esaslı yazar. kendisine has özellikleriyle fark yaratan insan, alçak gönüllü bir yazar, bir arkadaştır.
kısacası iyidir, hoştur, kazançtır. büyüklerine saygıda kusur etmez. küçüklerine olan sevgisi anlatmakla bitmez.
düşünecek çok az şeyleri olduğundandır. hayatlarındaki hemen her şeyi yaratıcılarının bir ifadesi olduğunu düşündüklerinden sorgulayacak bir şeyleri yoktur. ayrıca bilinmeyen şeylerin görkemli olduğu farzedilir den hareketle, mutsuz hissettikleri her anda aradıkları manevi desteği yüce yaratıcılarında bulurlar. bu da onları daha mutlu yapar. **
sözkonusu kitap *, hobbit veya silmarillion ise her okuduğunuzda o kurgu dünyaya daha yakın hissedersiniz. hele kitabı okurken summoning dinliyorsanız artık orta dünyada nefes alıyorsunuzdur.
üzerinizden nazguller geçerken, önünüzde bir uruk-hai'ın savaş çığlıkları atışını izleyebilirsiniz. frodo ile gorgoroth yaylasında bir parça lembasa razı gelir, faramir ile onurlu bir ölüme doğru at sürersiniz.
ve beşinci günün şafağında doğuya bakarken, gandalf, en umustuz anda gelir yardımınıza. gözlerden bir kaç damla yaş süzülür. *
kızlar için, fotoğraf makinesini, başlarının üzerinde tutarak kuş bakışı çektikleri fotoğraflardır.
bu çekim modelini hiç anlayamadım ama çokça rastlarım.
sözlükteki şakirt ve laikçi denen yazarların sürekli karşı tarafa laf sokmak amaçlı başlıklar açarak yarattıkları (ç)atışmadır.
elin oğlu fezayla, teknolojiyle uğraşırken bizim hala birbirimizi yediğimiz gerçeğini yansıtır.
türkiye cumhuriyeti ilan edildiğinden bu yana hala bir milli birlik kuramamamız beceriksizliğidir.
içiçe yaşadığımız güzelim memleketimizin geleceğine çok yazık ediyoruz çok.
dinamo kiev'in pozisyon bulmadan, duran toplardan bulduğu gollerle galip geldiği karşılaşmadır. birinci gollerine kadar beşiktaş kalesine gidebilmişlikleri yoktur. beşiktaş ise quaresma, guti ve bobo ile bir çok pozisyonu cömertçe harcamıştır. ha çok mu iyi oynadı beşiktaş? hayır. ama bu skoru hak edecek kadar kötü oynamadığını söyleyebiliriz.
bu kızın asıl amacı ancak trollerden kaçmak olabilir. ama bilmiyor ki zavallı kızcağız, bunlardan her yerde var.
sporla mı ürüyorsunuz, mitoz mu bölünüyorsunuz anlamadım gitti.
yediden yetmişe milyonlarca türk'ün, her gün, sadece kendi ligindeki takımları da değil, ne bileyim, bazen barcelona'yı, bazen arsenal'i eleştirdiği, onlarca köşe yazarının, her gün, teknik direktörlere teknik direktörlük dersi verdiği bir ülkede geçerli olamayacaktır.
hep aklıma gelir durur. bizim milli takımı şu çok bilmiş köşe yazarı takımı çalıştırsa dünya şampiyonu bile olabilir miyiz acaba?