- listem hazır 50 kişiyi vuracağım.
Rtük:
- 12-17 yaş çocuk doğurmak için en ideal yaştır.
Rtük:
- yanında bira iyi gider.
Rtük: wait that's illegal bro.
Sürekli hikayenize bakan kişilere baktırır. Yüzlerce kişi görse önemsizdir siz tek bir kişi için beklersiniz. Ve murphy kuralları gereği, o kişi hep en son görenlerden olur.
instagramda bazı arkadaşlarının hikayelerinin çevresinin yeşil olması akabinde, seni yakın arkadaşlar listesine eklediğini öğrenmektir.
insana önce "arkadaşın olmayan insanın takip etmesine niye izin veriyorsunuz, çok saçma lan" dedirten ama içten içe hoşa da giden, kendini değerli hissettiren bir durum.
özellikle doğu toplumlarında cinsellik toplumun en yıkılmaz tabusu olduğu için, gençlerin hemen hemen hepsi -ki büyük çoğunluğu erkekler- cinselliği pornolardan öğreniyor. bu da insanların hastalıklı bir bakış açısına sahip olmasına yol açıyor. hatta tecavüz, pedofili, nekrofili gibi sapıklıklar normalleşiyor. kadını sadece bir cinsel meta olarak görüp, pornolarda gördükleri sapıklıkların doğru olduğunu düşünüyorlar. erkeklerin Bunun yanlış olduğunu anlaması çok zordur çünkü toplumsal ve kültürel tüm olgular erkeklerin tarafındadır bu konularda ve onlara verilen bir rahatlık vardır.
bu yüzden cinsel eğitim olmalı ki insanların sapıklığı küçük yaşlarda onlara empoze edilmesin.
bir numaranın aramasını ve mesaj atmasını engellemektir. bilenlerin yardımcı olması rica olunur. acil bir konudur. can sağlığının tehlikesine kadar gidebilme ihtimali vardır.
tercih dönemi gümbür gümbür gelirken tutuşma nedenidir. ezeli rakibettir.
önümde var bir hafta, kafam çorba gibi.
aslında benim istediğim makine mühendisliği. makine mühendisliği okuyan kız ehehehe muhabbeti yapmadan, doğru dürüst konuşacak olursak, başta matematiği ve fiziğin özellikle mekanik kısmını çok sevmem, lisedeyken bile bu konular hakkında üniversite düzeyinde kitaplar okumam idi. ben tam makine diye düşünürken hain elektrik elektronik mühendisleri yakamdan tutup " ya makine ne ya ehehehe git e.e oku daha çok iş var, artık her şey elektronik, mekanik şey mi kaldı, ya ehehe sen saniyici mi olcan" diyip kafamdan vurulmuşa döndürdüler.
medet ya sözlük. elektrik elektronik mi makine mi?
"luft" hava demektir, "schloss" ise kale anlamına gelir. yani kelime anlamı "havada duran kale" ya da "havadaki kale" falandır ama almancada "gerçekleşmesi imkansız olan hayal" anlamında kullanılır. mesela bu sözlüğün trollerden arınıp elit bir yer olduğunu düşünmek bir luftschloss'dur.
adlarına "noviçok" denen silahlardır. aslında değillerdir. durum biraz karışık.
sovyetlerin 90lara kadar deli gibi üstünde çalıştığı ve bugünün rusyasına bıraktığı en önemli mirastır.
ırak-afganistanda olanlardan sonra dünyadaki kimyasal silahların %95 yok edilmiştir ve bu yok ediliş uluslararası bağımsız gözlemcilerin denetiminde olmuştur, lakin... bazı maddeler var ki yasaklanamamıştır. mesela klor. klor suların arıtılmasında, ameliyat araçlarının temizlenmesinde kullanılan, çamaşır suyunun ana bileşeni olan maddedir. haliyle ne gazı ne kendisi yasaklanamamıştır. bugün suriyede bu yüzden sabah öğle akşam klor gazı haberi duyuyoruz.
rusların olayı tam burada başlıyor. tam kimyasal silah denmemesinin sebebi de bu. 2 tane ayrı ayrı zehirli olmayan kimyasalı bir araya getirdiklerinde bir kimyasal silah yapabiliyorlar. ikisi de ayrı ayrı hiçbir etkisi olmayan kimyasallar, bir araya gelince ölümcül oluyorlar. Mesela bir yerde oturuyorsunuz. önce size bir kimyasal madde sıkıyorlar diyelim, ama bu sizi öldürmüyor. sonra size değil havaya bir madde sıkıyorlar ve diğer insanlar için değişiklik yaratmazken siz korkunç şekilde ölüyorsunuz. nitekim ünlü ajan skripal'i böyle zehirlediler.
bunların çalışmaları da tarım ilaçları üreten yerlerde, temizlik malzemesi üreten fabrikalarda falan yapılıyor. uluslararası gözlemciler gelince de " birader valla bakın bunların bi zararı yok ilaç üretiyoz " diyorlar.
peki böyle bir saldırıda kurtulabilir miyiz? hayır. maske, kıyafet hiçbir işe yaramamaktadır efendim. 90larda bir rus kimyager (je diye başlayan soyadını unuttum) bu maddeyle çalışırken yanlışlıkla 1-2 dakika maruz kalıp bilinci kapanıyor. yoğun müdahaleyle açılsa bile kollarını ve bacaklarını kullanamıyor, hiçbir noktaya odaklanamıyor, halüsinasyonlar görüp akli dengesini yitiriyor 1 ay sonra da korkunç acılar içinde çığlık çığlığa hayata veda ediyor. kurtulmak da çözüm değil anlayacağınız.
tam olarak bu kimyasallarda asetilkoninesteraz inhibitörü kas diplerindeki asetilkonini deglare ettiği için vücudunuza hükmünüz kalmıyor. (biyoloji bilmeyenler okurken öldü, farkındayım).
tüm bunları bize yani dış dünyaya aktaran ise 30 yıl kimyager olarak bu projede çalışmış mirzayanov amca. bir gün çalıştığı çevrede ölçüm yapıyor ve çıkan değerin normalden çok çok fazla olduğunu görünce "yav yazıktır günahtır" düşüncesiyle gazetenin birinde insanlar için endişeleniyorum diye yazı yazıyor, ki sonra vatan haini diye tutuklanıyor. ama bu anlattıklarımı ve birkaç noviçok formülünü halka duyurmasına karşın rusya " la neyse olum çok da bişe anlatmamış salıverek gitsin " havasıyla amerikaya yerleşmesine falan izin veriyor. yani daha bunlar, hatta bazı noviçok formülleri rusyanın sahip olduğunun %10u bile değil, olsa rus ajanların başına (bkz: litvinenko) (bkz: skripal) neler geldiğini biliyoruz.
18 mayıs 2018.
bugün sonuçlanan orhanlı davasındaki karardır.
bunu da yaz tarih, bugün biri şehit kızı 3'ü kız öğrenci olmak üzere 62 hava harp okulu "öğrenci"sine müebbet hapis cezası verildi.
müebbet hapis... öğrenci...
kimler kimler dışarıdayken. Adalet mi diyordunuz, Hangi adalet?
sadece hayal edin, 20 yaşında bir öğrenci olduğunuzu, darbeyle suçlanıp müebbet hapise çarptırıldığınızı bir düşünün... biz güle oynaya hayatımıza devam ederken birileri için hayat bitiyor bugün.
ekşi'de başlığının olup uludağ'da olmamasına nedense hiç şaşırmadığım, 6 ayda bir çıkan 400-500 sayfalık tarih- kültür- felsefe hakkında makalelerin bulunduğu dergi.
bugün dost'ta sovyetler birliği sayısı ilgimi çekti. doğu batı ve cogito okuyucusu olarak okumak istiyorum, lakin eğer sovyetler birliğine klasik solcu ya da sağcı bakışıyla taraflı bakıyorsa hiç uğraşamam. okumuş olanlar bir bilgilendirirse sevinirim.
yine böyle bir yerden yazarken aklıma " acaba benden başka yapan var mı lan? " sorusu gelen eylem.
bir insan yaşadığı şehrin her yerine gitmez genellikle. ev-merkez-okul ve çevresidir bilinen yerler. şehrindeki bazı yerleri sadece ismen bilirsin. işte bazen hem sürekli aynı yerde dolaşmanın sıkıntısıyla hem de merakla böyle otobüse metroya binilip gidilebilir böyle yerlere. yani giden var mıdır bilinmez.
önce bi tedirgin olursun. ulan ya kaybolursam diye. geldiğin otobüsün numarasını durağını ezberlersin. metroyla geliyorsan hangi kapıdan çıktığına bakarsın. sonra etrafı bi koloçan edersin lan acaba güvenli bir yer mi diye. baktın normal hayat devam ediyor, döneceğin yeri gözden kaybetmeden dolaşırsın. bakarsın. parkı varsa oturur sigara içersin. " lan burada da bir hayat var işte " falan dersin. ikinci, üçüncü kez gittiğinde her kademede biraz daha profesyonelleşirsin. baktın kafa dinlemek için sürekli gidiyorsun orası bile artık evin gibi gelir.
ilginç insan türlerinin yaptığı hareket.
bu insanlar türlü yollarla ilişkiyi yıpratır, en sonunda da ilişki onlar yüzünden biter. sonra da en çok yara alan onlarmış, sanki onlar haksızlığa uğramış, sanki ilişkinin bitmesinde siz suçlusunuz gibi vay efendim intihara götüren şarkılar dinler, efkarlı sözler yazar, göndermeler yapar. öyle bir acı çeker ki. neredeyse siz ''allah benim belamı versin ne kötü insanım ya'' diyecek hale getirir. yüzsüzlüktür.
Artık yavaş yavaş hiç var olmadığına inandığım durum.
insan sağlığıymış, insan hayatı kurtarmakmış, yardımcı olmakmış. Hepsi anlamsızlaşmış. içi boşalmış. Mezun olunca hemen iş bulcam 6 bin tl de cebime konacak, falancının çocuğu doktor olmuş diye konuşacaklar. Hepsi bu değil mi? Çünkü tek önemli olan bunlar. Bu dünyada başka hiçbir değer üstün olamaz.
Ve gerçekten ihtiyaç sahibi olanlar bu insanların tek sözüne muhtaç kalacak.
Çok acı lan. Acıyorum.
Keşke tıp çok zor iş bulunan, çok düşük maaş veren bir bölüm olsaydı da gerçek doktorlara sahip olsaydık.
Hani klişe bi söz var ya muz cumhuriyetinde Bile olmaz. Hayatimda ilk kez bu sozun dogrulugunu gordum.
Turkiye'den baska bir ulkede olmayacak olay. Bildigim bi kuzey korede falan yasak hani orada da komple internet yok zaten.
Edit: "bizi dunyaya soyle gosteriyorlardi, boyle diyorlardi" diyen sevgili arkadaslar, yasagin sadece bize gecerli oldugunu, bizden baska tum ulkelerin insanlarinin yine turkiye'yi isid destekcisi diye okuyacaklarinin umarim farkindadir.
Hani kafanizi kuma sokunca kimse gormeyecek saniyorsunuz..
Bunun yolu siteyi yasaklamak degil yanlislari duzeltmeye calismaktir. Haberiniz olsun. Ayrica binlerce faydali makaleyi gormezden gelemezsiniz.