genç ve başarılı yönetmen seyid çolak tarafından yazılıp yönetilen, gerilim/macera türünde bir türk filmi. merak ettiğim türk yapımlarındandı. 13 kasımda başka sinema ile vizyona giriyormuş. koşa koşa gider kaliteli bir film izleriz artık. hayli ödül toplamıştı film. ayrıca müzikleri ali saran tarafından yapılmış ki fragmandan anladığım kadarıyla hayli başarılı ve orijinaller.
Kâfirlerle savaşa girdiğinizde hemen öldürücü darbeyi vurun, nihayet onları çökertince esirleri sağlam bağlayın (kaçmamaları için tedbir alın). Sonra ya karşılıksız bırakırsınız yahut bedel alarak; ta ki savaş ağır yüklerini indirsin (sona ersin). işte böyle; Allah dileseydi onları bizzat cezalandırırdı, fakat sizleri birbirinizle denemek istiyor. Allah, yolunda öldürülenlerin amellerini asla boşa çıkarmayacaktır.
muhammed suresi 4. ayet tefsiri:
Enfâl sûresinde (8/67) düşmana öldürücü darbeyi vurup savaş güçlerini çökertmedikçe ganimet ve esir alma gibi şeylerle meşgul olunmaması emredilmişti. Bu âyet aynı hükmü teyit ettikten sonra esirlere nasıl muamele edileceğini açıklıyor.
“Esirleri sağlam bağlamak”tan maksat kaçmamaları için gerekli tedbiri almaktır. Bundan sonra onlara ne yapılacağı konusunda yetkililere iki seçenek gösterilmektedir: Ya bedelsiz, bir lutuf olarak salıvermek ya da bir müslüman esir ile değişmek, salmaya karşılık maddî menfaat sağlamak, bu mânada bir bedel karşılığında serbest bırakmak. Âyette esirlere yapılacak başka bir muameleden söz edilmiyor. Bu sebeple büyük hukukçulardan Atâ ve Hasan-ı Basrî, “Esirin öldürülmesi câiz değildir, devlet başkanına böyle bir yetki verilmemiştir” demişlerdir; biz de bu görüşe katılıyoruz. Müctehidlerin çoğunluğu ise esirlerin öldürülmesinin de câiz olduğu kanaatine, âyetin başını (yani kâfirleri öldürün ifadesini) ve bazı uygulamaları delil gösteriyorlar. Bize göre bu deliller de zayıftır. Âyetin başı savaş hali ile ilgilidir, burada ise savaş bitmiş ve düşman esir alınarak etkisiz hale getirilmiştir, ona ne yapılacağı da açıkça anlatılmıştır. Örnek gösterilen uygulamalarda bazı esirlerin öldürülmeleri özel sebeplere ve suçlara dayanmaktadır.
Bu noktada tartışılması gereken bir konu da esirlerin köleleştirilmeleridir (istirkak). Hz. Peygamber’in böyle bir uygulaması yoktur. O, esirleri kurtulacakları güne kadar himaye edilmek ve hizmetinden yararlanılmak üzere bazı ailelere vermiş, fakat köleleştirme yapmamıştır (Seyyid Sâbık, Fıkhu’s-sünne, II, 688). Ondan sonra gelen halifeler misilleme yoluyla bu uygulamaya nâdir olarak yer vermişlerdir. Daha sonra esirlerin köleleştirilmeleri uygulaması –bize göre Kur’an’ın amacından sapılarak– yaygınlaşınca fıkıhçılar bunun meşruiyetini, zayıf temellere dayandırmışlardır. Bu delilleri tenkit etmeden açıklayan ibn Âşûr, “bedelsiz” mânasında olmak üzere “karşılıksız” diye tercüme ettiğimiz mennen kelimesinin mânasına köleleştirmenin de girdiğini, çünkü öldürmemenin bir lutuf olduğunu ifade etmektedir (XXVI, 81). Bu delillendirmenin zayıf yönü, esiri öldürmenin câiz olduğunu veri olarak almasıdır. Halbuki bunun tartışmalı olduğunu yukarıda ifade etmiş bulunuyoruz. Ayrıca bir kimseyi köleleştirmeyi “lutuf saymak” için kelimeyi ve kavramı iyice zorlamak gerekir. Bizim anladığımıza göre Kur’an’ın hedefi, insanları köleleştirmek, kölelik için meşru kaynak icat etmek değil, bir sosyal krize yol açmadan zaman içinde köleliğe son vermektir (bu konuda farklı görüşler için bk. Kurtubî, XVI, 219 vd.).
Savaşla ilgili tâlimatın bağlandığı gerekçe, islâm’ın savaş ve barış hakkındaki temel düşüncesini anlamak bakımından oldukça önemlidir: “Ta ki savaş ağırlıklarını indirsin (sona ersin).” Kur’an, haksız yere cana kıymayı sona erdirmek için öldürenin canına kıyılmasını (kısas) istiyor; aynı şekilde yeryüzünde savaşın sona ermesi; barış, hak ve din özgürlüğünün hâkim olabilmesi için de zalim düşmanla savaşılmasını ve onların savaş güçlerinin çökertilmesini emrediyor.
yani diyeceğim o ki, el işareti falan nafile. ama biz yine de öğrenelim. ne olur ne olmaz.
teşekkürler yazar arkadaşım.
uzun süredir bu kadar faydalı bir entari görmemiştim uludağ sözlükte.
--spoiler--
– Almanya’da ne kadar kişinin yalnız yaşadığını biliyor musun?
+ Bir fikrim yok. %20 mi?
– %50.
+ Çok çılgınca.
– Evet, doğru? Ve sana birşey söyleyeyim mi? Bence bunun arkasında bir strateji var.
+ Gerçekten mi?
– Ekonomik sebepler.
+ “Ekonomik sebepler.”
– Evet. Bak! Dört dairede yaşayan dört kişiyi al. ihtiyaçları, dört buzdolabı, dört elektrik süpürgesi, dört su ısıtıcısı, dört..
+ ..düz ektran TV.
– Kesinlikle! Beraber yaşasalardı, hepsinden sadece birine ihtiyaç duyarlardı. Yani, yalnızken daha çok tükettiklerinden, bu ekonomi açısından daha mantıklı. Bir arkadaşım tezini bu konuda yazmıştı: “Kapitalizmin Ayırma Stratejisi”.
+ Bu sadece bir tez gibi duruyor.
– Ama yalnız olmak, tamamen insan doğasına aykırı! insanlar sosyal yaratıklar! Yalnız kaldığımızda dakikalar içinde stres hormonları salgılıyoruz! Kortizol gibi şeyler.
+ Vay.
– Kortizol bağışıklık sistemini zayıflatır, bu yüzden yalnız olmak sizi hasta eder. Ama zaten istedikleri de bu.
+ Ne?
– Mutsuz olalım ki, daha çok tüketelim.
+ Onlar, onlar deyip duruyorsun, peki kim onlar? Bir fikrin var mı? Yani, yöneticiler ve politikacılar, karanlık odalarda buluşup “Hadi onları tecrit edelim, o zaman daha fazla tüketirler ve direnmeye son verirler” diyorlar. Cidden buna inanıyor olamazsın.
– Doğru, inanıyordum.
+ Ya şimdi?
– Şimdi sistemsel diye düşünüyorum.
+ Sistemsel mi?
– Evet. Kapitalizm kaçınılmaz olarak izolasyonu öngörür. Temel prensiplerinden dolayı.
+ “Kapitalizmin Temel Prensipleri.”
– Evet, şunu düşün: Küçük yaşlardan itibaren birbirimizle rekabet etmemiz öğretiliyor. Okulda başlıyor. Kim en güzel görünüyor? Kim en akıllı? Ve daha sonra.. Hayat devamlı seçmelere dönüşüyor! Bir koleje 1000 kişi başvuruyor, sadece 10 kişi giriyor. 100 kişi ev başvurusu yapıyor, biri alıyor. 7/24 daha sert, daha hızlı ve daha güçlü olmalısın! Ne stres ama!
+ Yani, hayat plajda yaşanan gün değil..
– Kesin olan şu ki, kapitalizmde değil.
+ Ama bu böyle: Rekabet bizim kanımızda var. Bir tarlada koşan iki çocuğu alalım: Biri daima daha hızlı koşmaya çalışır.
– Ne alakası var?
+ Tamamen öyle! Orada başlar, o alanda! Biz sadece yarışmayı severiz. Rekabet eğlencelidir! Orman savaşçıları bile rekabet eder.
– Ama bunun şiddeti çok daha fazla! Kesintisiz mücadele ve rekabet.. Tüm dünya, lanet büyük bir sirke dönmüş durumda!
+ Abartıyorsun.
– Ne? Sermayenin sahibi olan ilk % 5 dinlenmeye zaman bile bulamayan bu insanlardan faydalanıyor. Diğer herkes kıçını düzeltmeye çalışıyor. Mutsuz ve tamamen stresli.
+ Bu hoş bir şey değil, evet. Bu doğanın kanunu. Bahçede sert olan suya gelince yumuşar. Güçlü olan hayatta kalır, bunlar evrimin kuralları.
– Kim demiş?
+ Darwin.
– Darwin mi?
+ Evet.
– Vay, daha modern bir söylemimiz olması gerekmiyor mu artık.
--spoiler--
debe'den sonra gelen üst not:
sanırım ilk defa bir paylaşımım debe oldu. bu kadar sevileceğini tahmin etmemiştim. ilginiz için teşekkür ediyorum. birçok güzel mesaj aldım. bazı arkadaşlar sevdikleri filmlerin listede olmadıklarını ifade etmişler. onlar da eklenecek. bu ilgi bana sizler için yapmayı planladığım birkaç paylaşım için güç verdi açıkçası. şimdiden çalışmaya başladım.
1. si alttaki film listesini genişleteceğim. var olan farklı bir başlık altında, tavsiye ettiğim filmlerin karşılarına mini sinopsislerini ya da kısa öykülerini/açıklamalarını ekleyeceğin. bu çalışma günlerimi alacak.
2.si yine alttaki filmlerin en beğenilen repliklerini bu entariyi editleyerek burada paylaşacağım. bazılarının replikleri vardı ama istekler diğerlerinin de paylaşılması yönünde.
3. evet sinefil'im. :gülücükyüzlerce film izledim. ve izlemeye devam ediyorum. bitirmeyi planladığım birçok yönetmen filmografisi arşivimde izlenmeyi bekliyor.
son olarak, yıllar önce takibe aldığım, (inanın şaka gibi gelecek ama) bana film izlemeyi sevdiren ve burada yaptığım paylaşımların bir nevi kaynağı olan replikler.net sitesi yönetimine bir kez daha teşekkürlerimi iletiyorum.
tanım: izlendikten sonra "işte sinema bu" dedirtecek kadar güzel olan filmdir. ama en iyim yok maalesef. en iyilerim var. her biri, defaatle izlemekten bıkmayacağım filmlerdir benim için. alt tarafta aklıma ilk gelenleri sıralamaya çalıştım. gözlerim kanlandı valla.
ayrıca tırnak (" ") içindeki cümleler filmlerden alıntılardır. diğerleri bana ait.
umarım faydalı olur ve canınız sıkılıpta film izlemek istediğinizde bu entariye uğrarsınız.
filmlere tıklayınca "en güzel repliklerine" gidiyorsunuz bu arada.
incir reçeli replikleri: https://replikler.net/rep.../incir-receli-replikleri/
– Bedenin bu kadar ucuz mu bilemedim…
+ Asıl ucuz olan ne biliyor musun; beş kuruş vermeden savurduğunuz yargılarınız!
..
Bana bir şeyi sevme hakkı vermediler, ben de incir reçelini sevdim. incir Reçeli sendin sevgilim.
..
Hiç yadırgamadım yüzünü, inan çok tanıdık… Gönlüme hoş geldin sevdiğim, kusura bakma ortalık biraz incin.
“Kadınlar tecavüze uğradıklarında ”imdat” diye bağırmamalılar ”yangın” diye bağırmalılar.”imdat” diye bağırırlarsa kimse gitmez ama ”yangın” diye bağırırlarsa herkes gider.”
..
‘insanların dikkatini çekmek için onların omuzlarına dokunmanız artık yeterli değil. onlara bir balyozla vurmanız gerekiyor.” https://replikler.net/replik/se7en-yedi-replikleri/
Aziz Vefa: Monşer adamı delirtme. Talimatname açık. Cereyan-ı tehlike-i vukû, emanetleri mabadına duhulûhû.
Lemi Galip: Efendim adilane mi? Koca elmas!
Aziz Vefa: Ulan ben müptelasımıyım da bin doları götüme sokuyorum.
Lemi Galip: Onu bilemiyorum.
Aziz Vefa: Efendim! Beyimiz kıçına kıyamıyor burda kellemiz gidicek. Gel buraya. https://replikler.net/replik/yahsi-bati-replikleri/
(annem) bana sürekli gülümse ve mutlu bir surat takın diyor. bu dünyaya insanları sevindirmek ve güldürmek için geldiğimi söylüyor.
..
diyorum ki bütün hayatım boyunca gerçekten var olup olmadığıma emin değildim. ama varım. ve insanlar fark etmeye başladı.
..
artık bu kadar kötü hissetmek istemiyorum. https://replikler.net/replik/joker-2019-replikleri/
don vito corleone'den replikelr:
“ona reddedemeyeceği bir teklif sunacağım.”
” ailesiyle vakit geçirmeyen adam gerçek bir ‘adam’ değildir. “
” eli çantalı bir hırsız [avukatları kastediyor] eli silahlı bir hırsızdan daha çok çalar .”
michael corleone'den replikler:
” düşmanlarından nefret etme bu senin yargılama yetini etkiler. ”
"fredo… sen benim abimsin, ve seni severim. ama sakın birdaha aileye karşı birisinin tarafını tutma! sakın!"
” düşmanlarından nefret etme bu senin yargılama yetini etkiler. ”
"fredo… sen benim abimsin, ve seni severim. ama sakın birdaha aileye karşı birisinin tarafını tutma! sakın!"
alıntı: https://replikler.net/rep...odfather-baba-replikleri/
izledim ama bayılmadım. devam ali atay sonunda olacaksın.
filmden birkaç replik efendim:
--spoiler--
– Amirim yine cinayet var! Aynı.
+ Gene süslü mü?
– Süslü, boyalı.
___________________
Ben bir vakıa ile karşı karşıya geldiğimde, kendime hemen şu 13 soruyu sorarım:
Kaçta, hangi, ne ile, niçin, nolmuş, kimi, nerde, nasıl, ne zaman, kimden, neyi, ne belli, neye, kim. (Repliker.Net: ama 14 oldu:))
___________________
Yaşarken duyulmayanların sesi, cansız bedenlerinden yükseldi.
__________________
Gezegenn buldu sanki amınakoduğum.
--spoiler--
kaynak: https://replikler.net/rep...yet-susu-2019-replikleri/
aşağıdaki replikleri gördükten sonra izleyeyim dediğim ve hemen izlediğim bir filmdi. izlemek için neden bu kadar geç kaldım bilmiyorum. sanırım şu lanet netfilx ve dizileri yüzünden.
Yönetmenliğini osman nail doğan ve murat zaloğlu'nun yaptığı trt 1 dizisi tutunamayalar'dan efsane, unutulmaz replikler ve diyaloglarlar aşağıda beğenilerinize sunulmuştur efendim.
--spoiler--
(Tarık iş mülakatındadır:)
– Pekii, sizi neden bu işe alalım?
+ Çünkü iş lazım. 30 yaşına geldin diyo annem, koca adam oldun diyo. Gerçi 20’den beri diyo.. Anne işte.
– Sizi neden alalım?
+ Beni işte zaten. Elaman lazım yazmıştnız. Yanlış mı geldim ya?
– Tarık Bey demek istediğim, bir başkasını deil de neden sizi bu işe alalım?
+ Onu ben bilmeeem. Onu bilmiyom. Onu siz değerlendirip karar verecek olan sizsiniz.
– Sizin diğer adaylardan üstün ne gibi yönleriniz var?
+ Şimdi ben onları tam bilmediğimden bir şey de diyemiyorum yani. Ne ben onları tanıyorum, onlara da sorsanız onlar da beni tanımaz. Kapıda 5 dakika gördüm o kadar. Bilmiyorum yani. Hani kendimi de övmek gibi de olmasın, tanımıyorum. CV’ler onlaraın mı?
– Evet.
+ (CV’lere) Bakarsam anlarız şimdi.
– Bunları veremem.
+ Hayır, kıyaslama olarak..
--spoiler--
--spoiler--
– Onu bunu bilmem Hikmet! Bir daha benim oğlana çay may vermek yok! Size güveniyo, aylak aylak dolaşıyo iş bulmuyo!
+ Yaw iyi diyorsun da şimdi ben çocuğa nasıl sana çay vermiyorum diyeyim Cemile Abla?
– içirmiyorum bedavaya diyeceksin.
--spoiler--
--spoiler--
– Daha önceki işinizden neden ayrılmıştınız Tarık Bey?
+ Daha önceki işim.. Yok.
– Nasıl yani?
+ ilk olaacak inşallah alırsanız. ilk tecrübem olacak iş tecrübesi. inşallah girersem tabi Allah’ın izniyle.
– iyi ama biz tecrübeli elemanlar arıyoruz.
+ Vala yok. CV’mi yazdım yani tecrübem yok. Onu ben belirtmiş olmam lazım.
– Bu mu?
+ Evet.
– Biz de bunun (Cv’in) çıktısını alırken yazıcının mrekkebi bitti sanmıştık.
+ Yok. Bahim, isim soy isim hepsi var. Tamam. Eğitim.. Evet bu. Bu kadar zaten yani.
--spoiler--
--spoiler--
– Ya bu emek sömürüsü değil mi Nurdagü Abla?
+ Yok yaa, yaprak sarması? Yanlış tencereye mi sarmışım?
--spoiler--
--spoiler--
Benim de işim bu, en hanımlığı. Ay pardon, Ev Emek.. Çiliği. Öyle demiştin geçen gün.
--spoiler--
--spoiler--
– Aklını başına topla oğlum, şiirlen karın doymaz.
+ Yürü git be! Bir daha da benim karşıma çıkma.
– La 2 lira ver de dolmuşa binek.
+ Hani periydin? Kanatların var ya. Uçsana!
--spoiler--
--spoiler--
– Olum Cv hazırlamadan nereden iş bulacaksın?
+ Sadec o değil ki… iş bulmak, çalışmak falan hayat, komple. Varoluş sancısı çekiyorum ben.
--spoiler--
bu yıl 5.si düenlenecek olan kısa film yarışması.
ilkinin jüri başkanı anons filminden de hatırlayacağımız meşhur yönetmen mahmut fazıl coşkun idi.
bu yılki jüri başkanı kız kardeşim momo filminden hatırlayacağımız yönetmen/yapımcı atalay taşdiken hoca.
kısa filmci arkadaşlara özellikle liseli arkadaşlara duyurulur.
başvuru yapmak ve detaylı bilgi için: http://www.kisadanhisse.org
--spoiler--
Genç Öncüler Gençlik Hareketi tarafından düzenlenen "5. Kısadan Hisse Kısa Film Günleri"ne başvurular başladı.
Sinemanın gelişimini ve yeni yeteneklerin keşfedilmesini amaçlayan yarışmanın tanıtım toplantısı, Beyoğlu Akademi'de gerçekleştirildi.
Festival Koordinatörü Aşkın Özcan, etkinliğe ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, 5 yıl önce "Genç Öncüler Kısa Film Yarışması" adıyla yola çıktıklarını hatırlatarak, sanatın gücünden faydalanarak ülkenin sorunlarına dikkati çekmeyi hedeflediklerini söyledi.
Özcan, geçen yıl isim değişikliği yaparak organizasyona, "Kısadan Hisse Kısa Film Günleri" adını verdiklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Artık kısa film yarışması sadece bir ödül töreniyle bitmesin, aynı zamanda sinemaya dair söyleşilerin olduğu, kısa film gösterimlerinin olduğu bir konseptte yapılsın istedik. Bundan dolayı 4'üncüsünü bu şekilde gerçekleştirdik. Bu yıl da inşallah 5'incisini yapacağız.
Geçen yıllardan farklı olarak bu sene bir tema kısıtlaması yapmadık. Bir yenilik olarak da genel ve lise şeklinde 2 kategori olarak yarışmayı ele alacağız. Bir gençlik hareketi olarak gençlere bu anlamda eşit fırsatlar sunmak istiyoruz. Liseli kardeşlerimizin bu anlamda ellerindeki imkanların kısıtlı olduğunu düşünerek liseler arası yapmayı da uygun gördük. Toplamda 35 bin TL ödül dağıtacağız. Bunun 25 bini genel kategoride yarışan filmlere, 10 bini ise lise kategorisine verilecek."
Yarışmaya son başvuru tarihinin 15 Şubat 2020 olduğunu ifade eden Özcan, başvuruların online olarak http://www.kisadanhisse.org adresinden yapılacağını dile getirdi.
"Öykü ve kısa film birbirine benziyor"
Etkinlik bünyesinde gerçekleştirilen yarışmanın jürisinde Atalay Taşdiken, ipek Tuzcuoğlu, Cemal Şakar, Seyid Çolak ve Belkıs Bayrak yer alıyor.
Öykü yazarı Cemal Şakar, öykü ve roman arasındaki farkın kısa ve uzun metraj filmlere benzediğine dikkati çekerek, kısa türleri yazmanın ve çekmenin zor olduğunu söyledi.
Şakar, festivalin uzun ömürlü olmasını temenni ederek, "Sanatın toplum ve birey üzerindeki değiştirici ve dönüştürücü gücünün bilinmesi ve buna inanılması, sinema sektörüne olan yatırımı artıracaktır. Sinemacıların yapımcı sıkıntısı çektiğini biliyorum, bu kolay kolay aşılacak bir sıkıntı da değil." ifadelerini kullandı.
"Dostlarımın çoğunu kısa film festivallerinde edindim"
Yönetmen Seyid Çolak ise kısa film yarışma ve festivallerinin sinema sektörünü tanımak isteyenler adına çok önemli olduğunu dile getirerek, "Ben sinema alanındaki dostlarımın çoğunu kısa film festivallerinde edindim. inşallah daha çok kısa film festivalleri ve yarışmaları gerçekleşir. Var olanlar da sürekliliklerini sağlarlar. Buradaki isimler çok kıymetli isimler, herkesin büyük emeği olacak. Hayırlı olsun." dedi.
Yarışmada 35 bin TL ödül verilecek
Mart 2020'de yapılması planlanan "5. Kısadan Hisse Kısa Film Günleri"nde iki kategoride toplam 35 bin liralık ödül verilecek. Genel kategoride yarışan filmlerde birinciye 10 bin, ikinciye 7 bin, üçüncüye 4 bin lira, Jüri Özel Ödülü ve Genç Öncüler Özel Ödülü olarak ikişer bin lira takdim edilecek.
Lise kategorisinde yarışan filmlerde ise birinciye 5 bin, ikinciye 3 bin ve üçüncüye 2 bin lira ödül dağıtılacak.
Yarışmaya ilişkin başvuru, katılım koşulları ve teknik bilgiler http://www.kisadanhisse.org internet adresinden öğrenilebilecek.
--spoiler--
--spoiler--
Gerçeği ararken konforu bulabilirsin. Ama konforu ararsan gerçeği asla bulamazsın.
--spoiler--
--spoiler--
Allah’la ilgili varsayımlarınızı bırakmanızı söylemek için buradayım. Bildiğinizi sandığınız şeylere tutunmayı bırakın. Şu saatte insanlık dümensiz bir teknedir. Bana tutunun.
--spoiler--
--spoiler--
Öfkeye, bir ödül gibi sarılıyorsun. Oysa bu boynuna bağlı bir ağırlık.
--spoiler--
--spoiler--
Burası senin şehrin olabilir ama israil kaybederse biz de kaybederiz. Bu bölge patlarsa ucu hepimize dokunur. O yüzden bizim de sorunumuz.
--spoiler--
--spoiler--
– Kaçıklar birbirini yiyor.
+ Teksas’ı seçmesi tesadüf değil.
– Alınmamaya çalışacağım.
+ New York’a, Los Angeles’a değil, insanların fakir, herkesin silahlı, incil’in değerli olduğu yere gidersin. Burada da birçok hasta ve muhtaç var.
– Evet, teminat.
+ Onları böyle görüyor.
--spoiler--
bence devamını kaynaktan bakın. ayıp olmasın adamlara. resmen sömürdüm bloğu.
Uzun süre ulaşamadık kendilerine.
Gelmişler. Hoş gelmişler.
Ben beni bildim bileli vardı. 100'lerce filmin en güzel replikleri bu sitede.
Türkiye'de bu işi başlatan site.
Girin efendim. Reklamsız sıkıntısız kendi halinde bir blog ama istikrarlı şekilde film eklemeye de devam ediyorlar. Desteklenmeleri gerek bence.
hayır lan. yalan. sarman bir kedim var. soğuk bir kış gecesi ölmek üzere son bağrışlarını yaparken bulmuştum apartman merdiven boşluğunda.
sahiplendim ve besliyorum. çok güzel bir ilişkimiz var. takribi 2 aydır benle. ve ister inanın ister inanmayın alaturka tuvaleti kullanıyor artık. bildiğin tuvaleti. dezenfekte ettim helayı. ve sadece kediye ayırdım. ben banyodaki alafırangayı kullanıyorum.
nasıl alıştı derseniz, kumu bitmişti. kapı yıkayıp balkona kaldırmıştım. kum kabının olduğu bölgeye, fayansa işemiş kaşla göz arasında ben daha kum almaya çıkmadan. bi dolu kağıt havluya bandırdım idrarını. sonra alaturka tuvaletin deliğine koydum. bu arada kediye sesli şekilde kızdım ve mini tokat vari kafasını okşadım kızarak. sonra alıp alaturka tuvalete götürdüm. biraz kapıyı kapadım. oradaki idrarlı kağıt havlu ile 5-10 dakika vakit geçirdi. sonra açtım kapıyı falan. bismillah deyip çıktım evden. ve akşam eve geldim ne göreyim. bizim kedi tam kağıt havlu üzerine kakasını yapmış. o kadar sevindim ki. artık 1 aydır falan alaturka tuvaleti kullanıyor. tam 12 den yapıyor bir de. ne kum derdi ne koku. bence evde kedi besleyenler bu tekniği denesin. tavsiye ederim.