kasım ayı sonunda yüzde 14,03 artan enflasyonun aralık sonunda tahmini olarak yüzde 15-20 arası (yüzde 17,5 olarak baz alalım) bişi olduğunu düşünürsek...
2.324 tl olan 2020 asgari ücretin 2021 yılında enflasyon bazında 2730,7 olması gerekiyor ki alım degeri aynı kalabilsin. 2.324*1,175=2.730,70
peki yapılan zamlı fiyatın enflasyona oranı ne kadar?? 2824/2730=yüzde 3,44
yani caanım devletim 500 tl zam yaptık yüzde 21'e tekabül ediyor ehe ehe ehe diye övünürken basit bir hesapla olması gerekene sadece yüzde 3,44 oranında yani 94 tl zam yaptığını görüyoruz..
üfe-tüfe oranını da kat istersen.. yıl sonu şişirilmiş satış ve ihracat rakamlarını da kat hesaba.. yüksek kar göster... sonra bunu işçinin aylık maaşına yansıt... zammı 94 tl değil de 200 tl göster???
sağlam bir ekonomist değilim.. ekonomist de değilim.. basit bir matematik hesabı yapan sıradan bir vatandaşım.
enflasyon rakamları açıklanmadan bu zammı yapıp üstüne de hava atıp halkı salak yerine koymaya ne hakknız var??
buna da ses çıkmazsa müstehaktır der ve susarım arkadaş...
tamam abi yapilsin.. isterse matrah yukseltilsin isterse katma deger artsin. ayni ucreti alip alim gucum yukseldigi surece miktarin da onemi yok. problem degil de;
biri de kalkip adam akilli bir oneri getirmiyor ki kardesim. *hedef haline getirirse 10-20 yil icerisinde hedefine elbet ulasir..* evet son anda bu aciklamayla sacmalamaktan yirtmissin eyvallah ama nasil?
de ki surdan kis buraya yuklen bunu artir bunlari sunlarla destekle biraz kemer sik su kadar sure sunu yap, bak iste nasil da oluyomus... dimi?
bekara kari bosamak kolay.. amac iktidara gelmek ise dogru durust muhalefet yap. yok benim koltugum popomu iyi isitiyo diyorsan .... bol bol otur buyuyunce iktidar olursun insallah..
kendi evimde alafranga muhakkak.. ama public yerlerde alaturka olsun kardesim. ne idugu belirsiz kisilerin sidik izlerine kicimi koymak zorunda degilim.
butun ile elektrik dagitimi yapan uludag elektirik a.s. nin ekiplerine mesai yaptirdigi sehir. nilufer sanayi bolgesine sabah 5 den bu yana 5i gecik yildirim dusmus ve bunlarin yol actigi arizalar yogun yagmurdan dolayi hala daha cozulememis.
bilen birisi anlayabilecegim bir sekilde bu kurumu bana anlatabilir mi?
arastirdigima gore misyonu mukemmel ama icraatlari tavsiyede bulunmaktan daha ileri gitmeyen bir kurum.
faaliyet raporlarini okudum ve kendimce su sonuca vardim. butcesi maliye bakanligindan karsilaniyor. ilkokul ortaokul liselere bilinclendirmek adi altinda duyuru ve sempozyum olusturuyor. kendi harcamalarini seffaf bir sekilde (demirbaslar dahil olmak uzere) paylasiyor.hayvan haklari ve kadin haklarinin uzerine dusuyor. daha fazla onemsiyor. tavsiye veriyor. ve bir dolu veri ile laf ebeligi yapip duruyor.
ama bana sunu da soyluyor. devletin idaresinde bir sorun gozetiyorsan onu sorgulama hakkina sahipsin. cunku anayasinin 74. maddesine dayaniyor bu hak. ve bu sorgulamada sana ucretsiz yardim edebilirim.
fakat devletin yada idarenin devlet sirri yahut ticari sir niteligini tasiyan bir konusu hakkinda bilgi edinmem yasak. ok. bence de boyle olmali. ama bu suistimal edilemez mi? bir belediye baskaninin vergilerden aldigi butceyi nereye harcadigini sorguladigimda bunu ticari sir diye belirtemez mi? boyle bir durumda da bu bilgiyi dogrulayacak kisi kamu basdenetcisi yada onun atadigi birisi.
peki kamu basdenetcisini kim seciyor. tbmm gizli oy ile belirliyor. yani mecliste kimin sayisi ustunse o istedigi kisiyi secip bu konuma oturtabiliyor. ayni zamanda benim bir basvuruda bulunabilmem icin once idari sonra da ozel sunulan butun yollari denemem lazim. denemedigim takdirde de kamu basdenetcisinin kararina minnet eylemem lazim. o da bu karari verirken buna benzer bir karar verildi mi ona bakiyor? ardindan benim bunu sorgulayabilecek sekilde olup olmadigima? sonra da bu karar mecliste daha onceden konusulmus mu konusulmamis mi? ona bakiyor.
ustelik sadece tavsiyede bulunabildigini ve koskoca fimalarin sinek isirigi gibi kucuk ucretli sorunlarini araci olarak cozdugunu gorebiliyorum.
benim anlamadigim olay niye kuruldu abi bu kurum? mahkemelerin ustundeki yuku azaltip halki bilinclendirmek degil mi amac?
kendi icinde bu kadar tezatlik varken duzenleme yapilmamisken ne anladim ben bu isten. biri aciklasin yahu!!
edit: soylemeyi unuttum. bari hu bilgi olarak kalsin. bu kurum cumhurbaskanligi kararlarini yasama ve yurutmeyi bir de tsk ile ilgili kararlari sorgulayamiyor. bencede olmasi gereken bu.
ombudsmanlik ta araci kisi anlamina geliyormus. isvecce anlamiyla.
bu insani savunanlar, hakli bulanlar, nasil tahrik ettigini bilmiyoruz diyenler ve isi siyasete kemalizme dokenler.... hepinize diyorum..
bundan yaklasik bir ay evvel bursada 16 yasinda bir cocuk sevgilisinin koluna dokundugu yahut taciz ettigi gerekcesiyle 57 yasindaki adami kurusiki tabancanin kabzasiyla beyin kanamasi gecirterek oldurdu. bunu yine burda konustuk..
evet hukuk sistemimiz boktan. evet insanlarimizin da cogu boktan. evet karaktersiz cok bu memlekette. evet bende kavga ettim ve birilerini dovdum. evet bende dayak yedim.
benim yaptigim ve olmasina da goz yumacagim tek siddet eylemi kendini savunmak icin olandir. video da adam kendini savunamiyor. karsisinda 3 kisi zebellak gibi dikiliyor ve adam korkuyor kardesim. bunu nasil gormuyorsunuz. buna ragmen adama vurmaya devam ediyor.
eger hakli bir sebebin varsa bir sekilde o hakkini alabilirsin. ister polis ister mahkeme istersen guzel dille. o hak ortada kalmaz. kalmamalida.
lakin su siddeti oven ici kaynayan genclere ve ne dusunecegini bile bilmeyen populizm kurbani arkadaslara da ogretmek gerekir ki ayni durumda karsinizda sizin karsilik vermeye korktugunuz birisi sizin 67 senelik hayatinizi umursamadan tecrubelerinizi deneyimlerinizi sayginliginizi pic ederek sizi rezil ediyor ve bunu devam ettiriyorsa siddet sizin icin bile bir cozum degildir..
ne kadar hakli olursa olsun tartistigi ya da sinirlendigi konuda cozmenin her zaman bir yolu vardir..
son olarak cevap verecek arkadaslar icin bir kere daha soyluyorum. evet adalet sistemimiz boktan bunu biliyorum... saygilarimla
bilmiyorum bu aralar ben mi çok duygusalım ama abi kız çok tatlı değil mi?? spotify da bu kız yok... aldım videoyu youtube da 'döngü'ye 2 saattir dinliyorum.. ara ara bakıyorum ikinci ekrana.
bu klibi izledikçe aklıma şu klip geliyor..
&ab_channel=MACHETE
not: machete nin klibindeki kız da aktrismiş reelde. (bkz: ravshana kurkova).
haftada 3-4 gun sabah 1-2 saat yaptigim eylem. kucuk bir rahatsizligimdan dolayi aldigim ilaclar yapiyor.. durum insan kaynaklarina bildirildi tabii sikinti yok..
bu cocuk tutuklu yargilandi ok.. suan icerde o da ok. benim merak ettigim bu cocuga kac yil verecekler... cocuk sonucta. verilen cezanin 3/2 si ya da yarisi uygulanacak. ustune cocuk sahit yahut delil bulup sevgilisini (iddiaya gore) taciz ettigini kanitlarsa namusumu korumaliydim agir tahrik edildim dediginde kanuna gore indirim de alacak... e abi bu zaten cocuk. bi de mahkemeye cikarken kravat takip sacini basini duzeltir. oradan da indirim. bir de rahatsizlik bulur ani sinir krizlerine sebep olabilecek turden bi tane. (vardir illa bi tanidik) hopp bir indirim daha... denetimli serbestlik falan derken ne kadar yatacak bu *cocuk*?????
bu cani yedigi haltin cezasini bir omur kafasini duvarlara vurmadan ustune cezaevinden cikip kulhanbeyi gibi dolasarak oderse ne anladim ben bu isten??
bi de onu beklemeyip baska sevgili yapan kiza tehditler yagdirir.. ohh ne ala memleket..
bir abimle bazı oyuncuların sağlam yapımlarda oynamalarından dolayı ün kazandıgı, aslında o kadar da iyi oyuncu olmadıkları konusunda tartısıyorduk. ben keanu reevesın bunlardan bırı oldugunu soyledim. sevgili abimde bana bu filmini izlememi ardından tekrar tartısmamızı soyledi.
şimdi ben keanu reeves i severim. bunu unutmadan asagıdaki yazılanları okuyalım beraber.
uyarı: aşırı spoiler vardır.
filmin konusu biraz klise gelebilir. yeşilcam ya da fransızların sözde sanat filmlerinin bircogunda oldugu gibi.
ama her kliseyi de bir kült yaratır. bazen istisnai olan ikinci uyarlamalar bunu değiştirebilir.. orn. karate kid
oyuncular;
nelson: keanu reeves
sara: charlize theron
filmin kamera açıları aşırı boktan. neden derseniz eğer bir sahnede kamera yağmur altında sokakta sara ve nelson kardeşimizi çekerken bir sonraki sahnede nelson yatakta oturmus ıslak bir halde saranın kendisine erotik bir şekilde gelmesini bekliyor. ara sahne nerde?? nelson ''ok tamam eve gelicem dedikten sonra beraber eve girip sen burda dur ben 5 adım oteden dramatik bir sekılde geleyim yoksa seks yapamayız'' mı dedi?? doğallık bunun neresinde?
sadece bu değil.. yan konulardan biri olan komsu cocugunun tekne yarışında bile kamera bir zoom yapıyor bir geniş açı alıyor ve buna ragmen teknenin ne yaptıgını nerde oldugunu anlayamıyorsunuz??
karakterlere gelelim... keanu reevesın canlandırdıgı karakter bir iskolik... bu ne demek?? prensıplerı hayatına o kadar hakim ki kolay kolay taviz vermez. hatta sevgilisine bile tek gecelik ilişki muamelesi yapıyor. sabah opucugu bile olmadan. o kadar prensıblı guya, ama sara hayatına girdiğinin gecesinde spor rutınını bırakıp tanımadıgı bir insan ile saçma bir gece yolculuğuna çıkıyor. ki dk lar bile bu karakter için çok onemliydi dimi?
yardımcı karakteri ise çok basit ve onemsiz. yani nelsonın işkolikliğini yeterince betimlemek için yazılmış ama ondan daha çok endişeli...
sara karakterine gelelim. charlize theronun canlandırdıgı. simdi normalde bu kadının sahip oldugu genişligi gerçek hayata uyarlayamazsın. ancak aşık olacagın ve tanıdıgın insan icin bu derece rahat ve ofansif davranabilirsin. ev adresini bulmak, kapı onunde çıgırtkanlık yapmak, kendını arabayla gezdırtmek aksı takdırde rezil etmek, bir suça karıştırtmak ve hiç tanımamana rağmen evine zorla kahve icmeye cagırmak. zorla!!! ancak aşık olacağını bilir isen bu rahatlıkla yapabilirsin.
ama senaryo geregi karakterler birbirlerine aşık olacagını bilmiyor. reel dunyada bunun sadece birisini yapsan dahi dava edilmek için hak kazanırsın. hatta bir erkek ''aaa boyle rahat ve ozguvenli davranırsam birisini etkileyip kendime aşık edebilirim, hadi yapayım'' dediği an tacizden iceri girer.
ve saranın yardımcı karakter(ler)ine gelelim. alt komsusu trans bir birey ile komsu cocugu abner. cocugun ana hikayeye getirdiği bir dram yok acıkcası. gereksiz demagoji olmus. trans birey ise garip ya ne translıgını iyi betimleyebilmis ne de komsulugunu. komsuluğa gore fazla cok fazla samımı. trans birisi olarak da asırı pasif. aynı zamanda nelsonın da rakibi. ama buna senaryo ikinci bir replik yahut sahne vermiyor. bu adam işkolikti hani. saglam bir reaksiyon bekliyordukk...
oyunculuklara da değinelim biraz... keanu reeves benı haklı cıkardı. berbat bır oyunculuk gosterdi. tabii senaryonunda etkisi var ama bunu birazdan acıklayacagım. iskolik oldugunu yansıtamamasından, uzerınde calıstıgı projenın tanıtımında gostermesı gereken asırı reaksıyonu yapamamasından hatta basıt bır sasırma eylemını(trans bıreyı gorunce) dahi yapamamasından tutun da noel baba kılıgıyla yaptıgı comeback e kadar berbattı. son sahnede de asırı kotuydu. alt tarafı gozlerın kapalı adımlar atıp hayalkırıklıgına ugrayacaksın. cok barız bır sekilde. nesını yapamadın...
nelsonun yan karakteri ıse senaryonun sundugu replik kadar dahi olsa becermis işini yine de... bunu anlayabiliyorsunuz zaten...
charlize ablamıza gelelim mi??? abi bu kadın oyuncu. senaryo gercekten berbat olmasına ragmen (bakın konu ıyı lakin senaryo berbat. bunu netleştirelim) charlıze ablamız çok iyi oynamıs. samimi mahalle kızından (ki burda aklıma zaz ın je veux şarkısının klibi geldi surekli) tutun ve o meshur ağlama sahnelerini de buna ekleyip final sahnesinde bulunan saçma replikteki mimiklere kadar herşeyi çok iyi yapmış.. dediğim gibi senarist çok kotu ilerletmiş olayı. o kadar saçma replikleri bile sırf bu kadın sayesınde kaliteli bir hale getirebilmiş.
sure konusuna gelince de 2 saat cok fazla bu filme. gercekten. izleyin ve dusunun. ana hikayeye yardımcı olmayan o kadar gereksiz detay ve sahne var ki...
son olarak değinmem gereken bir husus kaldı. bu da en iyi olanı. cunku filmi başka turlu kurtaramıyorsun.. o da müzikleri.. kimi enya nın only time sarkısını begenmis kimi de laura pausininin its not goodbye sarkısını begenmis. ben ise final sahnesinde giren amanda ghostun cellophane şarkısını çok begendim... zaten sahnelerin bu arka plandaki sarkıları olmasa bu etkiyi 'sevsen' yaratamazdı..
keanu yakışıklı oldugundan, charlize de güzel oldugundan bu filmdeler. kandırmayalım birbirimizi.. charlize yerine koy bir cırkın insan bak noluyo o zaman. keanu abimizin yakısıklılıgını betimlemek icin gomlegının cıktıgı anları goruyoruz. charlize icin hicbir şey gormemıze gerek yok. kadın aglayıp kusarken bıle cok guzel lan...
bu filmi sevip de romantikliğe yoranlar emin olun içlerinde bir şeye inanma ihtiyaçları oldugundan dolayı bu yorumu yapıyorlar.
son olarak buna kısas olacak bir film onerecegim ve buyrun oyunculuk gorun.... ''seven pounds'' ... ve nice hollywood dram ve romantik-komedi filmleri...
yorumlari bir yerlere dayandirmadan laf salataligi yapmanin bir onemi yok.
asagida verdigim kaynaklardakileri tekrar izleyip biraz da yorum katip buraya kendi bilgimmis gibi yazabilirdim. ha ben yine biliyorum ama kaynak icin ugrastirmayin beni be.
buralardan kisa yollu bilgi edinebilirsiniz. en azindan temeliniz olusur. bi taraftan mehterci tayfa diger taraftan da asagilik kompleksinden bir turlu cikamamislardansa buyrun...
yakin zamanda tolga ozbek bu konuya hava kuvvetleri acisindan deginmisti. ayni videonun icerisinde yanlis hatirlamiyorsam kara kuvvetlerini de kiyasliyordu.
Bu zamana kadar her nesil kendinden sonraki nesle tanrıcılık oynamıstır. Bu ınkar edılecek bır sey degıl elbette. Ama her ne kadar gelenek, adet, ahlak, adab-ı muaşeret vb. adlar altında baskı da yapılsa gelen her yenı nesıl bır oncekı nesılden daha tutarlı olmustur.
Donem donem bu tutarlılık/farkındalık hali cok yavas ilerlemiştir, kimi zamanda doğru ya da yanlış birsıçrayışa gecmiştir. (Yavas ilerlediği doneme 40-50-60’lı yıllar dersek, sıcrayısa gectıgı doneme de 80 ve 90’ların sonu denebilir.)
*yakın tarih baz alınarak*
Iste bu sıcrayıs donemlerı -ki araçlar liderlerin, tanınmış kişilerin ve mahalle eşrafının sözleri oldugu için- beraberinde birçok olayı, trajedıyı ve yanlışları da suruklemıştır.
Haa bu bahsı gecen donemlerde aklı basında ınsanlar da yok muydu? Elbette vardı lakin bunları nufusa oranlarsan ne kadar faydaları oldu? Ya da olanların alayı bu bahsı gecen sıcrayıs donemlerınde bı sekilde heba edilmedi mi?
Gelelim z kusagına...
Bahsettıgım bu evvelki nesilin tanrıcılık hayalleri artık bu kusaga sökmuyor. Sebebı ise yenı kusagın gelişimlerinde ki aracların/referansların artık bilgi ve sorgulayabilme içgüdüsünden gelmesidir.
Hangi hukumet aldıgı kararları tam şeffaflıkla sorgulanmasına musaade eder?
Hangi ideoloji kendine post-, neo-, klasik-, pre gibi adlar altında yeni perspektifler kazandırmak ister?
Z kuşağı gecmısden ders alacak bır nesıl degıl, gelecegı yonlendırecek, kararlarını daha yenılıkcı ve daha pragmatik verecek olan bır nesıldır.
Buna ister bir ınkılap diyelim ister bir devrim isterse de darbe... sonucta toplum ya da devlet yapılanmaları koklu bır degısıklıge seve seve gıdecek... zannımca bu; secimlerden tutun bayram ziyaretlerine, tuketimin çarşı pazardan yapılmasından tutun (avm’leri dahi es gecerek soyluyorum) sanallaşmasına kadar hatta ve hatta ılımlı dın safsatasından tutunda toplumun deizme yahut agnostisizme kaymasına kadar yol acacak çok koklu bir değişim/ınkılap/devrim’ dir.
Sonra nasıl sevebılırsın ki force’unu elinden alacak bir nesli???
bu başlığı sol frame de uyandırmak ne kadar işe yarar bilmiyorum. kimlerin dikkatini çeker, kimler umursar onu da bilmiyorum.
daha önceden böyle bir durumda bulunmadığım için açıkçası nasıl açıklayacağımı da bilmiyorum.
haberdeki bebek benim bir tanıdığımın akrabası. ancak o şekilde haberim oldu zaten. haberde de olduğu gibi sıkıntı maddiyat.
fakat benim amacım yardımın her türlüsü makbuldür mantığı. belki birkaçınızın tanıdığı ensesi kalınlar vardır. belki birkaçınız ilaç firmasında çalışıyorsunuzdur. belki de dua etmekten başka bir şey gelmiyordur elinizden..
demagoji yapıp da duyar kasmak gereksiz bu durumda. olur ya belki bir faydası olur, bir ihtimal birkaçınızın dikkatini çeker yahut etrafa yayabilirseniz, en azından küçük de olsa bir umut olur yağızın annesi ve babasına..
benim elimden bu durumu 'artık çoluk-çocuğun uğrak mekanı olan bu sözlükte' paylaşmaktan başka şu anlık bir şey gelmiyor...
allah ailenin yardımcısı olsun.. sağlıklı kalın...
edit: ailenin ihtiyaci oldugu para toplanmis.. darisi diger hastalarin basina. saglicakla..
bu insandışı varlıgın bulunup hadım edilmesini talep ediyorum. bu tiplemelere en ağırından yaptırımlar uygulansın. bu kadar da olmaz artık. an itibariyle paylaşılmış bu habere karşı bir an önce bakanlıkların harekete geçmesi lazım.
yeni yasa tasarısında bununla ilgili maddeler olması lazım. hem muhalefet hem iktidar bu konularda halihazırda bulunan cezai sistemi değiştirecek önergeleri meclise sunmalı!!
mağduru başörtülü diye tanımlayan haber sitesinin editörüne de diyecek başka bir söz bulamıyorum.
bu kadar aciz bir hüküm olmamalı.. teşhir suçundan da yargılanmalı. toplum içinde ahlak kurallarına aykırı davranmaktan da yargılanmalı. ne kadar madde varsa ve bu maddelerin ne kadarına (dolaylı yoldan olsa dahi) giriyorsa hepsinden yargılanmalı bu adi sapık.
bir kere de pireyi deve yapmayın be artık. kız bırıyle yatmıs. belki guvenmiş. belki de merak etmış.
belki kız için seks olası bı engel değil diye onca eglencesini susledi bununla.
belki de saflıktan onune gelene guvenıp verebıldıgını verdı.
duzulmuş mabadın davası olmaz bro bu zamanda. konus yengeyle sor kac tane olmuş kac kere olmuş. gıt o rakam kadar karafaki devir ya da birkacının degajesine uzan. sonra yutkun. yerse devam yemezse calma kimsenin değerli vaktinden....
