bugün

iftar saatine pideyi yetiştirememek.
komşunun çocuğunun kafasını taş ile yarmak.
yemek vakti sokaklarda sürtüyorum diye dayak değilde kafaya şaplak yemiştim en son.
sitedeki arabaların alarmlarını azdırıp kaçmak. oç komşu anneme söylemeseydi ne güzel eğleniyorduk.
hatırlayacak bir dayak bile yememişim lan.
7-8 yaşlarımdayken arabanın el frenini indirdiğimden arabanın kayıp köşedeki çöp variline çarpması.
evde terliksiz dolaşmak.
eve misafir gelen kızın saçını yolduğum için.
annenin binbir zahmetle yıkadığı ıspanakları yesin diye kedilere vermek.
Dersin ortasında kalem açıyorum diye ilkokul 5. sınıf hocam olan sadi patır beni tokatlamıştı, 8. sınıfta da kardeşim beni aramak için bizim sınıfa geldi ve öğretmen sordu ağabeyin hangisi diye kardeşimde gösterdi "seni dövüyor mu?" dedi, oda çocuk aklı tabi "evet" dedi. öğretmen sonra beni tahtaya çıkardı ve haydar isimli sopayla beni dövmeye başladı bendeki de erkeklik ya kıların önünde dayak yiyorum ama hiç sesimi çıkarmıyorum hocaya baya bir dövdü beni ellerimi falan hissetmiyordum. annem babamda ne biçimse seslerini çıkarmadı. anneannem kalktı yürü gidiyoruz okula dedi ve hocayla görüştüler.
5.sınıfın son günü karnemi almış eve gelmişim oh rahatım kaç ay. babam da karpuz almış eve gelirken, annem de hadi yıka şu karpuzu dedi. lojmanda oturuyoruz tabi, o zamanda mutfak lavabosu düşüyor yerinden dandik ne de olsa. o düşünce babam da yapıştırmış falan filan, efendime diyeyim ben o kocaman karpuzu yıkarken çok direndim lavaboya düşmesin diye, ama düşürdüm. tabi o düşünce lavabo da düştü. babam da bunu görünce geçirdi bana bir tane. başka da yok herhalde dayak yemişliğim. karne hediyesi için sağ ol babiş.
Akşam ezanından sonra eve girmek.
(bkz: dayak sebebi yemek)

öğretmenimiz bize dayak sebebini cümle içinde kullanın dedi.

(bkz: bugün dayak sebebi yedim)
yoldan geçen subaya yumurta fırlatmak.
90ların başında ne dediklerini anlamadığım halde trt' de nirvana izleyip ilkokulda saç uzatmak. Ben o tırabızonlu hocanın taaa...
6 yaşında ve karstayken 15 çocuktan dayak yemiştim. '' yağcılar '' isimleriydi onların. galiba aşiret gibi bir şeylerdi. ben de bunlar top oynarken 4 tekerlekli küçük kırmızı bisikletimle kalecinin ayağını ezmiştim. bunlar da indirdi bisikletten etrafımı sardı, biri tokat attı, ben de ağlayarak kaçtım.
Reyiz hiç unutmam,ablamla birgun atısıyoruz bi sinirlendim elimdeki kursun kalemi vurdum buna ucu kolunda kaldı ameliyat oldu.babam da beni bi temiz dövmüştü.buda böyle bir anımdır.evet.
yazarın hayatı boyunca babasından yediği ilk ve tek unutamadığı dayağın sebebidir.
ufak bir çocuk battaniyesi üzerinde, minik minik hayvanları ve legoları dizerek kendince bir mekan yaratmış küçük bluescu çiftliğinde koşturup durmaktadır.
küçük kırmızı fil'i oyuncak ağacını yanına doğru ilerlettiği saniyede o an olabilecek en korkunç şey gerçekleşir.
elektirikli süpürge çalışmaya başlamıştır.
bu 5 yaşındaki küçük bbom için her şeyin sonu demektir.
küçük oyuncaklarını toplamak istemez o hala hayal dünyasında oyunun devamını planlamaktadır.
canavar elektrikli süpürge ise dev vakumlu ağzıyla çok yakınlardadır.
'banane toplamıycam iştee , toplamıycamm' böhüüü ühhüüü
'toplayacaksın yoksa bir daha onları göremezsin.'
işte bu diyalog anneyle yapılırken o sırada oyun alanının tam tepesindeki koltukta oturmakta olan baba dayanamayıp olaya müdahale eder.
'kızım topla şunları sen de yoksa alırım ayağımın altına!' işte bu replikle beraber babanın devasa ayağı orman alanına iniş yapar ve ortalığı darma duman eder.
küçük kız salya sümük gözyaşları eşliğinde şu an hatırlayamadığı hakaretler eder.
vee çaat diye bir ortam sesinden sonra neye uğradığını şaşırır.

küçük yanağı kıpkırmızıdır, gururu incinmiştir o baba o an dünyanın en korkunç canavarıdır. ve küçük kız onu artık sevmediğini söylemiştir.

işte bu tokat babanın herhangi bir evladına attığı atacağı ilk ve son tokadıdır.

kıssadan hisse: kızını dövmeyen dizini dövermiş. (ne alaka ben de bilmiyorum maksat sosyal mesaj olsun)
hergün koltuğun arkasına saklanıp evdeki ahalinin fotoğraflarını kenarından köşesinden azcık azcık kesmek.*
hocanın ödevlere imza attığı defterin her sayfasına tek tek imza atmıştım. hoca baksın da gözüne gireyim 1. sınıf çocuğunun aklı işte. sen kimsin ki kıç kadar boyunla hocanınimzasını taklid edersin ye lan dayağını otur..
annenin kolunu çimdiklemek morartmak annenin karşılık vermesi.
ilkokul ikinci sınıftayken tahtaya 10 tane alt alta "ışık ılık süt iç" yazan öğrenmenine sınıfın ortasında "öğretmenim siz salak mısınız?" demek.
çöpten izmarit çıkarıp ağzıma koymak.
dayak yersin eve gelirsin dayak yersin (demek ki formül dayak atmakta diye düşünürsün)
dayak atarsın eve gelirsin dayak yersin.
dayaktan daha fecisi var olm. ibretlik; * annemden habersiz arkadaşlarımla başka mahalledeki parka gidip kendimi arattığım için, kaybolduğmu sandıkları için 1 tatlı kaşığı kırmızı biber yutturmuştu annem. hay amk hala hatırladıkça boğazım acır.