Bu kez anladım Salomon! Ben kimim biliyor musun? Shakespeare'in kurbanıyım ben. O ihtiyar vampiri tekrar yaşatacağım diye ben geberiyorum!
(Jean Paul Sartre. - Toplu Oyunlar 2 - Kean)
kahve içmeyi delicesine seven biri olarak söylüyorum, paylaşılması ve üzerinden edebiyat yapılması gına getiren kahvedir. kafeinsizlikten geberirsin ayakta uyur içersin, canın çeker içersin, seversin anladık ama yapmayın şöyle şeyler gecenin köründe kahve içmek güzel olabilir ama bunu romantik cümlelerle yazınca havalı olunmuyor.kahveden soğudum sözlük kahve paylaşımları bilgi içermediği sürece yasaklansın artık.
insanın kendi kendinden azad edilmesidir bir yandan , kurtuluştur hayattan değil kendinden , o da şanslıysa tabi . Ölüm yanan bir ateşin sönmesi değil karanlığın hakimiyet kurmasıdır ateşe. belkide bir son değil başlangıçtır , ölmek yok olmak değildir varlığı yokluğa çeviren bir durumdur öyleki yoklukta ezilir insan eğer hala yaşıyorsa tabi. ölmek yaşamaktır aslında yanan bir mumun eriyen parçalarının mumu süreğen hale getirmesi gibidir öyle ki mum hiç sönmez devam eder yanmaya, ölüm her an yaşanan bir durumdur ,ama her zaman hissettirmez kendini , nefes almak gibidir o kadar sıradan ve gereklidir işte.
Bor fabrikasının arkasındaki kuytu bir istasyon, el birliğiyle yapılmış derme çatma bir park. Soğuktan üşüyen iki çift minik el ve neredeyse gözlerini kapatacak olan atkılarla boğuşan parmaklar. Arada bir çocukluğu gelir insanın aklına, tozlanmış albümlerden kopup gelen karelerle hatırlanan mekanlarıyla. Çamurlu yollarda düşüp kalkmakla geçen kahkahalarla dolu çocukluğu gelir insanın aklına.40 kilometrelik bisiklet turlarıyla dağlarda mantar aramakla geçirilen o tatlı zamanlar... Hiç durmadan akan çeşmelerden akan suyun tadı kalır aklında insanın. Henüz birbirini incitmemişken uykulu gözlerle yapılan kahvaltıların izi ve tahin pekmeze çikolata demenin masumluğu kalır akılda. Arada bir çocukluğu gelir insanın aklına. Sarı boyalı duvarlarında rebeşirden resimleri olan, hiç ısınmayan evleri aklına gelir insanın aklına. Tek arkadaşının kardeşin ve babanın devrelerinin çocukları olduğu 10 ailelik ufak bir istasyon kalır insanın aklında. Umarsızca gezilen her köşesi gezilmiş karakolları gelir insanın aklına.
Ve yıllar sonra ziyaret edildiğinde tüm çocukluğunu taşıyan evlerin ve duvarların yıkılıp izinin bile kalmadığını görmenin burukluğu kalır içinde insanın. 15 yılın hatıralarının nasıl yerini raylara ve bor taşıyan vagonlara bıraktığını görmenin acısı düğümlenir boğazda, son içişinmiş gibi soğuk suyun tadını ellerinin soğuktan acımasına rağmen çıkarmanın, çıkarabilmenin hafifliği kalır insanda. Ve dönüş yolunda önceden piknik yapıp eğlendiğin dağlara veda etmenin ağırlığı çöker ruhuna.
Her gidişinde yol kenarlarındaki mezarlara çocukluğunu gömmenin hüznü çöker yollara, frig vadisinin tarihi taşıyan taşlarına.
Bazen ne olduğu tanımlanamayan şeylerdir, öyleki küfrederek uyanılan pazartesi günlerinde bile sekerek koşasını getirir insanın. işte öyle ne olduğu bilinmeyen gizemli şeylerdir. Güzel rüyalar gördürür. Kötü geçen sınavların ardından dans ettirir insana.
Sonunda büyük bir baş ağrısı ve ağızda iğrenç bir tat bırakan eylemdir. Ağlamanız kesilince sanki gözyaşı ve sümük yerine beyniniz akmış gibi hissedebilirsiniz. Tecrübe edilmiş ve doğrulanmıştır.
4 yıldır hakimiyetini süren itici duygudur. insanın kendisiyle aynı gün doğan bir kardeşi olduğu halde doğum gününün kutlanılmaması çekilir gibi değil.
Belki hiç var olmadın, belki de sadece zihnimde kurduğum hayali bir karakterdin inan neyin doğru neyin yanlış olduğunu hiç bilmiyorum. Sadece alışmıştım sana. Bir parçam gibi hissetmiştim seni belki de bu yüzdendi gidişinin bıraktığı hüzün. Neyi kaybettiğimi bile bilmeden seni yitirmiştim seninle birlikte kendimi de. Şimdi içten içe kim olduğunu merak etmeye başladım. Kim söyledi bilmiyorum'' bir şeyi kaybetmek için ona sahip olmak gerekmez, bazen hayaline sahipsindir. '' diye. Doğruymuş hiç sahip olmadığım bir şeyi kaybetmenin acısını duyuyormuşum meğer. Şimdi içime çöken bu duygu senin yerini mi aldı bilmiyorum. Tek bildiğim iyi hissetmediğim. Belki de yüzsüzce gelebilir ama dön desem benden söktüklerini getirirmisin?
çok sevdiğim polisiye bir dizinin baş karakterlerinden biri. Genel olarak sert ve ciddi olsa da çok ponçirik bir karakter.
(bkz: Criminal Minds)
(bkz: Aaron Hotchner)
insana çocukluğunu hatırlatan eylemdir.
Sanırım 10 yaşındaydım kardan adam yapacağım diye tutturup saatlerce dışarıda kalmış , akşamında da hastanelik olmuştum. Serum, ilaç, iğne neyse işte hastanede işimiz bitince eve gitmiştik benim derdim yorgana gömülüp uyumaktı ama sanırım annemin daha büyük planları vardı ki telaşla çekmecelerde bir şeyler arıyordu. Birkaç dakika sonra elinde vicks ( adının yazılışını hep vikis zannederdim) sıcak su torbası battaniye ve polarlarla göründü. Ayaklarıma karnıma boynuma o nane kokulu merhemi sürüp kalın bir pijama giydirdi sonra çorapları neredeyse dizime kadar çekip pijamanın paçalarını çorabın içine adeta monte etti. sarıp sarmalayıp beni yatakta hareket edemeyeceğim bir pozisyona soktu. Ne kadar üşendirici ve zahmetli bir yöntem olsa da 1 haftadan daha kısa bir sürede iyileşmemi sağlardı.
Canım annem hep kendi üşür beni giydirirdi. Hakkı ödenmez.
küçükken izlediğim bir animasyondu o zaman konusunu pek anlamamıştım. Bugün tesadüfen videonun birinde afişini gördüm. izleyince ister istemez aklıma televizyonun başına oturup kardeşimle izlediğim an geldi.
Kardeşim Ponyo'nun insan olmasını bense Sosuke'nin deniz kızı veya ona benzer bir şey olmasını istiyordum.Film bitince tuhaf bir mutluluk aldı beni , sanırım bu tuhaf , kızıl saçlı kızın insanları mutlu etme gibi bir özelliği var. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1527892/+
opening ve endingleriyle yeni şarkılar keşfedilen insanı çok farklı ve uçtaki duygulara yarım saat içinde ulaştıran oluşumdur. En başta eleştirir sonra bağımlısı olursunuz .o 25 dakikalık videoları izlemek için internet kotasını doldurur telefonunuzu anime karakterlerinin resimleriyle donatırsınız, hatta çizmeye bile çalışırsınız . Kim ne derse desin anime diyince akan sular durur. Yeni bölümleri geciktiren fansublara ve çevirmenlere hiç kimseye sövmediğiniz kadar söver animeyi izlerken şekilden şekle girersiniz. Hatta çoğu zaman bir şeyleri kırar veya bir yerden düşersiniz. Tüm bu çilelere rağmen yinede vazgeçemez anime izlemeye devam edersiniz.
(bkz: anime izleyen insan tatlılığı) https://galeri.uludagsozluk.com/r/1524866/+
Öyle animeler var ki ne cinsel ne de çocuksu .
Sadece popüler animeleri izlemiş insan beyanıdır.
Yabancı dizi sadece The vampire Diaries değilse animede sadece Naruto değildir.