bugün

kafayı dağıtmak için arkadaşlarla en zor bölümün en zor dersine girdiğimiz eğlencelik mekan.öğrencileri(hepsi değil) baya baya resim çizer,yaprak kuruturlar defter arasında.ulan şunların yerinde olmak vardı dedirtirler.
öğretmen olabilmek için bitirilmesi gereken fakülte.
(bkz: bilgisayar ve öğretim teknolojileri eğitimi)
(bkz: ingilizce öğretmenliği)
(bkz: almanca öğretmenliği)
(bkz: fransızca öğretmenliği)
(bkz: sınıf öğretmenliği)
(bkz: resim öğretmenliği)
(bkz: okul öncesi öğretmenliği)
Hiçbir eglenecesini yasayamadıgım, yapmak istemediğiniz seyleri size neredeyse zorla yaptıran,(bigun Hamlet olur tiyatro cevirirsin,bigun elinde kartonlarla materyal geliştirirsin vs...)hocalarının devamsızlıga taktıgı ve sizi ogretmenlıkten nefret ettirecek duruma getiren fakultedir kendisi.Okul Deneyimi gibi bir uygulamaları vardır ki sizi klasik giyindirmeye,hiç tanımadıgınız bir okulun,hiç tanımadıgınız ogrencileri karsısında ders anlatmaya zorlar.Devlet dairesinde çalısmak istiyorsanız KPSS'yi kazanmak zorundasınızdır.Milli Eğitim Bakanlığı'nın bilmem kaç bin kişiyi ingilizce ve bilgisayar ÖĞRETiCisi olarak aldıgını gorunce(kpssyi kazanamayan öğretmen adayı arkadaslarınız bos bos beklerken)yuh der,sonra bu ulkenın mektuplu öğretmenlerinin de oldugunu hatırlayıp halinize şükredersiniz.
mühendislik fakültesine tırmalayıcı flüt seslerinin geldiği fakülte...
Teknik olanının pekte kolay bitirlmediği yata yata geçilir diye bilinen, matematik, fizik, biyoloji gibi zor dalları bulunan ama nedense diğer fakülte öğrencilerinin sadece sınıf öğretmenliği olarak algıladığı fakültedir. Evet efendim size zor dersler okuturlar özellikle mühendislik öğrencilerine çünki össde yüksek oranda matematik ve fen yapmışsınızdır. Size göre düşük oranda net yapan bir öğrenci gider eiğitim fakültesine sayısalcı olmasına karşı formasyon adı altında bir yığın ezber dersi dayatılır. Freud, ericcson gibi adamların fikirleriyle kafanız karman çorman olur. sonra birde işin içine psikoloji ve psikoanaliz girer çünki materyaliniz insandır. evet eğitim fakültesi öğrencisi bazen küçümsenir! bazen horlanır! bazen imrenilerek bakılır. ama şunu unutmamak gerekir ki: bütün öğrenciler eğitimlilerin eseridir!

Evet öğretmen olmak için üniversite okumuş, başarılı olarak kazandığı fakülteden mezun olmuş ama çarpık eğitim sisteminden nasiplenerek öğrencileri ile ilgilenmek yerine özel sektörde çalışmaya mecbur kalmış bir eğitim fakültesi mezunun düşüncesidir bunlar. gerçekle ilgisi yoktur! tamamen duygusal yazılmıştır...
zaman zaman çekim eki-yapım eki ayrımını yapamayan zat-ı şahaneleri öğretmen olsun diye diplomayla etiketleyen kurumlar.
öğretim görevlilerinin öğrencilerine diğer bölümlere nazaran daha saygılı davrandığı, değer verdiği fakülte.* öyleki dördüncü sınıfa geldiğinizde birçok öğretmeniniz size hocam diye hitap eder, bi havalara girersiniz falan.öğrencilerin büyük bir çoğunluğu birbirlerine benzerler. herkesin bildiği profildir işte, kızlar hanım erkekler beyfendi. birinci sınıfta farklı asi tavırlar içinde olup da 'ya bu geldiğinde nasıl bir insandı' diye düşünmenize neden olacak kadar değişir asimile olurlar. kampüs içinde de kendilerini belli ederler.yoldan geçen bir öğrenciyi durdurup 10 öğrenci içinden 2 eğitim fakülteli olanı bul desen bulur. bazen okula klasik kıyafetle geldikleri de olur, sunumları için öğretmenleri öyle ister.kimi zaman da stajdan okula geçtikleri için öyle gelmek zorunda kalırlar. bu populasyon içinde en aykırı olanlarını beden eğitimi, resim ve müzik öğretmenleri oluşturur.eğitime girdiğinizde küpe veya pirsing takan birini gördüyseniz bilin ki bu üç bölümden birindedir o şahıs.
ilerisi için çok paralar vadetmez, atraksiyon heycan risk de yoktur, memur olacaksındır işte. günde altı derse girip ay sonunda düzenli maaşını alırsın.sıradan, sakin, huzurlu, ortalarda bir öğretim hayatı ve gelecek isteyenler için tercih edilebilecek bir bölüm.
korkakların, kısmi ineklerin ve memur çocuklarını bünyesinde barındıran fakültedir. hayatla savaşmak yerine garanti para kazanıyım, devlete dayanayım anlayışı vardır bu fakülteye mensup insanlarda. benim de içinde bulunduğum bu insan topluluğundan kimsenin çıkıpta eğitim için burdayım dediğini duymadım. sonra da eğitim sistemi niye böyle. işte bu yüzden.
kimi bölümlerini yata yata geçtiğin, kimilerinde de kıçta şemsiyeyle dolaştığın fakülte.
2. öğretim harcı dönemlik 514 liradır.
Eğitim Fakülteleri 12 eylül döneminde daha önce bin bir şekilde başvurulan öğretmen yetiştirme amacıyla kurulmuş olunan fakültelerdir.Asıl misyonu öğretmen yetiştirmek olan bu fakülteden mezun olan öğrenciler donanımsız bir eğitimci adayı olarak mezun olmakta, kpss mağduru olarak alanlarının dışında çalışmakta, çalıştırılmaktadır.

http://sartegitim.blogspo...4%9Fitim%20fak%C3%BCltesi
işsizler ordusuna en büyük askeri katkıyı yapan fakültelerin başında gelir.
özellikle bazı branşlarda acilen kontenjanları yarıdan daha aşağıya düşürülmesi ve azaltılması gereken fakültelerdir.böyle giderse 10 yıl içinde 1 milyona yakın işsiz öğretmen olacak.hükümetin en büyük hatalarından rezilliğinden biridir.önceki hükümetler bunu düşünerek az mezun vermesini sağlıyorduki arz talebi dengeliyorlardı.bunlar da üniversiteler kendini geçindirsin diye milletin geleceğini kararttılar.eğer bu sorun çözülürse işsizlik büyük oranda çözülmüş olur.
kapatılmalıdır.
sayın bakanımızın mezun öğrencilerine ne gibi söylemlerde bulunduğu herkesçe bilinmektedir.
bir üniversitenin temel koşulu olarak kurulan fen-edebiyat fakültelerine bu iş devredilmelidir. nitekim bu fakültelerden mezun olanların halleri de nicedir.dolayısıyla sonradan kurulan eğitim fakülteleri talebinin çok üstünde mezun vermelerinden dolayı artık misyonunu tamamlamıştır.
tabi hangi hükümet bu ranttan vazgeçer orası tartışılır.
kapatılmamalıdır.
kahve köşelerinde batak, okey oynayanların, eski sistemin girdaplarından ötürü hevessiz kalanların yeni umut ışığıdır eğitim fakülteleri. misyonu daha yeni başlamıştır. sevmediği, uğraşsa da yapamadığı derslerden, öğrenci sayısı yetersizliği sebebiyle okumak zorunda kaldığı ama okumak istemediği bölümlerden dolayı üniversite hayallerinden uzak kalmış çoğu dil sevdalısı, eğitim fakültelerine gelmektedir yavaş yavaş. bu şartlarda daha fazla açılmalıdır.
bu ülkede bir sürü iş branşı ve konusu var. bunların da fakülteleri de en kısa sürede tasarlanıp, faaliyete geçirilmelidir kanımca. insanlar, sevmedikleri derslerin zorlamasından ötürü üniversiteden uzak kalmasın.
dikkat genelleme var!!
eğitim fakülteleri cemaatçi tiplerin doğal yaşam alanı haline gelmişlerdir. bu cemmatçiler eğitim sektörüne el atıp muazzam bir yayılma stratejisi gütmüşler ve maalesef başarılı olmuşlardır.
ayrıca bedava dağıtılan kitaplardaki konular da içler acısı.
çocuğum olsaydı, okuldan geldikten sonra edindiği bilgiler üzerinden bir daha geçme ihtiyacı hissederdim.
herhangi bir bölümündeki ders kitapları için en az 300 tl gibi bir meblağı gözden çıkarmanın gerekli olduğu fakülte. her hafta ders, vize, quiz yapılmakta, proje notlarını henüz saymadım. yani ' aman salla, çerez ' denilebilecek bir fakülte değil...
üniversitelerin öğretmen yetiştirdiği bir fakültedir. ancak yıllardır devam eden tuhaf anlayışın ürünü olarak, insanların bu ve diğer fakültelerden eve, evden fakültelere gidip gelmeleri beklenmektedir. üniversite sadece öğrenim yeri değildir, aynı zamanda insanı tanıma, boş zamansız, çalışarak geçen lise yıllarının acısını çıkartma, kendini yetiştirme oluşumudur da.
bırakın belli bir yaşa gelmiş ve rüştünü ispatlamış, kitap okumayı seven ancak matematik gibi nefret ettikleri dersleri, yıllarca, sayı azlığından açılmayan alanlar sebebiyle, çekmek zorunda kalmış insanlar bu fakültelerin kapısından girebilsin. gölge etmeyin. ' ders, ders ' diye de sürekli sıkmayın.
ileride çoluk çocukla uğraşacak olan gençlerimizin dirsek çürüttüğü fakültedir.
ilerde çocuklarımıza "atatürk sirozdan ölmedi, savaşlardan yorgun düştü o yüzden öldü" bilgisini öğretecek olan aydınlık gençleri yetiştirecek olan bilim yuvasıdır.
fen edebiyata göre çok kolay olan fakültedir. ellerinde 5 veya 10 sayfa notla sınav sabahı çalışılan fakültedir. zorluğunu pek duymadığım fakültedir. duygusal yazılmamıstır gözleme ve pratiğe dayanmaktadır.
maksimum lise düzeyinde eğitimci yetiştiren kurumdur.
üçgenin iç açıları toplamını herzaman 180 derece sanar bunlar.
sürtünmesiz ortamlar, ağırlıksız ipler,makaralarla hayatı 0 kalori tadında yaşarlar.
öğrencisi olduğum fakülte. söyleyenlere başlarda kızsamda hakikaten yata yata bitirilebilen fakülte. hele ataması fazla bir öğretmenlik okuyorsanız üniverstenin incisi olan fakülte. bide tıpçıların hiç sevmediği fakülte.
çoğunun kız öğrencilerinin yüzde 98,245 i kezbandır.
okuyan arkadaşım var da, yata yata geçiyor resmen vay anasını *