bugün

“Nereye gitti bu entelektüeller” isimli Harika kitabın yazarı.
“seçkinlerin otoritelerinin eskisi kadar kabul görmeyi­şi, onların kendi misyonlarıyla ilgili güç toplamalarını zorlaştıran bir duruma yol açmıştır. güçlü inançlar kalmamış­tır ve bu nedenle, neyin değerli bulunup nelerin reddedi­leceği müzakereye açık bir hal almıştır.

hiçbir inancın, ger­çek üzerinde tekel oluşturamayacağını beyan ederek ken­di inanç krizinden kaynaklanan dilemmanın üstesinden gelme arayışındadır.
kültürel seçkinlerin, kültürel görece­liğin etkisine karşı çok korunaksız olmasının nedeni de bu­dur. bir misyona sahip olma duygusuna karşı yabancılaş­ması ve büyük g harfiyle yazılan gerçek hakkında net bir düşünceye sahip olmaması, değerler ve gerçeklerle ilgili esnek bir tutumu teşvik etmiştir.

seçkinler, evvelce kabul gören bütün değerlerin ve kurumların sonuna bir soru işa­reti koyarak toplumun hangi inançlar ve uygulamaları de­ğerli görmeleri ve yüceltmelerine karşı cevap verme zorun­luluğundan kaçınmışlardır.

cevaplar getirme yerine, kabul etme ve durumu tanıma içerisine girmişlerdir. katılımcılığa ve tanımaya dair popülist politikalar, seçkinlerin muğlaklık barındırmayan cevaplar verme konusunda yan çizmeleri­ne yardım etmiştir.”