bugün
- spor salonuna gitsem erkekler popoma bakar mı14
- sevgilinin kız arkadaş lobisi10
- escort ile evlenmek11
- şişmanlar ölünce nereye gider9
- ellerim bos gonlum hos12
- kitap okumanın zararlı ve gereksiz olması12
- icardi1905'i silip atmak16
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz17
- rusların en iyi olduğu şeyler20
- akpnin hala bedava kek vaadini tutmaması12
- erkeklerin hep fotoğraf istemesi28
- karınızla gratise gider misiniz10
- kilo almak için bik bikle evlenmek11
- afganistan yardımlaşma derneği başkanı12
- alex de souza vs fred11
- icardi190532
- cumhrbaşkanm sizi dünya yenemedi ben nasıl yeneyim15
- cehennemde türkçe konuşulur8
- 19 mayıs 2024 fenerbahçenin bütün oyunları bozması16
- iran'ın depremde yas ilan etmemesi9
- dondurma yalarken erkeklerin sürekli bakması8
- jayden oosterwolde11
- fenerbahçe'nin attığı golde faul olması17
- karınız olsa döver misiniz10
- anın görüntüsü14
- fenerbahçe15
- yeşil gözlü erkek olmak11
- hani u19 gelecekti ühühühühühühü10
- fulya öztürk9
- bir galatasaraylının kulağına fred diye fısıldamak8
- iran cumhurbaşkanının helikopter kazası43
- maldivlere gitmek varken eminönü nde takılan martı10
- dursun özbek19
- yazarların bugün içtiği sigara sayısı13
- galatasaray11
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı106
- izmir sıcağı9
- fethullah gülen şu an ne yapıyordur17
- karıya kıza doymuş erkek19
- bir şarkı sözü der ki10
- mert hakan yandaş31
- ibrahim reisi13
- siz türkler şerefsizsiniz müslüman değilsiniz13
- erecto'nun trafik kazası geçirmesi13
- arkadaşlar damatlık bakıyorum da sizce bu nasıl17
- yozgatlı sevgiliyle yapılacaklar8
- akp'nin fenerbahçe ve beşiktaş düşmanlığı9
- türkiye cumhuriyeti islam devleti olarak kuruldu14
- fenerbahçe büyüklüğü9
- panathinaikos'un atatürk düşmanlığı9
elif mim elif te.
bütün öykünün "amat" adındaki bir gemide geçtiği ihsan oktay anar romanı..önceki romanları "puslu kıtalar atlası", "efrasiyabın hikayeleri" ve "kitabül hiyel" de olduğu gibi bu kitabında da bizi büyülü bir dünyaya götürüyor yazar..sadece güzel osmalıca türkçe karışımı dili için bile okumaya değer bir kitap..
kitabı tam olarak anlamak için denizcilik terimlerinin bilinmesi bilinmese dahi tahayyul edilebilmesi gereken ihsan oktay anar'ın her romanı gibi mükemmel hayalgücünün kanıtı olan roman.
kitaptaki bazı terimlerin anlamları şöyledir.
- omurga : baş-kıç doğrultusu boyunca postaların bağlandığı ağaç veya çelik kısım
- posta : omurga'dan küpeşte'ye kadar uzanan, geminin şeklini belirleyen, kaplama saç veya tahtalarının bağlandığı ahşap veya çelik kısımlardır.
- güverte : geminin kemereleri üzerine döşenmiş, baştan kıça kadar uzanan kısım.
- karina : geminin sualtında kalan kaplamalarının dış kısmıdır.
- sintine : geminin sualtında kalan kısmının iç tarafıdır.
- alabanda : geminin yan satıhlarının yukarıdan aşağıya kadar olan iç kısmıdır.
- loça : baş demir zincirinin geçtiği büyük deliktir.
- mapa : el incesi yada halatların geçtiği halkalardır.
- neta : herşeyi hazır etmek, çalışır hale getirmek.
- alesta : dikkatli bir şekilde beklemek.
- mayna : herhangi bir şeyi halat veya palanga ile indirmek.
- avara : limandan ayrılma, açılma.
- volta : halatı bağlamak.
- funda : bırakmak, boşaltmak.
- vira : demir almak yada ırgat veya vinci çalıştırmak.
- aganta : halatı gergin tutmak.
- laçka : boşalt, gevşet.
- hisa : iki kat bağla.
- iskele alabanda : dümeni tam sola kır ( max. 35° ).
- sancak alabanda : dümeni tam sağa kır ( max. 35° ).
- viya : tutulan rotada ilerle, rotayı bozma.
- toka : bayrağı çekmek.
- arya : bayrağı indirmek.
- mezestre : bayrağı yarıya kadar çekmek.
- ispasa : palanga donanımını çözmek veya çıkartmak.
- yalpa : geminin sancak - iskele yönünde yaptığı salınımlar.
- meyil : geminin bir tarafa ( sancak - iskele ) yatık olması.
- trim : geminin baş - kıç doğrultusunda eğimli durması.
sancak tarafı geminin solu
iskele tarafı geminin sağıdır *
http://www.turkishnavy.com
kitaptaki bazı terimlerin anlamları şöyledir.
- omurga : baş-kıç doğrultusu boyunca postaların bağlandığı ağaç veya çelik kısım
- posta : omurga'dan küpeşte'ye kadar uzanan, geminin şeklini belirleyen, kaplama saç veya tahtalarının bağlandığı ahşap veya çelik kısımlardır.
- güverte : geminin kemereleri üzerine döşenmiş, baştan kıça kadar uzanan kısım.
- karina : geminin sualtında kalan kaplamalarının dış kısmıdır.
- sintine : geminin sualtında kalan kısmının iç tarafıdır.
- alabanda : geminin yan satıhlarının yukarıdan aşağıya kadar olan iç kısmıdır.
- loça : baş demir zincirinin geçtiği büyük deliktir.
- mapa : el incesi yada halatların geçtiği halkalardır.
- neta : herşeyi hazır etmek, çalışır hale getirmek.
- alesta : dikkatli bir şekilde beklemek.
- mayna : herhangi bir şeyi halat veya palanga ile indirmek.
- avara : limandan ayrılma, açılma.
- volta : halatı bağlamak.
- funda : bırakmak, boşaltmak.
- vira : demir almak yada ırgat veya vinci çalıştırmak.
- aganta : halatı gergin tutmak.
- laçka : boşalt, gevşet.
- hisa : iki kat bağla.
- iskele alabanda : dümeni tam sola kır ( max. 35° ).
- sancak alabanda : dümeni tam sağa kır ( max. 35° ).
- viya : tutulan rotada ilerle, rotayı bozma.
- toka : bayrağı çekmek.
- arya : bayrağı indirmek.
- mezestre : bayrağı yarıya kadar çekmek.
- ispasa : palanga donanımını çözmek veya çıkartmak.
- yalpa : geminin sancak - iskele yönünde yaptığı salınımlar.
- meyil : geminin bir tarafa ( sancak - iskele ) yatık olması.
- trim : geminin baş - kıç doğrultusunda eğimli durması.
sancak tarafı geminin solu
iskele tarafı geminin sağıdır *
http://www.turkishnavy.com
puslu kıtalar atlası ve efrasiyab'ın hikayeleri'ndeki tadı veremeyen, terimlerle okuyucuyu boğan kitap. Yine de güzel.
ihsan oktay anar'ın son kitabı. puslu kıtalar atlası'nın gölgesinde kalma tehlikesi olmasına rağmen, yazar'ı hiç okumamış olan biri için amat'ı okumak gayet çarpıcı bir deneyim olabilir. anar'ın tüm kitaplarındaki karakterlerin gizliden gizliye birbirine bağlı olduğu fikri bu kitapla pekişti diyebilirim. zira puslu kıtalar atlası'nda kör Uzun ihsan Efendi en son açık denizlere yol alıyordu. Ve (olağan mantığı bir kenara bırakırıp yazar'ın döngüsel zaman takıntısını da hesaba katarsak ) kitaplar arasındaki bağ tesadüften fazlasına inandırıyor...
Mutlaka okunması tavsiye edilir.
Mutlaka okunması tavsiye edilir.
çok kaliteli bir denizcilik hikayesini anlatan ihsan oktay anar romanıdır..yazar tüm alanlarda olduğu gibi denizcilik alanında da bilgi ve terminoloji zenginliğini döktürüyor resmen..islam dinine ve Kuran'a göndermeler yaparak daha bir mistik hava veriyor kitaba..dili ağır gibi görünsede aslında değildir,sadece tasvirlerin gerektirdiği denizcilik terimleri fazladır hepsi o
ihsan oktay anar ın 4. kitabı. keşke hiç bitmese denilen kitaplardandır. hikayenin genel akışı içinde karakterler hakkında ufak hikayeler ile zaman zaman kitabın asıl konusunu unutturur. sonu hakkında oldukça merak uyandıran bir kitap, sayfaları ikişer ikişer okumaya zorlar insanı. ancak sonu pek tatmin edici değil. yine de baş yapıt sayılabilir. * * *
en güzel en edebi beddua örneklerinden birini içinde barındıran kitap;
--spoiler--
allah sizi sürüm sürüm süründürsün! yetmiş yerde yetmiş türlü belaya tuş olasınız da can verip kurtulamayasınız! hepinizin yedi ceddine lanet olsun! gözünüzün elifi sönsün! ocağınız tütmez olsun! ömrünüz ahla vahla geçsin! kolunuz çolak başınız kabak olsun! allah size bilenmez dertler versin! can evinize kurşun rastlasın! zındanlarda leşiniz kalsın! tuttuğunuz oruç boşa gitsin! kenlı kefenleriniz elime geçsin! bre zalimler!
--spoiler-- *
--spoiler--
allah sizi sürüm sürüm süründürsün! yetmiş yerde yetmiş türlü belaya tuş olasınız da can verip kurtulamayasınız! hepinizin yedi ceddine lanet olsun! gözünüzün elifi sönsün! ocağınız tütmez olsun! ömrünüz ahla vahla geçsin! kolunuz çolak başınız kabak olsun! allah size bilenmez dertler versin! can evinize kurşun rastlasın! zındanlarda leşiniz kalsın! tuttuğunuz oruç boşa gitsin! kenlı kefenleriniz elime geçsin! bre zalimler!
--spoiler-- *
beni benden alan kitap. kurul zamanındaki biricik sıgnagım oldu.sagolasın
ihsan oktay anar
sayende dört duvar arasından okyanuslara harika bir yolculuk yaptım.
ihsan oktay anar
sayende dört duvar arasından okyanuslara harika bir yolculuk yaptım.
tersine kurguyla yazılmış şaşırtıcı roman. öyle ki; kitabı okuyup bitirdiğinizde anlatılan olayların aslında henüz gerçekleşmemiş olduğunu öğrenirsiniz. örneğin, diyavol paşa'nın çaldığı keman, 1699 yılında yapılmıştır, oysa romandaki olaylar 1670 yılında yaşanmaktadır.
--spoiler--
"ilk kez öldürdüğünde bir değil, sanki bin kişiyi öldürmüş gibi olursun. yeni doğmuş ve annesi tarafından emzirilen o bebeği öldürmüşsündür. babasının başını okşadığı o çocuğu da, bir genç kıza aşkını ilân eden o delikanlıyı da, zavallı bir kadının kocasını da, savaşa giderken ailesi tarafından uğurlanan o masumu da... bütün bu kişileri öldürmüş olursun. ikinci kez birini öldürdüğünde alt tarafı bir tek kişi öldürmüşsündür. üçüncü kez ise, kimseyi öldürmüş sayılmazsın."
--spoiler--
--spoiler--
"ilk kez öldürdüğünde bir değil, sanki bin kişiyi öldürmüş gibi olursun. yeni doğmuş ve annesi tarafından emzirilen o bebeği öldürmüşsündür. babasının başını okşadığı o çocuğu da, bir genç kıza aşkını ilân eden o delikanlıyı da, zavallı bir kadının kocasını da, savaşa giderken ailesi tarafından uğurlanan o masumu da... bütün bu kişileri öldürmüş olursun. ikinci kez birini öldürdüğünde alt tarafı bir tek kişi öldürmüşsündür. üçüncü kez ise, kimseyi öldürmüş sayılmazsın."
--spoiler--
döngü...
kitabın meşrulaştırdığı en önemli şey budur. denizcilik terimleri ile örülü olmasının ve bu terimlerin anlaşılabilirliğini etkilemesinin pek bir anlamı yok. kitabı okuyup denize açılacak değilsiniz. ki hangi kelime artık bilinmeyen olarak kalabilme yeteneğine sahip.
amat tüm metaforları/simgeleri/göndermeleri ile aslında kelimelerin gizemini de artırıyor. misal saldırı anında üflenecek prinç boru/onu üfleyecek olan. ölüm/ölümsüzlük. kaptan/yardımcı kaptan. kelimelerin giderek kendi anlamlarını kaybetmeye başlaması ihsan oktay'ı etkilemiyor anlaşılan. bu romanında da kelimeleri gereğinde/dozunda saklayarak/saklıanlamlaryükleyerek kullanıyor.
gidip bir şapka edinin. *
kitabın meşrulaştırdığı en önemli şey budur. denizcilik terimleri ile örülü olmasının ve bu terimlerin anlaşılabilirliğini etkilemesinin pek bir anlamı yok. kitabı okuyup denize açılacak değilsiniz. ki hangi kelime artık bilinmeyen olarak kalabilme yeteneğine sahip.
amat tüm metaforları/simgeleri/göndermeleri ile aslında kelimelerin gizemini de artırıyor. misal saldırı anında üflenecek prinç boru/onu üfleyecek olan. ölüm/ölümsüzlük. kaptan/yardımcı kaptan. kelimelerin giderek kendi anlamlarını kaybetmeye başlaması ihsan oktay'ı etkilemiyor anlaşılan. bu romanında da kelimeleri gereğinde/dozunda saklayarak/saklıanlamlaryükleyerek kullanıyor.
gidip bir şapka edinin. *
kullanilan onca terime ragmen heyecanla okunan kitap.anar in kitaplarinin bu kadar sevilmesinin sebebi sanirim osmanli ictimai hayatina olan yabanciligimiz,lakaplar,hitaplar,ifadeler,mekanlar;sikca kullandigi kendi tabiri ile konstantiniye de mekanlar,olaylar ozlemimizin,merakimizin gostergesi.
kitapda bahsi geçen bodrumlu cevat şakir, halikarnas balıkçısından başkası değildir.
(bkz: cevat şakir kabaağaçlı)
(bkz: cevat şakir kabaağaçlı)
en az içindeki hikaye kadar gerçek ihsan oktay anar klasiği.
karakterler,tarihte yer almış önemli kişileri sembolize etmektedir. (bkz: metafor)marangoz nuh , nuh peygamberi simgeler; çünkü rivayete göre kendisinden bir gemi yapılması istenmiştir. romanda da amat gemisini yapan marangoz nuhtur.ayrıca kur'an'a göre sur borusunu üfleyecek meleğin adı israfildir. amat'ta, borudan ses çıkarmayı başaran tek kişi olarak bahsedilen karakterin adı israfil'dir. rüzgara hükmettiği rivayet edilen hz.süleyman'ı simgeleyen amat kaptanı kırbaç süleyman da şiddetli rüzgar sırasında amat'ı rüzgardan kurtarmaktadır. tüm yorumlarda da geçtiği üzere 247 meşe ağacından yapılan amat'ta 247 adet denizci vardır; fakat anlam veremediğim, hikayede hiç birşeyle ilişkilendiremediğim bikaç şeyden kafama en çok takılanı sürekli aynı sayıları getiren zar.
kitabın giriş cümleleri bile ömre bedeldir.
--spoiler--
peygamber efendimizin ve onun tebliğ ettiği kitaba iman edenlerin mekkeli putperestlerden gördükleri eza ve cefa nedeniyle medine ye hicretlerinden 1080-1082 yıl,isa aleyhisselamdan ise 1670 yıl kadar sonra ,şevval ayının üçüncü gecesi ,debdebesi ve cağcağasıyla yedi iklim dört bucağa nam salmış o kostantiniye şehri,gökyüzündeki karanlık bulutların altında yorgun bir dev gibi uyumaktaydı.
--spoiler--
breh breh
--spoiler--
peygamber efendimizin ve onun tebliğ ettiği kitaba iman edenlerin mekkeli putperestlerden gördükleri eza ve cefa nedeniyle medine ye hicretlerinden 1080-1082 yıl,isa aleyhisselamdan ise 1670 yıl kadar sonra ,şevval ayının üçüncü gecesi ,debdebesi ve cağcağasıyla yedi iklim dört bucağa nam salmış o kostantiniye şehri,gökyüzündeki karanlık bulutların altında yorgun bir dev gibi uyumaktaydı.
--spoiler--
breh breh
boyunlarında veba hastalığına karşı muska içinde taşıdıkları birer meşe palamudu olan iki yüz kırk yedi gemici, iki yüz kırk yedi meşe ağacından yapılmış bir kalyon.
aramaya koyuldukları efsanenin aslında kendi hikayeleri olduğundan habersiz, kaderlerine doğru kürek çeken insanlar.
modern bir simurg efsanesi ya da sofistike bir kader göndermesi.
aramaya koyuldukları efsanenin aslında kendi hikayeleri olduğundan habersiz, kaderlerine doğru kürek çeken insanlar.
modern bir simurg efsanesi ya da sofistike bir kader göndermesi.
iletişim yayınlarından çıkan romandır. ihsan Oktay Anar'ın felsefe eğitimini dibine kadar kullandığı kitaptır.
bol bol dini göndermeler içeren ihsan oktay anar şaheseri.
(bkz: diyavol paşa) : diavolos, şeytan
(bkz: kırbaç süleyman) : süleyman peygamber (rüzgara hükmetmesiyle)
(bkz: eşek israfil) : israfil (suru çalmasıyla)
(bkz: nuh usta) : nuh peygamber (gemiyi yapmasından dolayı)
(bkz: ali reis) : şeytana(diyavol paşanın yanından kovulurken sarfettiği sözlerle)
(bkz: diyavol paşa) : diavolos, şeytan
(bkz: kırbaç süleyman) : süleyman peygamber (rüzgara hükmetmesiyle)
(bkz: eşek israfil) : israfil (suru çalmasıyla)
(bkz: nuh usta) : nuh peygamber (gemiyi yapmasından dolayı)
(bkz: ali reis) : şeytana(diyavol paşanın yanından kovulurken sarfettiği sözlerle)
ali taner baltacı tarafından sinemaya uyarlanması düşünülen kitap. ihsan oktay anar'ın okuyucusunun ağzına çaldığı bir parmak balın lezzetini düşününce nasıl uyarlanırsa uyarlansın hep biraz eksik bir film olacaktır.
Amat.. şimdiden bir kült eser olabilecek nitelikte, tarih ve edebiyatın içiçe harmanlanarak okuyucuyu büyüleyen, sarsan, irkilten, düşündüren ve en çokta heyecanla bir solukta okutan,karakterlerden bir kaç roman konusu oluşturabilecek hikayeleri barındıran nitelikte enfes bir eser.
Amat'ı okumadan önce biraz dini, biraz tarihi ve biraz da -ki bunun için yanınızda osmanlıca sözlük bulundurması önerilir- kelime dağarcığınızı yüksek tutmanız gerekir. eğer bu donanıma az çok sahipseniz ve pek tabi tarih, gemi savaşları, serüven ve efsaneleri seviyorsanız bundan iyi bir roman bulmanız güç..
Harika bir üslupla hazırlanan olaylara bir de ince detaylar barındıran karakterler eklenince muhteşem bir eser ortaya çıkmış. Üstat (bkz: ihsan Oktay Anar)'a saygıyla..
Amat'ı okumadan önce biraz dini, biraz tarihi ve biraz da -ki bunun için yanınızda osmanlıca sözlük bulundurması önerilir- kelime dağarcığınızı yüksek tutmanız gerekir. eğer bu donanıma az çok sahipseniz ve pek tabi tarih, gemi savaşları, serüven ve efsaneleri seviyorsanız bundan iyi bir roman bulmanız güç..
Harika bir üslupla hazırlanan olaylara bir de ince detaylar barındıran karakterler eklenince muhteşem bir eser ortaya çıkmış. Üstat (bkz: ihsan Oktay Anar)'a saygıyla..
ihsan oktay anar'ın zamanın döngüselliğini masalsı bir dille anlattığı şaheseri.
çok kitap düşkünü biri olamama rağmen bu kitabı elime aldığım andan itibaren birşeyler olacağını sezmiştim. uzun soluklu bir filmin içine çektiğini hissedeceksiniz zaten.gemi güvertesinde ateş edenin kıç tarafında gemi gözetleyinin topu ateşlemek için israfilin borusunu bekleyenin siz olduğunu bu olayınların sanki sizin çevrenizde geçtiğini şahit olunca içinden çıkamayacağınızı anlayacaksınız.
güncel Önemli Başlıklar