışlıklardan bir müddet sonra insanın aklına takılır. "keşke 15 sene öncesine gidebilsem de bambaşka hayaller peşinde koşsam, şimdi nasıl bir insan olurdum acaba?" diye düşündürür.
Fakat geri dönüşü yoktur, iş işten geçmiştir bir kere. Belli bir yaşa gelmişsindir, farkı bir yaşantıyı bünyenin kaldırmayacağından eminsindir. Çabalasan bile o yolda kalan ömrünü heba edeceksindir.
Artık olmak istediğin kişi gibi değil, olduğun kişi gibi devam etmek zorundasındır hayata. Hafif buruk ve alay edercesine bir gülüşle akşama ne yiyeceğini düşünürsün. Hayat işte.
internet paketi olduğunda har vurup harman savurur, kesmediği düşman, asmadığı terörist kalmaz. Dağa çıkar, sınıra gider, dış güçlerle savaşır.
Müthiş stratejiktir bunlar, bıraksan 3 saatte terörü bitirler, hatta akşam namazını moskova'da bile kılabiliecek potansiyeldedir her biri. lâkin gerek duymazlar nedense, neyse vardır bir bildikleri.
Kimse bu millete yamuk yapamaz, zulüm altında bırakamaz. Aksi taktirde sultanahmet meydanı'nda, deyimi yerinde meydan dayağı atarlar(!)