Şu sıralar insanlarda gözlemlediğim hastalık. Onlar için her şey tesadüf her şey şans her şeyi Allah karşılarına çıkardı. Rüya görürler kesin çıkar ama gözlerinin önünde ki gerçekleri görmezler. Burçlar da yardımcı olur bize çok doğru kesinlikle.
Ha bir de eşyalara gereksiz anlam yükleyenler var. Onun su içtiği şişe, ilk elinin dediği eşya, aldığı ilk hediye ve ilk çiçek felan. Bana gerçekten çok anlamsız geliyor.
Eğitim fakültesinde okuyan fen-edebiyat fakültesini küçümsesin, fen-edebiyatda ki ikinci öğretimi, ikinci öğretimde ki açıköğretimi ve bu böyle devam etsin gitsin. Oysa başarı insanın kendisindedir sistemde değil bunu bir anlayabilsek önyargılarımızı bir kaldırabilsek keşke...
Ne güzel gittin sen öyle. Öyle bir gidişin vardı ki güller açtı hayatıma. O an anladım varlığın meğerki dünyama saçılmış bir dikenmiş de ben seni hayatımın gül bahçesi sanmışım. Hoş gidişler olsun sana ey yokluğunda huzur bulduğum.
Çok karışığım. Bir yanım olabildiğince huzursuz ve yorgun. Diğer yanım mucizelere ve düşlerin gerçek olabileceğine halen inanıyor ve heyecanını koruyor. Bu iki yan arasında ben, eziliyorum.
Kimsenin ortak türküsü yoktu ve kimse türküsünü bir başına söyleyemiyordu. Bir yere gitmeden, gelecek birisini bekliyordu herkes. Koro halinde susuluyordu ve yalnızca yüksek sesle konuşanlara inanır olmuştu insanlar. Gittiği en büyük uzaklık evinden işi olanlara, ne aşk, ne özgürlük, ne barış anlatılabilirdi...