18 dolarlık token dağıtımı yapan proje. aşağıdaki linkten kayıt olarak ağustostan sonra dağıtımı yapılacak olan 18 dolar değerinde 30 adet c3c token'a sahip olabilirsiniz. telegram hesabına sahip olmanız ve linkte bulunan gruba giriş yapmanız gerekmektedir.
18 dolar değerinde token dağıtımı yapan crypto coin news projesi airdrop aşamasında şu an. aşağıdaki linkten kayıt olarak 18 dolarlık token kazanabilirsiniz.
özellikle bydgoszcz şehrine erasmus ile gidenlerden yardım beklediğim ülke. türk ve bulgar öğrencilere yapılan ırkçı saldırı haberini görünce tereddüt yaşadım gidip gitmeme konusunda. o kadar uğraşıp bir de ırkçılıkla uğraşacaksam siki tuttum herhalde.
videoda söylenenlerle altyazıda yazanlar arasında dağlar kadar farkın bulunduğu, youtube'da kürdistan adlı bir kanal tarafından paylaşılmış video. gördüğünüz gibi arkadaşlarımız her yerde mağdur. kendileri mağdur ama altyazıyı yalan yanlış çevirmekte hiçbir sıkıntı görmüyorlar, yorumlarda da görüldüğü gibi zaten etkilemek istedikleri sazan avrupalıları de yanlarına çekmişler.
insan bazen düşmanın da şereflisini istiyor.
özellikle avm'lerde bulunan reel ve benzeri büyük marketlerle bim arasında yer alan ilginç farklar.
öncelikle bim'de yer alan samimiyet bu plaza marketlerinde yer almaz, herkeste kendini üstün gören bir bakış vardır, doldurduğu alışveriş arabasıyla övünen tipler yer alır bu marketlerde. elinizde bir parça ürünle bir kişinin arkasında beklediğiniz sırada kimse size öne geçmeniz konusunda teklifte bulunmaz. fakat bim'de mutlaka az sayıda ürünü bulunan kişiye öne geçmesi teklif edilir, bim samimiyettir, bim halktır. bu reel gibi plaza marketlerinde ise insanlar alışveriş arabasını doldurmayı marifet sanarak, bu durumla övünür, egosunu tatmin eder. adeta, elinde daha az ürünü bulunan insanlara hor gözle bakar kasa sırasında. plaza marketleri kapitalizmin en vahşi halini gözler önüne sererken, bim'de hepimizin komşusu yaşlı teyzelerimizi star wars havluları alırken görebiliriz. kısacası bim samimi bir arkadaşken, plaza marketleri kendini bir bok sanan gavattır.
kindle touch'ın 49.99$ olması üzerine bir çılgınlık yapıp hemen satın alayım dedim. ama o da ne foşik amazon türkiye'ye kindle yollamıyormuş. ama vazgeçmedim ve borderlinx denen aracı bir kurum ile kindle'ımı satın almış bulunmaktayım. 50$ olan alet ne kadar 66$ olarak bana patlasa da türkiye'den ucuz yine de.
biraz önce bir thread'de öğrendiğime göre türkiye'den nefret eden sivilceli ergen orospu çocuklarını barındıran platform. harita üzerinde tüm ülkeleri belli kriterlere göre işaretlemişler, çoğunun türkiye hakkında belirttiği özellik "kill it with fire". analarını mı siktik artık naptık bilmiyorum ama bir değişik yani bu orospu çocukları.
macaristan'da bir kameraman tarafından çelme takılarak düşen suriyeli mültecinin söylediği söz.
savaştan kaçmışsın ve türkiye'ye gelmişsin, burayı beğenmiyorsun ve avrupa'ya gidiyorsun. fakat avrupa'da sana nasıl bir muamele gösteriyorlar? işte onların, o kameraman kadının yaptığı o hareketi sana türkiye'de kimse yapmazdı. tabii ki de gelsin zorla türkiye'de kalsın diye ısrar etmiyorum ama suriye'deki savaştan kaçıp ülkeme sığınan birisi bana türkiye'de hayat zor demesin.
insanı yalnızken üzen anime. izlerken insan kendi hayatının da bu ayarda geçmesini istiyor, hayatında birini istiyor. animedeki kızların gerçek olmasını istiyor...
gece gece yine sinirlendiren oyun. bir saate yakın bir zaman harcayıp oyunu kaybetmek ciddi anlamda koyuyor adama. ne kadar oyunu silicem artık yeter dediysek de olmuyor amına koyayım olmuyor! o bir saatte bir dizi, film izlerdim diyorum ama tabii çok geç oluyor.
kendi ülkeniz yerine başka bir ülkede yaşasaydınız bu durumun avantaj ve dezavantajlarını gösteren güzel bir site. türkiye yerine amerika'da yaşasaydım diye kıyasladım, avantaj ve dezavantajlar eşit çıktı valla ilginç...
en iyi türk korku filmi diye bir şey yoktur. çünkü biz muhteşem sinema dehası türkler korku filmi sektörünü sadece cinlerden ibaret zannedip bu doğrultuda filmler yapabiliriz. adamlar korkutmak için başka bir öge bulamıyor, sonra da dabbe bilmem ne diye film yapıyorlar işte.
öncelikli sebep solculuktan baya bir uzak olmaları. türkiye'deki solculara bir bakın, hepsi zengin, varlıklı insanlardır. peki solculuğun hedeflediği asıl kitle kim? tabii ki de işçi sınıfı. peki türkiye'de işçi solu hiç siklemezken bizim burjuvalar neden bu kadar peşinden koşuyor? çünkü kendileri seküler bir yapıdalar ve bu görüşlerine siyasi bir kılıf arıyorlar. solculuk da onlara bu dinden uzak olma şansını veriyor.
only adlı bir şarkıya sahip kaşar.
"i've never fucked wayne, i've never fucked drake"
ulan bu karı bu cümleyi aynı adamlarla söylediği şarkıda dile getiriyor. bu nasıl rahatlık, bu nasıl bir göt genişliği ister bilemiyorum.
(bkz: gerçek batı bu değil)
daha sonra drake de diyor ki;
"i never fucked nicki cause she got a man, but when that's over then i'm first in line"
daha da bir şey diyemiyorum.
aslında türkiye'de binlerce filozof bulunmaktadır, fakat amerika'nın politikaları gereğince bu filozofların herhangi bir şekilde gün yüzüne çıkmasına izin verilmez. çünkü eğer bu filozoflar insanları düşünmeye sevk edip farkındalık yaratırsa güçlü bir türkiye ortaya çıkar. bu güçlü türkiye'den çok fena korkan amerika da çareyi filozofları yer altı madenlerinde saklamakta bulmuştur. işte bu yüzden yıllardır amerika türkiyenin madenleri işlemesine izin vermiyor, dış mihraklar güçlü bir türkiye'yi istemiyorlar.
akp'nin koltuk sayısı düşsün diye hdp'ye oy verecek adam gitsin mhp'ye chp'ye oy versin amk. nedir insanlardaki bu terörist seviciliği? daha teröriste terörist diyemeyen sevgi pıtırcıkları da var, onların da vicdanını sikeyim.
tanım: hdp'ye oy vermek için pkk sempatizanı olmanız yeterlidir.