ekşi sözlük ile uludağ sözlük arasında kalmış bir sözlük. uludağ'daki malum olaylar ve sonrasında trafiğin epey düşmesiyle oraya geçmiştim fakat iyi mi kötü mü çözemedim. buradaki tadı vermiyor, işin kötüsü burası da eski tadı vermiyor. eski ulucular da aslında orada ama denizaltı modundalar. (bire bir aynı nickle geçen ve her iki sözlükte aktif olan da yok değil)
saman altından su yürüten asosyal görünümlü bir ortam var. herkes yazıyor ama yoruma ve eleştiriye kapalı bir tavır olduğu için entry üzerinden muhabbet ilerlemiyor. kaos çıkmaması adına standartlaşan bir kalıp var entrylerde ve doğal olarak herkes hemfikir, tartışma-gelişme ortamı asla yok. oluşur gibi olunca entryler ya da başlıklar uçuyor zaten.
velhasıl, trafiği var ve gündemi aktif. şimdilik daha devam bakalım.
Korkunç tramvaları olacak kızdır. Koca ülke ruh sağlığı nasıl hiçe sayılıyor canlı canlı gördü ekranlarda. Sözde evlilik programı sunarken tüm çöpçatanlığıyla "aşkın yaşı olur mu?" diyen aptal parmak sallaya sallaya böğürerek hali hazırda kimseye sığınamayan, ilgi aldığı ilk kişide kendini bulan psikolojisi bozuk birine akıl vermeye çalışıyor.
Belki ağır olacak ancak bu kişiler kim biliyor musunuz? Yıllar evvel münevver karabulut cinayetinde "o da evine gitmeseymiş" diyen mahlukatlar. Ya da bir kadın gece markete giderken taciz edildiğinde "gece o saatte ne işi varmış" diyen zirzortlar. Etek giydiği için tecavüz edilmesini hak görenler.
Biz bilmiyoruz sanki 18 yaşında birinin evli adamla ne işi var demesini? Bir düşün nasıl mecbur kaldı awq? Herkesin onu suçlayıp yalnız bıraktığı ortamda o adamdan başkası kalır mı onun için?
O adamın onu nasıl kendine yakınlaştırdıysa neden kimse yanına yaklaştırmayı düşünmüyor, varsa yoksa aklını başına topla.
Son olarak;
"Kızım eve gel ama gelince bacaklarını kıracağım."
Gündelik geçici sohbetlerden, komik olmayan esprilere gülmekten, ciddiye almadığın sohbeti dikkatini vermekten, sonu gelmeyen anonim muhabbetlerden, günün sonunda hiç görmediğin insanı düşünmekten, sadece sesiyle yetinmeye çalıştığın insandan ilgi beklemekten, görür görmez çok beğendiğin insanla sohbetin yedinci dakikasında gözünün önünde nasıl bir balonun söndüğünü görmekten, devamı olmayacak ölü sohbetlerle ölü ilişkiler sürdürmekten, dinlenilmemişliğin anlaşılamamışlığı içinde kurduğun empatilerin sardığın kollarında solup gitmesini kanıksamış olmaktan, en çok da başını yastığa koyduğunla yalnız hissetmekten yoruluyor tek başınalığın yalnızlığından bir tık uzak olduğunla avutuyorsun kendini.
Ne kadar benzer olsalar da kurumlar doc. formatını görmeyince tutuşuyorlar. Excel dönüşümleri patlatabiliyor bu arada. MS Office baskınlığı uzun bir süre daha gider.
Diğer alternatif; Google dökümanlar da öne geçmiş gibi. Daha kolay geliyor.
Nasıl birisin
Beni böyle üzebilirsin
Sanki her şeyi denedin
Kalabilirsin, pekala gidebilirsin
Daha degersiz hissettiremezdin
...
Çünkü ben ne zaman bir şey istesem
Bana verilen koca bir saçmalık
Entrylere bak çıldırıcam amk bu ülke insanı yalnızca okuduğunu değil gördüğünü de kavrayamıyor.
Köpek normal oynarken saldırması için gayret göstermişler resmen, birinde silah görünce tutup vursana vursana eheheh demek gibi.
Hayvansever deyip yuhalamadan önce biz bunlar içinde uğraştık, hep uğraşılıyordu. Bizzat o hor gördüğünüz hayvanları sevenler en çok kısırlaştırma ve popülasyon kontrolü ile uğraşıyor ve yine parayla hayvan satımını engellemeye çalışıyor. Bunun için uğraşları kimse görmedi. Varsa yoksa "ay kısırlaştırmayın ya haram günah" diyen tayfa köpek üstüne yürüse tekte öldürüyor.
iş bulmak için aç, evsiz ya da sakat olmanız gereken platform. Diğer türlü open to work bi işe yaramıyor. Ayrıca sanki işe alacakmış gibi cv isteyen havuz firmalara aldanmayın. Taşeron mantık çalışıyorlar.
Doğru insan ya da istenilen kişi olmadığı halde kişinin kendi halinde iyi insan olduğu savını atarken böyle bir dönüt almıştım. iyi insan olmak yeterli değilmiş. Nedendir başta garipsediğim, dobra bulduğum bu yorum şimdi cuk diye otursa da biri için böyle bir tanımlama yapabileceğimi sanmıyorum. Çok kırıcı be.
11.sayfasında artık ağlayarak "10 punto yapsam ne olabilir ki" diyodum. Deneyeyim dediğimde tüm format kaydı tabi, düzelteyim derken her şeyi batırmıştım. boşu boşuna iş çıkarmıştım.
akademiden bir günde vazgeçmedik biz. 9 puntolu makale mi olur be şrfsz.
hazzı sadece yazmak için yaptığım araştırmaların, kurduğum ilişkisel bağlantıların halen aklımda kalan tazeliği. bununla övünebilirim ama o bilgiyi şovlayabileceğim kimse yok.