burda su oranının önemi vardır. eğer 100 lt süt-su karışımının %20 si su ise 100x%20=20 lt su ve geriya kalan kısım yani 80 lt de süttür.
bu durum karışım problemleri için bir kaynak teşkil eder.
çift katlı otobüslerde ise durum tam tersidir; koltuk sayısını artırmak için iki koltuk arası çok dardır, böylelikle ayakta yolcu almayıp oturan yolcu sayısını artırıyorlar. koltukları çok rahatsız olduğu için de tercih etmemekteyim. zaten 2008'in başına kadar tüm çift katlılar kaldırılıyor seferden*.
ankara'da, sıhhiye'de, adliye önündeki parkın adıdır. yola paralel bir şekilde uzanır, çok büyük değildir, bankları boş kalmaz.
nedense hergün bu parkın önünde bir körüklü ikarus arıza yapar ve orda bekler. hemen hemen hergün tekrarlanır bu olay.
güzel bir uğraştır. sabırlı olmak gerekir. yanınızda bir mp3 çalar bulundurmanızı ve orhan ölmez'den sabır lazım bana sabredeceğim'i dinlemenizi tevsiye ederim.
ego'nun emektar otobüsleridir. sayıları ikarus kadar olmasa da ankara yollarında sık rastlayabilirsiniz. otobüz çok gürültülüdür, ikarus'a göre daha az arıza yapar, vitesi kolay değiştirilemez*, kadranları levha ile kapalıdır ki açık da olsa çalışmaz, ibre hep 0'dadır, yolcularun çoğunluğu ne tarafa geçtiyse otobüs de o tarafa yatar, demirlerinden tutmak istemezsiniz; elinize yağlı bir his bırakır.
ankara'da ego'nun yüzlerce ikarus 280'den vardır. oldukça gürültülüdür, pistir, yağmur yağarsa tavan su damlatır, çok arıza yapar hele bir de öğlen vakti binmişseniz; yaşlılarla doludur ki, kısacık olan yolculuğunuz bitmekbilmez.
3 korner bir penaltı etmesi, topun oyun alanının dışına (arabaların altı, yüksek duvarla çevrilmiş bahçe vs vs vs vs) çıktığında taç olması ve topu atanın alması gibi gibi gibi gibi...