(bkz: mülteci) iltica eden istek yada sığınmacı istek. birçok "istek" türü arasında iltica eden olanı. peki nasıl olur da istek mülteci olabilir.
bunu söz konusu şiir bağlamında değerlendirmek gerekir:
"soytarılık etmeden güldürebilmek seni ekmek çalmadan doyurabilmek
ve haksızlık etmeden doğan güneşe bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi
mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun..
şimdi iyi niyetlerimi
bir bir yargılayıp asıyorum
bu son olsun be bu son olsun
bu da benim sana
ayrılırken mazeretim olsun"
soytarılık etmeden güldürebilmek gibi mülteci istekler, ekmek çalmadan doyurabilmek gibi mülteci istekler ve son olarak aydınlıkları süzebilmek gibi mülteci isteklerden bahsediliyor.
ironiden söz edilebilir burada. Normalde en doğal istekler mülteci haline gelmiş durumda. Şair bütün bu "doğal" isteklerini kendisine de kızarak mültecileştirmiş oluyor. Ve zaten iyi niyetlerini yargılayıp idam ediyor ki kendi saflığını da asmış oluyor bu şekilde.
dostoyevski'nin suç ve ceza romanında geçen bir karakterin adıdır. söz konusu kişinin kim olduğu unutularak tekrar eski sayfalara bakma ihtiyacı hasıl olursa kafaya takılmamalıdır, olağandır. og fakirinin de başına bu gelmiştir.
yazar önsözünde kitabın yazılış amacını şu cümlelerle ifade etmektedir: "bu kitap, daha zihin açıcı bir entelektüel ve kültürel yaşam özlemi çeken aklı başında pek çok kadın ve erkek için yazılmıştır."
schopenhauer'in philistin tarifidir. Şu şekilde açıklar:
"onun dostlarından bekleyeceği son şey, hangi türden olursa olsun, zihinsel bir yeteneğe sahip olmaktır; hatta eğer onunla hasbelkader karşılaşacak olsa, ondan derhal uzaklaşacak hatta nefret edecektir; ve sırf nahoş bir aşağılık duygusuna ilaveten yüreğinin derinliklerinde, dikkatli bir şekilde kendisinden bile gizlemek zorunda olduğu küt bir kıskançlık duygusu hissedecekir..... "
(bkz: nereye gitti bu entellektüeller)
Bir zamanlar Alman üniversitelerinde, üniversiteli olmayanlar için kullanılan bir tür argo olan bu tabir, gündelik sıradanlığın ötesinde bir düşünce hayatına sahip olmayanları ifade edecek şekle dönüşmüştür.
gümrük mevzuatında kullanıldığı şekliyle 1 metre ipi alır tartarsın ağırlığı 0.0067 gramın üstünde çıkarsa bir yere, altında çıkarsa bir yere gider. Tarifesi ona göre değişir.
1000 metre uzunluğunda iplik lifinin ağırlık birimidir. örneğin 1000 metrelik iplik 67 gram gelirse anlamı 67 teks olduğudur. gümrük mevzuatında desiteks olanı kullanılır.
cemal süreya'nın bir şiiridir.
Karım vardı ya benim
Karım beni gölgemle aldatıyordu,
Saat yedi demeden daha
Onun kollarına atılıyordu .
Âşıkane cümlelerle filân hep
Bir değil,on değil,Allah'ın her gecesi
Karım beni gölgemle aldatıyordu...
Siz siz olun da dayanın dostlar
Gölgem beni artık takmaz olmuştu.
Meselâ ben şapkamı çıkarsam
O kazık gibi dikiliyordu,
Meselâ yolda yanyanayız değil mi
O bir taksi çevirip doğru eve.
Gölgem beni artık takmaz olmuştu.
O daima evde,karım daima güzel
Delirmek işten bile değildi.
Ne yapmak diye içimi yerken
Gölgemin karısı aklıma geldi,
Ben bu tarakta bezi olmayan
Ben gölgemin karısını ayartamazdım
Delirmek işten bile değildi.
En makûlü çırılçıplak bir çare ;
Hafta sekiz cürmümeşhut bir...
Karım gözlerindeki son damla maviyi
Elleriyle saklıyordu her seferinde.
Başka bir şey olsa insan affedebilir
Ama namus vardı ortada namus,
Hafta sekiz cürmümeşhut bir...
çok kısa zaman sonra twitter da trending topic olacak hashtag'tir. (bkz: #eniyibaba) eniyibaba çocukken babasından iyi bir babalık görmüş olan babadır.
eniyibaba bir zamanlar kendisinin de çocuk olduğunu hatırlayan babadır.
eniyibaba olmak için (bir parça olsun) enerji harcaması gerektiğini bilen baba eniyibaba adayıdır aynı zamanda.
belki kendisinin babası "en iyi baba" olmayabilir ama adam olana düşen görev kendisinin "en iyi baba" olmaya çalışmasıdır.
eniyibaba hakkında herkesin çok sözü olur çünkü çoğu kişinin babası "en iyi baba" değildir. :(
eniyibaba çocuğuyla sadece arkadaş olan değil, babalık yapan babadır. çünkü iyi bir baba olursan o zaten iyi arkadaşlar edinir
eniyibaba ne yapıp ne yapmaması gerektiğini bilen babadır.
Bu konu ilgili tartışan, ya da daha doğrusu sidik yarıştıran uzmanların görüşleri için: http://www.prohayat.com/2...igi-yeni-teskilat-yasasi/
Ana fikir şu: "Dış Ticaret'te çalışan Uzmanlar kaymak tabakadır gümrük gibi büyük bir teşkilatla çalışmak istememişlerdir." Bu sebeple de asıl birleşmesi gereken dış ticaretle gümrük yerine salakça hiç alakası olmayan iç ticaretle gümrük birleşmiştir.
"torpilli" oldukları söylenen dış ticaret uzmanları her ne kadar kendilerini savunmaya çalışsalar da nafile bir çaba gibi gözüküyor.
çaresiz kalmış seçmenin sözüdür. ironi kokar. Bazı şeylerin ancak mizahla altedilebileceği gerçeğini yansıtır.
(bkz: tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bak)