Avrupa Birliği (AB), tarihsel olarak askeri olmayan, barışçıl iş birliği temelli bir entegrasyon projesi olarak şekillenmiştir. Ancak, son yıllarda özellikle Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, ABD’nin Avrupa güvenliğindeki rolünün sorgulanması ve artan küresel tehditler gibi nedenlerle AB’nin daha bağımsız bir askeri kapasite geliştirme yönündeki adımları hızlanmıştır.
60 senedir orduyu cok ihmal ettiler. Avrupayi Ortadoguya cevirdiler. Seriatci butun islamcilar Avrupaya doldu, Afrika yine oyle. LGBT aldi basini yurudu. Insanlarda vatanseverlik yok. Gocmenler vatana sahip cikmaz. Tarih egitimleri cok objektif insanlarda vatani sevme bilinci yok.
3-4 sene oncesine kadar Avrupa derdim.
Fakat o donem kapandi. Cunku artik orda da musluman sayisi artti. Ve hep magdurlar.
Ingilterede ve Fransada hristiyanlar adam yerine koyulmuyor bu da tepkiye yol aciyor. Onumuzdeki 5-10 senede avrupanin tekrar hristiyan muhafazakar olmasini bekliyorum.
Ozetle avrupadaki hosgoru iklimi bitmeye basladi. Ortadogulular hic kimse ile uyum icinde yasayamaz.
Tarihsel Bağlamda Baş Örtüsü ve Sosyal Statü: Tarihsel süreçte baş örtüsü, sadece dini bir sembol olmanın ötesinde, toplumsal statü ve sınıf ayrımını belirleyen bir unsur olarak kullanılmıştır. Antik Mezopotamya, Yunan ve Roma toplumlarında baş örtüsü, özgür kadınlar ile köleler arasındaki farkı belirginleştirmek için kullanılıyordu. Özgür kadınlar başlarını örterek saygınlıklarını ve toplumsal konumlarını vurgularken, kölelerin başlarını açık bırakmaları beklenirdi. Bu uygulama, baş örtüsünün sadece bir giyim unsuru değil, aynı zamanda toplumsal hiyerarşinin bir göstergesi olduğunu ortaya koymaktadır.
islam Tarihinde Baş Örtüsü ve Hürriyet Kavramı: islam’ın erken dönemlerinde baş örtüsü, özgür kadınlar için bir emir olarak ortaya çıkmıştır. Hz. Muhammed’in baş örtüsüyle ilgili emirlerinin özellikle hür kadınlara yönelik olması, bu uygulamanın toplumsal statüyle olan bağını güçlendirmektedir. Köle kadınlar ise bu emrin dışında tutulmuş, bu da baş örtüsünün o dönemdeki toplumsal yapı içinde bir ayrıcalık ve saygınlık sembolü olarak görüldüğünü gösterir. Bu durum, baş örtüsünün sadece dini bir gereklilik değil, aynı zamanda sosyal bir işaret olduğunu da ortaya koyar.
Hz. Ömer Dönemi ve Baş Örtüsü Uygulamaları: Hz. Ömer’in halifeliği döneminde, baş örtüsü uygulamalarına dair bazı tartışmalı olaylar yaşanmıştır. Özellikle köle bir kadının başının zorla açılması, baş örtüsünün o dönemdeki toplumsal ve hukuki anlamını anlamak açısından önemlidir. Bu olay, baş örtüsünün sadece dini bir sembol olmadığını, aynı zamanda toplumsal statü ve hürriyetle doğrudan bağlantılı olduğunu gösterir. Kölelerin başlarını örtme hakkının olmaması, onların toplumdaki ikincil konumunu pekiştiren bir uygulama olarak görülebilir.
Baş Örtüsünün Kültürel ve Tarihsel Kökenleri: Baş örtüsü, islam öncesi dönemlerden itibaren farklı kültürlerde ve toplumlarda kullanılan bir uygulamadır. islamiyet’in doğuşuyla birlikte bu uygulama, dini bir boyut kazanmış olsa da, kökenleri itibarıyla kültürel ve toplumsal bir geçmişe sahiptir. Baş örtüsü, zaman içinde farklı toplumlarda farklı anlamlar kazanmış, bazen bir saygınlık sembolü, bazen de bir baskı aracı olarak yorumlanmıştır. Günümüzde ise baş örtüsü, hem dini hem de kültürel kimliğin bir ifadesi olarak kabul edilmektedir. Ancak, tarihsel süreçteki bu çok katmanlı anlamları göz önünde bulundurmak, baş örtüsünün günümüzdeki tartışmalarını daha derinlemesine anlamamıza yardımcı olabilir.
Kur'an'da baş örtüsüyle ilgili ayetler genellikle Nur Suresi 31. ayet ve Ahzab Suresi 59. ayet üzerinden tartışılır. Bu ayetlerde örtünme emri, özellikle kadınların iffetlerini korumaları ve toplumda fitne (karışıklık, dedikodu veya cinsel tahrik) çıkmaması amacıyla vurgulanmıştır. Ayetlerin odak noktası, kadınların bedenlerini örtmeleri ve bu şekilde toplumsal saygınlıklarını korumalarıdır.
Nur Suresi 31. ayette şöyle denir:
"Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; ırzlarını (namuslarını) esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini (süslerini) teşhir etmesinler. Başörtülerini yakalarının üzerine (kadar) örtsünler..."
Bu ayette dikkat çeken nokta, başörtüsünün göğüsleri kapatacak şekilde kullanılması gerektiğidir. Yani ayetin odak noktası, kadınların bedenlerini örtmeleri ve toplumda cinsel tahrik veya fitne çıkmasını önlemektir. Bu, başörtüsünün dini bir emir olarak ortaya çıkışının temel amacının, toplumsal düzeni ve kadınların iffetini korumak olduğunu gösterir.
Ahzab Suresi 59. ayette ise şöyle buyrulur:
"Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, dış elbiselerini (cilbablarını) üzerlerine alsınlar. Bu, onların tanınıp rahatsız edilmemeleri için daha uygundur..."
Bu ayet de benzer bir amaca hizmet eder: Kadınların toplum içinde tanınmalarını ve rahatsız edilmemelerini sağlamak. Yani örtünme, kadınların korunması ve toplumsal düzenin sağlanması için bir araç olarak sunulmuştur.
Çok bariz görünüyor ki örtünmek çağla ve bölge ile ilgili bir durumdur.
Her firsatta dindar insanlara saygi beklerler hatta dindar insanlara yapilan en ufak bir ihmalde hapise atarlar.
Fakat ateist, deist veya dini bireysel yasayan bir insana neden saygi duyulmaz?
Adamin yasam alanina neden saygi yok ?
Bunu en iyi basaran ulkeler Avrupaydi fakat bunun icine ateistler ve muslumanlar icine sicti.
Hristiyanlar asiri derecede hor gorulduler. Bugun Avrupa da ibre tersine donuyor.
Inancli, inancsiz veya farkli inanclardan insanlar ayni ortamda yasayamaz.
ilk işaret fişeği Norveç'ten geldi.
Norveç'in önde gelen deniz yakıtı şirketlerinden Haltbakk Bunkers'ın, Beyaz Saray'da yaşanan son olayların ardından ABD Donanması gemilerine yakıt ikmalini durduracağı bildirildi.
Araplar'ın içinde kaldığım zamanlar bana güç ve destek olan sure.
Allah hiçbir ırkı üstün tutmadı. Kuran'ın Arapça inmesi ve Resul Muhammedin Arap olması onları üstün kılmaz. Kuran'da bir çok yerde sapkınlıkları da anlatılır.
Merkezde Rab var. Koskoca okyanusun ortasında yaşayan basit bir bakterinin bile ihtiyacını gideren Rab ırkçılık yapacak bana saçma geliyor. Rab istediği Peygambere değer veririm, Rab istediği için Kuran'a değer veririm.
Bunlar kemalist, solcu değil miydi protesto, gösteri kültürü yok muydu? Neden partilerine sahip çıkmıyorlar. 10000 kişi toplanıp neden chp binasına yürüyüp KK istifa demiyorlar? Bu anayasal hak değil mi?
Bizi dünyaya getirdin güzellikler yaşattın, sevdirdin sonra sevdiklerimizi elimizden aldın, yaşlılık diye bir garabeti takdir ettin, sonra ölüm diye saçma sapan acı veren bir şey yarattın. Sebep?
Az önce instagramda keşfette dolaşıyordum. Hoş bir başörtülü bayan denk geldi neyse açıp baktım ona bakınca hep farklı farklı başörtülü insanların fotoları geldi anladığım kadarıyla başörtüsü kavramının içi boşalmış.
Ben de kuranı okuduğumda sadece ufak bir detay olarak algıladım. Fitnenin olmaması için ortamına göre giyilebilir, misal Ankara’da veya Kabil’de kadın aynı şekilde dolaşamaz, Kuran başörtüsü ayeti ile kadını korumuş oluyor aslında.
Her neyse instagramdaki hicablı kadınlara dönersek.Ülkede bir kesim o kadar mücadele verdi kimi zaman ajitasyon yaptı. Onların görüşüne göre başörtüsü haktır, farzdır, örtmesen günaha girersin. Ama kadınlarına bakıyorum son derece makyajlı, başörtülerine bakıyorum saç görünüyor, boyun görünüyor, dar pantolon giyiyorlar, vücut hatları ortada. Üstelik bunu internette herkese gösteriyorlar. Hiçbir anlamı yok.
Şimdiye ne başörtüsünü savundum ne de Kemalist zihniyet gibi yasakçı zihniyete sahip oldum. Liberalim. Ama şunu da söylemeden edemeyeceğim başörtüsü yasaklansın diyen zihniyetin yapamadığını muktedir olan halletti.
Muktedir olan kendisini iktidara getiren her şeyi ya çiğnedi ya da dönüştürdü.
Derler ki en büyük acı evladını yitirmektir. Muhammed nebi oğullarını kaybetti, Nuh nebi oğlunu kötü bir şekilde kaybetti üstelik bir daha görme imkanı da yok.
Düşünüyorum bu peygamberler böyle acılara muhattap olmuşlar zerre isyan yok. Bizim hafif götümüz sıkışınca isyan ettik.
Herkes cennete gitmek ister ama ölmek isteyen yok.
Şantiyeci inşaat mühendisi kardeşim ve 2 arkadaşımdan tasdik ettirdim. Gerçekten ingilizcenin işe yaramadığı Kürtçe bilmenin daha iş gördüğü konusunda mutabık kaldık.
Örnek: isviçre, lüksemburg, danimarka.
Ama bakıyorsun Rusya, Çin, ABD, Türkiye güçlü ülkeler büyük ülkeler ama huzur yok.
istisna Kanada var o da çok büyük değil aslında topraklarının yüzde 30 u yaşanılabilinir.
Suudi Arabistan ve uae den sonra fas, cezayir ve Tunus da Türkiye mallarını boykot kararı aldı.
işin açıkçası ingiltere’de gördüğüm kuzey Afrika arapları rte den dolayı Türkleri severdi. Şimdiye kadar tek istisnam bir Cezayirli oldu Osmanlı bizi sattı dedi. Başka olumsuz bir şey duymadım. Ama işte ülkelerde dostluk kavramı olmaz çıkarlar vardır.