küçük şehirlerde sıkça rastlanan adamlardır.
kıçının dibine araba ile gelip de mecburen korna çaldığınızda da zıplayarak dönüp size "nevaramınakoyum" tandanslı bakışları ile bakar, sizi ayıplar.
doğu anadolu'nun ücra bir köşesine tayinim çıktığını öğrendiğim günden sonra iki hafta içinde iki kez yaptığım eylemdir. kişisel entry yazdım, hemi de sapına kadar, bilmekteyim. ama gerçekle hayal dünyası arasında osuruktan bir köprü yaratıp beni o köprüde gezdirmesi, bana dünyayı, ahireti, il emrini, valiyi, milli eğitim müdürünü vs vs unutturması ve bir oksimoron olarak hem hayattan koparıp hem hayata bağlaması bakımından yurdumun diğer gençlerine de tavsiye etmek istiyorum bunu, başka türlü de yapamazdım. el özür...
1990 yapımı bir film. jeremy irons ' ıma en iyi erkek oyuncu ödülü kazandırmıştır. glenn close diğer başroldedir.
alan dershowitz isimli hukuk prof.unun anılarından yola çıkılarak yazılmış bir senaryosu vardır. barbet schroeder yönetmiş.
ayrıca ing. bir tamlama. şansın tersine dönmesi anlamına gelir.
ait olmak istese de olamayan kadındır.
senelerini verse de bir karşı cinse *, hastalandığında baktığı
altını temizlediği erkeğe bir şekilde tutunmak istese de tutunmayan kadındır.
yıllarını verir, karşılık beklemez...
ama aslında bekler... beklediği karşılık da ait olmaktır...
ait olmak bu bağlamda birinin malı olmak vs değildir.
erkeğinin annesini-babasını tanımak, bir ortam içine birlikte çıkabilmek, donunu yıkadığı adamın toplumda da yanında dimdik durabilmektir istediği. ama olmaz genelde...
ve işbu durumlara maruz kalan kadın sinirlenir. sinirini içinde büyütür büyütür.. sahiplenmek isteyen çıkarsa günün birinde, onu çelmeleyip geçer gider... ardına bile bakmadan.
genel anlamda-ya da sadece öznel anlamda-skint'e göre- ait olamayan kadın budur.
nokta.
sabahları uyandıklarında yüzlerini yıkayan, bankada sıra beklemekten sıkılan, acıktıklarında yemek yiyen, 7 gün susuz kaldıklarında ölen yazarlardır.
bayandırlar.
neden kategorize edildikleri, ne özellikleri olduğu bilinmeyen yazarlardır.
bayandırlar.
ilköğretim okullarının açıldığı haftadır. vali gelir, milli eğitim müdürü felan gelir. güneşin altında saatlerce konuşma yaparlar. birbirinden coşkulu çocuk bünyeleri zaptetmek de zavallı öğretmenlere düşer. yeterince zaptedemezlerse bir de afiyetle soruşturma yerler.
zamanında açılmış, belki ilgi görmüş belki de görmemiş bir başlığı; kah rastgele butonunu dürtükleyip bulmuş; kah bir arama sonucu çıkartmış olan yazarın, altına "buraya entry gir" şeklindeki emirvari ifadeye uyarak yazı eklemesi, canlandırması.
(bkz: hortlamak)
(bkz: hortlak)
salyalı sümüklü olmaması, tamamen pişirenin maharetine bağlı bir yemektir; amma yemekten önce sebzedir.
şahsımca yemeğine doğranan soğana, domatese; ve hatta özellikle etliyse ete acınmalı; böyle işlerle vakit kaybedilmemelidir.
yüzüklerin efendisi* hikayesinin devrik kralı.
üçlemenin son halkası olan kralın dönüşü*'nde, anlaşılabileceği gibi krallığa yeniden dönmüştür.
elfler yetiştirmiştir kendisini, arwen ilen birbirlerini sevmektedirler. peter jackson'ın çektiği üçlemede bu rolü viggo mortensen isimli şahsiyet canlandırır.
süper şahane, harika ve nefis aktivitelerdir. herkes yapmalıdır, yapmayanlar ise şiddet kullanmak sureti ile yapmaya yönlendirilmelidir.
bunu yapan kişiler süper zeki ve yetenekli kişilerdir, hayattan zevk alırlar, eğlenirler, hayatın anlamını onlar bilir, çükleri de kocaman olur bunların.
lord of the rings üçlemesinin hemen hemen hepsinde önemli rolleri bulunan, bilbo baggins'in yeğeni frodo'ya verdiği, orclar yaklaşırken mavi mavi parlayan minik kılıç.