mithatpaşa caddesi ile halil rıfat paşa caddesi arasında 60m yukseklite o zaman hayatı kolaylaştırmak için taa 1907 de yapılan, 1992'de restore edilen asansörden alır ismini.
izmir'e geleli çok özelliğini sevdim, neredeyse her yemek yanında taze salata,balık, boyoz, süt darı aklıma ilk gelenler.Ama hep haşarı delikanlıyı andırıyordu izmir, oysa efkar adamıyım ben.şehir beni görmesin ben onu göreyim, isterim.
Arkadaşlar bir gece asansöre gidelim - dediler,
-orası neresi?, demeden ,tamam dedim.
asansöre ilk girdiğimde - burası benim yerim dedim yukarıda ne olduğunu bilmeden, çünkü kabinde dario morenodeniz ve mehtap sordular seni çalıyordu. çıktık yukarıya manzara müthiş, yaşlısı, genci herkes oturmuş kimi manzaradan feyz alıyor kimi hemsohbetinin kelimelerinden.
daha çok yerini gezemeim belki, kuytu özel yerleri bilmiyorum , fakat izmir'de en sevdiğim yerler listesinin en başındadır.
bir arkadaş - bu kafe belediyenin, dediğinde ise, şaşkınlığım iyice arttı. gerçi oraya da konu fiyatlardan geldi ya, niye bu kadar ucuz diye sordum , onlar da burası belediyenin dediler.
özel olsa orası fiyatlar 3 katı falan olurdu heralde,en son yazın gitmiştim bira 5-6 lira civarıydı,
derisi diri diri soyulan nesiminin şaheseri.
müthiş gazel. nasıl olur da insan şiir kalıplarına bağlı kalarak, bu kadar az kelimeyle bu kadar çok şey anlatabilir dedirten gazel.
her daim tartışılacak gazeldir.
en sevdiğim şiirdir.durun ,yudum yudum okuyun o gazeli anlayarak.herkes farklı şey bulur.
--spoiler--
Almanya'nın en yeşil, en güzel kenti. Milyonerlerin şehri kaplıcaları ve 300 yıldan beri aynı kurallarla rulet oynatan kumarhanesi ile ünlü. Bir çok ünlü yazar ve besteci burada yaşamış, bu küçük ve güzel kenti eserlerine konu etmiş.
--spoiler--
eminim buna karar veremeyen yalnız ben değilim.
evet geldik sözlüğe,anket doldurduk,tribüne oynadık,bazen bilerek damara bastık.
ama bir karar vermemiz lazım usta,
ciddi ciddi okuma ve oylama sorunu var sözlük'te. beğendiğine artı oy vermiyor, beğenmediğine seri eksi yi basıyor ibne.
diyeceksiniz ki,iyi yazan okutturuyor kendini.evet doğru, kaç tane var acaba böyle yazar ,iki elin parmak sayısını geçer mi? vazgeçtim bir elin parmak sayısını?,-belki.
peki bu potansiyeli taşıyan kaç yazar var?-bence fazlasıyla var.
-yok azizlerim, ipimde değil.mizah da kendi ürününüz tespit de kendi ürününüz olsun,ama filmlere gönderme repliklerle cevap değer katmaz.ben istiyorum ki,kabiliyyeti olan fikrini yazıya döksün , okunacağını bilsin(okuyan da oylasın,okunduğunu anlasın yazan) biz de okuyalım sonuna kadar boğalım şükulara.beğenmediğine küfür,kız olduğunu tespit ettiğine olta, liseli sezdin mi ayar.sözlük bu değil be kaybolmuş çorap teklerim.
--spoiler--
Sığınak, Ankara'da yerin altında inşa edildi. Sığınak, yerin üstündeki tepe görüntüsüyle dikkat çekiyor. Üzeri çimlendirilen ve ağaç dikilen koruma tepesinin metrelerce altında ise kimyasal ve biyolojik savaş maddelerine, nükleer silahların basınç ve ısı tesirlerine karşı korunma sağlayan serpinti sığınağı bulunuyor. Sığınağın koruma duvarı, 60 santimetre beton, 75 santimetre tuğla ve 90 santimetre sıkıştırılmış topraktan yapıldı.
Nükleer, kimyasal ve biyolojik saldırı söz konusu olduğunda özel yalıtımlı kapılar kapatılarak dış dünyayla ilişki tamamen kesiliyor. Havalandırmada radyoaktif tozlar ile kimyasal gazların içeriye girişini önlemek için özel filtre sistemi kullanılıyor. Havalandırma ve su sistemi çalışmasa bile içerideki hava ve su dışarıyla hiçbir bağlantısı olmadan 300 kişiye 3 gün boyunca yetiyor. Sığınağın haberleşme alt yapısı dünyanın her yeriyle kesintisiz iletişim sağlayabiliyor.
Başkomutan Cumhurbaşkanı olsa bile sığınağın ne zaman kullanılacağına icra birimi olarak Başbakan karar veriyor. Savaş durumunda Başbakan, Başbakanlık Harekat Merkezini harekete geçiriyor. Önceden hazırlanan planlar çerçevesinde devlet yönetimi sığınakta toplanıyor.
--spoiler--