Sevdiğim ikinci kadınsın sen
ilkini sevmeye mecburdum
Çok iyiliği oldu bana
Ve hayatımda hiçbir mecburiyeti onun kadar sevmedim
Sevdiğim ikinci kadınsın sen
ilkinin yerini alman mümkün değil
O öğretti bana sevmeyi
O öğretmese sevemezdim seni bile
inan o tuttuğu için ellerimden
Yürümeyi öğrendim, koşabildim sana
Onun gözlerine benzediği için gözlerin
Alamadım gözlerimi senden
Sana aşığım, seni seviyorum
Sevdiğim ikinci kadınsın sen
Hayatım boyunca omuzumda taşıyorum onu
Ve sen her sabahımdasın
Kıskanma
Alfabede bile senin adının baş harfi ondan sonra gelir
Kalbim şimdi senin
Onun kadar sev beni kafi
O doğurdu, sen öldürme
sarhoşken bir mizah dergisi okuyorsanız ve o esnada düşünüyorsanız,
''bu adamlar haftada bi lira yetmiş beş kuruş kazanıyo. ben bile daha çok kazanıyom lan. yazık.''
eğer farkında olmadan sesli düşündüyseniz üç gün boyunca her geyikte adınız geçebilir.
sarhoşken sus pus olup köşesine çekilen insan.* bu geyikleri geç fark edebilir tabi. hatta belki çok geç fark eder. bu yüzden onu da avlarlar. ya öyle işte sözlük.
bir anlık dalgınlıktan istifade edip yatak odasındaki yatağı yakmaya çalışmak. ceza olarak odaya kapatıldığında oyuncak arabalarına yol yapmak için yeni alınan çekyata falçatayla yollar çizmek.
yeni kesilen kuru otları elektrik direğinin* altına toplayıp dededen* alınan kibritle ateşe vermek.
(bkz: parambol ün abisi)
...
Oysa sevgili...
Bir Eylül günü, saklandığım hayattan çıkıp gelmek isterdim şimdi sana
Birikmiş bütün baharlarımı adayarak,
Koşarak doru taylar gibi yalınayak,
Çatlasın isterdim damarlarım çatlasın
Ve damarımda akan hüzün bu aşka karışmasın.
Yazık ki yine de Eylül dolu ellerim, yine de derin bir sızı içimde,
Hüzünlü bir gülümseyiş bazen dudaklarımda.
Nasılsa biraz keder bulaşır her aşka,
Her aşka biraz gözyaşı, biraz kalp ağrısı.
Sevgili...
Bu senaryo, bu kuyu, bu Eylül bırakmaz beni.
Geleceksen sen gelmelisin, hüzün kadar cesur aşklar takınarak.
Madem aşk cemresidir gönlün,
Gönlüme biraz bahar, biraz sen katarak....
akranlarından eksik yanı kalmasın istiyordur, ben yaşayamadım o yaşasın istiyordur. ha böyle fedakar babanın cebindeki son kuruşunu *alabilen bir evlada sahipse yazıktır günahtır o babaya. öyle bir evladı hak etmiyordur. yazıklar olsun.
boşvermişliğin dibine vurduğun an karşına çıkan, aklını başından alan, aklı başında adama gönderebileceğin en güzel şarkıdır fikrimce.
(bkz: al beni ne yaparsan yap)