kurban olan bir büyükelçi var. tartışma götürmeyecek gerçek bu.
soru: acaba öldürülmesi kimin işine geldi?
***
bu bazılarına göre bir komplo teroisi yazısıdır.
daha önce de böyle yazılar yazdım.
***
ülkem açısından olumsuz öngörüm vardı ne yazık ki gerçekleşti.
(bkz: hatay a bomba düştü haberlerinin yapılacak olması) - (bkz: 1 ağustos 2016 hatay ın bombalanması)
daha eskileri
balyoz ve ergenekon'un kumpas olduğu,
kabataş yalanı,
dolarda artış olacağı,
vs. https://www.uludagsozluk.com/k/the-barz/
***
gezi olaylarında berkin'in öldürülmesi sonrası burakcan'ın kurban edildiğini söyledim. https://www.uludagsozluk.com/e/23141926/
bu konuda gerçekler ortaya çıkmadı ama...
***
suriye ile abd'nin talebi vekalet savaşına girmek için bahane olsun diye 2 pilotun bilerek yem edildiğini söyledim.
bugün o dönemin uçakların havalanmasına izin veren komutanı fetö'den içeride. iki uçak aynı anda kalkması gerekirken bir uçağın pistten geri döndürüldüğü bugün ortaya çıkmış durumda. https://www.uludagsozluk.com/e/23141926/
fetö ya da değil o askerler o dönemdeki politika gereği "yem edildi"
***
(bkz: 15 temmuz 2016 darbe girişimi) yorumlarının da birçoğu gerçek çıktı. https://www.uludagsozluk.com/e/33328266/
ülkeyi kurtardığını zanneden bir sürü vatandaşın kurban edildiğinden ve darbenin aslında saatler önce bastırıldığından haberi yoktu.
***
bugün de büyükelçi yem edildi.
ilk yorumlar "türk - rus yakınlaşmasını istemeyenler yaptı" yönünde
ama bence hedeflenen tam tersi.
sonuç da türkiye - rusya yakınlaşması şeklinde olacak.
politikalardaki olağanüstü değişiklikler için radikal sebepler gerekli
türkiye makas değişikliği yapmak istiyor.
(bkz: türkiye'nin şangay işbirliği örgütü'ne katılması)
yıllar sonra dönüp baktığımızda bu da rusya ile stratejik yakınlaşma sebeplerinden sayılacak.
türkiye'nin abd'ye rağmen kürt koridoru karşısında fırat kalkanı harekatına başlaması. sonrasında birkaç gün önce esad'ın dinci teröristleri halep'te mağlup etmesi (türkiye'nin öso artıklarını çekerek dolaylı destek olması) resmin bütününü gözden geçirmek açısından önemli.
***
dipnot:
--- uçak krizi sonrası ---
Daha ilk dakikadan başbakan ahmet davutoğlu'nun "emri ben verdim" açıklaması vardı.
abd yönlendirmesi ile rusya ile iletişim yerine bm'ye koşulması sonraki gelişmelerdi.
rusya buna işaret eden açıklamalarda bulunmuştu.
--- büyükelçi suikasti sonrası ---
bu sefer tam tersi oldu. doğrudan rusya ile iletişime geçildi.
rus tarafından yarın moskova'da rusya-türkiye-iran arasında yapılacak olan üçlü toplantının ertelenmeyeceği açıklandı.
rusya bm'ye başvurdu. (olayı fetö'ye bağlayıp abd'den fetö elebaşını istemek de türkiye açısından bir diğer hedef olabilir)
rte sıcağı sıcağına suikast araştırmasının rusya ile ortaklaşa yapılacağını söyledi.
operasyon adına fırat kalkanı denilmiş.
"fıratın batısı kırmızı çizgimizdir" diyorduk.
kimse sallamıyordu. şimdi "güç" kullanarak sözümüzü dinletmeye çalışıyoruz.
***
bu operasyon sadece cerablus ile sınırlı kalırsa ağzımıza çalınan bir parmak baldan (akp'nin ve ordunun imajını düzeltme çalışmasından) başka bir anlama gelmez.
bölgenin uzmanı olan hüsnü mahalli cerablus'ta sadece 200-300 işid'linin olduğunu söylüyor. operasyona katılan tank sayısından çok da büyük bir güçle karşı karşıya olmadığımız belli.
***
cerablus'u almak kürt koridorunu engelleyecek bir adım değil!
suriye haritalarına bakarsanız kürt koridorunun tamamlanması için menbic ile afrin'in birleşmesi gerek. (sonrasında ya hatay'dan ya da hatay'ın güneyindeki suriye topraklarından denize açılmayı zorlayacaklar)
arada al-bab denilen yerleşim yeri var. (elbeyli (kilis) ilçesinin yaklaşık 50 km güneyinde)
türkiye'nin operasyonu ancak ve ancak cerablus'tan güneye inip menbic'i alır oradan batıya doğru (hatay'a kadar) olan bölgeyi hakimiyeti altına alırsa olur. (afrin'den de kürt/pyd güçlerinin çıkarılması gerek)
ancak bu da yetmez!
zira akp'nin hedefi işd'den/pyd'den alıp öso'ya vermek!
***
"senin teröristin kötü benimki iyi" diye bir anlayış olamaz.
koskoca türk ordusunun yanına öso'lu çapulcuları alarak operasyon yapmasına gerek yoktur.
***
dün işid'e "öfkeli çocuklar" deyip sahip çıkıyorlardı.
bizim de desteklediğimiz emperyalizmin maşaları geldi bizim ülkemizde bombalar patlattı.
öso da aynı şekilde. bunlar bize değil. efendilerine (emperyalizme) sadıktır.
yarın bir gün bunlarla da bozuşacağız demedi demeyin!
bozuştuğumuzda öso'ya hediye ettiğimiz yerlerin pyd(pkk)'nin eline geçtiğini ve kürt koridorunun inşa edildiğini göreceğiz.
zira emperyalizmin ülkemiz üzerindeki planları (bop) ülkemizin aleyhinedir.
inisiyatif; kurtarılan bölgelerde suriye hükümetinin (esad) hakimiyeti sağlanarak ve operasyonlarda suriye- rusya - iran - ırak ile birlikte hareket edilerek alınır.
suriye'nin bölünmesi demek türkiye'nin bölünmesi demektir.
her yükseköğretim sınavında sorular çalınıyordu.
skandal üstüne skandal patlıyordu.
fetö'cülerin soruları çaldığı muhakkak idi.
ösym eski başkanı ali demir'e eleştiriler artınca rte kükremişti.
çok açık ve ağır konuşuyorum. kurumlara yönelik milleti galeyana getirmeye yönelik bu davranışlar şerefsizliktir. ösym başkanını ehliyetsizlikle suçluyor. senin ehliyetin ne? ösym'nin başındaki değerli bir bilim insanı. hatalar olabilir. http://sosyal.hurriyet.co...korkusunun-ilaci_40207413
bugün gelinen nokta ne?
ösym eski başkanı ali demir soruların çalınması olayında suç delillerini gizlemekten 9 aydan 7,5 yıla hapis istemiyle yargılanacak.
operasyon yapılması elzemdi. bunca zaman yapılmaması hata.
kürt koridoru adım adım açılırken izlenmesi hata.
ama...
hala mı öso amk?
ulan siz hiç mi akıllanmayacaksınız?
bitmeyecek mi sizin islamcı terörist fanteziniz?
dün işid ciciydi şimdi öso cici size göre.
bize göre ikisi de aynı bokun lavicerdi.
***
böyle bir operasyonda her şeyden önce suriye devleti ile anlaşılmalıydı.
sonra rusya ve iran ile ortak operasyon yapılmalı ve suriye'de işid, öso, ılımlı muhalif vs demeden ne kadar terörist varsa temizlenmeli. (suriye'de savaş uçaklarımız uçtuğuna göre suriye ve rusya ile ön anlaşma var en azından, güvenlik bölgesine karşı çıkan abd'de de bir şekilde ikna edilmiş anlaşılan)
unutmayın suriye'nin bölünmesi demek türkiye cumhuriyetinin bölünmesi demektir!
***
operasyonun sonuçlarının iyi mi kötü mü olacağını cerablus'a operasyon sonrası kimin yerleştiğini görünce anlayacağız?
***
edit: ha bu arada korkarak yazıyorum ama cerablus operasyonu sonrası işid (ve operasyon kürtleri de kapsarsa pkk) türkiye'deki hücrelerine yeni intihar bombacısı eylemleri yaptırabilir.
--- alıntı ---
Davutoğlu'nun, başbakanlıktan ayrılmak zorunda bırakılmasından sonra, ABD'nin ünlü dış politika dergisi Foreign Policy'nin "Amerika, Ankara'daki adamını kaybetti" diye yorum yapması unutulmamalıdır.
Yine işgal girişiminden 13 gün sonra, ABD Ulusal istihbarat Direktörü James Clapper'in "Bizim bazı muhataplarımız, ya tasfiye edildi ya da tutuklandı. Bu durum ABD'nin Orta Doğu stratejisini daha güç hale getirecek" dediği unutulmamalıdır.
ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Joseph Votel de Türk ordusu içinde IŞiD'le mücadele konusunda müttefiklerinin olduğunu belirterek, tutuklamaların Türkiye ve ABD arasındaki iş birliğini etkileyebileceğini, ABD'nin bölgedeki operasyonlarının zayıflayacağını söylemişti!
"Elazığ gibi bölgede huzur adası olarak bilinen güzel şehrimiz neden hedef alındı?" deniliyor?ABD'nin Ankara Büyükelçiliği, 2 Nisan'da Türkiye'deki 19 şehirle ilgili vatandaşlarını uyarmıştı!Uyarıda Hatay, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Şırnak, Diyarbakır, Van, Siirt, Muş, Mardin, Batman, Bingöl, Tunceli, Hakkâri, Bitlis, Elazığ, Adana, izmir ve Muğla illerine gidilmemesi istenmişti.
PKK da 15 Temmuz'dan sonra yaptığı ilk açıklamada, şehirlerde büyük eylemler yapacağını, polisi hedef alacağını duyurmuştu! Eylem yapacakları yerlerin adresini vermişler ama saldırılara karşı önlem alınamamış...
Kaynak: Türkiye'yi hizaya getiremeyecekler! - Arslan BULUT
--- alıntı --- http://www.yenicaggazetes...iremeyecekler-39397yy.htm
Hüseyin Rahmi Gürpınar'a ait söz.
Tamamı şu şekilde
Her ferdi, hatta her cemiyeti (topluluğu), hoşlandığı yem ile avlarlar. önemli olan böyle oltalara gelmeyecek şekilde toplumu eğitebilmektir.
ne haklı bir söz.
***
varmak istediğim yere gelmeden önce balıkçıları konuşalım biraz.
ben balıkçılıktan hatta genel olarak avcılıktan anlamam. Balık avlayanların muhabbetini dinlediğimde bazı balıkların ekmekle, bazısının küçük balıklarla, bazısı karides ile vs. avlandıklarını öğrenirdim.
***
insanımızı ne ile avlıyorlar dersiniz?
ajan filmlerinden de görmüşsünüzdür
hedefi tavlamak için "para" ve "kadın" en çok tercih edilen yöntemlerdendir.
bizim entelektüel geçinen tayfa için bunların yanına "saygınlık" ve "popülerlik" de eklenebilir.
***
işte basınımızın hali...
bundan 15 yıl önce "atatürkçü" görünenlerin ak rüzgarlarla başkalarını "kemalist" diyerek kendilerince aşağıladıklarını gördük.
birkaç yıl önce "askerlerin camileri bombalama planı" diye saatlerce konuşup kumpasa ortak olan "şerefli" (!) basınımız bugün "kahraman askerlerimizi nasıl da mağdur etmiş pis fetö" diye sorumluluktan kendini sıyırıyor.
(bkz: allah allah kontesi kim sikti/#33354182)
kürt açılımının başladığı dönemlerde her yerde kürt, laz, çerkez diye onlarca millet sayılırken "türk" lafını edebilen yoktu! "türk milleti" denildiği zaman "ırkçı" yaftası yapıştırıyorlardı.
daha dün bir çoğu fetö'ye yaltaklanıyordu.
pensilvanya'ya gidip el öpme yarışındaydılar.
fetö bunları 7 yıldızlı otellerde bedavaya ağırlıyordu! (şimdi anlaşılıyor ki bedelini milletçe ödemişiz, ödüyoruz)
akp ile fetö beraberken sırayla bir akp'yi bir fetö'yü övüyorlardı.
yollar ayrıldığında taraf seçtiler.
sırayla birbirlerini eleştirdiler. (hatırlarsınız nazlı ılıcak ile nagehan alçı'nın yıllarca beraber "askeri vesayet deyip yıllar sonra birbirlerine saydırdıklarını... )
aziz yıldırım'ın "cemaat fenerbahçe'yi ele geçiriyor" haykırışının olduğu dönemde hükümete karşı fetö safında yer tutmuş meşhur bir liboş kendini tutamayıp "bu kupa abd'ye (pensilvanya'ya) girsin" demişti sonra işinden olmuş, sonra özür dileyip başka iş bulmuştu.
akp'ye övgüde sınır tanımayan "taraf gazetesi ve liboş tayfasının" zamanla nasıl eleştirdiğini de gördük.
ama bu konuda kimse mehmet barlas'ın eline su dökemedi.
gerçeğin peşinde doğruların savunucusu bir gazeteci (!) için en büyük övgü ona yapıldı
"mehmet barlas mesleğe başladığından bu yana 27 kere başbakan, 36 kere hükumet değişti. o çizgisini hiç bozmadı, hepsini destekledi!!"
***
sadece basın da değil sanat camiamız da omurgalı (!) duruşu ile ünlü!
çocuktum çok iyi hatırlarım askerin sesinin gür çıktığı zamanlardı. yalandan "atatürkçü" maskesi takan çoktu. işte o dönem magazin programında kadir inanır vardı. parmağında "atatürk" yüzüğü ile... zaman geçti devran döndü. o kadir inanır akp'nin akil adamı oldu! ondan sonra parmağında atatürk yüzüğü ile basına hiç poz vermedi!
bülent ersoy'un 80 darbesini desteklediği beyanları ortaya çıktı. yanına orhan gencebay'ı da alarak ak'ların laik, demokratik, türkiye cumhuriyetine yaptığı darbeyi desteklediği gibi...
ya da gezi'de devrimci poz verenlerin sonra kendilerini paralayarak el öptüklerinde olduğu gibi...
***
peki bizim toplumumuzu nasıl avlarlar?
hassasiyetler üzerinden!
en başta da din!
***
gezi olayları zamanı...
akp'nin üzerindeki kara bulutları dağıtıp gündem değiştirmesi lazımdı.
kabataş yalancısı ünlü gelin piyasaya çıkmıştı...
"camide içki içtiler" "camiye ayakkabı ile girdiler"
"devlet malını (toma) yaktılar"
"üzerleri çıplak, elleri deri eldivenli, başlarında tuhaf bantlı 70-100 kadar adam türbana küfrettiler. bebeği tekmelediler.. dövdüler... başörtülü bacımızın üzerime işediler..."
daha sonrasında muhafazakar bir arkadaşımla sohbet ediyorduk. rte'nin "cuma'ya görüntüsünü yayınlayacağız" demesinin üzerinden çok cuma geçmişti. kanal d mobese görüntüleri yayınlamış "başörütlü bacımızın" anlattıklarının yalan olduğu ortaya çıkmıştı.
- the barz "kardeşim ben sana demiştim değil mi yalan söylediğini, her açıklamasında yalanına yeni ayrıntılar ekleyerek kuyruklu hale getirdiğini..."
+ arkadaşım: "başörtüsü hassasiyetimiz vardı. gezicileri de karşı kamptan görüyorduk. yemi çok kolay yuttuk..."
***
aynı tuzağı ilk kez askerlere kurmuşlardı.
fetö-liboş-ak- cumhuriyet düşmanı tayfa birleşmiş askeri kötülüyorlardı.
toplumu yanlarına çekmek için attıkları yalanlardan hiç biri
"camiyi bombalayacakları"
kadar etkiye sebep olmadı!
***
peki milli orduya kumpas kuracak kıvama nasıl getirdiler siyasileri!
cuma namazına bile binlerce korumayla giden. şimdiye kadar görülmemiş biçiminde korunan. suikaste kurban gideceğinden endişeli rte'yi "size suikast planlıyorlardı" diye başlattılar her şeyi.
aynı "yem" bülent arınç için de geçerliydi. "özgül ağırlık"a suikast yapılacak planları kozmik odada saklıyorlar diyerek girdiler kozmik odaya! ülke sırlarımızı böyle açığa döktüler!
"asker darbe yapacak" diye diye toplumu korkutup "fetöcü darbeci askerlere" yer açtılar, yükselttiler.
***
akp tipi başkanlığın önünü açmak, "ak türkiye'yi" oluşturmak isterken nasıl tavlıyorlar toplumu dersiniz?
"benim milletim doğrusunu bilir"
"milletim oyunu gördü"
ah be canım kardeşlerim keşke doğru olsa bu sözler.
milletimiz "oyunu görse".
milletimiz birbirine tezat bütün politikaları alkışlayacak kadar şuursuzlaştı.
mutlak itaat halinde. https://eksisozluk.com/entry/62156312
milletimiz siz ne verseniz yiyor.
tv'de ne görürse ona inanıyor.
bir fikri yok.
sorgulamıyor.
herhangi bir yeni gelişmede yorum yapmadan önce yandaş medya kanallarından yönlendirme bekliyor!
hadi halkımız pek okumamıştır, fazla sorgulamaz, devlet büyüğü bir şey derse inanır diyelim.
entelektüel basınımıza ne demeli?
herhangi bir gelişmede rte'den talimat gelmeden fikir açıklayamıyorlar!
canlı yayında görüşünü erken beyan etmek zorunda kalanlar rte aksi görüş beyan ettiğinde hemen dönüyor!
***
sloganlarla toplumu yönetmek kolaydır.
dün gaza getirip bağırtıyorlardı meydanlarda "idam isteriz" diye.
3-5 çığırtkan başlıyor meydanlarda dalga dalga yayılıyordu.
"milletimiz isterse idam'ı getiririz" diyorlardı.
sanki hukuk devletlerinde yasaların geriye yürümeyeceğini bilmezmiş gibi!
sonra baktılar ki batı'dan tepki geliyor.
şimdi "kıvıran" açıklamalar geliyor.
***
birilerinin çocuğu askere gitmezken, askere gidip bedel ödeyenleri ne ile avlıyorlar dersiniz?
"şehit" diyerek dini ve milliyetçi duyguları okşayarak. uyuşturarak.
uyuşturulsun ki yüzyıllardır türkülere konu olacak kadar ayyuka çıkmış şeyler sorulmasın!
(bkz: zenginimiz bedel verir askerimiz fakirdendir)
***
toplumu oltalara gelmeyecek şekilde eğitmek gerek.
buna karşın;
eğitim sistemi birkaç yılda bir değişiyor.
bilim ağırlıklı yerine din ağırlıklı eğitim hedefleniyor.
öğrenciler "öğrenmek" için değil testleri çözmek için yetiştiriliyor.
bizim küçüklüğümüzün güzide okulları anadolu ve fen liseleri mantar gibi çoğaltıldı, vasıfsızlaştırıldı.
yayın yapmayan akademisyenlerimiz var. onlara göre "bilim insanı" olmak demek devlet garantili maaş demek!
darbeyle alakası olmadığı halde askeri liseler kapatıldı! (soruları çaldırmamak yerine bulunan çözüm bu!)
***
"din" "milliyetçi duygular" vs. yem edilmediğinde,
bunları yem edip ucuz siyaset yapanlar bedel ödediğinde,
siyasetçiler suçlarından "safmışız" diyerek sıyrılamadığında
muasır medeniyetler seviyesine yükselme umudu olan bir ülke olacağız.
web tarayınız chrome ise web sitesinden online bilet aldırmayan şirket!
bari bi yere uyarı koyun.
tarayıcınızı i.e. yapın da öyle bilet alın deyin değil mi?
yarım saat milli mücadele verdikten sonra müşteri hizmetlerini aradım anca o zaman söylediler!
bildiğiniz üzere abd başkan yardımcısı joe biden, 24 ağustos'ta türkiye'ye geliyor.
artık öğrendiğimiz üzere akp kapalı kapılar ardında abd'nin bir dediğini iki etmemesine rağmen kameralar önünde abd'ye atar yapmayı çok sever.
(bkz: akp'nin abd'ye yaptığı atarlar)
bizim pek şerefli basınımız da bu tiyatroyu abartarak anlatmayı çok sever.
iş bu entry abd başkan yardımcısı ziyareti sonrası basınımızda atılacak zafer nidalarını tahmin etme amaçlı olarak yazılmıştır.
- fetullah gülen iade edilecek (haberin devamında fetö mensuplarının türkiye'ye iadesi konusunda abd kesin bir dille uyarıldı. haberden yıllar sonra bile iade edilmeyeceğini görürüz)
- biden'e soğuk duş (haberin içeriği adam çok yaltaklanmış da bizimkiler yüz vermemiş kıvamında) "soğuk duş" manşeti abd genelkurmay başkanı dunford ziyareti sonrası atılmıştı. işin aslı ise adama soru bile sormaya cesaret edememişiz! (http://www.uludagsozluk.com/e/33522650/ )
- biden'e fetö dosyası (hürriyet styla - rte'den daha çok korktuğunda )
- 2 numara açık konuştu (hürriyet styla - abd'den daha çok korktuğunda)
- (bkz: erdoğan sert çıktı)
- biden kürt devleti konusunda uyarıldı
- pkk silah bırakacak (iyice üfüren yandaş gazete)
hükümet ne yaparsa yapsın doğru yaptığını savunan kurulmuş saattir kendileri.
bugünkü yazısında şöyle buyurmuş.
--- alıntı ---
kuvvet komutanlıklarının milli savunma bakanlığına bağlanmasının iki pratik sonucu oldu.
1 Bürokrasi kaktı, işler hızlandı
2 askerle sivil arasında daha güçü iletişim kuruldu.
--- alıntı --- http://sosyal.hurriyet.co...yet-yaptiriyoruz_40198569
bre adam emir komutan zincirinin koparıldığının farkında değil misin?
fetö'cüler yükselmesinde liyakat yerine sadakate önem verilmesinin büyük etkisi oldu.
şimdi aynı hatalar tekrar yapılıyor. genelkurmay başkanı olmada kuvvet komutanı olma şartı kaldırılmıştı şimdi de kuvvet komutanı olma şartı kaldırıldı.
müyesser yıldız diyor ki başının üstünden kurşun geçmemiş ilk genelkurmay başkanı hulusi akar'dır. http://odatv.com/ilklerin...ne-olacak-1708161200.html
onun da halini gördük! makamında esir alındı!
3 yere siyaset karışmamalıdır.
1 eğitime
2 dine
3 orduya
artık ordu komutanları yükselmek için siyasetçi "dayı" arayacak bu da başımıza daha çok işler açacak!
***
neyse sana dönelim abdülkadir selvi
yarın bir gün kuvvet komutanlıklarının milli savunma bakanlığına bağlanması kararından dönülecek ve bu adam yeni durumu savunacak.
haberi gazetede gördüm gözlerim doldu.
sanki kendi abim hapisten çıkıyordu.
sizi hiç görmeden hiç tanımadan sevdik komutan.
size yapılan haksızlık bizim kanımıza dokundu.
***
eşi hande eren uzun süredir sosyal medyadan destek çağrıları yapıyordu.
@erenhande_
sözlük yazarlarına da destekleri için teşekkür etmişti.
http://www.uludagsozluk.com/e/33423833/
***
hala iyi insanlarımız var.
kötülük karşısında birlik olan
mazlumun yanında olan insanlarımız var.
hala bu ülke için umut var.
bugün toplantılarına katılanların (biat süresini geçirenlerin) diken üstünde olduğu oluşum.
katılanlar aşağıda. özellikle bkz verdiklerim toplumun göz önünde olan kişilerdi. sürekli tv ve gazetelerde halkı mesaj bombardımanına tutuyorlardı. hangi kanalı açsak bunlara rastlıyorduk. hepsi bir ağızdan tek bir gündemi konuşuyordu. ahtapotun kolları gibi hareket ediyorlardı.
- atatürk karşıtlığı
- kürt açılımı
- askeri vesayet söylemleri, askeri kötüleme, ordu - millet bağının koparılması çalışımaları
- ergenekon balyoz kumpasları
- yeni anayasa
- cami cemevi projesi vb. alevilerin ayartılmaya çalışılması
hep bu kadronun başının altından çıkmıştı.
yurt dışındaki bazı düşünce kuruluşlarının türkiye'ye empoze etmek istedikleri fikirler hep bunların zehirli dillerinden yayıldı.
***
listenin bir kısmı ekşi sözlükteki (bkz: abant platformu) başlığından alınmıştır. bazısı google taramalarından teyit edilememiştir.
(isim sırasına göre sıralı-yanında +olanlar farklı web sayfalarından teyit edilmiş)
a. turan alkan yard. doç. dr.
a. yüksel özemre prof. dr.
abdülhamit bilici zaman gazetesi genel yayın müdürü +
abdülmelik fırat +
adem geveri +
(bkz: ahmet altan) +
ahmet demircan (fetö ile son dönem gerilimli olan saadet partisi’nin genel başkan yardımcısı)+
(bkz: ahmet insel) cumhuriyet gazetesi +
ahmet iyimaya +
ali bardakoğlu prof. dr. diyanet işleri başkanı
ali bulaç zaman gazetesi yazarı +
ali yurttagül,
alparslan akkuş +
altan tan +
altemur kılıç +
(bkz: amberin zaman) taraf +
(bkz: asaf savaş akat) +
avni özgürel +
(bkz: aydın engin) cumhuriyet +
aylin akpınar dr.
ayşe böhürler +
baki öz
(bkz: baskın oran) akademisyen +
bayram bozyel barzani’ye yakın kürt partisi hak-pargenel başkanı +
bejan matur +
bekir karlığa prof. dr.
(bkz: belma akçura)
beril dedeoğlu +
beşir ayvazoğlu
(bkz: binnaz toprak) chp +
(bkz: burhan kuzu) prof. dr.
(bkz: bülent arınç) akp +
bülent korucu +
büşra ersanlı prof. dr.
cafer solgun + yüzleşme derneği başkanı
cengiz aktar +
cengiz aydoğdu + kırklareli valisi
(bkz: cengiz çandar) +
cevat öneş + eski mit müsteşar yardımcısı
(bkz: ceyda karan) +
(bkz: cüneyt ülsever) + dr.
durmuş hocaoğlu prof. dr.
elisabeth özdalga prof. dr. + akp’li haluk özdalga’nın eşi
emin köktaş prof. dr.
emine bozkurt avrupa parlementosu üyesi
emine eroğlu +
(bkz: emre aköz) +
(bkz: erdoğan toprak) chp eski genel başkan yardımcısı
(bkz: ergun babahan) +
ergun özbudun + akp’nin yeni anayasasının mimarı zaman gazetesi yazarı
ergun yıldırım dr.
erkan tufan aytav gazeteciler yazarlar vakfı başkan vekili +
ersin kalaycıoğlu +
(bkz: ertuğrul günay) akp kültür ve turizm bakanı
(bkz: eser karakaş) + bahçeşehir üniversitesi’nden liberal profesör
(bkz: etyen mahçupyan) +
(bkz: fehmi koru) +
(bkz: ferhat kentel) + prof dr abant platformu’nun yönetim kurulu üyesi istanbul şehir üniversitesi
(bkz: fuat keyman) prof. dr. + liberal siyasetin teorisyenlerinden koç üniversitesi öğretim üyesi
galip ensarioğlu, (akp vekili) +
gökhan çetinsaya itü öğretim üyesi zaman gazetesi yazarı
(bkz: gülden aydın) + hürriyet
gülper refiğ prof. dr.
gündüz s. aktan +
gürkan zengin +
hakan albayrak +
halil ibrahim akpınar bolu valisi +
halit refiğ +
(bkz: hayreddin karaman) prof. dr.
herkül millas +
hilmi yavuz +
hüda kaya hdp milletvekili +
(bkz: hüseyin gülerce) +
hüseyin hatemi prof. dr. +
ibrahim akay +
ibrahim canan prof. dr.
ibrahim cerrah +
(bkz: ibrahim kalın) +
ilyas üzüm dr.
imam taşçıer hdp milletvekili +
ismail kıllıoğlu prof. dr.
(bkz: iştar gözaydın) chp + gediz üniversitesi
kadir canatan dr.
(bkz: (bkz: kadri gürsel) +
kemal burkay) +
(bkz: kemal derviş) chp milletvekili +
kemal karpat wisconsin üniversitesi öğetim üyesi prof.dr. +
(bkz: kezban hatemi) av.
kenan gürsoy prof. dr.
kürşat bumin
(bkz: latif erdoğan)
levent köker +
leyla ipekçi taraf
m. akif aydın prof. dr.
mahmut kaya prof. dr.
(bkz: mehmet ali birand) +
mehmet ali kılıçbay dr. +
(bkz: mehmet altan) +
mehmet aydın ege üniversitesi ilahiyat fakültesi öğretim üyesi prof. toplantı koordinatörü +
mehmet bayraktar prof. dr.
mehtem bozdemir
(bkz: mehmet ocaktan) +
mehmet paçacı prof. dr.
mehmet s. aydın prof. dr.
mehmet uçum eski tkp’li şu anda akp kars milletvekili olan av. +
mete tunçay + platformun başkanı tarih prof sol tarih üzerine çalışmalarıyla tanıdığımız
mihail vasiliadis apoyevmatini gazetesi genel yayın yönetmeni
mithat sancar
muhammed çakmak chp parti meclisi eski üyesi
(bkz: murat belge)
murat sabuncu +
mustafa armağan
mustafa şen prof dr
mustafa şentop doç dr +
(bkz: mümtaz'er türköne) +
naci bostancı (akp vekili)
(bkz: nagehan alçı) +
(bkz: nazlı ılıcak) +
necdet subaşı + devlet bakanı faruk çelik’in danışmanı olarak “alevi açılımı”nı düzenleyen
nevval sevindi +
(bkz: nihal bengisu karaca) +
(bkz: nilüfer göle) + prf dr
nilüfer narlı prof dr +
niyazi öktem prof. dr. +
(bkz: nuray mert) +
ö. faruk harman prof. dr.
ömer laçiner birikim dergisi genel yayın yönetmeni +
(bkz: rasif ozan kütahyalı) - rok
reha çamuroğlu akp’nin alevi açılımının mimarlarından akp milletvekili +
rober koptaş agos gazetesi genel yayın yönetmeni
rıza akçalı +
(bkz: ruşen çakır) +
(bkz: sadullah ergin) akp adalet bakanı +
(bkz: sami selçuk) prof dr +
serap yazıcı yeni anayasa komisyonundan bilgi üniversitesi öğretim üyesi +
(bkz: serdar turgut) +
(bkz: seyfettin gürsel) bahçeşehir üniversitesi öğretim üyesi +
(bkz: soner çağaptay) - vatan h.
(bkz: süleyman soylu) + akp mv (cemaatin dp’de cindoruk’a kaşı desteklediği)
şahin alpay - zaman gazetesi +
şerif ali tekalan prof. dr.
şeref oğur
şevket süreyya sırma +
(bkz: şirin payzın) +
tamer korkmaz (eski zaman şimdi yenişafak yazarı)
tanel demirel doç dr +
(bkz: tarhan erdem)
(bkz: toktamış ateş) prof. dr. +
vangelos kechriotis + boğaziçi üniversitesi’nde görevli
yahya akengin
yalçın topçu muhsin yazıcıoğlu’ndan sonra bbp’ye başkan olan +
(bkz: yasemin çongar) taraf
yasin aktay, (akp vekili)
yaşar kaya dep eski başkanı +
yaşar yakış akp dışişleri eski bakanı +
yusuf beyazıt vakıflar genel müdürü
zeynep dağı zaman gazetesi yazarı ihsan dağı’nın eşi akp milletvekili +
(bkz: arbutus unedo) sık değinirdi bunlara
hatta sözü vardı uzun bir entry yazacaktı bekliyoruz.
bunların "yetmez ama evet"teki rolünü hatırlarız hepimiz de bugün yeniçağ gazetesinden batuhan çolak
çözüm sürecindeki rollerine, fetö ile bağlantılarına, fetö-pkk ilişkisine ilişkin bir yazı yazmış.
bakın bu tipler nasıl algı savaşı veriyorlardı.
--- alıntı ---
Yüzlerce askerimizi, polisimizi şehit verdiğimiz 'Çözüm süreci'nin ilk işaretleri FETÖ tarafından verilmişti. Kimsenin hesabını vermediği, sorumluluğunu almadığı 'çözüm süreci' aslında FETÖ'nün alt yapılanması olan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın düzenlediği Abant Platformları'nda başlatılmıştı.
Devlet eliyle Kürtçe televizyon (TRT ŞEŞ) kurulması, örgüt ile görüşülmesi, Kürtler'den alınan hakların iade edilmesi gibi maddeler sonuç bildirgelerine konuldu, TSK ve emniyetin terörle mücadelesi eleştirildi.Toplantılarla, kapsamlı algı operasyonları ve siyasilerin demeçleriyle, topluma bu sakat fikirler sinsice empoze edildi.
Millete 'Çözüm süreci' dayatıldığında hiçbir itiraz ve tepki gelmemesi de algı yönetiminin ne denli başarılı kurgulandığını gözler önüne serdi. PKK'nın ortaya çıkmasının nedenini Türk milliyetçiliği ve Atatürk'e bağlayan sapkınlar, medyanın "aydın" yüzleri olarak karşımıza çıkmış ve hâlâ da çıkmaya devam ediyorlar!
O toplantılardan belki de en kritik olanı 2009 yılında Irak'ın kuzeyindeki Erbil kentinde düzenlendi. Açılış konuşması Fetullah Gülen'in gönderdiği metinle yapıldı. O günlerde cemaatin platformuna katılanlar bakın neler yazmışlar:
Nagehan Alçı / Kürt Meselesini Erbil'de Konuşmak / Akşam Gazetesi / 14 Şubat 2009"...Abant Platformu bu kez Kürt meselesini konuşmak için Kuzey Irak'ta toplanıyor. Yarın başlayacak ve pazartesi günü devam edecek toplantının ismi 'Barışı ve Geleceği Birlikte Aramak'. Hakikaten de birlikte arayacağız sorunların çözümlerini bu kez. Yalnızca buradaki Kürtlerle değil, oradakileri de aramıza katarak.Kürt bölgesi Türkiye için önemli bir hinterland. Sanırım dış politikamız o bölge ile ilişkilerin getireceği avantajları görüyor. Kürt bölgesinin Irak'tan ayrılıp bağımsız bir devlet olması yönündeki korkuları bir kenara koyup mevcut durumdan nasıl istifade edeceğine bakıyor."
Alçı, Kürt Bölgesi'nin bağımsız bir devlet olmasından korkulmaması öğüdünü verirken, toplantı bittikten sonra 18 Şubat 2009 günü, Akşam Gazetesi'nde yayınlanan bir yazı daha kaleme alıyor:"...Şiddetle, vahşetle, kanla, bombayla çözmeye çalıştı birileri. Olmadı. Terör başlığından sıra Kürt başlığına bir türlü gelemedi bu ülkede... Türkiye'de Kürt meselesine kafa yoran isimler Kürt bölgesinde Barzani'nin himayesinde tebliğler sundu, yeni fikirler ortaya attı. Üstelik Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilişinin yıldönümü olan 15 Şubat'ta."Alçı'ya göre, terörle mücadele şiddet, vahşet, kan ve bombaydı, toplantının 15 Şubat'ta yapılması da manidardı!
Toplantının bir diğer katılımcısı olan Cengiz Çandar ise 15 Şubat tarihinde Radikal Gazetesi'ndeki köşe yazısında katılımcıları "Türkiyeli Aydın" olarak yorumluyor ve ilginç ifadeler kullanıyordu:"...Abant Platformu toplantısı için Erbil'e ayak basan üniformasız 100 Türk aydınının buradaki oluşturduğu 'sinerji'den üreyen gücün, 700 bin üniformalı personele sahip TSK'nın Kandil Dağı üzerindeki etkisinden çok daha etkili olduğunu yerinde gözlemledik..."
Çandar, 17 Şubat'ta "Kuzey Irak mı, Kürdistan mı" başlığıyla bir yazı kaleme alıyor ve şunları söylüyor:"Kürtler için burası Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin merkezi. Kürdistan Bölgesel Yönetimi sözcükleri ise Irak Anayasası'nda mevcut. Yani buranın, sadece bir coğrafya veya kültürel algılama olmanın ötesinde bir yasal adı var. Türkiye'den gelenlerimiz arasında en ileri gidebilenlerimiz 'Kürt Bölgesel Yönetimi' diyebiliyor ama 'Kürdistan' sözcüğünü telaffuzda zorlanıyor, dilleri dönmüyor. 'Kürt' tamam ama 'Kürdistan' sözcüğü telaffuzu pek zor; resmi ağızlarda, 'Kuzey Irak'tan 'Irak'ın kuzeyi'ne, geriye doğru geçiş yapıldığı bir dönemde 'Kürt'ten 'Kürdistan'a doğru ilerlemek olağanüstü zor olmalı."
Peki, Çandar ve Alçı dışında Abant Platformlarında kimler bu toplantılara iştirak ediyordu? Galip Ensarioğlu, Yasin Aktay, Naci Bostancı (şu anda AKP vekilleri), Emre Aköz, Bejan Matur, Hakan Albayrak, Mümtaz'er Türköne, Altan Tan, Eser Karakaş, Murat Belge, Etyen Mahçupyan ve daha onlarcası...
Hani birileri, PKK'ya yardım ve yataklıktan 3 yıl hapis cezası alan Ahmet Kaya'ya sahip çıktığı konuşmasında, ona tepki gösterenlere "Ulan hepiniz oradaydınız be" diyordu ya... Aynen öyle... Çözüm ihaneti kurgulanırken de hepsi oradaydı. Şimdi de hepsi FETÖ'ye sövüyor!
şimdilik bir ihtimal.
ama güçlü bir ihtimal.
gelelim bu ihtimalin nereden çıktığına?
***
akp iktidara geldiğinde yetişmiş kadroları yoktu ve sırf kendilerine itaat edeceği düşüncesi ile "alnı secdeye değenleri" olağan dışı bir hızla başta bürokraside olmak üzere yükselttiler.
ne istediler de vermedik? dönemiydi bu!
fetö bir yandan akp'nin yükseltilmesi için çalışıp sadık görünürken diğer yandan kendi gizli ajandasını uyguluyordu.
zaman gösterdi ki fetö'nün amacına ulaşmak için yemeyeceği bok yoktu!
bunun en acısını 15 temmuz 2016'da "kendi vatandaşına kurşun sıkan askerlerde gördük"
bunun haricinde;
- atatürkçü, cumhuriyetçi, vatansever, milliyetçi, demokrat kişilere mobbing uygulanması (ya da işlerine taş koyan üst düzey bürokratların büyük paralarla özel sektöre transfer olması açılan kadrolara fetö'cü doldurulması), bunların yıldırılarak istifa ettirilmesi açılan kadrolara fetö'cülerin doldurulması
- sınavlarda soruları çalması
- ihalelere yandaş vatandaşların sokulması
- engel olarak görülen şirketlere yüksek vergi cezaları
- ergenekon ve balyoz iftiralarında olduğu gibi vatanseverlerin hapse koyulması, bazılarının orada ölüme mahkum edilmesi
- muhsin yazıcıoğlu olayındaki aydınlatılmamış rolleri gibi doğrudan cinayet teşebbüsleri iddiaları vs.
- fetö'nün yargı örgütlenmesinin davaları örgüt amacına uygun bitirmesi vs.
***
ergenekon/balyoz kumpasçısı, kullanışlı aptal mehmet baransu: “hocaefendi çok şey istemedi adalet bakanı'nı, içişleri bakanı'nı ve mit müsteşarını ben seçeyim" şeklindeki açıklaması ve 15 temmuz 2016 darbe girişimi sonrası ortaya çıkan gerçekler gösterdi ki fetö;
1 emniyet
2 ordu
3 yargı
4 bürokraside personel daire başkanlıkları
5 bilgi işlemciler
alanlarında yoğun kadrolaşmaktaydı.
bunlar gibi bir çok iddia dile getirtilirken ve fetö yargı'da sistemli örgütlenmişken yüksek seçim kuruluna yönelik bir operasyon olmaması dikkat çekicidir.
ellerine geçen kudreti en alçak şekilde kullananların seçimlerde hile yapılmasına vesile olmayacağını kim söyleyebilir?
nitekim seçimler öncesi fetö'nün kripto hesabı fuat avni tek tek seçim hilelerini, nasıl yapılacağını, kimlerin yapacağını açılıyordu!
bu tür hileleri yollar ayrılmadan önce kendilerinin yapmadığı ne malum?
***
fetö başı fetullah gülen'in "benimle ilgili suçlamaların 10'da biri ispat edilsin iadeye ben razıyım ama bunun için uluslararası bir komisyon incelesin" açıklaması davayı uluslararası boyuta çekmek istediğinin göstergesi.
böyle bir komisyon kurulur ve burada seçimlerde akp lehine hile yaptıklarını itiraf ederlerse n'olacak?
daha da vahimi yedikleri her bokun gizli kaydını alacak kadar sistemli hain bunlar!
ya iddialarını ispatlayabilecek durumdalarsa?
ya abd'den iade davası basına açık mahkemede görülür ya da davdaki deliller basına sızdırılırsa?
***
(bkz: 15 temmuz 2016 darbe girişimi) nin başarısız olmak üzere planlandığı, asıl amacın iç savaş çıkarmak olduğu iddialar arasında. http://www.uludagsozluk.com/e/33328266/
darbe sonrası abd askeri kaynaklarının "türkiye'deki müttefik askerler tutuklandı" şeklindeki açıklamaları, avrupa'lı siyasilerden ardı ardına türkiye aleyhtarı açıklamalar gelmesi, türkiye'nin ab üyelik sürecinin askıya alınacağı açıklamaları hatta ve hatta nato'dan çıkarılması gerektiği yorumları, darbe sonrası artan terör olayları, abd'nin kırmızı çizgimizdir dememize rağmen pkk/pyd'yi fırat'ın batısına geçirmesi vs. büyük bir planın aşamaları olabilir.
bop'ta niyetinin türkiye'yi parçalamak olduğunu deklare eden abd, bir yandan güneydoğu'da pkk ayaklanması, diğer yandan ülke içinde çıkacak iç savaşı körükleyerek tıpkı türkiye'ye askeri müdahale imkanını zorlayabilir.
bu bağlamda seçimlerde hile yapıldığının itirafı iç savaşı körükleyici etki yaratabilir.
***
fetö gibi reza zarrab'da abd elinde kozdur.
(mit tırları, teröre destek, kara para aklama ve terörün finansmanı)
yularını dış ülkeye kaptırmış akp'nin bekası ile türkiye'nin bekası birbirini dışlayan iki unsurdur.
(bkz: rte + tc = 1)
***
son söz mustafa kemal atatürk'ten: milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
ülkeye darbe yapıldı.
tüm dünyaya canlı yayında izlettik.
sonrasında dedik ki bu darbeyi yapan örgüt fetö'dür.
bunların üyelerini bize verin.
darbe yapan askerlerden bazısını yunanistan'a kaçtı.
CHP Parti Meclisi üyesi eski istanbul Milletvekili Ali Özgündüz kaçan eski savcı Zekeriya Öz ve "FETÖ"nün Hava Kuvvetleri imamı olduğu iddia edilen Adil Öksüz'ün Gürcistan'da oldukları ve gözaltına alındıkları yönündeki iddiasını twitter'dan paylaştı.
bazı fetö'cü askerlerin katar'da vs. oldukları bilgiler geliyor.
abd'den de fetö ele başı f.g.'yi istiyoruz.
sonuç ne? fısss!
suçluların iadesi anlaşması olan bu ülkeler adli bir soruşturma göster diyorlar bize.
sonra onların yargısı bunu değerlendirip karar verecek.
gelin görün ki sözümüz hiç bir ülkeye geçmiyor.
son söz:
abd tıpkı abdullah öcalan'ı iade ettiği gibi
son kullanma tarihi bitene kadar fetullah gülen'i iade etmeyecektir.
israil ve rusya özürlerinden sonra suriye konusunda özür, geri vites, çark geliyor.
şuraya yazalım da tarihe notumuz olsun 6 ay sonra "ben demiştim" derim.
kafası karışan, etekleri tutuşan, "ulan inceden biz de cemaatle iş tuttuk bizi de içeri alırlar mı?" diye düşünerek tedirgin olan vatandaşa the barz'dan amme hizmeti.
(girizgahı okumak istemeyenler aşağıda alıntı olan 12 maddelik kısma geçebilirler.)
daha dün;
- rte (başbakan): ne istedilerse vermedik mi?
- hüseyin çelik (hükümet sözcsü): cemaatin ülkeyi ele geçirmesi paranoyadır. cemaat devlete sızmış buna kargalar güler.
- yalçın akdoğan: 2004'teki mgk kararları (fetö faaliyetlerine karşı eylem planı hazırlama tavsiye kararı) yok hükmündedir.
- bekir bozdağ (adalet bakanı): fethullah gülen bu ülkenin yetiştirdiği değerli bir kıymettir. seversiniz, sevmezsiniz ama değerli ve bilge bir insandır. bu ülkede milli ve manevi değerlere bağlı nesillerin yetişmesi için hizmetini yapıyor. her şey devletin denetimi ve gözetimi altında, açık.
- yiğit bulut / başbakan'ın başdanışmanı: fethullah gülen'in attığı adımları ve özellikle "cihan devleti türkiye" modeline yarattığı katma değeri doğru analiz etmek ve siyasi bir yargılama içinde üstünden atlamamak gerekli.
- binali yıldırım / eski ulaştırma bakanı hoca efendi'nin izmir kestane pazarı'nda başlattığı hizmetin bugün dünyanın dört bir yanına yayılmış olmasını görmekten büyük mutluluk duyuyorum. bu kutlu yolculuğun yediveren çiçekleri gibi bereketlenerek geldiği bu nokta hepimizin iftihar vesilesidir.
- ahmet davutoğlu – dışişleri bakanı yurtdışındaki türk okulları önemli temsil görevi üstlenmişlerdir. hangisinin başı dara düşse hiçbir ayrım gözetmeden destek sağlarız.
- bülent arınç / başbakan yardımcısı o muhteşem insana, hüzünlü gurbetten şimdi bursa'yı seyreden bu güzel insana, muhterem fethullah gülen hoca efendi'ye şükranlarımı sunuyorum. rabbim hayırlı ve uzun ömürler versin.
- recep tayyip erdoğan / başbakan bu hareket (gülen hareketini kastediyor) kökü derinde, kökü sağlam, kökü selçuklu'da, kökü osmanlı cihan devletinde, kökü sakarya'da, dumlupınar'da olan bir büyük hareket, bir büyük davadır. http://www.egeninsesi.com...kplilerin_muthis_u_donusu
- başbakan yardımcısı bülent arınç: benim cemaat denen olguya karşı sevgimi ve sempatimi 78 milyon insan bilir... amerika'ya giden benim, olimpiyatlara koşan benim, bu hizmetlerin ne kadar iyi olduğunu anlatan benim.
- i.melih gökçek: terbiyeni takın fetullah gülen'e feto diyemezsin.
- şamil tayyar: sol gözünden ameliyat olan saygıdeğer fetullah gülen hocaefendiye acil şifalar dilerim.
demiyor muydu?
(bunlar ağır toplar gazeteci kılığına girmiş yalama tayfasının yazdıklarına fazla girmiyorum ama şu entry'de bazı farklı örnekler de var http://www.uludagsozluk.com/e/33354182/ )
***
15 temmuz 2016 darbe girişiminden sonra feto'cular fetö'cülüğe evrildi.
terör örgütü üyesi oldukları ortaya çıktı.
devlet de vatandaşına kurşun sıkanlar kadar bu kurşunun sıkan kişilerin yetişmesine vesile olan ekonomik, sosyal, siyasal, bürokratik aktörleri de içeri almaya başladı.
işte halkımızda tedirginlik bundan sonra başladı.
zira akp ile hükümetin yapışık ikizler olduğu dönemlerde;
- siyasetçiler fetö'ye laf dedirtmezdi.
- ihalelere girerken bank asya'dan teminat mektubu olması tercih sebebiydi
- pavyon hesabı bile ödenirken "asya dıt kart" çıkarılır ne kadar "mümin" olduğunun şovu yapılırdı
- hükümet ihalesine girecekler cemaate "himmet" adı altında rüşvet verirdi
- çocuğunu fetö'nün okuluna göndermeyen "süslüman cemiyetinden" dışlanırdı
- mantar gibi üniversite yapılmasına rağmen devlet yurt yapmaz. okumak isteyen çocuklar fetö'nün kucağına atılırdı.
- ucundan kıyısından çocuğunu işe yerleştirmek için torpil arayanlar ve/veya hükümet/cemaat şerrinden korkanlar zaman, aksiyon vb. cemaat yayınlarına üye olurlardı. bayi satışı 100 bini bulmayan gazetenin 1 milyona yakın üye satışı (bedava dağıtım) vardı. (emin çölaşan çok yazdı bu konuyu)
- ticarette çevreyi artırmak için fetö evlerinde "sohbete" giden çoktu
- türkçe olimpiyatlarına katılmak ayrıcalıktı
- yurt dışına çıkıp da fetö okullarını ziyaret etmeyen bürokrat yükselemezdi
- hükümete yaranmak isteyen basın f.g.'nin konuşmalarını ön plana alırdı.
- birçok şehrin ve üniversitenin toplu ulaşım ihaleleri, kampüs kartları vs bank asya'ya verilmişti ve fetö ile alakalı olsun ya da olmasın milyonlarca insanın cebinde bank asya kredi kartı vardı.
- fetöcü sendikalara üye öğretmenler basamakları hızla tırmanıp okul müdürü oluyordu.
- fetöcü iş organizasyonlarına (tuskon-işad) katılan işadamlarının önündeki bürokratik engeller kaldırılıyordu.
- fetö'cü şirketler; eğitimden, medyaya, inşaattan madenciliğe, mobilyadan halıcılığa çığ gibi büyüyordu. hemen hemen her ailenin fetöcü şirkette çalışan 1 akrabası vardı.
özetle bir şekilde insanlar okulda, işte, ticarette, bankada, siyasette ya da en azından gazete abonesi olarak fetö'ye bulaşmıştı ve darbe sonrası bunun hesabının sorulacağı için kımışlanıyordu (tedirginlik içindeydi).
***
zannediyorum bir zaytung haberi karanlığı aydınlatmada ilk meşale oldu.
haber hatırladığım kadarıyla şöyleydi:
"erdoğan savcılara seslendi: fetö'yü araştırın ama çok geriye gitmeyin. son 2 yıl yeter"
yüce hükumetimiz bu kargaşaya son verecek 12 maddelik formülü açıkladı.
--- alıntı ---
1- 17-25 aralık darbe girişimleri ve mit tırlarının durdurulması olaylarından sonra fetö yayın organlarından olan zaman gazetesi, bugün gazetesi aboneliğini devam ettirenler veya yeni abone olanlar.
2- yine bu tarihlerden sonra örgütün niyeti ortaya çıkmasına rağmen, tüm ikaz ve yardımlara rağmen, çocuklarını fetö’ye ait okullarda-dershanelerde ve etüt merkezlerinde okutanlar.
3- 50 bin kişilik özel fetö iletişim ağına dahil olanlar. fetö’cülerin kurduğu özel bir iletişim ağı var. o ağ üzerinden 50 bin kişi irtibat kurmuş.
4- 17-25 aralık darbe girişiminden sonra fetö’ye ait finans kurumlarında hesap bulunduranlar, özellikle de fetö çağrısı ile bankaya yeni para yatıranlar.
5- fetö tarafından kurulan aktif-sen gibi sendikalarda 17-25 aralık’tan sonra üyeliğini ısrarla devam ettirenler.
6- yine fetö’ye ait olan memurlar vakfı, yönetder’e üyeliğini devam ettirenler.
7- telefon dinlemelerine takılanlar.
8- 17-25 aralık darbe girişimi ve mit tırları olaylarından sonra fetö mensuplarının yurt içi ve yurt dışında yaptıkları toplantılara, özel organizasyonlarına, ev toplantılarına katılanlar.
9- 17-25 aralık darbe girişiminden sonra teröristbaşını pensilvanya’da ziyaret edenler.
10- darbe girişimine katılanların ve destek verenlerin ifadelerinde ismi geçenler.
11- fetö’ye müzahir tuskon gibi, işad gibi iş dünyası derneklerinden-vakıflarından-sendikalarından 17-25 aralık darbe girişiminden sonra ısrarla ayrılmayanlar.
12- yine fetö tarafından kurulup işletilen yazarlar vakfı-abant platformu ve fetö’ye ait üniversitelerin-okulların yönetici-mütevelli heyeti ve üyeliğinden 17-25 aralık’tan sonra ayrılmayanlar.
özetle 17-25 aralık 2013 milattır.
bundan önceki fetö günahlarınız ak'lara yapacağınız bağışlarla silinebilir.
17-25 aralıktan sonra fetö ile iş tuttuysanız sıçtınız.
vay efendim "bunlarla koyun koyuna olan hükümet 12 yıl sonra ucu çıkarılarına dokununca anladı. ben gerizakalıyım 14 sene sonra bunlar darbe yapınca anca anladım"
deseniz de yırtamazsınız!
"ahmakmışım, aptalmışım, safmışım, kullanılmışım" açıklaması sadece bazı "kullanılmış aptallar" için geçerli. ne yazık ki siz onlardan değilsiniz! aptal çimenler olarak sizin elinizde akp karşıtı koz yok! ezilmeye mahkumsuznuz!
"günlerce 15 temmuz 2016 darbe kalkışmasını abd yaptı" diye propaganda yaptırıp ardından abd genelkurmay başkanına darbecilerin bombaladığı yerleri sırıta sırıta gezdirenler ve abd komutanı ile fotoğraf çektirenlerle aynı partidendir.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "ABD’nin ve hatta bizzat Obama’nın Münbiç operasyonu bittikten sonra oradaki demokratik güçlerin içinde bulunan PYD’lilerin tekrar Fırat’ın doğusuna geçeceğine yönelik sözü var. Şimdi ABD'nin bu sözünü tutması gerekiyor" dedi. http://www.milliyet.com.t...son-adim-siyaset-2295284/
ileride "safmışız", "abd bizi kandırmış" demeyesiniz diye şimdiden söylüyorum.
bu söz tutulmaz hacı. saddam da mursi de çok güvenmişti abd'ye pişman oldular.
neden mi abd'nin sözüne güven olmaz?
bop zaten abd planıdır. bağımsız kürt devletini kurmak isteyen abd'dir.
bağımsız kürt devleti denize çıkmaz ise "ölü doğar" işte bu nedenle musul-kerkük-erbil'den akdeniz'e açılan sınırlarımıza paralel kürt koridoru elzemdir. pkk-pyd-barzani'ye verilen görev budur.
planı yapan abd'dir. biz ülke olarak başkalarının sözlerine güvenip atıl kalmamalı.
artık kendi politikalarımızı üretmeliyiz. bağımsız olmalıyız.
suriye'nin bölünmesi demek türkiye'nin bölünmesi demektir. suriye'de çözüm için rusya, iran ve suriye ile ortak hareket edilmelidir.
iç işleri bakanı efkan ala 04.07.2014'te: "Terör örgütü, çözüm üretildiğinde silah kullanmayacağını, çeşitli demokratik argümanları tercih edeceğini ortaya koyuyor. Türkiye’nin geldiği bu aşamada biz bu yasal çerçeveyi değerli yöntem olarak görüyoruz."demiş. http://www.milliyet.com.t...in-sistem-gundem-1906780/
***
benim çözüm süreci muhabbetinin başladığı 06.03.2013 tarihinde yazdıklarım aşağıda.
özetle "pkk niye silah bıraksın ki?" demişim http://www.uludagsozluk.com/e/18897331/
kendini darbeden sıyırma çabasına, "yüreğim yanıyor" diye damar yapmasına cevap var.
--- ahmet zeki üçok cevabı ---
fethullah gülen örgütü hakkında tsk içinde ilk resmi soruşturmayı yürüten isim emekli hâkim albay ahmet zeki üçok, darbeci askerler hakkında “haklarında bir ihbar veya iddia olmamış” diyen genelkurmay eski başkanı necdet özel'e tepki gösterdi: çok üzülerek söylüyorum ki; külliyen yalan söylüyor.
ben defalarca genelkurmay askeri savcılığı'na gidip ifade verdim. bunların da kayıtları oradadır. benden sonra işte ali türkşen gitti, fuat selvi gitti, bir sürü arkadaşlarımız gitti. hepsi gittiler, tek tek bu fetullahçı yapılanmayı anlattılar.
biz bunlarla da yetinmedik. ben aynı zamanda 27 mart 2014 tarihinde ankara terörle mücadele ve ankara savcısı serdar coşkun'a ifade verdim. orada bütün listeyi hatta kara, hava, deniz, jandarma diye hem yazılı olarak verdim, hem de dijital ortamda verdim. genelkurmay başkanlığı'nda ismini vermeyeceğim bir arkadaşım, verdiğimiz listeleri hiçbir geciktirme yapmadan genelkurmay başkanlığı'na gönderdiklerini söyledi. gönderme yazılarını da çıkarırlarsa çok utanır diye düşünüyorum sayın özel'in. yine ben aynı bilgileri 29 nisan 2014 tarihinde de mit'e bir dilekçe ile gönderdim. yani kendisinin bizden haberimiz yoktu falan demesi, hakikaten yakışıksız.
ben de kendisine dedim ki, 'komutanım siz de çıkın anlatın bunu' dedim. o da bana kendisinin eski bir komutan olduğunu, öyle komutanlar arasında bu tür polemiklere girmek istemediğini söyledi. o zaman dedim ben anlatayım ve benim anlatabileceğimi söyledi. yani sayın bilgin balanlı, bu olayı bana aktardı, o zamanlar ben de bunu kamuoyu ile paylaştım. yani burada kesinlikle bilgin balanlı paşamız doğru söylüyor. sayın özel ne yazık ki bu konuyu çeşitli yöntemler kullanarak saptırmaya çalışıyor. kaldı ki böyle bir konuşma yapılmış olmasının ne gibi kendisiyle ilgili bir mahsur doğuracağını çok da anlamış değilim açıkçası.”
üçok, hasdal ziyaretinde tutuklu olan hava orgeneral bilgin balanlı’nın necdet özel’e “fetö, cıa işidir” dediğini, özel’in de “aynı kanaatteyim” dediğini öne sürmüş, ancak özel bu iddiayı “o ziyareti 2011 ekim ayında yaptım. daha ortada fetö lafı yok. cemaat var ama terör örgütü nitelemesi yok. o tarihte fetö, cıa konuşması niye geçsin ki? o tarihte böyle bir olay yok. 2011’de kim biliyordu bunu? bunlar asılsız iddialardır” ifadeleriyle yalanlamıştı.
“fetö, yani bir terör örgütü ile ilgili bir soruşturmanın kimin yapacağını bir genelkurmay başkanının bilmemesi mümkün değil. bir insanla ilgili fetö üyesi olduğu geliyorsa, bunu inceleyecek olan 2-3 tane kurum vardır. birincisi emniyet teşkilatı kolluk olarak, ikincisi milli istihbarat teşkilatı, diğeri de yine adli kolluk görevi itibariyle belki jandarma komutanlığı bunu yapabilir. bunları yapma yetkisi tamamı ile bu saydığım 3 kuruma aittir. zaten bunlara bildirmeyerek sayın özel görevini ihmal etmiş, hem bence de bunu bilinçli yapmış olduğunu düşünüyorum.
sayın özel fetullahçı terör örgütü mensuplarının nasıl soruşturulacağını bilmeyen bir komutan olarak geldi ve bilmeyen bir komutan olarak kendi döneminde 2011-2014 yıllarında bugün darbeye katılan, darbeci olarak geçen general ve amirallerin neredeyse yüzde 70'i onun döneminde terfi ettirildi, general yapıldı.
o yüzden ben sayın özel'in sadece vicdanında, tarih önünde, bunun sorumlusuyum demesini yeterli bulmuyorum. inşallah bu yaptıklarına ilişkin olarak, yasalar önünde kanun önünde hâkimler ve savcılar önünde de ne gerekiyorsa, onun da karşılığını vermesi gerektiğini düşünüyorum.”
üçok, 2 yılda 48 general-amiralin masumiyet karinesi hala geçerli iken emekli ettirildiğini belirtti. “şimdi çıkıp 'ben o arkadaşlarımızın, ne kadar kahraman olduklarını, nasıl iyi komutan olduklarını biliyorum. ama ben kanunlara uydum, ben vicdanımın sesini dinledim' gibi böyle halkı kandıran açıklamalar yapması en azından bizim ölen, bu sürede şehit olan arkadaşlarımıza hakarettir. lütfen artık biz sağ olduğumuz müddetçe çıkıp televizyonlarda falan konuşma yapmasın. çünkü yaptığı her konuşmanın karşılığını bizden alacaktır. böyle yalancı genelkurmay başkanımız var dedirtmek istemiyoruz. buna benzer konuşmaları orduevinde, kendi arkadaşları ile sohbetlerinde yapsın” dedi.
--- ahmet zeki üçok cevabı --- http://www.cumhuriyet.com...liyen_yalan_soyluyor.html
***
--- emekli koramiral atilla kezek ---
Hepiniz özür dilemesiniz Sn. Necdet Özel... Dört yıllık görev sürenizde Yüksek Askeri Şura üyelerinizle birlikte terfi ettirdiğiniz FETÖ mensupları için özür dilemelisiniz... Onlara yer açmak için yargı sürecini bile beklemeden alelacele emekli ettiğiniz, Atatürkçü, çağdaş general, amiral ve albaylarınız için özür dilemelisiniz.
Fetullahçı örgütün kurduğu komployla şehit olan Albay Murat Özenalp'in, Amiral Cem Çakmak'ın cenazelerine gitmediğiniz, ailelerine taziye ziyareti yapamadığınız için özür dilemelisiniz.
Bize her gece rüyalarımızda, 'bunlarda vicdan yok' diyen, ama rüyalarında bile sizle bir araya gelmek istemeyen Amiral Cem Çakmak tan özür dilemelisiniz.
" askeri casusluk, fuhuş, şantaj' davasından yargılanan eskort kızlara bile işverenleri sahip çıkarken, yüzlerce personeliniz önünde, 'ben bu arkadaşlara yardım edemem' dediğiniz için özür dilemelisiniz."
--- emekli koramiral atilla kezek --- http://odatv.com/casusluk...ya-siz...-1408161200.html
emekli orgeneral çetin doğan: (balyoz davası'nın 1 numaralı sanığı olarak 20 yıl hapis cezası aldı. yeniden yargılamada beraat etti) özel, 'siyasi iradenin onayı olmadan hiçbir listeyi - konuyu yaş gündemine almadım' diyor. bu nasıl bir anlayış? yaş kanunu vardır. albay, tuğgeneral, tümgeneral, bunlar profesyonel askerler. siyasilerin profesyonel askeri belirlemede ne işi var? söyledikleriyle ordunun içine siyaseti soktuğunu itiraf ediyor.
--- emekli orgeneral çetin doğan ---
--- deniz kurmay albay ali türkşen ---
balyoz davasında 16 yıl hapis cezasına çarptırılan emekli deniz kurmay albay ali türkşen'den geldi. albay türkşen sözcü gazetesinden hande zeyrek'e yaptığı açıklamada, "necdet bey'in paçaları tutuştu; çünkü aklı başında bir savcı onu da çağıracak" dedi. türkşen, "vicdanla, yürek yanmakla olmaz. yüreği yanacak adamın önce yüreği olacak. çok öfkeliyim. özel'in birinci adım olarak devlet üstün hizmet madalyasının geri alınması lazım" diye konuştu.
--- deniz kurmay albay ali türkşen ---
+ tek destekleyen kim?
- hilmi özkök
+ şaşırttı mı?
- tabi ki hayır!
emekli orgeneral hilmi özkök: (2002-2006 yılları arasında genelkurmay başkanı) güzel bir röportaj olmuş. necdet paşa da güzel şeyler söylemiş. hepsini okudum ama bir yorum ve değerlendirme yapmak istemem.
ali türkşen de daha önce hakkında yazmıştı. hatırlayalım
"allah senin de bin bir türlü belanı versin necdet" demişti. http://www.uludagsozluk.com/e/33686901/
ahmet takan'ın 14.08.2016 tarihli yazısında fetö'cü ilk genelkurmay başkanı olarak ilan ettiği kişi.
yazının başlığı " "hilmi hoca"yı unutmayın!.."
neden bu başlık? hulusi akar ve necdet özel'in yerden yere vurulduğu şu günlerde onların ağababası unutulmasın diye!
--- alıntı ---
kimsenin hakkı yenilmesin!..
15 temmuz hain darbe girişiminden bu yana dikkatle takip ediyorum. "fetö"nün tsk içindeki yapılaşmasında eski genelkurmay başkanı hilmi özkök'ten pek bahseden yok. kendisi de ortalıkta görünmüyor!..
hatırlarsınız... r. erdoğan, özkök paşa'nın görevde olduğu dönemde (2002-2006) kendisine "hocam" diye hitap ederdi. siyasi iktidar ile uyumu hep övülürdü.
bana sorarsanız; özkök paşa, kumpas davalarının öncesinde, tsk'nın tasfiye sürecini başlatan en önemli basamak olmuştur. türk askerinin başına kuzey ırak/süleymaniye'de (4 temmuz 2003) abd tarafından çuval geçirilmesi milattır. paşa'nın, askerlerimize "mukavemet etmesinler" talimatı vermesi... "müzik notası"nı da ekleyin!.. kumpas davalarının bu tarihten sonra peşi sıra gelmesi tesadüf değildi. o zamanlar yırtınıyorduk kimselere anlatamıyorduk. "hilmi hoca", türk askerinin onuru ile oynanırken, namuslu subaylar iğrenç gerekçelerle hapislere tıkılıp can verirken; darbe sorularına, "var da demem yok da demem"; ifade ver çağrılarına ise "kasaptaki ete soğan doğramam" diye dahice(!) cevaplar veriyordu.
yanılmıyorsam, 2009 yılının nisan ayıydı. bir de baktık ki o günün muhteşem adamı, bugünün darbecisi, kumpas davaları genel koordinatörü zekeriya öz izmir'e "hilmi hoca"nın ifadesini almaya gitmiş. 8 saat sürmüş ifade. öz'ün "hilmi hoca"ya köfte ekmek ikram ettiği ve beraber neşe içinde yedikleri de basına o zaman allanıp pullanarak yansımıştı. sonraki süreçte zekeriya öz'ün," hilmi hoca" için "o demokrasi kahramanı" övgüleri de !...
arşivi karıştıralım;
değerli meslek büyüğümüz emin çölaşan abimizin 22 kasım 2005 tarihli hürriyet gazetesindeki köşesinden;"akp'den seçilip anap'a geçen istanbul milletvekili emin şirin, bundan üç hafta önce vatan gazetesinde devrim sevimay'la uzun bir söyleşi yapmıştı. orada söylediklerini dün yine cumhuriyet gazetesinde ilhan selçuk abimiz köşesinde yazdı.emin şirin bir olay anlatıyordu.
yıl l999. nazlı ılıcak'la evli oldukları zaman, abd'de yaşayan fethullah gülen'i ziyaret ediyorlar. ötesi şöyle:
'nazlı hanım fethullah gülen'e masumane bir soru sordu.
-hocam ne zaman rahat edeceğiz? bu askerin sivillere müdahalesi ne zaman bitecek?
hocaefendi gülümseyerek:
-vallahi hilmi özkök genelkurmay başkanı olursa, o zaman rahat edebiliriz.
'emin şirin bu konuda daha sonra şöyle diyor:
'orada nazlı hanım var, fethullah hoca var, ben varım. mutlaka inkar edeceklerdir. o zaman bir tek şey rica ederim. fethullah efendi kuran'a el basarak yemin etsin bakayım, böyle bir laf etmiş mi, etmemiş mi!'
aralarında böyle bir konuşma geçip geçmediğini emin şirin'e sordum. aynen doğruladı."
***
bebek katili öcalan'ı imralı'da sorgulayan, ergenekon kumpasından hapis yatan emekli albay hasan atilla uğur'un 15 temmuz'dan sonra çeşitli basın organlarına yansıyan demeçlerinden bir bölüm;
"2003'te jandarma teknik istihbarat daire başkanlığı olarak iki büyük klasörden oluşan bir rapor hazırladık. fethullah gülen liderliğindeki çetenin küresel bir güç olduğunu, adam öldürmek dahil her şeyi yapabilecek imkan ve kabiliyete sahip olduğunu, ülkedeki birçok şeyi sömürerek inanılmaz gelirler elde ettiklerini tespit ettik. hazırladığımız raporu dönemin cumhurbaşkanı ahmet necdet sezer ve genelkurmay başkanı hilmi özkök'e elden teslim ettim. kendilerine sözlü olarak da durumun vahametini anlattım. maalesef somut hiçbir adım atmadılar. hatta dikkate almadılar. cumhurbaşkanı sezer, dosyanın dönemin cumhurbaşkanlığı genel sekreteri kemal nehruzoğlu'na verilmesini söyledi. ben de onun talimatı üzerine raporu nehruzoğlu'na teslim ettim. raporun bir kopyasını da dönemin genelkurmay başkanı orgeneral hilmi özkök'e sundum. ilk tepkisi son derece enteresandı. "ne uğraşıyorsunuz bu işlerle. bunlar müslüman adamlar" dedi. ilginçtir, hilmi özkök daha sonra biz ergenekon'dan yargılanırken aleyhimizde tanıklık da yaptı."
***
ben de hatırlıyorum;
genelkurmay başkanı hüseyin kıvrıkoğlu'nun kendisinden sonra "hilmi hoca"nın o koltuğa oturmaması için gösterdiği yoğun çabayı. daha sonra gerekçelerini anlatarak verdiği demeçteki, "özkök'ün genelkurmay başkanı olmasını istemiyordum" sözlerini.
çok net hatırlıyorum;
türkiye'nin en krizli döneminde o zamanın başbakan yardımcısı doktor devlet bahçeli'nin hilmi özkök'ün tasfiyesi için kıvrıkoğlu'nun görev süresinin uzatılması formülüne kapalı kapılar ardında direnip,engellemesini.
sayın kıvrıkoğlu,
tsk'dan "darbeci" olduğu gerekçesiyle ihraç edilen eski 3'ncü kolordu komutanı erdal öztürk'ün o dönem özel kalem müdürünüz olduğunu biliyorum. fenerbahçe orduevinde dostlarla yaptığınız sohbetlerde bazı değerlendirmeleriniz kulağıma geldi.
gerçeklerin tüm çıplaklığıyla ortaya çıkması adına bir söyleşi yaparsanız sevinirim. talibim...
kaynak: "hilmi hoca"yı unutmayın!.. - ahmet takan
--- alıntı --- http://www.yenicaggazetes...ayi-unutmayin-39340yy.htm
08.08.2013'te "tek rakibi necdet özel'dir. yatağında rahat uyuyor mu acaba?" demiştim.
dediğim gibi de çıktı.
hilmi özkök nasıl ki ergenekon ve balyoz davalarından sonra günah çıkardı ise
15 temmuz 2016 darbe girişiminden sonra necdet özel de aynı şekilde günah çıkarmaktadır.
***
(balyoz) sanık avukatlarından murat ergün'ün dediklerini aynen paylaşmadan geçemeyeceğim: murat ergün özkök'ü bildiklerini mahkemede anlatmamakla suçlayıp, "özkök, kuzey irak'ta başına çuval geçirilen askerler için ne yaptıysa, silivri'de başına çuval geçirilen askerler için aynısını yaptı" dedi.
***
haa unutmadan abd çok severdi hilmi paşayı?
08.10.2015 tarihli selcan taşçı'nın yazısından alıntı
--- alıntı ---
abd büyükelçisirobert pearson 22 mart 2003'te washington'a yolladığı mesajda "orgeneral hilmi özkök'ün sadakatli duruşu"ndan bahsedip "sahiplenilmesini" istedi.
kaynak: başbuğ "hançerdeki parmak izleri"ni deşifre etti - selcan taşçı
30 nisan 2001'de, "bir kişinin yazdığı köşe yazısında "ergenekon örgütü"nden söz ettiğine" dikkat çekiyor.kim o kişi?dönemin yeni şafak yazarı fehmi koru.
başbuğ'un kronolojisinde "ergenekon örgütü"nün sonraki fısıldanma mekanı; 12 mayıs 2001'de aksiyon dergisi; cemaat destekli.kaynak: başbuğ "hançerdeki parmak izleri"ni deşifre etti - selcan taşçı
--- alıntı --- http://www.yenicaggazetes...-desifre-etti-35912yy.htm
fehmi koru kim?
abdullah gül'ün ekürisi.
anladınız mı şimdi akp içinde neden fetö operasyonu yapılmadığını?
yılmaz özdil'in 13.08.2016 tarihli yazısının konusu kendisi
--- alıntı ---
sene 2010…
yüksek askeri şura'ya bir hafta kala 28'i general-amiral, 102 muvazzaf subay hakkında yakalama kararı çıktı. ne tesadüftür ki, yakalama kararı çıkarılan subayların tamamı, terfi listelerinde birinci sıradaydı. akp yandaşı yeni şafak gazetesi “genç subaylar balyoz'dan rahatsız” manşeti attı. haberin spotunda “balyoz sanıkları rütbelerini koruduğu için, yüksek askeri şura'da terfi bekleyen subayların rahatsız olduğu” belirtiliyordu. yani… bugün “fetocular bizi kandırmış” filan diyorlar ama, o gün açıkça fetoculara çalışıyor, “balyoz sanıklarının hepsini ordudan ihraç edin” diyorlardı.
*
yüksek askeri şura bu baskıyla başladı. kuvvet komutanlıklarının görüşüleceği gün, şırrak… kara kuvvetleri komutanı olmasına kesin gözüyle bakılan birinci ordu komutanı hasan ığsız “acil” koduyla, ergenekon'dan ifadeye çağrıldı. imzasız ihbar mektubu savcılığa 10 ay önce gelmişti ama, acilen ifade çağrısı 10 ay sonra, tam yüksek askeri şura'ya denk gelmişti! yandaş medya “ergenekoncu” manşetleri attı. tayyip erdoğan zart diye veto etti, hasan ığsız zurt diye emekliye sevkedildi, tasfiye edildi.
*
necdet özel jandarma genel komutanı yapıldı. jandarma genel komutanı atilla ışık, kara kuvvetleri komutanlığına kaydırılacaktı. tarihi protesto gerçekleşti… atilla ışık, hasan ığsız'ın tasfiye edilmesini, onun yerine kendisinin oturtulmasını kabul etmedi. emeklilik dilekçesi verdi, bıraktı. hasan ığsız'ı imha edelim derken, teamüller bozulmuş, komuta kademesi allak bullak olmuştu.
*
akp yandaşı medyada ve cemaat medyasında tuhaf bir telaş başladı.
*
“necdet özel'in önü kesiliyor” yorumları yapılıyordu. çünkü… atilla ışık bırakınca, necdet özel'in kara kuvvetleri komutanlığına atanma ihtimali doğmuştu. e ne var bunda derseniz? şu vardı… ışık koşaner genelkurmay başkanı oluyordu, üç sene görev yapacaktı, necdet özel kara kuvvetleri komutanı olursa, iki sene görev yapacaktı. böylece… necdet özel iki sene sonra, genelkurmay başkanı olamadan emekliye ayrılmak zorunda kalacaktı. yandaş ve cemaat medyasının telaşı buydu. her akşam televizyon ekranlarına çıkıp “necdet özel'in önü kesiliyor” diye anlatıyorlardı. necdet özel'i pek seviyorlardı.
*
netice?
erdal ceylanoğlu kara kuvvetleri komutanı yapıldı, terfi sırasında ceylanoğlu'nun önünde yeralmasına rağmen, necdet özel jandarma'da kaldı, yeniden genelkurmay başkanlığı yolu açılmış oldu.
*
sene 2011…
yüksek askeri şura'ya iki gün kala, gene kriz çıktı. ege ordu komutanı, genelkurmay istihbarat başkanı, genelkurmay adli müşaviri ve hasan ığsız hakkında yakalama kararı çıktı.
*
cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşandı. genelkurmay başkanı ışık koşaner, kara kuvvetleri komutanı, deniz kuvvetleri komutanı, hava kuvvetleri komutanı istifa etti. necdet özel hiç istifini bozmadı, koltuğunda oturmaya devam etti. genelkurmay başkanı olabilmesi için, kuvvet komutanlığı yapmış olması gerekiyordu, jandarma genel komutanları kuvvet komutanı sayılmıyordu. ne yapıldı? 23 nisan çocukları gibi, bir günlüğüne kara kuvvetleri komutanı yapıldı, ertesi gün genelkurmay başkanı yapıldı. ittire kaktıra, amaca ulaşılmıştı.
*
bismillah ilk iş… yüksek askeri şura'nın oturma düzeni değiştirildi. eskiden, genelkurmay başkanıyla başbakan, masanın başında, yan yana otururlardı. o gün, tayyip erdoğan masanın başına tek başına oturdu. necdet özel kenara oturdu.
*
sonra?
*
genelkurmay'ın evsahipliğinde yapılan geleneksel 30 ağustos resepsiyonu, necdet özel döneminde, akp'nin cumhurbaşkanına devredildi.
*
necdet özel döneminde, türkiye'nin dinleme ve istihbarat konusunda en donanımlı kurumu, genelkurmay elektronik sistemler komutanlığı, tüm teçhizatıyla birlikte mit'e devredildi.
*
genelkurmay başkanlığı resmi isternet sitesindeki “anıtkabir ziyaretçi sayısı” bölümü… yani, anıtkabir'i gün gün kaç kişinin ziyaret ettiğini gösteren istatistik, necdet özel döneminde kaldırıldı.
*
harp akademileri komutanlığı'nın mezuniyet töreninde, tarihte ilk defa, necdet özel döneminde iftar verildi.
*
akp ve cemaat gazetecileri, asrın iftirasına uğrayan subaylarımıza açık açık “rezil, ahlaksız, tecavüzcü, kepaze, iğrenç, pislik, kafatasçı, namussuz, vatan haini, lekeli, onursuz, katil, dinsiz” dedi. bunlara gıkını bile çıkarmayan necdet özel, varlığıyla onur duyduğumuz bekir coşkun'a “hakaret davası” açtı.
*
necdet özel döneminde savaş uçağımız düşürüldü, pilotlarımız şehit oldu, necdet özel “savaş çıkaracak halimiz yok herhalde” dedi.
*
cephanelik patladı, 25 şehidimiz henüz morgta yatarken… akp valisi “tanıtım potansiyeli olan popüler kişi” dediği necdet özel'e törenle sucuk hediye etti, necdet özel objektiflere poz vererek sucuğu aldı.
*
necdet özel döneminde, askeri üssümüzden bayrak indirildi.
*
necdet özel döneminde, mahsum korkmaz heykeli dikildi.
*
necdet özel döneminde, şehit babası hapse mahkum edildi.
*
necdet özel döneminde, libyalıları, yemenlileri, mısırlıları, suriyelileri ambulans uçaklarla türkiye'ye getirip, özel hastanelerde tedavi ettirdiler, kendi şehitlerimizin cenazelerini kamyonet kasasında taşıdılar, gazilerimizi evlerine şehirlerarası otobüslerle gönderdiler, gazilerimiz otobüs biletlerini kendi cebinden ödedi.
*
necdet özel döneminde bedelli çıkarıldı, ensesi kalınsa canı sağolsun, garibansa vatan sağolsun haline getirildi.
*
necdet özel döneminde, necdet özel'i eleştiren generallerin, hatta o generallerin eşlerinin orduevlerine girişi yasaklandı.
*
herkes suudi kralının tayyip erdoğan'la abdullah gül'e taktığı madalyayı konuşuyor ama, suudi kralı aynı madalyadan necdet özel'e de taktı. üstelik… necdet özel'e nazar değmesin diye “maşallah” isimli at hediye etti.
*
17/25'te bakanların kendisi bile kabul ettiği halde… necdet özel çıktı, “bakan çocuklarının evine dışardan para sayma makinesi yerleştirildiğini, sanki orada bulunmuş gibi bir hava yaratıldığını” söyledi.
*
necdet özel döneminde vatan toprağı terkedildi, süleyman şah türbesi'ndeki boş sandukalar tanka yüklendi, götün götün kaçıldı.
*
imralı'yla muhabbet edilmesine sesini çıkarmayan necdet özel, hasdal'da söyledikleri afişe edildiği için, chp'yi mahkemeye verdi.
*
necdet özel döneminde, pkk tanık oldu, tsk sanık oldu, genelkurmay başkanı terörist ilan edildi.
*
amerika birleşik devletleri ikinci dünya savaşında avrupa'dan afrika'ya atlantik'ten pasifik'e kadar yerkürenin her yerinde savaştı, 45 general-amiral kaybetti. türkiye cumhuriyeti devleti, necdet özel döneminde, mermi sıkmadan, 58 general-amiral kaybetti.
*
necdet özel döneminde ilaç için bir tane fetocu bile ordudan atılmadı, 122 atatürkçü subayın general-amiral olma hakkı elinden alındı, 237 atatürkçü subay, darbeci-casus diye tasfiye edildi.
*
bir savaş gemisi üç senede inşa ediliyor, buna kumanda edecek subay 15 senede yetişiyor. necdet özel döneminde donanma imha edildi.
*
bir pilot anca 11 senede harbi pilot olabiliyor, senede anca 25 savaş pilotu yetişebiliyor. necdet özel döneminde 350 civarında savaş pilotumuz yazıklar olsun dedi, hava kuvvetlerinden istifa etti.
*
necdet özel döneminde “bunlar en başarılı” denilerek terfi ettirilenlerin, general-amiral yapılanların yüzde 70'i fetocu çıktı!
*
genelkurmay deniyor…
özelkurmay başkanıydı.
*
üç günlük ikbal uğruna dut yemiş bülbül gibiydi.
şimdi ötüyor.
“yüreğim yanıyor, milletten özür dilememiz gerekiyor, millet hepimizi affetsin” falan diyor.
*
millet affeder mi, bilmem ama…
tarih affetmeyecek necdet bey.
--- alıntı ---
***
ali türkşen de daha önce hakkında yazmıştı. hatırlayalım
"allah senin de bin bir türlü belanı versin necdet" demişti. http://www.uludagsozluk.com/e/33686901/
bugünkü yazısında aslanlar gibi döşemiştir.
kahraman komutanım benim.
asıl biz sizin gibi kahramanlardan özür dileriz.
sizin kadar gözü kara olup sizlere kurulan kumpası bertaraf edemediğimiz için
edit: ama komutanlarda eksikler var. nuh mete yüksel fetö'yü hilmi özkök'e anlattığını ve sesinin çıkmadığını söylüyordu.
yaşar büyükanıt dolmabahçe mutabakatı yapıyordu. sonra kahramanlar büyük bir hızla esir alındı.
--- alıntı ---
gözyaşları içinde telefon ekranındaki tuşlara basıyorum. karşı taraftan bir ses gelmeyeceğini bilsem de şansımı deneyeceğim. “aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor.” biliyorum, uzunca bir süre daha aradığım kişiye ulaşamayacağım. okuyamayacağını bilsem de mesajımı yazıyorum: “hasanım hüngür hüngür ağlıyorum. inşallah bu kötülüğün içinde değilsindir kardeşim. eğer öyleyse allah hepinizi affetsin.”
tuğamiral hasan kulaç da darp edilmiş fotoğrafları basına yansıyan eski meslektaşlarımdan biri. ama hasan sadece eski bir meslektaşım değil. o benim kardeşim bildiğim bir silah arkadaşım. deniz harp okulunu aynı kısımda birlikte okuduk. deniz harp akademisini birlikte kazandık, birlikte mezun olduk. kurmay yıldızlarımızı takana kadar çocuklarımız birlikte büyüdü. uzun yıllar birlikteliğimiz sürse de bir gün bizlere cezaevi yolları onlara komuta kademesinin üç şerit asfalt yolları düştü. kondurmamaya çalışsak da yolunda gitmeyen bir şeyler vardı. bu kadar tesadüfün bir anda yan yana gelmesi mümkün olamazdı. ama burası türkiye’ydi ve yüreksiz-beceriksiz muhterisler ülkesinde en olmaz dedikleriniz bal gibi oluyordu. ta ki yolun sonunda yüzlerce masuma mermi sıkacak kadar alçaklaşabilecek, bir zamanların “asker-komutan” ünvanlı hainleri kendi kendilerini imha edene kadar.
oramiral emin murat bilgel şimdi mutlu musun?
yüreğim de gözlerim de kan ağlıyor. gördüklerim yüreğimi dağlıyor. olanların bir anına bile inanmak istemiyorum. nezaketle yazamam. kibar, politik ağızlı, kıvırtmalı cümlelerim yok. dün ne kadar keskin olduysam bugün gelinen vahim tablonun tasvirini de aynı keskinlikte yapmak zorundayım. son söyleyeceğimi yine başta söyleyeyim: 15 temmuz hafta sonu darbesinin mimarları, bugüne kadar, yüreksiz-beceriksiz muhterislikleriyle bu kadrolaşmanın oluşumuna olur veren herkestir.
bir zamanların burnundan kıl aldırmayan bugünün kaçak özel yetkili savcısı fikret seçen’e donanma komutanlığı karargahını ne de güzel aradığı için kravat hediye eden dönemin donanma komutanı oramiral emin murat bilgel şimdi mutlu musun? senin özenle terfi ettirdiğin prenslerin şimdi bir bir ya abd-cıa’ya kaçıyor ya da ekranlarda boy boy darp edilmiş fotoğraflar veriyor. allah bin türlü belanı versin bay bilgel. sen bu hainlere ağabeylik yaparken ve sana gelen ihbarları değerlendirmezken ya en hafifinden korkağın tekiydin ya da sen de cemaatin bir üyesiydin. sen bunlardan hangisisin bay bilgel?
o masumların kanı senin de eline bulaşmadı mı bay ataç?
bugün ülkesinin masum vatandaşına mermi sıkacak kadar hainleşen kalleşleri bundan 7 sene önce sana rapor ettiğimizde, müze açmaktan ya da kokteyllerde dolaşmaktan bizi duymaya vaktin mi olmadı dönemin deniz kuvvetleri komutanı oramiral metin ataç? yoksa emeklilik töreninde hükümet üyelerini şirinliklerinle güldürmekten sesimizi mi duyamadın? senin de allah bin türlü belanı versin, bugün kaybettiğimiz o masumların kanı senin de eline bulaşmadı mı zannediyorsun bay ataç?
allah bin türlü belanı versin bay bostanoğlu
deniz kuvvetleri komutanlığı tarihine komutasında en fazla hain, kalleş, şerefsiz amiral barındıran komutan olarak geçecek oramiral bülent bostanoğlu, iki sene önce makamında yaptığımız konuşmada bugün her biri kaçacak delik arayan itleri söylediğimde koskoca makamında kendi sesinden ürkerek ve fısıltıyla: “bana da çok fazla ihbar geliyor ama delil olmadığı için hiçbir şey yapamıyorum,” dediğini hatırladın mı? elbette senin de allah bin türlü belanı versin, artık delil ihtiyacın kaldı mı bay bostanoğlu?
allah senin de bin bir türlü belanı versin necdet
sevgili özellerin özeli eski genelkurmay başkanı orgeneral necdet. bakıyorum telaş içinde ekranlarda sesini duymaya başlayıverdik. meğer “darbeciler kendini iyi saklamışmış da yoksa sen cicilerin cicisi her şeyi öngörebilen bir paşaymışsın da.” mişsin de, muşsun da. gözünde tavuk karası vardı da iyi mi göremedin bu hainleri necdet? ama ben sana bunu söyleyivermiştim de sen ne yapmıştın necdet? fetö’cü adli müşavirinin tavsiyesiyle; “fettullah’ın amiraline selam vermem,” dedim diye mahkemeye vermiş, bu da yetmezmiş gibi bir de üstüne üstlük orduevlerine 3 yıl süreyle girmekten men etmiştin, hatırladın mı necdet? şimdi gördün mü, tsk’da fethullahçı var mıymış yok muymuş bay necdet? değil senin olduğun orduevine, senin gireceğin cennete girmekten korusun allah beni, yatacak yerin yok, allah senin de bin bir türlü belanı versin necdet.
allah senin de gani gani belanı versin hulusi
sevgili hulusi. senin için “su uyur, hulusi akar,” diyorlardı. bu sefer akmak kısmet olmadı da sen de mi uyudun hulusi. hani bizler cezaevindeyken 3. kolordu komutanıydın da ara ara bizi ziyarete gelirdin. tek derdin fetö’cü çete tarafından iftirayla hapse attırılan teğmenlerinin sabah sakal tıraşlarını düzenli olmalarıydı da bize ne de güzel tavsiyeler verirdin engin tecrübenle hulusi: “arkadaşlar hapiste übd döngüsüne girmeyin. nedir übd döngüsü? üzülmeyin-büzülmeyin-düzülmeyin. üzülürseniz büzülür, büzülürseniz düzülürsünüz. sonra ne olur? yine üzülürsünüz.”
dibindeki emir subayın tarafından esir alınmak, emrindeki komutan müsvettelerinin halkımın üzerine ateş etmelerine engel olamamak nasıl bir duygu, şimdi sen de üzülüyor musun hulusi? aman sakın üzülme. biliyorsun, üzülürsen, büzülür, büzülürsen ..., hulusi. sen milletin saçı-sakalıyla uğraşıp, arkadaşların hapse girdiği için önün açıldığında, bir gün bunların başına geleceğini hiç düşünmüş müydün hulusi? ister dava et ister sen de orduevlerine sokma, allah senin de gani gani belanı versin hulusi. utanmadan bir de darbeyi o gün haber aldığınızı ve gerekli emirleri verdiğinizi söylüyorsun. sende hiç ar haya kalmadı mı, bari kabahatini açık etme, vatandaşına kurşun sıkan hain senin emrini mi dinler hulusi?
allah bizim de bin türlü belamızı versin
türk silahlı kuvvetlerinin bu faciaya sebep olan kadrolaşmaya ulaşmasında emeği geçen, kendilerine yapılan ikazları öyle ya da böyle göz ardı eden askeri ya da siyasi tüm yetkililer kalleş hainlerce şehit edilen vatandaşlarımızın kaybından sorumludur. yıllarca gerek aşırı söylemlerimizle gerek yazdıklarımızla cezaevlerinden bile bas bas bağırıp yine de kimseyi ikna edemediğimiz için, evet o ölen masumların kanı bizlerin eline de bulaşmıştır. ne yapıp edip bugün gelinen tabloya engel olabilmeli, vatandaşlarımıza yüreği vatan, millet ve bayrak sevgisiyle atan gerçek türk askerinin gücünü gösterebilmeliydik. yapamadık, olmadı. allah bizim de bin türlü belamızı versin.
maalesef türkiye, yüreksiz-beceriksiz muhterislerin cenneti haline geldikçe, bir avuç çığlık atma yürekliliği gösteren yiğidini ezdikçe, o yangın sönmeyecek ama sizler yangın alarmlarını susturduğunuz için kendinizi mutlu hissedeceksiniz. çünkü başka türlüsünü bilmiyorsunuz, çünkü o makamlara hak etmeden geldiniz. biraz yüreği, biraz cesareti olan asker, bu tabloya gelene kadar bir yerde bu rezalete son verirdi. kimseyi suçlamaya, televizyon ekranlarında kendinizi aklamaya çalışmayın. memleketçe kaybettik, türk silahlı kuvvetleri olarak kaybettik. hangi süslü kurmay cümlesiyle inkar etseniz de bu gerçek değişmeyecek.
bizi affedin şehitlerim. size layık olamadık. yüreğim de gözlerim de kan ağlıyor. hepimiz suçluyuz. görevimizi yerine getiremedik. ruhlarınız şad olsun...
üniversitedeyken daha önce merkez bankasında daire başkanlığı yapmış hocamızdan uluslararası finansman dersi alıyoruz hoca "ben abd'nin mali verilerine baktığım zaman neden ırak'a saldırmak zorunda anlıyorum" derdi.
türkiye'nin son dönem mali verilerine bakmaya gerek yok.
ardı ardına çıkarılan kanunlara bakalım yeter.
edit:
bu süreçte türkiye'nin kredi notu önemli üçün birini s&p'den aldık
(bkz: 20 temmuz 2016 s&p türkiye kararı)
moody's ve/veya fitch kredi notunu düşürürse sıçtığımızın resmidir.
edit 2: 16.08.2016 tarihli ahmet müfit makalesi
--- alıntı ---
içeride kaynak yaratabilmenizin beş temel yolu var.
Birincisi, kamuya ait varlıkları satmak, hakları, imtiyazları devretmek (içeride yeterli kaynak olmadığı için, küresel piyasalarda, yabancı “yatırımcılara”), kamu hizmet alanını daraltmak/piyasalaştırmak.
ikincisi, vatandaşın cebine el atmak.
Üçüncüsü, kamuya ait fonları amacı dışında kullanmak.
Dördüncüsü, vergi affı, vb. yollarla, tahsilinde zorlanılan kamu alacaklarının (vergi, sosyal güvenlik pirimi, ceza, vb.), büyük kısmının tahsilatından vazgeçilerek, piyasadan para toplamaya çalışmak.
Son olarak da kayıt dışı kaynakları kayıt altına almak.
--- alıntı --- http://odatv.com/bu-onlem...ramayacak-1508161200.html
gençliğin geleceğe daha da karamsar bakmasına yol açan durumdur.
yıllardır yapılan dönüşlerin, çarkların, geri viteslerin bir kısmı burada
(bkz: akp seçmeni/#33557974)
yıllardır "biiiizzz biliiiiriiiizz" diye oy alanlar bugün "safmışız, aldatılmışız" yarışındalar.
siyasetçisi, askeri, polisi, bürokratı, akademisyeni, basını, sanatçısı, sporcusu, işadamı vs. hepsi sıraya dizildi.
paçası tutuşanlar "ahmakmışım"a varan açıklamalar yapıyor.
yakında
- ben gerizekalıydım
- ben süzme salaktım
- benim 7 sülalem aptal
- bendeki beyni kuşa taksan kuş bile ters uçar. kuş beyinli bile benim yanımda dahi kalır. o derece beyinsizim.
- ben de sike sürülecek akıl yok
açıklamaları gelecek.
tüm bunlar ne için?
yedikleri bokların sorumluluğundan sıyrılmak için şark kurnazlığı...
***
yarın bir gün mahkemede darbeci fetö'cülerden biri "bu ülkenin cumhurbaşkanı; mit'i, emniyeti, askeri istihbaratı, onlarca danışmanı ve akan ucu bucağı olmayan bilgiye / istihbarata rağmen kandırılmışsa benim de kandırılmam doğal değil mi?" demez mi?
***
17-25 aralık operasyonlarından sonra bazı fetö'cüler "rte/akp bizi kandırmış" demiyorlar mıydı?
ulan ne kandırması?
milyonluk araziler eğitim kurumlarınıza akp'li siyasiler tarafından hibe edilirken kandırılmamıştınız da birden aydınlanma mı yaşadınız?
bağış toplamak adı altında akp sopasıyla tehdit edip "zorla himmet" toplarken aldatılmamıştınız da sonra mı aklınız başınıza geldi?
kahraman askerleri siyasilerle el ele kumpaslarla içeri attırıp "kendi müritlerinizi" orduda yükseltirken aldatılmamış mıydınız?
gazetelerinize devlet kurumları inanılmaz reklam paraları öderken aldatılmamıştınız da o zaman mı aklınız başınıza geldi?" diyorduk.
ve tespiti yapıyorduk
"bir elmanın iki yarısısınız"
***
en tiksindiğim de ordunun başındakilerin "aldatılmışız" açıklamaları.
ulan ne aldatılması?
yüzlerce vatansever subayın içeri atılırken sesin çıkmadı.
uyaranlara yüz çevirdin.
kendi askerini/subayını yem ettin.
orduya yüzlerce iftira atılırken sustun (pek bir demokrattın) ama seni eleştiren, fetö tehlikesine karşı uyaran "askerine niye sahip çıkmıyorsun" diyenleri (şehit babası da dahil) dava etmekten çekinmediler (eee demokratlık da bir yere kadar değil mi?).
***
işin en kötüsü de şu başbakan eski yardımcısı, rte'nin eski danışmanı yalçın akdoğan "diğer cemaatler müsterih olsun" diye açıklama yapıyor!
bir dinci gruptan boşalan koltukları yine "liyakate göre doldurmayacaklar"
liyakatin yerine sadakate bakacaklar.
yine hak eden ileriye gidemeyecek
yine "vasat ama sadıklar" söz sahibi olacaklar.
bunlar yeterince güçlendiğine inandığında yine kendi imparatorluklarını kurmaya kalkacaklar.
mütemadiyen aldatılanlar, "safmışız" diyenler bunu demeye daha çok devam edecekler.
zira akıl, bilim, hak, hukuk, liyakat, vatan sevgisi kavramları umurlarında değil
bunun yerine gücü, parayı, menfaati, rantı, iltiması, sadakati koymuşlar...
***
bazı tv programlarında tipler vardır.
izleyen herkes "ulan ne salak adam ya" diyerek izler.
o kişilerin salak ayağına yattığı kötü oyunculuklarından bellidir.
ama insanların tv'de gördüğüne "salak" deyip kendini üstün konuma getirmenin hazzını yaşarlar.
öyle tipleri izlemem ama misafirliğe gittiğimde maruz kalırım. (evet ne yazık ki ailemde de var bunlara prim veren) işte o zamanlarda hep düşünürüm...
salak ayağına yatarak çok iyi para kazanan mı daha salak? yoksa,
"ulan ne salak adam ya" demesine rağmen izleyerek "salağa" rating kazandıran milyonlar mı?
insan onurunu ayaklar altına alıp herkes tarafından aşağılanarak para kazanmayı kendine nasıl yedirebilir?
kendine salak diyenler tarafından zengin edildiğinde "ben bunlardan daha akıllıyım" diye düşünüp ikilem mi yaşıyordur yoksa "şark kurnazlığına" pis pis gülüyor mudur?
***
son söz: siyasi hayatları hep kandırılmakla geçenlerin ticari hayatının muazzam başarılarla dolu olması, geçen her yıl servetlerine servet, gemiciklerine gemicik katması kaderin cilvesi mi?
"yalan siyasal islamın en büyük silahlarındandır. "
diğer büyük silahlar da
- takiyye
- acıma duygusunu sömürme
- ahlak maskesi altında ahlaksızlığa yeltenme
- mağdur olma
- parayı sevme / parayı seveni sevme
vs. diye gider.
bu da melih aşık'tan aktarma bir anekdot
--- alıntı ----
rahmetli necmettin erbakan meydanlarda:
"bu meydana toplanmış olan yüzbinleeeer..." diye başlayan nutuklar atardı.
o sırada meydanda üç ? beş yüz kişi ya olur ya olmazdı.
çünkü konuşmalar banda alınıp taşra illerine gönderiliyor? dinleyenler meydanda yüz binlerin toplandığını sanıyordu. başbakan da sanılır ki o yöntemi izliyor?
kendi seçmeninin tek kaynaktan bilgilendiğini, o ne derse onu kabullendiğini düşünüyor?
bir anlamda; siyaseti cehalet üzerine kuruyor...
--- alıntı ---- http://www.ilk-kursun.com/haber/170240/
***
(bkz: ucmayan muhabbet kusu) israil ile yaptığı gizli anlaşmayı çok güzel anlatmış.
(bkz: #62303663)
neden gizli? çünkü "israil şöyle kötü, filistin ühühü" şeklinde timsah gözyaşlarıyla oy topluyorlar.
***
bakın bu da bizim islamcıların parayı sevmlerine örnek
söz konusu "cukka" olunca "faiz" kimsenin sikinde değil!
--- alıntı ---
erbakan, bosna için toplanan 35 milyon doları kent bank’ın yurtdışındaki offshore hesabına yatırmış.
kent bank batınca o paralar da batmıştı. bunun belgeleri ortaya çıkmasına rağmen erbakan’a gönül vermiş hiç kimse ‘bir dakika bu nasıl olur? faiz haram değil mi? bu paraların ne işi var faizde’ demedi. erbakan’a mesafe koymadı.
çünkü taassup derecesine varmış dindarlık zihinleri uyuşturmuş, gerçeği kabullenmelerini engellemişti.
herkes şöyle diyordu: ‘olmaz öyle şey. vardır bunda bizim göremediğimiz bir durum. ya da vardır erbakan’ın bir bildiği.’
--- alıntı --- http://www.diken.com.tr/c...dusman-goren-islamcilara/
***
bakın bu da hakkındaki "kayıp trilyon" haberi
1998 yılında anayasa mahkemesi refah partisi hakkında kapatma kararı verdi. kapatma kararının ardından yöneticilerden elde bulunan hazine yardımını devlete iade etmelerini istedi. ancak rp yönetimi paranın örgütlere gönderilerek harcandığını ileri sürdü ve söz konusu hazine yardımını iade etmedi.
müfettişlerin yaptığı incelemelerde söz konusu paranın sahte belgelerle harcanmış gibi gösterildiği tespit edildi. bu nedenle yargıtay cumhuriyet başsavcılığı’na aralarında partinin genel başkanı necmettin erbakan’ın da bulunduğu parti yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunuldu. http://t24.com.tr/haber/k...-gul-neler-soyledi,277658
refah partisi lideri necmettin erbakan ‘özel belgede sahtecilik suçundan’ 2 yıl 4 ay hapse mahkum olmuştu. erbakan’ın bu cezası daha sonra ev hapsine çevrildi. cezası daha sonra dönemin cumhurbaşkanı abdullah gül tarafından affedildi. http://www.hurriyet.com.t...yon-davasi-neydi-27608651
bu kadar örnekten sonra nihai tanım
"allah diyerek aldatanlardandır"
bonus: bakalım erbakan eski öğrencileri için neler demiş?
erbakan, başbakan erdoğan ve cumhurbaşkanı gül için “onları bazı dış güçler buraya getirdi. şu anki dünya düzeninin; ırkçı, siyonist emperyalizmin, insanları köleye çeviren güçleri. http://www.ntv.com.tr/dun...er,m3uNB9fwlEWII5AWNGx8tg
türkiye'nin avrasya bloğuna kayma ihtimali batıyı genelde ürkütmüş.
abd ankara büyükelçilerinin merkeze çektikleri kriptolar bunu açıkça gösteriyor.
aşağıda linki verilen yazıyı dikkatli okumakta fayda var. http://odatv.com/rus-gizl...r-anlatti-0908161200.html
***
yazıdan bir not:
abd’nin ankara büyükelçiliği maslahatgüzarı nancy mceldowney'ın 12 ağustos 2005 tarihli ve “türk-rus yakınlaşması: soçi’de yedi saatlik erdoğan putin görüşmesi” başlıklı kriptosu'ndan
yenilik ve kazanç ihtimali türkleri kendine çekiyor ve başka zaman üzerinde duracakları konulardaki kötü hatıralarını unutturuyor. rusya’yla ilişkiler yeni ve pek çok önemli alanda kâr potansiyeli var, bu nedenle türkler, rusların tatarlara 1552’den beri neler çektirdikleri, putin’in müslümanlara karşı tavrı, rusların çeçenistan’da yaptıkları üzerinde düşünmeye gerek duymuyor.
adamların bizim tarihimizdeki hassas noktaları kaşıyacak şekilde eğitildikleri de ortada.
abd'liler bizim gazetecilerden, hatta devlet görüşmelerinde tercüman olarak bulunan kişilerden istihbarat topluyormuş.
bunu da öğrenmiş olduk.
sadece bunların değil aynı zamanda basın patronlarının da (cemaat-doğan grubu-o dönemki show tv akşam grubu sahibi karamehmet) abd ile yakın ilişkide bulunduğu anlaşılıyor.
--- alıntı ---
özellikle genç okurlar mesaj yağdırıp soruyor:
herkes yazdı.
sen yazmadın.
hulusi akar kimdir?
*
ılık bi bahar akşamıydı…
ankara'daki abd elçiliğinin bahçesindeki koltuklarda seçkin misafirler oturuyordu. sinema perdesi kurulmuş, ışıklar kapatılmıştı. celal bayar, adnan menderes, iktidardaki demokrat parti'nin bakanları, ellerinde kadehler, suratlarında gururlu bi gülümseme, film seyrediyorlardı. başrolde, cumhurbaşkanımız vardı. eisenhower çağırmış, celal bayar da, ingiltere'den yola çıkan mauritania gemisine binerek, abd'ye varmıştı. ıke lakabıyla tanınan general başkan, bizim cumhurbaşkanına beyaz saray'da yemek yedirmiş, burada yaptığı konuşmada “türk milletinin istikbalini alakayla takip etmemiz gerekiyor” demişti. sonra “hadi gez dolaş biraz” diyerek, altına özel uçağını vermiş, new york, san fransisco, los angeles, chicago, las vegas, tam bir ay, 24 eyaleti avantadan gezdirmişti. yüce türk basını “reisicumhurumuz el üstünde tutuldu, baştacı yapıldı” manşetleri atmıştı. reisicumhurumuz istanbul ve ankara'da davul zurnalarla karşılanmıştı. abd'nin o zamanki ankara elçisi avra warren, bu seyahati siyah-beyaz kaydetmiş, bahçeye sinema perdesi kurmuş, alayını toplamış, ışıkları kapatmıştı. “the film” böyle başlamıştı.
*
çok sürükleyici olan bu filmin, başbakanımız ve bakanlarımız tarafından en çok alkışlanan sahnesi, madalya töreniydi. başkan eisenhower, bizzat kendi elleriyle reisicumhurumuzun göğsüne madalya takıyordu. seyredenlerin göğsü kabarıyordu.
*
the legion of merit'ti. abd liyakat lejyonu madalyası'ydı. “üstün hizmetlerinden ötürü övgüye layık görülen kişi”lere takılıyordu.
*
karşı devrimci demokrat parti, kore'ye asker göndermiş, nato'ya girmiş, izmir'e landsoutheast'i kondurmuş, incirlik'i vermiş, türkiye'yi abd'nin kucağına oturtmuştu… üstün hizmetlerinden (!) ötürü celal bayar'a madalya takmayacaklardı da, kime takacaklardı?
*
sonra…
kenan evren'e taktılar.
*
cıa'in “bizim çocuklar”ıydı. darbe yaptı, solcuları astı, ülkücüleri astı, 1982 anayasasıyla temel hak ve özgürlükleri budadı, sol siyaseti yoketti, toplumsal örgütlenmeyi dincilere teslim etti, piyasa ekonomisine eklemliyorum ayağıyla türkiye'yi “pazar” haline getirdi. ronald reagan çağırdı, aferin dedi, the legion of merit taktı.
*
sonra…
ismail hakkı karadayı'ya taktılar.
*
irticaya karşıymış gibi görünüp, akp'nin önünü açmak için mıntıka temizliği yapan, tayyip erdoğan'ı iktidara taşıyan 28 şubat'ın, genelkurmay başkanıydı. 1997 yılında 28 şubat süreci başladı, 1998'de pentagon'a çağırıp, liyakat lejyonu madalyası taktılar.
*
sonra…
hilmi özkök'e taktılar.
*
cumhuriyet'in kırılma noktasında, 2002 senesinde, akp iktidara gelmeden altı ay önce, henüz kara kuvvetleri komutanıyken taktılar. buna niye taktılar acaba diye düşünüyorduk ki… kasaptaki ete soğan doğramam deyince, anladık! kendi dönemine ait yalan belgelerle, ordumuzu tek kurşun sıkmadan hapse tıktılar, hilmi bey hiç oralı olmadı, darbe girişimi var da diyemem yok da diyemem dedi. e hal böyleyken, göğsüne odun köftesi takacak değillerdi tabii.
*
sonra…
yaşar büyükanıt'a taktılar.
*
ona da hilmi bey gibi, henüz kara kuvvetleri komutanıyken taktılar. peki buna niye taktılar acaba diye düşünüyorduk ki… 27 nisan e-muhtırası'yla akp'nin oylarını patlattı, bilahare, tayyip erdoğan hükümeti tarafından kendisine “şeref madalyası” takıldı!
*
en son…
hulusi akar'a taktılar.
*
kafamıza çuval geçirdiklerinde, liyakat madalyalı hilmi bey genelkurmay başkanıydı, liyakat madalyalı yaşar bey genelkurmay ikinci başkanıydı, hulusi beye de liyakat madalyasını kafamıza çuval geçiren arkadaş taktı!
*
celal bayar kimse…
kenan evren kimse…
hilmi özkök kimse…
bu isimler size neyi çağrıştıyorsa…
hulusi akar da odur.
*
peş peşe dizilen, aynı tespihin tanesidir.
--- alıntı --- http://www.sozcu.com.tr/2...e-legion-of-merit-904069/